Anonim Şiirler

Hani bir hayal ya bu… Sen olsaydın hala hayatımda mesela, ben gecenin sessizliğini içimi acıtan şarkılarla bozarken, bir mesaj gelseydi telefonuma. Gülümseyerek mesajı okusaydım.- Uyudun mu bebeğim?
- Uyumadım, sen niye ayaktasın bu saatte?
- Su içmeye kalktım.
- Uyu balım, erken kalkacaksın.
- Seni seviyorum, sende uyu artık. İyi geceler.
- Tamam yatıyorum. Bende seni seviyorum, iyi geceler.
-
Ve huzurla dalsaydım uykuya.
…





Rüyama hiç gelmezdin. Zaten istemezdim gelmeni.
Kızma balım !
İstemediğimden değil, korktuğumdan aslında.

“Rüyada sevgili görmek, ayrılığa delalettir.” Cümlesinin içime saldığı korkudan dolayı istemezdim seni rüyamda görmeyi.
…

Ve sabah olur.
Gözümü açar açmaz telefonu alırım elime.
“1 mesaj alındı” uyarısının beni en mutlu ettiği zamanlardır onlar.
- Günaydın aşkım
- Günaydın balım

Ya da hayal bu ya… Şöyle de olabilir mesela;…



…



Okula giderim.
Derse girmeden önce yine seni ararım.

- Derse giriyorum şimdi
- Tamam, ne zaman bitecek ders?
- Bilmem, sekizde biter sanırım.
- Tamam. Çıkınca mesaj at, merak ederim.
- Tamam balım.
- İyi dersler bebeğim.
- Teşekkürler.

Ve “SENİ SEVİYORUM”’ la kapanır telefonlar.…




Ders biraz uzar. Mesaj gelir ardı ardına.

- Hadi bitmedi mi ders, çıkmadın mı daha?
…

Ders biter…

- Çıktım şimdi, eve gidiyorum.
- Eve gidince haber ver bana.

…




Eve gelirim, yine konuşuruz.

Ve “SENİ SEVİYORUM”’la kapanır telefonlar.…


Uyumadan önce 1 mesaj alınır telefonlarımıza. Artık o an içimizden ne geldiyse yazılmıştır. Çalıntı değildir sözler, gerçektir, bizimdir. Yüreğim (iz) dir..!
Sonunda “SENİ SEVİYORUM” yazar.
…




Hayal ya !
Değildi,
Hayal değildin.
Gerçektin, benimdin. Hayatımın en güzel günleriydi o günler. Biteceğini hiç düşünmemiştim.
Bittin !
Gittin !


En güzel günlerimi, en acı hatıralara çevirdin giderken.
Hiç olmadığım kadar mutluyken, hiç üzülmediğim kadar üzüldüm.
Gitmezsin, benimsin sanarken, bir anda sensiz kaldım.
En gerçek hayalimi yıktın.
Uzatmaya gerek yok.
Giderken beni de bitirdin. Ama öldürmedin.
Keşke öldürseydin.

Şimdi hayal ya, acaba yine gelir misin?
…


Sensiz yokum ben, nefessizim, bir hiçim !
Hiç mi özlemedin?
Hiç merak etmiyor musun artık?
…




Bebeğin uyuyamıyor sensiz.
Günüm aydınlanmıyor sensiz. “AŞKIM GÜNAYDIN” demeni bekliyorum.
Bebeğin üşüyor, çok üşüyor. Sıkı giyinmiyor mesela sen gittiğinden beri.
Kimse merak etmiyor dersin ne zaman biteceğini ve ne zaman eve gideceğimi.
Bir başımayım… !
…

Hayaldin, gerçek oldun.
Belki de bir rüyaydın.
Sevilen sendin ya hani, sevgiliydin ya… Rüyaydın ve bittin işte. Ben uyanır uyanmaz ayrılık geldi.
Korktuğu başına gelirmiş insanın.
Bittin , bütün güzelliğinle...Yine hayal oldun.
Aslında şimdi acı bir hatıra oldun.
Özlenen , sevilen
Ve hala inadına beklenen sevgili.. !

alıntı
 
kalp.gif

Yıllar var ben onu hiç unutmadım
O beni sorar mı hatırlar mı ki?
Büsbütün silinip gitti mi adım?
Gönlünün vefası bu kadar mı ki?

Döktüğü yaşları unutmuş mudur?
Kendini aldatıp avutmuş mudur?
Vaadini tutmuş mu unutmuş mudur?
Şimdi başkasına meyli var mı ki?

Bilsem uzaklarda kimler ağlıyor
Kimlerin kalbini aşkı dağlıyor?
Acep kederli mi yas mı bağlıyor?
Yoksa eskisinden bahtiyar mı ki?

 
bar.jpg
Öyle bir hayat yaşadım ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yasadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yasadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan, anladım...
 
Dileğim sadece senin hüznündür
Bana çok çektirdin,yıkıl git derim
Gözyaşı döktüğün her gün,günümdür
Sen bu acıları hak ettin derim

Görmedin gözümden akan yaşları
Duymadın gönlümden gelen feryadı
Terk edip olursan elin kadını
Alnına bir kurşun sıkılsın derim

Asla bulamazsın sana inanan
Fark etmez aşkımı duysan,duymasan
Bir hata yapıpta el´e bakarsan
Ahım gözlerini kör etsin derim

Haince gönlümü kırık bıraktın
Ateşe atıpta kül gibi yaktın
Duyarsam birinin elini tuttun
Eline prangalar takılsın derim

Artık gidiyorum gitme desende
Vazgeçtim sevginden istemesende
Olmadık çileyi çektim sayende
Bedduam ömrünü kahretsin derim...

 
Seni anlattım şiirlerimde ,seni yazdım,,
Seni mırıldandım türkülerimde,,
Yüreğimde ayrı bir yerin var senin,,
Seni ben kalbime işlemişim ,oya gibi,,
Uzakta da olsan ,seni yaşarım ben ,dört mevsim,,
En çok ta ,sonbaharda özlerim seni ,,
Seni özlemek ,ayri bir haz verir bana ,,
Çünki her an ,senin sevdanı yaşarım yüreğimde
Zaman geldi çile oldun bana ,dert oldun ,,
Yine de seni sevdim ,seni yaşadım her an ,,
Nefesim oldun ,seni soludum ,,
Kanım oldun ,damarlarımda dolaşan ,,

İşte ben seni böyle yaşadım ,
İşte ben seni böyle sevdim ,,
İşte ben sana böyle değer verdim ,,
Sen bilsende ,bilmesende ..............


 
Bırakıp gitmek işte, öyle aniden ardına bile bakmadan bırakıp gitmek.

Zaman ilaç olur diye ümit etmek, yaralarının kapanmadığını her geçen saniye biraz daha fazla canını yaktığını bilmek, yavaş yavaş tükenmek…

O gün deniz kıyısında, ellerin ellerimin arasındayken düşündüklerimdi bunlar.
Yanımdaydın..

Ellerin ellerimde, gözlerinde o ürkek bakışlar.

Dudağından dökülen her cümlede hayatın acımasız savruluşları.

Konuştun dinledim, konuştum dinledin sabırla.


ıçimden geçenleri yaşadıklarımı anlatırken kanadı yüreğimin bir parçası daha.

Daha fazla ne acıtabilirdi ki zaten onca zamanı düşününce.

Yanımda bir an bana ait olduğunu düşündüğüm ama asla benim olmayan, olması imkansız olan zaman dilimleri, yani her neyse işte..

Sussam bitip gidecekti zaman.

Bitti sonunda.

Bir yudum sevdaya neler feda edeceğini hissetti yüreğim.

Ay yoktu o gece..

Sadece sen ve uzaktan göz kırpan gemi ışıkları.. "Umut ışığım" dedim içimden .

Bir yanıp bir sönen.. Tıpkı sen gibi..

O anı yaşadım sadece.

Zaman inatçıydı her senli vakitte olduğu gibi.

Tuttum ellerinden, sanki uçup gideceksin gibi.

Bir daha ne zaman dokunur yüreğime gözlerin bu denli bilmiyorum.

Ama şunu bil ki nazlım ben hep bıraktığın yerde bekliyorum..

Varlığın bile yokluğunu hatırlatırken bana, ben bıkmadan usanmadan hala seni özlüyorum...

:asigim::asigim::asigim:
 
“Düş’tüm” , dedim
''Hayir'' dedi kesince.
''Düş olsan fark etmezdim seni..''

''Sevgim sana güc veriyor mu?'' diye sordum.
Başini cevirdi yüzünde kalmamiş takatle
''Hayır'' dedi inatla
''Öyle olsa,
yıkılmazdim her “seni seviyorum” deyişinde…''

“Özledin mi beni” dedim.
Sustu..
Nefesini en derinden aldi ve
“Özlenmez mi” dedi

''Git'' dedim
''Git…
Sen kaldikca genişliyor bu dünya
ve ben kayboluyorum ucsuz bucaksizliginda''
''Hayır'' dedi , sertce
''Gidersem, kahraman olurum
Kalırsam senin…''

''Küserim'' dedim,
kırılgan cocuklugumun siteminde.
''Hayir'', dedi,gülerek…
''Küsmek,susmayi göze almaktir
Ama sen korkarsin kendi sessizliginden ve susamazsin''

''Gel'' dedim o zaman
Sesim fısıltı gürültüsünde
''Gel…''
Durdu
''Hayır'' dedi

''Gelirsem Biter Aşk..
 
Sensizlik



Sensizlik zehir dolu bardağı yudumlamak...
Sensizlik bir ateşe yağmur gibi damlamak...

Sensizlik bülbül gibi nağmeler bestelemek...
Sensizlik tuzsuz aşı mecbur iştahsız yemek...

Sensizlik mecnun gibi sahraları inletmek...
Sensizlik görülmemiş bir biçimde sabretmek...

Sensizlik şu ruhumu duvara çivilemek...
Sensizlik kış ayında talihsiz bahtsız çiçek...

Sensizlik yokluk, cefa bilinmeyen bir eza...
Sensizlik bu hasretin cana verdiği ceza...

Sensizlik durup durup sebepsizce ağlamak...
Sensizlik kucağıma ateşten köz bağlamak...

Sensizlik görüleni bakıp bakıp görmemek...
Sensizlik nedenini merak edip sormamak...

Sensizlik gündüzleri karanlık diye görmek...
Sensizlik hep başıma yeni cefalar örmek...

Sensizlik görülmeyen ufuklara yolculuk...
Sensizlik derinlerde efkarlı dertli soluk...
.
Sensizlik cefa nedir işte bu sırrı bilmek...
Sensizlik bu dünyada ölmeden önce ölmek...
 
yürekte yaşayıp yürekte bitirmek
en güzeli
susarken haykırmak bakışlarla
gülerken ağlamak
içeri akıtmak gözyaşlarını
en güzeli
bende olanı yaşamak
bende ama sensiz yaşamak

keşke... diye başlayan cümlelerimiz
keşke...diyen cümlelerim
başı yalan,ama güzel
sonu gerçek,ama karabasan

onursuz hisetiklerim
ahlaksız belkide
ama korkmuyorum
utanmıyorum
söylüyorum
aklıma geleni yüreğimden geçeni
yalan yok artık
bizde başlayanı
bende ama sensiz devam etirmeli
en güzeli bu

karışık yazdıklarım
yüreğimdekiler gibi
her anı canlanıyor gözümde
sırasını bekliyor dile gelmek için
ama yeter bu kadar
yoruldum
anılar,yalanlar
bu kadar güzel olamaz
haksızlık bu
bunu kaldırabilirmiyim bilmiyorum...

bulamadan kaybetmek
değil
bulduğunda sahiplenememek
bunu kaldırabilecek miyim?
işte bunu hiç bilmiyorum?
 
AŞK...
herkesten çok, kendinden bile daha çok onu düşünmektir...
sadece onun için yaşamak, onun için nefes almaktır...
her defasında yara alıp, yine yaralarını onun için kendin sarmaktır...
AŞK...
her defasında pişman olmak, ama daha çok sevmek ve bağlanmaktır ona...
ne yaparsa yapsın kızamamak, kızsanda vazgeçememektir...
o seni üzerken, o seni umursamaz, o seni düşünmezken, sen yine onun için vazgeçersin herşeyinden..kendinden..
AŞK...
bir tutam mutluluğa, sonsuz bi sevgi ve bi ömrü veda etmektir hiç düşünmeden...
her gece ağlamak ama onu üzmemek için belli etmemek...
gerektiğinde uzak kalmak, onun mutluğuyla avunmaktır...
sebebsiz...koşulsuz..karşılıksız ve sonsuzdur gerçek AŞK...
AŞK...
her zaman acı verir...yürek yakar... ama yine güzeldir...
 
Yunanlısına Eros,Romalısına Amor dediler.
İkisini de Tanrı yaptılar Aşk'ın başına.
Tanrı olmak basitti de hiç gerçek olamadılar,
Masal olmak çok koydu gerçek olamayan Tanrı kırıntılarına..
Gün bitti,değişti zaman. Ne Roma kaldı geriye ne Eski Yunan.
Eros'tan biblo yaptılar,Amor'dan parfüm.
Tanrılıklarını satıp ekmeklerini kazandılar..
Aşk ateistti,çok geç anladılar.Devamını Gör
 
AŞK...
herkesten çok, kendinden bile daha çok onu düşünmektir...
sadece onun için yaşamak, onun için nefes almaktır...
her defasında yara alıp, yine yaralarını onun için kendin sarmaktır...
AŞK...
her defasında pişman olmak, ama daha çok sevmek ve bağlanmaktır ona...
ne yaparsa yapsın kızamamak, kızsanda vazgeçememektir...
o seni üzerken, o seni umursamaz, o seni düşünmezken, sen yine onun için vazgeçersin herşeyinden..kendinden..
AŞK...
bir tutam mutluluğa, sonsuz bi sevgi ve bi ömrü veda etmektir hiç düşünmeden...
her gece ağlamak ama onu üzmemek için belli etmemek...
gerektiğinde uzak kalmak, onun mutluğuyla avunmaktır...
sebebsiz...koşulsuz..karşılıksız ve sonsuzdur gerçek AŞK...
AŞK...
her zaman acı verir...yürek yakar... ama yine güzeldir...


aynen öyle çok güzel anlatılmış :)
 
Bir kadının en güzel yeri neresidir?
Henüz kırılmamışsa; kalbidir,
kırılmışsa; ıslak bakan gözleri,
artık ağlamıyorsa; dudağının yanına yerleşmis hüznü,
hüznü bile hissetmiyorsa artık; buz tutmuş parmaklarıdır,
ısınmıyorsa konuşmuyorsa ve artık hiç gülmüyorsa; anılarda kalmış çocukluğudur.

Ama muhakkak tatlı bir yeri vardır kadının; Yeterki ona severek bakan bir çift göz olsun üstünde…
 
İnsan bir gözüne dolani bir de yureğine kördüğüm olani anlatamaz. Sadece susar, susar susar....
 
Kocaeli Haberci - Kültür/Sanat
Avrupa’nın en iyi şiiri İzmit'li Deniz İnan’dan
Avrupa’nın en iyi şiiri İzmit'li Deniz İnan’dan
İzmit'li şair Deniz İnan Avrupa'nın en iyi şiir ödülünü aldı.
14 Şubat 2019 Saat: 23:31
A+A-Facebook'da PaylaşTwitter'da PaylaşGoogle Plus'da Paylaş Paylaş
Avrupa’nın en iyi şiiri İzmit'li Deniz İnan’dan

Haber detayı

İzmit'li şair Deniz İnan Avrupa'nın en iyi şiir ödülünü aldı.

Son yıllarda sanat ve şiirin dibe vurduğu kentimizde yüzümüzü güldürecek, göğsümüzü kabartacak şairlerimizden birisi ise şair Deniz İnan’ın almış olduğu Karşı evin annesi’ isimli şiiri Avrupa’da en iyi Türk Şiiri ödülü oldu.



Aşkın Nü Hali, Kırkyama ve Mor Mahzen adında üç şiir kitabı bulunan Deniz İnan’ın, ‘Karşı Evin Annesi’ isimli şiiri Romanya’da düzenlenen Uluslar arası Edebiyat Festivali’nde 2019 Avrupa Şiir Şampiyonası’nın en iyi Türk şiiri olarak seçildi.

THE MOTHER ACROSS THE STREET

Yarışmaya yine bir şair olar Sevim Devrim’in ‘The Mother Across The Street’ olarak İngilizceye çevirdiği, ‘Karşı Evin Annesi’ şiiriyle büyük bir başarıya imza atan Deniz İnan, geçen yıl da 2018 İsmet Kemal Karadayı Şiir ve Onur ödülünü kazanmıştı. İzmitli genç şairin başarısı ilimiz sanat dünyası ve şiir severler tarafından büyük bir sevinçli karşılanırken, İnan ödülünü almak üzere önümüzdeki aylarda Romanya’ya gidecek.



Avrupa’da en iyi Türk Şiiri…

Karşı evin annesi

Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle

Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi

İmrenirdim

Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber

Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına

Bilmezdim anne

Karşı evin babasında bitermiş iş

Bunu görmezdim

Hep başın ağrırdı

Başın, hep ağrırdı

Sırf bu yüzden bile bazı zamanlar

Seni sevmezdim

Küçüktüm anne

Bilseydim evinde su faturası ödenmemiş

Çeşmeden akmayan suya

İsyan etmezdim



Sen iki kere ikinin dört ettiğini ekmek hesabından bilirken

Mis kokulu çamaşırlar asardı karşı evin annesi

Özenirdim

Ellerindeki çamaşır suyu kokusundan rahatsız

Çocukça bir küskünlük eklerdim gecelerime

Oysa ellerin ruhuma akarmış saçlarımdan

Ömrümü tararmış titreyen parmakların

Bilmezdim anne

Büyümek denen illet dayanıncaya dek kapıma

Ellerinin ne muhteşem olduğunu bilmezdim

Küçüktüm anne

Yoksa

Gün aşırı patlayan sarı ampulü

Mumla yamayacak yüce gönlünü

Ezecek kadar ezilmezdim



Sen çalı süpürgesiyle süpürürken dış kapının ağzını

Taze boyalı saçlarını savurarak süzülürdü karşı evin annesi

Ayağında yüksek topuklu bir isyan

Düşündüm de şimdi

Ne iğreti dururdu o topukların üstünde dursan

Senin çatlamış ayakların vardı anne

Hacı şakir kokardın en beyazından

İncecik bir yemeniyle gizlerdin

Ölünce her bir teli yılan olacak sandığın sırma saçlarını

Çok yeni anladım anne

Ağaran her saç telinden üstüme düşen payımı

Çocuktum anne

Bir bisikletim olsa bütün mutluluklar benimdi

Babam eve sarhoş gelmiş geç gelmiş

Hepsi sabah sokağa çıktığımda biterdi



Bilmezdim anne

Karşı evden arta kalan çantalar dolusu giysi

Üstümüze cuk otururken

Ruhuna azap olur akarmış

Bilmezdim benim annem gözünün yaşıyla her bayram

arifesi

Vitrinlere bakarmış

Sen ilkokul fişlerimi kardeşimle hecelerken

Telefonu keşfetmiş karşı evin annesi

Bilsen ne cahildin ne görgüsüzdün gözümde

Yak deseler yakacağım o dakika dünyayı

Yık deseler

Ne şu eski divan kalacak

Ne çiçekli perdeler

Şimdiki aklımla ah bir sorsalar bana

Desem

O tertemiz günlerim

Hani şimdi neredeler



Ben ay sonunu nasıl getireceğim diye

Hesaplar yaparken bir gün

Oğlum nefes nefese yararak ortalığı girdi içeri

Yumuşacık kakaolu kekler yapmış dedi karşı evin annesi

Çok geç anlıyor insan anne

İlle de kendi annesi

İlle de kendi annesi
 
X