- 12 Ocak 2021
- 4.456
- 18.696
- 158
- 30
- Konu Sahibi Uzakbirtepe
-
- #21
Masumlar apartmani safiyenin annesi ni sizin annenizi ornek model olarak yazmislar sanirimMerhaba,
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını bilmiyorum ya da öptüğünü. İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi. Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir. Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı. Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 sene depresyona gitmiştim. Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da yarım dönem geç kendi biriktirdiğim paramla gittim, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, bütün suçu hep bende buluyor.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil.
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.
Bence sorgulamayın bu saatten sonra değiştiremezsiniz.O böyle biri.Kendi istemedigi sürece değişmez.Ama siz degisebilirsiniz.Agac yaşken eğilir demişler.Bakin birbirinize destek olabileceğiniz bir kardeşiniz varmış.Babaniz da sevgisini gösterebilen bir babaysa aslında çok şanslı bir insansınız.Üzülmemek,etkilenmemek elde değil biliyorum.Ama bazı şeyleri duymayın,görmeyin,önemsemeyin.Farzedin ki anneniz hasta.Ve bu hastalık bütün kötü şeyleri yaptırıyor ona.Ablaniz da siz de çok güçlü bir insansınız bence.Butun sevgisizlige ve kötü muameleye rağmen kötü yollara sapmamissiniz.Bu da sizin aklı başında insanlar olduğunuzu gösterir.Ee bu saatten sonra anne değişmeyeceğine göre siz hayatınızı değiştirin.Tebdili mekanda ferahlık vardır.Önce kendinize uygun bir iş bulursunuz bu sizin ozguveninizi birazda olsa yerine getirir.Kendi paranızı kazanip ayaklarınızın üzerinde durmaya başlayınca da ablanizla başınızın çaresine bakarsınız.Kimse için üzülmeye değmez.İnsanin sağlığı elinden gidince anlıyor bunu.Ben ve ablam dışarıda sürekli övgü alan kişileriz, ikimiz iyi okullarda eğitim aldık, dışarıdan bakılınca böyle bir hayatımız olduğu tahmin edilemez güçlü görünüyoruz. Ama ne zaman bir araya gelsek ikimiz de sebebini sorguluyoruz; ne yaşadı da bize bu kadar zulüm ediyor diye.
Babam anneme son derece sadık, yediği yemeği bile paket yapıp eve getirir, eve yardım eder sırf annem sebebiyle bütün ailesine arkasını dönmüş vaziyette. Yalnız kaldı resmen, senelerce ailesiyle konuşmadı.
Ben doğru dürüst baba tarafımla konuşmuş değilim, yolda görsem tanımam. Yıllarca bana(annem söylüyor bunları) senin adın bile yoktu 2 ay "kız" dediler sana en son ben isim verdim dedi.
canım senden böyle bir yorum hiç beklemezdim,şaşırdım vallahiÇorbanın ateşini birde kazandan sorun.
Anneniz neler yaşadı da sizi sevgisiz bıraktı?
Canım sen bari anla hadi millet anlamadi sen bari anla. Konu sahibi annem neden böyle diye soruyor bak. Bende corbanin atesini kazana sorun diyorum. Yani anneye. Annesinin böyle davranmasini doğru bulmak degil bu. Bu anne ne yaşadı da bunu yaşattı diyorum. Bunca kişinin anlamamasi da beni şaşırttı. Şaşkın ördek tersten dalarmış ya tersten girdim diye mi ki?canım senden böyle bir yorum hiç beklemezdim,şaşırdım vallahi
Yorumlarınızı çok severim ama bu olmamış sanki...Çorbanın ateşini birde kazandan sorun.
Anneniz neler yaşadı da sizi sevgisiz bıraktı?
Sizin adınıza sevindim, inşallah bundan sonra daha da mutlu olursunuz.Erkek baskısı dışında benzer bir anneyle büyüdüm. Ama ben çok dik başlıydim ondan kurtulmak için evlendim.
İyi mi oldu belki çok aşık olarak evlenebilirdim olmadı ama ondan kurtuldum.
Şükür ki eşim iyi çıktı .
Son 6 aydır da annemle konuşmuyorum inan bana özlemiyorum bile ..
Ne yasadiysa yaşadı ben bilmem ama beni doğurdu ve bu onun beni soba demiri ile ,hortumla , Vileda sopası ile , kemerle dövmesini gerektirmezdi..
Geçenlerde eşime anlattım hiç genç bir kızı varmış gibi davranmadi bana bir deodorant almisligi yoktur evlenmeden once, ortaokulda iken ped yerine bez tutuşturdu elime , altı su alan botlarla beni 2 yıl okula gönderdi.
Harçlık almazdım ekmeğin köşesine peynir koyup postalardi beni okula .
Onun yüzünden bir çok kez para aldım cantasindan .
O dovdukce ben asilestim,o dovdukce ben uzaklaştım .
Her bayram kavga çıkardı evde ,küçükken Allah affetsin ama öldüğünu hayal ederdim ...
Ahhh ahhh .
35 yaşındayım
Hala anne ile arkadaş olan kızlara imrenirim ..
Şimdi her şeyim var ama ne bileyim ya
Neye yarar ki ...
Ben de anne olmak istemiyorum bu durumun etkisi var mı bilmiyorum. Elimden geldiğince uzlaşmaya çalışıyorum dediğiniz gibi. Kardeşler konusunda da benzermişiz ben de annemin görevlerini çoğu zaman aldım. Okul konusunda yardımcı olacak bilgiye sahip değildi, bu yüzden bilmediği için işler hep ya kendi başımızın çaresine baktık ya da bir şekilde birbirimize kardeşler olarak destek olduk. Bana hakaret etmediği sürece ben kendisiyle en az düzeyde denk gelmeye çalışıyorum. Şiddet uygulayamasa da( ki bıçak çekilmişliği var) psikolojik şiddete başvurmasın yeter. Benim annemden bir beklentim yok.Annem annesiz büyümüş. Anne olmak ne demek bilmiyordu belki de abileri ablaları yetiştirmiş.
İlk çocuk olduğum için beraber büyüdük her şeyi bana sorardı. Benden sonra ki 2 kardeşimin okulu, eğitimi, sınav başvuruları, iş hayatları vs vs hepsinin gereksiz külfeti.(Evet yardımcı olmam gerekirdi ama sosyal hayat yükümlülükleri ve öğreteceklerim tamamıyla bendeydi.) Sürekli bir şeyleri ile ben ilgileniyordum. O an o işlerini çözdürene kadar melek gibiydi hep sonrasında yapmasaydın moduna geçip nankörlük sergiliyordu.(Ben çocukları çok severken beni çocuk yapma fikrinden uzaklaştıran insan annemdir fiziken(beslenme ihtiyacı, giyinme vs) olmasa da yüklenen sorumluluklar (tamamen dışarıdaki hayat ile alakalı) ve karşılığında aldığım nankörlüklerle çocuk sahibi olmak istemiyorum.) El alem ne derci mi? Evet herkesten çok el alemi düşünür hala evde kaldığımı iddia eder.
Umurumda mı? Hayır.
Annem anne sevgisiz çocuk olarak büyüdü buna rağmen hepimize sarıldı öptü elinden gelen en iyi şekilde besleyip baktı sadece eğitimlerimizden, derslerimizden ve dışarıdaki sosyal yaşamdan pek anlamazdı. Kardeşlerinin en küçüğü idi aralarında ezildi. Kanser atlattı.(Çünkü hep içine attı.)Kanserinden sonra ise dışa dönük gezen evrak işlerini kendisi halleden tek başına şehirler arası gezi yapabilen bir kadına dönüştü. İçten içe kızdım çocukken bana çok fazla sorumluluk yüklediği için çocuk doğurmadan 2 çocuğun bunlar büyüyünce ne olacak diye kendime dert ettiğim için. Madem yapabiliyordun o dönemde neden yapmadın neden kendimden önce kardeşlerimi düşünmek zorunda kaldım diye diye kendime kızıyorum son 3 yıldır. Anlatsam yine yapmasaydın diyecek. Benim bunu yaşamam gerekiyormuş dedim. Benim ben olabilmem için bu yollardan geçmem gerekiyormuş dedim. Hayallerimizdeki anne karakterleri hepimizin çok farklıdır. Annem anne görmeden anne oldu ve ben bunu çok erken yaşta fark ettim. Bilinçsizce annemin yükümlülüklerini kavrayıp onun annesi moduna büründüm.
Kendi ayaklarınızın üzerinde durmalısınız. Elbette insan önce şefkati annesinden görmek ister önce ama eğer anne şefkat göstermeyi bilmiyorsa öğretmelisiniz. Otoriter bir karakter anneniz. Zıtlaşarak değil onun mantığına uygun adımlarla ona yaklaşmalısınız. Balkonda otururken kahve yapayım içelim deyin. Hazırlayıp getirin. Övün kendisini. Bazı fikirlerinin ne kadar mantıklı olduğunu anlatın. Kendi isteklerinizi yapmanıza imkan verene kadar size tabiri caizse deveyi güdün.
Bu kadar özeli buraya yazmazdım ama içimden geldi nedense belki de yazdıklarım çok alakasız oldu.2000 öncesi evlilik yapıp çocuk yetiştiren insanlar şuan ki yaşam tarzına çok uzak çocuk yetiştirme çabalarında bu yüzden çok fazla polemik oluyor aralarında.(Harika çocuk yetiştirenleri de gördüm ama çocuktan önce kendilerini yetiştirmiş insanlardı bunlar o aileleri tenzih ederim.) Çağ farkı bence bu. Diyeceğim o ki her şey sizin tatlı dilinizden geçecek. Annenizi siz tanırsınız. Neyden memnunsa suyuna gidin. Söylenenden mi yapılandan da mı memnun bunu tespit edin. Tespitlerinize göre hareket edin. Keşke hiç bir çocuğun annesi ile iletişim sorunu olmasa ve birbirlerinin her daim yanlarında olsalar.
Annen tam bir psikopat , kendine onsuz bir hayat kurMerhaba,
Bu satırları artık çaresizce ağlarken bir apartman girişinde yazdım.
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını hatırlamıyorum ya da öptüğünü, tebrik ettiğini.
İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi.
Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. (Hiç kimsenin bir kuruşuna dokunacak tipler değiliz.)
Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir.
Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı.
Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 senem depresyonda geçti, bir gün neyin var demedi.
Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da kendi biriktirdiğim paramla gittim, bu yüzden yarım dönemi kaçırdım, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne bok geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi, 3 dişim çekildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya tedaviye gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, seni seviyorlar diyor.
Oysa hayatım boyunca bütün suçu hep bende buldu, bir gün ya kızım sen de haklısın demek mi insan Allah rızası için demedi.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil. (Derse giderken git kendimi ne yaptır gel diyen birisi.)
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor, kitap okuduğum için bile hakaret işitiyorum.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.
Anneli öksüzler kulübüne hoş geldinMerhaba,
Bu satırları artık çaresizce ağlarken bir apartman girişinde yazdım.
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını hatırlamıyorum ya da öptüğünü, tebrik ettiğini.
İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi.
Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. (Hiç kimsenin bir kuruşuna dokunacak tipler değiliz.)
Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir.
Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı.
Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 senem depresyonda geçti, bir gün neyin var demedi.
Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da kendi biriktirdiğim paramla gittim, bu yüzden yarım dönemi kaçırdım, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne bok geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi, 3 dişim çekildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya tedaviye gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, seni seviyorlar diyor.
Oysa hayatım boyunca bütün suçu hep bende buldu, bir gün ya kızım sen de haklısın demek mi insan Allah rızası için demedi.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil. (Derse giderken git kendimi ne yaptır gel diyen birisi.)
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor, kitap okuduğum için bile hakaret işitiyorum.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.
Bu cümleyi çok iyi tanıyorumMümkündür, evlenmemden bahsederken de sürekli milletten bahsediyor ana plan ben değilim hatta aklıma uygun bir damat dedi geçenlerde, ben yokum hiç elalem var, kendisi var. Gerçekten üzgünüm ne diyebilirim ki. Bir gün vefat ederse üzülür müyüm diye düşüyorum.
Umarım bizim bu çektiğimiz çilenin bir gün mükafatı da olur, keşke size de bunlar tanıdık gelmeseydi. Onunla ilgili olumsuz şeyler düşününce kendime de kızıyorum, annendir diyorum ama artık tahammül edemiyorum. Kalbim o kadar kırık ki. Yarın bir gün evlenirsem evime gelip bir çayımı içse ikram etmek istemem. Çok kırdı beni. Kimsenin de buna yakın bir şey yaşamasını istemem.Bu cümleyi çok iyi tanıyorum
Ben mükafatını mükemmel bir adamla evlenerek aldım. Hala annemi çekiyorum ama en azından hayat arkadaşım hep yanımda destek. Sen de kendi ayakların üzerinde dur ve terket onu, tek kurtuluş yolu bu, uzaktan daha az zarar veriyor.Umarım bizim bu çektiğimiz çilenin bir gün mükafatı da olur, keşke size de bunlar tanıdık gelmeseydi. Onunla ilgili olumsuz şeyler düşününce kendime de kızıyorum, annendir diyorum ama artık tahammül edemiyorum. Kalbim o kadar kırık ki. Yarın bir gün evlenirsem evime gelip bir çayımı içse ikram etmek istemem. Çok kırdı beni. Kimsenin de buna yakın bir şey yaşamasını istemem.
Bu ne demek ki? Biz de güllük gülistanlık buyumedik, hatta benim annem de babam da konu sahibinin annesi gibi manyakti, kocam da kolay bir adam değildir, ne badireler yaşadım, fazlası var eksiği yok yaşadıklarının ama kendi kızıma bunları yasatmadim, aksine ne zaman ofkelensem kendi çocukluğum geldi aklıma, öfkemi yenip daha sıkı sarıldım çocuğuma....sırf doğurdu diye her kadını kutsal ilan edip kotuluklerine bahane aramayın artık allahaskina, düpedüz kötü hatta çok kötü anneler! var kabul edinÇorbanın ateşini birde kazandan sorun.
Anneniz neler yaşadı da sizi sevgisiz bıraktı?
Peki efendim. Şu anlama geliyor, beni umursamadığınızin yarısı kadar sizi umursamıyor olmam sizi, sizin beni umursadığınızın iki katı kadar umursadığım anlamına gelmez. Iyi günler.Bu ne demek ki? Biz de güllük gülistanlık buyumedik, hatta benim annem de babam da konu sahibinin annesi gibi manyakti, kocam da kolay bir adam değildir, ne badireler yaşadım, fazlası var eksiği yok yaşadıklarının ama kendi kızıma bunları yasatmadim, aksine ne zaman ofkelensem kendi çocukluğum geldi aklıma, öfkemi yenip daha sıkı sarıldım çocuğuma....sırf doğurdu diye her kadını kutsal ilan edip kotuluklerine bahane aramayın artık allahaskina, düpedüz kötü hatta çok kötü anneler! var kabul edin
Peki efendim. Şu anlama geliyor, beni umursamadığınızin yarısı kadar sizi umursamıyor olmam sizi, sizin beni umursadığınızın iki katı kadar umursadığım anlamına gelmez. Iyi günler.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?