Trafikte başıma gelen en ütopik şey,
Öğrenciyim, staja gidiyorum.
Sabah 6, ara sokaktan fırlayan bir araç dannnn diye çarptı...
Neyse indik arabadan, önce ben onun arabasını gördüm, oh dedim kuru gürültü, hasar az derken, kendi arabamı gördüm şok :)
Arabada bir teyze var, kocası yoğun bakımdaymış, ölüm haberi gelmiş ağlıyor,
Yanındaki çocuğun yaşı 16.
Ehliyeti Yok.
Ama direksiyon başında...
oğlum yayaya da çarpabilirdin diyorum o da ağlıyor :)
abla bak biz buranın ailesiyiz, bu babamın kartı diye kart uzattı. Neyse fotoğrafları çektim. Aracın da ruhsatını aldım. Boş gidersem bulamam korkusuyla. Bunlara da taksi çağırdım. Arabalarını da garajlarına ben park ettim...
Ailemin yaşadığı muhit sağlam bir yer.
Hani neden taksi değil de özel araç? Hem de o halde?
alışkanlık mı, salaklık mı, şoktan akıl mı edemediler... garip işte...
Sonrasını erkek kardeşim çocuğun abisi ile aralarında hallettiler. Sigorta falan karıştırmadılar, her şeyleri dışarıdan ödediler.
Sebep?
Araç zırhlı araç. Ve ruhsata işlenmemiş...
Onların iki çizikle atlatıp Benim aracın haşat olması Bundan yani...
Ehliyetsiz sürücülü, illegal zırhlı aracı kaç tane bulursun trafikte sen düşün Bahtsız turuncuyu :))
Baht diye buna derim ben tövbe yarabbi :)))
Neyse ki halledilmiş.
Benim bu adamı salmama sebebim, çok güzel bir dersten sonra gelişti:
Evimin otoparkındaki aracıma, dışarıdan gelip park etmeye çalışan alkollü adam çarptı. Baht mı diyorduk? :))
Bak bu olayın peşine nasıl düştüğümü de anlatayım hatta, kelebek etkisi dediğim şey çok net gelişiyor benim hayatta;
Bizim blokların karşısında ganyan bayii gibi, bilmem ne derneği gibi bir yer vardı ama illegal işler yaptıkları bariz. Gecenin üçünde alkollü herifler küfürle kumar işinden bahsedince ve uyku problemin yüzünden balkonda sigaraya çıkmışken anlıyorsun
Fark edenler olmuş komşulardan, diğer apartmanlardan da, vaktinde şikayet edilmiş; ne hikmetse polis gelmeden ışıklar kapanıvermiş, yakalanmamışlar hiç. Köstebek olayı mıdır gari artık karıştırmayayım oraları, muhtemelen sokak başlarında gözcüleri vardı adamların.
Neyse, buraya kumara gelen beli silahlı tiplerden biri bizim aracı, binanın otoparkında yamultuyor bir güzel ki karşı binadaki komşu görüyor ve direkt eşimi arıyor "Sizin araca giydirdiler" diye. Adam kaçacak ama sarhoş, geri manevra yapıp ileri yapıp iki kere vurmuş bizim araca çıkamamış otoparktan, Allahın işi. :))
İndik aşağı, adam tekinsiz belli; polis çağıracaktık yeminler veriyor ama ne biçim, al nüfus cüzdanımı al sizde kalsın, bakın bunlar telefonlarım, şuraya geldim iki tek atmaya, sahibi beni tanır, kefilim olsun vs vs... Adam kefil oldu "Sabah halledelim, benim dükkan burada, nereye kaçacağım; gelir benim yakama yapışırsınız bulamazsanız bu pçi" filan böyle konuşmalar. Mafya filminin içinde gibiyiz resmen
"Tamam dedik, seni buluruz ama ona göre."
Arabaya çarpan adamı ararız telefonları açmaz, öbür adam "Tanımıyorum" ayağına yatar... Polisi aradık şikayetçi olduk, adamı ara ki bulasın; sabıkalı, kayıp, kaçak.
O hasar bize patladı durduk yere, söve söve tamire gitti araba ama yazdık bunu bi kenara.
Neyse, yine kumar işleri, alkollü zararlı tipler sokağımızda fink atar.
Telefondan "Alo" yerine, gittik emniyet müdürü ile görüşmeye.
Tanıdıkları da aradık, soktuk araya, mahallelinin şikayetini de dile getirdik "Böyle böyle burada illegal işler dönüyor"
"Bekleyin-takipteyiz" denildi.
3 hafta, belki bir ay; öyle bir baskın yediler ki, balkonlardan otur çekirdeğini çitle
5-6 polis aracı-minibüsle geldiler, arka çıkışı varmış oraları tutmuşlar, gece 3 ya da 4, kelepçeyi vurduklarını alıyorlar minibüse
Mührü de bastılar, bitti komple kapandı, yıkıldı, çöktü orası, temizlendi.
Vesile olacakmışız dedim. :)
Bulur çünkü bizi, mutlaka bulur.