Anne olupta sonradan pişman olanlar var mı?

Bende 30 yaşındayım canım bence geç kalmadan hamile kalmaya bak.zaten gel gitlerin olması bile çocuk istiyorsun demektir.Eminim süper bi anne olucaksın :) Ve bana diyeceksinki haklısın bu duygu dünyada yaşadığım hiçbir mutlulukla kıyaslanamayacak kadar güzel :KK66:
Allah,bu duyguyu yaşamayi ve bu kaygilardan kurtulmayi bana nasip etsin inşallah
 
akraba evliliği falan mı yaptınız neden engelli olabileceğini düşünüyorsunuz? yani herşey normalse insanın hadi bir kere konusu geçer falan der engelli çocuğum olursa nasıl olur diye de herşey normalken neden böyle bir soru var aklınızda anlamadım.
Hayir alakasi yok ,eşimle akraba degiliz...cevremde akraba evliligi yapmamış ama otistik ve down sendromlu cocuklari olan tanidiklarim var,onlarin neler yaşadigini,bunun ne kadar zor oldugunu görmem haliyle benide kaygilandiriyor
 
öncelikle olumsuz yönlerinizi birtarafa atmalısınız.Bu arada ha deyincede çocuk olmuyor malesef.Diyelimki sağlıklı doğdu fakat trafik kazası geçirdi sakat kaldı '' allah korusun'' yani ne olacak ozaman buda bir sınav neden bu şekilde bir karamsarlıkla kendi hayatınızı şimdiden piskolojik bunalıma sokuyorsunuz.Peki biz anneler neden varız onlar için onları heryönüyle korumak için hayatta ne göreceğimizi 1 dakika sonrası için garantimiz yok.Bu yüzden hep allaha sığınıp çocuklarımızı büyütecek hayırlı ortamlar dilemeliyız.Biz onlara en iyi şekilde koruyarak bakmalıyız.Ki zaten hayatınız sadece onları korumak zarar görmemeleri için oluyor.ki olurda takdir allaha kalmış bize bunu layık görmüssede bunu omuzlamamız gerekiyor,allah kimseye taşıyamayacağı yükü vermez.İnşallah hayırlı bir evladınız olur lütfen olumsuzlukları bir yana atın güzel şeyler düşünün mesela onun karnınızda yavaş yavaş büyümesini ve ellerinize alacağınız günü bununla bile çok rahatlıcaksınız emin olun :KK66:
O kadar kaygi taşiyorum ki ama onu kucagima aldigimi,sevip,okşadigimi ,öptügümü hayal ettigim zaman benimde bi tane olsun diyorum,bu duygular bi bebek sahibi olmaya karar vermek icin yeterli mi onu tam kestiremiyorum
 
Sen çocuğu doğurur doğurmaz Allah sana öyle bir güç verecek ki bu düşüncelerin sana boş gelecek. 30 yaşından sonra çok riskli.. fazla gecikmeyin..
 
bebeğine kavuşunca pişman olmazsın..herşeyin akışına bırak..doktorda söylemiş..bir an önce yap diye..kanser olmayan birininde araba kazası geçirip hayattan erken gideceğini biliyormusunuz..bana bir doktor demişti..her ölüm kanserden olacak diye bir şey yok..kanser öldürmüyor..geç teşsis öldürüyor..onun için düşünmeden yaşa hayatın tadını çıkar..bebeğinide sağlıcakla al kucağına..:KK54:
 
Yarin yataktan hasta olarak da kalkabilirsiniz.Birkac saniye icimde ne yasayacagimizin garantisi yok. Anne olmak istiyorsaniz dogurun.Etragimda cok anne var farkli farkli meslek gruplarindan.
Keske evlenmeseydim su adamla diyen duydum ama keske dogurmasaydim diyene hic rastlamadim.İnsanlar kotu biten bir evliligin kendilerine kalan en buyuk guzelliginin annelik oldugunu bile soyleyebiliyor.
 
size pembe tablo cizmek isterdim ama gerceklerde var tabi.
caresiz,herseyden bi haber minnak bisey kollarniza geliyor,bakimi zorluyor,uykusuzluk,gaz vs..
sonra inatlasmalari basliyor ki,insan neden ben bu dunyaya geldim diye yasami sorguluyor.
ama o dun kollarinizda aglayan sipa,bugun gelmis basinizi oksayip opucuk verince,iyi ki olmussun iyi ki dogmussun yavrum diyor insan..Allah omur verir de gorursek bi 20 yil sonra karsilikli kahvelerimizi icip dertlesip muhabbet edecegim gunlerin hayalini kuruyorum oglumla,ne yalan soyleyim :KK68:
 
Bence her kadının anne olmak için bir biyolojik saati vardır.Ben 26 yaşımda evlendim Evliliğimin ilk 3 yılı hiç çocuk istemedim.Hep korktum.4. yıl doğuya tayinciyiz diye erteledim.30 yaşımda karar vedim çocuk istediğime.İlk denediğim ay hamile kaldım.Endişelerim vardı ama çok da güzel bir duyguydu derken çok geçmeden sağlıksız bir gebelik olduğunu,dış gebelik olduğunu öğrendim.Neler yaşadığımı o sancılı süreçleri az çok tahmin edersiniz.Bunu şu nedenle anlatıyorum siz anne olmanın artılarını eksilerini düşünürken biyolojik saatiniz tıkır tıkır işliyor ve her geçen gün risk artıyor.Ben keşke evlendikten 1-2 yıl sonra çocuk yapsaymışım diyorum şimdi.Umarım siz bu pişmanlığı yaşamazsınız.Hayat hepimiz için çok kısa.Bakın Canan Karatay Hocanın anne ve babası şeker hastasıymış.Kendi de yüksek risk grubunda ama kadın kendine,sağlığına okadar dikkat etmiş ki bu yaşında şeker hastalığı yok.Kendisi anlatmıştı bir tv kanalında.Demem o ki aileniz de kanser var diye illa sizde de olacak demek değil.Mutlu bir yaşam her kapıyı açar.Hakkınızda en hayırlısı olsun.
 
Öncelikle bende evliliğe soğuk bakan biriydim, ta ki eşimi tanıyana kadar...Beni evliliğe ikna eden eşim oldu, yoksa evlenmem zordu...
Aynen yazdıklarınıza katılıyorum, ben daha çok doğuracağım çocuk mutsuz olursa, engelli olursa, onu tam anlamıyla yetiştiremezsem,ona yetemezsem,belki de bu hayata bensiz devam etmek zorunda kalırsa, ne olacak??? diye kafa patlatıyorum.Dediklerinizi göz önünde bulunduracam ve psikolog olayını düşünecem... Evlat edinme olayını eşime açtım ama o ya kendi çocuğumuz olsun ya da hiç olmasın, sorun değil mantığında

benim bahsettigim durum daha farklıydı aslında... hatta mesajı düzenleme süresini doldurmasaydım unutmusum o kısmı silecektim yetisemedim.
cocuk olmadıgı taktirde evlilikle beraber yüklenilecek ilişkiler yumagı ve sorumluluklardan kaçmak gibi bir durumdan soz ediyordum.
ben yargılanmaları umursamam ancak cocugun gelisimi ve okulda yadırganmaması icin o son an gelinceye kadar düşünmedigime dair bir cümle idi biraz. sizin konunuzda belirtmem cok gereksizdi ama yakın bir duygu hissedince cok kontrollu olamadım sanırım.

Allah'a inancım büyük, ancak endişeli, kaygılı, karamsar düşünmeye odaklanmış bir kişiliğim var, kendimi değiştirmek adına kişisel gelişim kitapları da okuyorum ama bişeyleri eksik yapıyorum galiba, olumlu düşünmeyi, kaygı düzeyimi azaltmayı başaramıyorum,belki de bi psikoloğa gerçekten ihtiyacım var.En mutlu anlarım da bile o anın tadını çıkarmak yerine ya bu mutluluğum kısa sürerse ya şimdi ardından kötü bişey olursa diye kendimi üzmeyi gene başarıyorum:KK17:

hep kontrollu, en ufak ihtimali bile düsünmeye calısan, kendimi en kotuye hazırlayıp yola da öyle cıkan ancak bir o kadar da an ı yaşamaktan uzaklastıracak düsüncelere de izin vermemeye calısan biriyim.
bu saydıklarım arasında her zaman dengeli olamıyor tabii ki insan. bazen fazla deli dolu bazen de fazla kontrollu.

ancak bir uyeye açıkladıgınız bu durum pek saglıklı durmuyor, çünkğ hayatınızı olumsuz anlamda etkiliyormus artık.
uzun vadede sizin iyiliginiz icin kisisel gelisim kitaplarından ziyade, bu endiseli halinizden biraz daha uzaklasmanız icin destek almanız faydalı olacaktır.
hem anne oldugunuzda kaygılarınız daha cok artacak belki. bu dogrulda cocugun hayatına kısıtlamalar getirmeniz de olası...
o yuzden once daha iyi hissettiginiz bir ruh haline kavusun, sonrasında istekleriniz bir bir gerceklesir zaten.
belki es zamanlı bir sürec olarak da ikisini yürütebilirsiniz. cocuk karar verince birden bire olan birsey de degil sonucta.
 
Mesajinizdan ince dusunceli biri oldugunuzu cikardim.

Endiselerinizi yersiz gormuyorum, evlat sahibi olmadan once aslinda herkesin kendini iyice tartmasi gerektigini dusunuyorum ama Turk toplumunun cogu hicbirsey dusunmeden cocuk yapiyor, "Allah rizkini verir" deniyor, kimse cocuk esirgeme kurumlarinda buyuyen cocuklari, sokak cocuklarini, ac cocuklari, egitim alamayan cocuklari dusunmuyor (Allah neden onlarin rizkini vermiyor? O cocuklarin kacinin anne-babasi bir cocugu buyutebilir miyiz diye sorguladi?)... :KK43:

Anne olduktan sonra pisman olan tabi ki vardir ama boyle birseyi dillendirebilecek babayigit gormedim daha (sosyal baski).
Kendinizi hazir hissetmiyorsaniz cocuk yapmayin, "cocuk olunsa alisirsin, seversin, bakarsin" laflarina aldiris etmeyin.
Bu laflari soyleyen kimse gelip sizin yerinize cocugunuza bakmayacak, HAYAT BOYU suren masraflarina ortak olmayacak, siz kendinizden sorumlusunuz.

Ben 31 yasindayim 2 yillik birliktelik sonunda 8 ay once evlendik, ne sevgili iken ne simdi cocuk dusunmuyoruz, sagliksal bir engel yok, hayat standardimizi, yasamak istedigimiz hayati dusundugumuzde cocuk isin icine girdiginde herseyin degisecegi ve su an icin buna hazir olmadigimiz kanisina vardik. Esim de ben de cocuklari seven insanlariz ama bir cocuk dunyaya geldiginde herseyin degiseceginin de bilincindeyiz ve bu (su an icin) isimize gelmiyor acikcasi.

Bir cocugum olsa tabi ki bakmak zorundayim, en iyi sekilde de bakabilirim ama yillar suren uykusuz geceler, gecirecegi hastaliklarda icine dusecegim telas ve korku, basina birsey gelse olene dek yasayacagim uzuntu, buyurken karsisina cikacak insanlarin benim ozene bezene verecegim terbiyeyi alt ust etme riski, hayat boyu devam edecek masraflar gibi konular aklima geldikce "hayir ben boyle yasamak istemiyorum" diyorum.
Geri donusu yok cocugun... Ha bir de ergenlige girince "dogurmasaydin yaaa" diye ustume gelse vallahi ben kahrimdan olurum. :KK57:

Ayrica cocuk olduktan sonra hayatinizdaki tum dengelerin degisecegini unutmayin. Ya siz kendi hayatinizdan vazgececeksiniz ya da cocuk sizin yetiskin hayatiniza ayak uydurmaya calisirken heba olan bir cocukluk gecirecek.
Kari-koca arkadasim olan bir cift var, tek cocuklari var, cocuk dogdugundan beri kendi hayatlarindan odun vermediler, gezdiler, (geceli gunduzlu) eglencelerine gittiler. Cocuklari su an 4 yasinda, hayati boyunca hic cocuklarla bir arada olmadi, tek bildigi yetiskin ortami. Simdi bu cocuk cocuklugunu yasadi mi? Yasitlariyla oynayip kosturabildi mi? Ne anladim o cocukluktan, yazik degil mi ona? Simdilerde yuva yasi geldi diye annanenin yasadigi sehirde bir krese yazdirdilar, cocuk anne babasiyla hafta sonu gelirlerse gorusuyor sadece neden cunku kendi sehirlerinde krese gitse belli okul saati olacak, belli saatte yat-kalk olacak. "Hayatimizi yasamayalim mi?" dediler. Ikisi bir arada olmuyor maalesef. Ya cocuktan fedakarlik ediliyor ya hayattan.
YA arkadaşım olmaz bu kadar,bu kadar güzel anlatılmaz kıskandım :)tebrikler,kocaman alkışlar
 
O kadar kaygi taşiyorum ki ama onu kucagima aldigimi,sevip,okşadigimi ,öptügümü hayal ettigim zaman benimde bi tane olsun diyorum,bu duygular bi bebek sahibi olmaya karar vermek icin yeterli mi onu tam kestiremiyorum
tabiki yeterli bakınsana çocuk için e önemli şey sevgi ve güzel ortam arkasından yaşatacağınız gelecek bu yüzden rahat olun bu kadar ince düşünen bir insan çocuğu en güzel şekilde yetiştirir diye düşünüyorum.
 
Çok kaygılı birisin benim gibi. Düşüncelerinin aynısı 2. çocuk için aklımdan geçiyor...

Hayat kaygıyla geçmiyor başına gelmeden bu kadar düşünmek iyi değil...

Maddi manevi hazır olmak gerekiyor. Ama anneliğin manevi kısmı çocuğunla birlikte gelişiyor...

Bu düşüncelerin olduğuna göre çocuğuna gayet iyi bakarsın. Ama bu kaygılarla kendine eziyet edersin...
 
Kızlar ben şimdi 30 yaşındayım , çocuk yapma konusunda hala kesin bir karar veremedimo_OBir yanım istiyor, küçük bir kuzum olsun bağrıma basayım diyorum, arkadaşlarımın bebişlerini severken evet doğurmalıyım, Allah'ım banada nasip et diyorum...Ama bu düşüncem sonra hemen değişiyor, yok çocuk olmaması daha iyi diyorum.Nasıl doğuracam, doğurdum hadi nasıl bakacam ve büyütecem, ben işe giderken o napacak, hem işime, hem evime, hem çocuğa bakacak güç ve sabır bende yok diyorum:KK61:Biraz bahtsızımdır ben, ya çocuk engelli doğarsa, ya doğum çok zor olursa, ya sonrasında ben ya da bebeğim hasta olursa diye aklıma geliyor ve daralıyorum,çok kaygı taşıyorum, geleceği düşünmeden yaşayabilmeyi beceremeyenlerdenim:KK43: Bi de bizim ailede herkes kanserden ölüyor, doktorlarda sende genetik açıdan risk altındasın, çocuk istiyorsan hemen yap diyorlar...Bilmiyorum ben yaa, napıcam??Hep kötü kötü düşünceler aklıma geliyor.Diyelim ki çocuk yaptım ama sonrasında kanser bana da vurdu, bu seferde neden ben bu çocuğu doğurdum, onu bile bile annesiz bırakmayı göze alarak nasıl dünyaya getirdim diye kendi kendimi suçlarsam diye çok korkuyorum.Ya nolur içinizden ne geçiyorsa onu yazın , yorumlarınızı bekliyorum, fikirleriniz karar vermemde etkili olacak:KK19:

Acaba bunu ben yazmış da unutmuş ve yeniden okuyor olabilir miyim kendi kendime :)))

1 yıllık evliyim (17 mayısta 1. yılımız dolacak) 4 ay önce bebeğimizi kaybettik, hayırlısı buymuş dedik. Ama hamile olduğumu öğrendiğim andan itibaren ne hissettiyseniz aynısını hissettim. Şimdi yeniden bir bebek düşünemiyorum, aynı hislerle. Hatta ben biraz daha vesveseli oldum ve diyorum ki Ya Rabbim zamanın şartları belli, ben mutlu bir çocuk yetiştirebilir miyim, prensiplerine bağlı ve ahlak sahibi bir çocuğu nası yetiştireceğim..

Bu duygularımı çok sevdiğim bir arkadaşım ile paylaştım ve bana söylediği ilk sey şu oldu: Tamamen şeytanın vesveseleri bunlar, Allah hiçbir kulu kötü olsun, zarar görsün ve acı çeksin diye yaratmaz. Kaldı ki peygamberlerin bazıları evlatlarından imtihan olmuştur, Hz. Ademin oğlu Kabil Habili öldürmüştür, yani kötülük iyiliği.... Bunu bile bile hiçbir peygamber çocuk dünyaya getirmekten kaçınmamıştır.

Bizi okuyan pek çok kadın bizleri eleştirecektir, haklılardır kendi adlarına.Çocuk sahibi olmak için çırpınan pek çok insan var çünkü. Ancak bizim de endişelerimiz yersiz değildir.
Size söyleyebileceğim şudur ki, bir insana bir kader veriliyor ve biz bu kaderi değiştiremiyoruz. Siz çocugunuzun sağlıklı doğması ve kalması için elinizden geleni elbette ki yapacaksınız ancak hiçbir şeyin garantisinin olmadığını da aklınızdan çıkarmayın. Bu söyledikleriniz 20 yıl sonra da gerçekleşebilir Allah korusun. Ama siz 20 yıl kaybetmiş olursunuz.O çocuğa mutlu bir hayat verebilecek bir evliliğiniz var ise bu vesveselerle kendinizi yıpratmaktan başka birşey yapmazsınız...

Eşim bir çocuk düşünüyorsak bunu zaman geçmeden yapmamız gerektiğini söyledi ancak ben hala bu kaygılarla bu ay da ertelemek istiyorum. Çünkü ben doğacak çocuğumu kötülüklerden koruyamayacağımı düşünüyorum hala...
 
benim bahsettigim durum daha farklıydı aslında... hatta mesajı düzenleme süresini doldurmasaydım unutmusum o kısmı silecektim yetisemedim.
cocuk olmadıgı taktirde evlilikle beraber yüklenilecek ilişkiler yumagı ve sorumluluklardan kaçmak gibi bir durumdan soz ediyordum.
ben yargılanmaları umursamam ancak cocugun gelisimi ve okulda yadırganmaması icin o son an gelinceye kadar düşünmedigime dair bir cümle idi biraz. sizin konunuzda belirtmem cok gereksizdi ama yakın bir duygu hissedince cok kontrollu olamadım sanırım.



hep kontrollu, en ufak ihtimali bile düsünmeye calısan, kendimi en kotuye hazırlayıp yola da öyle cıkan ancak bir o kadar da an ı yaşamaktan uzaklastıracak düsüncelere de izin vermemeye calısan biriyim.
bu saydıklarım arasında her zaman dengeli olamıyor tabii ki insan. bazen fazla deli dolu bazen de fazla kontrollu.

ancak bir uyeye açıkladıgınız bu durum pek saglıklı durmuyor, çünkğ hayatınızı olumsuz anlamda etkiliyormus artık.
uzun vadede sizin iyiliginiz icin kisisel gelisim kitaplarından ziyade, bu endiseli halinizden biraz daha uzaklasmanız icin destek almanız faydalı olacaktır.
hem anne oldugunuzda kaygılarınız daha cok artacak belki. bu dogrulda cocugun hayatına kısıtlamalar getirmeniz de olası...
o yuzden once daha iyi hissettiginiz bir ruh haline kavusun, sonrasında istekleriniz bir bir gerceklesir zaten.
belki es zamanlı bir sürec olarak da ikisini yürütebilirsiniz. cocuk karar verince birden bire olan birsey de degil sonucta.

"Çocuk olmadığı takdirde evlilikle beraber yüklenilecek ilişkiler yumağı ve sorumluluklardan kaçmak gibi bir durumdan bahsediyorum" demişssiniz ama burda ne demek istediğinizi anlayamadım:oops:

Zamanında farklı konularda ki kaygılarımdan ötürü ve genç yaştaki annemi kaybetmenin acısına dayanamayıp psikiyatriste de gittim.Uzun bir süre ilaç kullandım...O ilaçların bana bi faydası olmadı, sadece bol bol uyuttu, uyuşturdu ve malesef çoğu zaman duygusuzlaştırdı...Baktım ki kişinin en iyi doktoru gene kendisi ve doktoru da ilacı da bıraktım...Psikoloğa daha önce gitmedim, ona gitmeyi düşünüyorum ama gidip ne diyecem? Bu kaygılarımı anlatsam bana ne yapabilir ki? Burdaki bayanların söylediği bi çok şeyi o da söyleyecek." Hiç birşeyin garantisi yok, anın tadını çıkartmaya bak, risk her işte var, yarını düşünerek, endişelenerek kaygılanarak kendini daha fazla mutsuz etme, dünyaya bi kez geldik, yaşamak istediğin hiçbirşeyi erteleme falan filan " psikologunda çare olduğunu düşünmüyorum aslında, itiraf edeyim:KK64:
 
"Çocuk olmadığı takdirde evlilikle beraber yüklenilecek ilişkiler yumağı ve sorumluluklardan kaçmak gibi bir durumdan bahsediyorum" demişssiniz ama burda ne demek istediğinizi anlayamadım:oops:

Zamanında farklı konularda ki kaygılarımdan ötürü ve genç yaştaki annemi kaybetmenin acısına dayanamayıp psikiyatriste de gittim.Uzun bir süre ilaç kullandım...O ilaçların bana bi faydası olmadı, sadece bol bol uyuttu, uyuşturdu ve malesef çoğu zaman duygusuzlaştırdı...Baktım ki kişinin en iyi doktoru gene kendisi ve doktoru da ilacı da bıraktım...Psikoloğa daha önce gitmedim, ona gitmeyi düşünüyorum ama gidip ne diyecem? Bu kaygılarımı anlatsam bana ne yapabilir ki? Burdaki bayanların söylediği bi çok şeyi o da söyleyecek." Hiç birşeyin garantisi yok, anın tadını çıkartmaya bak, risk her işte var, yarını düşünerek, endişelenerek kaygılanarak kendini daha fazla mutsuz etme, dünyaya bi kez geldik, yaşamak istediğin hiçbirşeyi erteleme falan filan " psikologunda çare olduğunu düşünmüyorum aslında, itiraf edeyim:KK64:

şöyle ki kurumsal anlamda bir evlilige sahip olundugunda aileler, beklentiler ve sorumluluklar degişiyor, bu yüzden çocuk kararı olmadıkça kendimi öyle bir ortama sokmaktan kaçınıyorum, bu benim özelimde apayrı bir durum.
yani sizinki gibi bir durumdan söz etmiyorum. yanlıs anlasılmasın, evliliginizin cocuk olmadıkca bir anlamı yok demiyorum.
deli ve kuyu hikayesine dönmeden bu konuyu noktalasam iyi olacak, size de bir faydası yok sonuçta.

öncelikle sabır dilerim... annenizi kaybettiginizde belki cok daha farklı bir ruh hali icindeydiniz, ilacların faydasını görmediginizi söyleseniz de o anki problemleriniz şu an detaylı düsünen halinizden daha farklı olabilir...

elbette aklın yolu bir, size herkes "anı kacırma, hicbir seyin garantisi yok" vb cümleler kuracak.
ancak sizin şu an hissettikleriniz bir sonuc.
davranıslarınızı -sıraladıgınız cümlelerdeki gibi- degistirmeniz elbette işe yarar fakat bunun yolu da düsüncelerimizden geciyor. bunu her zaman kontrol edemiyor olabiliriz ve bazen elimizde olmadan hayatımızı zorlastıracagını bildigimiz seyleri yapabiliyoruz.
sonuc olarak gözüken problemin nedenlerini dogrudan degistiremesek de o sorundan etkilenen diger düşüncelerimizi psikolog yardımıyla yeniden düzenleyebilmemiz ve zamanla sizin de belirttiginiz tavsiyelerdeki gibi davranmaya yaklasabilmemiz mümkün.

sizin hayatınızı zorlastıran bir durum var, cocuk isteginize dair enine boyuna düşünmenin ötesinde her konuda endişeli oldugunuzu yazmışsınız.
üstelik ilerleyen yaşlarınızda hayatın getirdigi stresle bunu daha yogun hissedebilmeniz de ihtimaller dahilinde.
o yuzden bize anlattıgınız kadarıyla bu kaygılarınızı kontrol altında tutabilmeniz icin bir uzman desteginin gerekli oldugunu düşünüyorum, belki siz burada farketmeden daha abartılı yazıyorsunuzdur, psikolog terapiyi gerekli görmeyebilir bile.
ancak birşeyler çözülmeye başladıgında bence hafiflediginizi de hissedersiniz.
sonrasında cocuk kararınızı cok daha sakin ve zinde bir kafayla verir rahat edersiniz.
 
Son düzenleme:
Anne olmak o kadar güzel bir duygu ki onu kucağına aldığında onun kokusunu içine çektiğinde herşey o kadar kolaylaşıyor ki anlatamam vakit geçirmeden doğur bence... ben 32 yaşımda doğurdum pişmanım keşke daha erken doğursaydım diye...belki şimdi ikinci çocuğum olurdu....
 
Kızlar ben şimdi 30 yaşındayım , çocuk yapma konusunda hala kesin bir karar veremedimo_OBir yanım istiyor, küçük bir kuzum olsun bağrıma basayım diyorum, arkadaşlarımın bebişlerini severken evet doğurmalıyım, Allah'ım banada nasip et diyorum...Ama bu düşüncem sonra hemen değişiyor, yok çocuk olmaması daha iyi diyorum.Nasıl doğuracam, doğurdum hadi nasıl bakacam ve büyütecem, ben işe giderken o napacak, hem işime, hem evime, hem çocuğa bakacak güç ve sabır bende yok diyorum:KK61:Biraz bahtsızımdır ben, ya çocuk engelli doğarsa, ya doğum çok zor olursa, ya sonrasında ben ya da bebeğim hasta olursa diye aklıma geliyor ve daralıyorum,çok kaygı taşıyorum, geleceği düşünmeden yaşayabilmeyi beceremeyenlerdenim:KK43: Bi de bizim ailede herkes kanserden ölüyor, doktorlarda sende genetik açıdan risk altındasın, çocuk istiyorsan hemen yap diyorlar...Bilmiyorum ben yaa, napıcam??Hep kötü kötü düşünceler aklıma geliyor.Diyelim ki çocuk yaptım ama sonrasında kanser bana da vurdu, bu seferde neden ben bu çocuğu doğurdum, onu bile bile annesiz bırakmayı göze alarak nasıl dünyaya getirdim diye kendi kendimi suçlarsam diye çok korkuyorum.Ya nolur içinizden ne geçiyorsa onu yazın , yorumlarınızı bekliyorum, fikirleriniz karar vermemde etkili olacak:KK19:
Bu psikolojide bir insanın çocuk sahibi olması ne kadar doğru bilmem.Kendini bahtsız diye adlandırıyorsun.Belli ki yuvanı kurmuşsun.Çocuk yapsam mı diye düşündüğüne göre belli ki yuvanda çokta büyük sorun yok.Bi işin var.Sağlığın yerinde.Bahtsızlık nedir.

Burda bebek hasretiyle tutuşan,ya da evliliğinde huzuru bulamayan ya da çaresiz hastalığı derdi olan nice insanlar var.Hayat biraz şükrederek bakmak gerek.Doğum zor olurmu çocuk şöyle olur mu ben hasta olur ölürsem....Bunun adı geleceği düşünmek değil.Geleceği düşünmek bu şekilde olmaz.SEn kendini karamsarlığa alıştrımışsın.Bahtsız olduğuna şartlanmışsın.Hayat enerjin biter böyle.

Kanser riskini her insan taşır.Hayattta ölüm diye birşey var.Bu hepimiz için geçerli.Sapasağlam insanlarda ölüyor.Böyle düşünceler sağlıklı düşünce değil.
 
Sen çocuğu doğurur doğurmaz Allah sana öyle bir güç verecek ki bu düşüncelerin sana boş gelecek. 30 yaşından sonra çok riskli.. fazla gecikmeyin..

bebeğine kavuşunca pişman olmazsın..herşeyin akışına bırak..doktorda söylemiş..bir an önce yap diye..kanser olmayan birininde araba kazası geçirip hayattan erken gideceğini biliyormusunuz..bana bir doktor demişti..her ölüm kanserden olacak diye bir şey yok..kanser öldürmüyor..geç teşsis öldürüyor..onun için düşünmeden yaşa hayatın tadını çıkar..bebeğinide sağlıcakla al kucağına..:KK54:

Yarin yataktan hasta olarak da kalkabilirsiniz.Birkac saniye icimde ne yasayacagimizin garantisi yok. Anne olmak istiyorsaniz dogurun.Etragimda cok anne var farkli farkli meslek gruplarindan.
Keske evlenmeseydim su adamla diyen duydum ama keske dogurmasaydim diyene hic rastlamadim.İnsanlar kotu biten bir evliligin kendilerine kalan en buyuk guzelliginin annelik oldugunu bile soyleyebiliyor.

size pembe tablo cizmek isterdim ama gerceklerde var tabi.
caresiz,herseyden bi haber minnak bisey kollarniza geliyor,bakimi zorluyor,uykusuzluk,gaz vs..
sonra inatlasmalari basliyor ki,insan neden ben bu dunyaya geldim diye yasami sorguluyor.
ama o dun kollarinizda aglayan sipa,bugun gelmis basinizi oksayip opucuk verince,iyi ki olmussun iyi ki dogmussun yavrum diyor insan..Allah omur verir de gorursek bi 20 yil sonra karsilikli kahvelerimizi icip dertlesip muhabbet edecegim gunlerin hayalini kuruyorum oglumla,ne yalan soyleyim :KK68:

Bence her kadının anne olmak için bir biyolojik saati vardır.Ben 26 yaşımda evlendim Evliliğimin ilk 3 yılı hiç çocuk istemedim.Hep korktum.4. yıl doğuya tayinciyiz diye erteledim.30 yaşımda karar vedim çocuk istediğime.İlk denediğim ay hamile kaldım.Endişelerim vardı ama çok da güzel bir duyguydu derken çok geçmeden sağlıksız bir gebelik olduğunu,dış gebelik olduğunu öğrendim.Neler yaşadığımı o sancılı süreçleri az çok tahmin edersiniz.Bunu şu nedenle anlatıyorum siz anne olmanın artılarını eksilerini düşünürken biyolojik saatiniz tıkır tıkır işliyor ve her geçen gün risk artıyor.Ben keşke evlendikten 1-2 yıl sonra çocuk yapsaymışım diyorum şimdi.Umarım siz bu pişmanlığı yaşamazsınız.Hayat hepimiz için çok kısa.Bakın Canan Karatay Hocanın anne ve babası şeker hastasıymış.Kendi de yüksek risk grubunda ama kadın kendine,sağlığına okadar dikkat etmiş ki bu yaşında şeker hastalığı yok.Kendisi anlatmıştı bir tv kanalında.Demem o ki aileniz de kanser var diye illa sizde de olacak demek değil.Mutlu bir yaşam her kapıyı açar.Hakkınızda en hayırlısı olsun.

tek tek yazdiklarinizi okuyorum,artik bi karar vermek istiyorum,ne demişler en kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir...Ne tamamen vazgecip ,cocuk yapmayacam ,bundan ötürüde gelecekte pişman olmayacam diyebiliyorum; ne de herşeyi göze aldım bi bebiş istiyorum diyebiliyorum....Arafta olmak cok zor geliyor,Allahim yardim et
 
Acaba bunu ben yazmış da unutmuş ve yeniden okuyor olabilir miyim kendi kendime :)))

1 yıllık evliyim (17 mayısta 1. yılımız dolacak) 4 ay önce bebeğimizi kaybettik, hayırlısı buymuş dedik. Ama hamile olduğumu öğrendiğim andan itibaren ne hissettiyseniz aynısını hissettim. Şimdi yeniden bir bebek düşünemiyorum, aynı hislerle. Hatta ben biraz daha vesveseli oldum ve diyorum ki Ya Rabbim zamanın şartları belli, ben mutlu bir çocuk yetiştirebilir miyim, prensiplerine bağlı ve ahlak sahibi bir çocuğu nası yetiştireceğim..

Bu duygularımı çok sevdiğim bir arkadaşım ile paylaştım ve bana söylediği ilk sey şu oldu: Tamamen şeytanın vesveseleri bunlar, Allah hiçbir kulu kötü olsun, zarar görsün ve acı çeksin diye yaratmaz. Kaldı ki peygamberlerin bazıları evlatlarından imtihan olmuştur, Hz. Ademin oğlu Kabil Habili öldürmüştür, yani kötülük iyiliği.... Bunu bile bile hiçbir peygamber çocuk dünyaya getirmekten kaçınmamıştır.

Bizi okuyan pek çok kadın bizleri eleştirecektir, haklılardır kendi adlarına.Çocuk sahibi olmak için çırpınan pek çok insan var çünkü. Ancak bizim de endişelerimiz yersiz değildir.
Size söyleyebileceğim şudur ki, bir insana bir kader veriliyor ve biz bu kaderi değiştiremiyoruz. Siz çocugunuzun sağlıklı doğması ve kalması için elinizden geleni elbette ki yapacaksınız ancak hiçbir şeyin garantisinin olmadığını da aklınızdan çıkarmayın. Bu söyledikleriniz 20 yıl sonra da gerçekleşebilir Allah korusun. Ama siz 20 yıl kaybetmiş olursunuz.O çocuğa mutlu bir hayat verebilecek bir evliliğiniz var ise bu vesveselerle kendinizi yıpratmaktan başka birşey yapmazsınız...

Eşim bir çocuk düşünüyorsak bunu zaman geçmeden yapmamız gerektiğini söyledi ancak ben hala bu kaygılarla bu ay da ertelemek istiyorum. Çünkü ben doğacak çocuğumu kötülüklerden koruyamayacağımı düşünüyorum hala...
Rabbim sabır ve güç versin,ayni duygulari paylaşiyoruz...Dediginiz gibi peygamberler bile yeri gelmiş evlatlariyla sınanmışlar,yeri gelmiş yetim kalmış anasiz babasiz büyümüşler,nice sınavlardan gecmişler..eşinize kulak verin bence:)
 
şöyle ki kurumsal anlamda bir evlilige sahip olundugunda aileler, beklentiler ve sorumluluklar degişiyor, bu yüzden çocuk kararı olmadıkça kendimi öyle bir ortama sokmaktan kaçınıyorum, bu benim özelimde apayrı bir durum.
yani sizinki gibi bir durumdan söz etmiyorum. yanlıs anlasılmasın, evliliginizin cocuk olmadıkca bir anlamı yok demiyorum.
deli ve kuyu hikayesine dönmeden bu konuyu noktalasam iyi olacak, size de bir faydası yok sonuçta.

öncelikle sabır dilerim... annenizi kaybettiginizde belki cok daha farklı bir ruh hali icindeydiniz, ilacların faydasını görmediginizi söyleseniz de o anki problemleriniz şu an detaylı düsünen halinizden daha farklı olabilir...

elbette aklın yolu bir, size herkes "anı kacırma, hicbir seyin garantisi yok" vb cümleler kuracak.
ancak sizin şu an hissettikleriniz bir sonuc.
davranıslarınızı -sıraladıgınız cümlelerdeki gibi- degistirmeniz elbette işe yarar fakat bunun yolu da düsüncelerimizden geciyor. bunu her zaman kontrol edemiyor olabiliriz ve bazen elimizde olmadan hayatımızı zorlastıracagını bildigimiz seyleri yapabiliyoruz.
sonuc olarak gözüken problemin nedenlerini dogrudan degistiremesek de o sorundan etkilenen diger düşüncelerimizi psikolog yardımıyla yeniden düzenleyebilmemiz ve zamanla sizin de belirttiginiz tavsiyelerdeki gibi davranmaya yaklasabilmemiz mümkün.

sizin hayatınızı zorlastıran bir durum var, cocuk isteginize dair enine boyuna düşünmenin ötesinde her konuda endişeli oldugunuzu yazmışsınız.
üstelik ilerleyen yaşlarınızda hayatın getirdigi stresle bunu daha yogun hissedebilmeniz de ihtimaller dahilinde.
o yuzden bize anlattıgınız kadarıyla bu kaygılarınızı kontrol altında tutabilmeniz icin bir uzman desteginin gerekli oldugunu düşünüyorum, belki siz burada farketmeden daha abartılı yazıyorsunuzdur, psikolog terapiyi gerekli görmeyebilir bile.
ancak birşeyler çözülmeye başladıgında bence hafiflediginizi de hissedersiniz.
sonrasında cocuk kararınızı cok daha sakin ve zinde bir kafayla verir rahat edersiniz.

Haklı olabilirsiniz, psikoloğa bi gidicem, danışıcam, sonuçta gidince bi kaybım olmayacak:KK19:
 
X