her halde psikolog ya da sosyolog zannediyorsunuz kendinizi belki de gercekten öylesinizdir diyecem ama sanmam.çünkü yazdıklarınız mantıklı fakat dar bir bakış açısına sahip.çünkü insanlar doğar büyür,ilkokula orta okula ve belki liseye de ailelerinin yanında gider.bu şehirde bir çok arkadaşı olur mahalle arkadaşı,ilkokul arkadaşı,orta okul arkadaşı,lise arkadaşı vs...Sonra başka bir şehir de üniversite okunur,o arkadaşlarla daha az görüşülür,çünkü onlarda senin gibi ortam değiştirir ve bulundukları ortama ayak uydurmak,çevre edinmek zorundadırlar,yalnız kalmamak için.Üniversite biter artık üniversite arkadaşlarında olmuştur,fakat tekrar ailenin yanına gidersin.Sonra iş hayatı başlar,oradan da arkadaşlıklar kurarsın.Sonra evlenirsin yine eşinin arkadaşları ve komsuların eklenir bu arkadaş topluluğuna.Fakat memur olduğun için 3-5 yılda şehir değiştirmenden dolayı hep arkadaşlar başka şehirlerde kalır ve hep yeni insanlar eklenir.ama eski,yaşanmışlıkların,hatıraların cok olduğu arkadaşlarını özlersin telefona sarılırsın,seni anlayan o dostunu özlediğin için ama ya telefon acılmaz ya da senin değiştiğin kadar o da değişmiştir,ya o bekardır sevgilisini anlatır sen anlayamazsın,ya evlenmiştir bebeği olmuştur senle uzun uzun telefonda konuşacak kadar vakti yoktur.Ya da mesafeler aranızda ki sıcaklığı soğutmuştur.Tabii ki bu kadar ortamın içinden baki kalan dostlar olur ama zaman fikirleri değiştirir,mesafeler paylaşımları azaltır.Bir araya geldiğinizde konuşacak tek şey eski hatıralar kalır.Çünkü onu tekrar gördüğünüzde gülmek istersiniz,dertleşip hüzünlenmek yerine.Böylelikle eve döndüğünüzde yalnız kalırsınız,tek dost eşiniz olur,peki ya onu kiminle çekiştireceksiniz?