GEZİNTİ
Ne zaman ki ödeyemeyeceğim
Armağanları vermemeye,
Ne zaman ki öğüt istememeye, almamaya
Ve vermemeye başladım
Ne zaman ki duygularımın
kendilerine göre nedenlerinin olduğunu,
aklımın onları tanımadığını anladım
kapıldım duygularımın seline.
Ne zaman ki bedenimi sevdiğimi,
Ne zaman ki gücümün gizemi içinde
ne kadar çok incindiğimi ve kırıldığımı hissettim.
Ne zaman ki ne oluyor ne bitiyor diye
anlamaya çalıştığım denetleme gücümün
güçsüzlük ve korkularımdan kaynaklandığını anladım
Ne zaman ki insanları şöyle yaptın, böyle davrandın,
Şunları söyledin.... Yargılamamaya başladım
Ne zaman ki yaptığım her şeyde
neden,niçin aramamaya başladım
Ne zaman ki zorundayım ve ihtiyacım var’ı
-İstiyorum- ile yer değiştirdim
Ne zaman ki beni istediğim gibi sevecek mi
beni seviyor mu sorularını,
ben istediğim gibi sevecek miyim
ben seviyor muyum sorularına dönüştürdüm.
Ne zaman ki istediğim gibi yaşamanın bencillik olmadığını,
Başkasının benim istediğim gibi yaşamasını
beklemenin bencillik olduğunu fark ettim...
Ne zaman ki kendimle uğraşmamı
başka insanlarda çözmemeye başladım
Ne zaman ki inancım yıkıldı
Ne zaman ki hüznümü, acımı ve gözyaşımı
coşkum ve sevincim gibi sevdim
Ne zaman ki içimde kalan kullanılmamış yaşantı
Ve duygularımdan ötürü suçluluk duymaya başladım
Ne zaman ki kendimi affetmeyi öğrendim
Ne zaman ki yaşadıklarımın farkına vardım
Ne zaman ki kendi var oluşumun bana verilmediğini
benden istendiğini de gördüm
Ne zaman ki sevgiye giden yolun acı bir bedelinin olduğunu,
Sevgilinin ise topraktan gelen bir sızı,
Vazgeçilmez bir acı, anlam ve anlamsızlık,
Uzun yollardan gelen bir özlem,
Çatlak dudaklardaki su damlası,
Güneşi doğuran, geceyi batıran,
her seferinde beklenen
umutsuz bir umut olduğunu fark ettim...
Ne zaman ki sevginin coşkuları, acıları, hüznü,
sızısı ve hoşnutluğu ile bir potpuri olduğuna,
sevmeninse tek başıma ve kendimce yaşanacağına inandım
Ne zaman ki yaşamın amacını ve araçlarını ayırt etmeyi,
Yaşamın araçlarını kendi işlevlerinde kullanmayı başardım
Ne zaman ki özgürlüğün kendime yetmek olduğunu,
Başkasının verebileceği bir şey olmadığını
Özgürlüğü benim hissedip, yakalayıp,
İstediğim gibi kullanabildiğimi yaşadım
Ne zaman ki sıcaklık ve desteğe gereksinimi olan
İçimdeki çocuğun sevecenliğini,
sıcaklığını duydum,
Son günlerde de mantıklı umutsuzluk yerine
Mantıksız umut aramaya başladım
Şimdi de sevgiyi kendimde tutarak
sevdiklerimi uğurlarken
kendim için, kendimde olduğunu artık iyi bildiğim
duygularımla sevmeye başladım
Yaşıyorum,
Onu anlıyorum.............
Alıntı