Anne olunca annesini daha iyi anlayan degil kızgınlığı artan var mi benim gibi

Ben de yeni anneyim.
42 günlük anne.
Anneme sadece "güvenli bağlanma " konusunda kızgınım.
Zamanında güvenli bağlanma yaşayamadığım için ilişkilerimde sorunlar yaşıyorum
 
Anlatamazsın çünkü bizim ülkemizde kadınlar ve erkekler neden çocuk dünyaya getirilmeli konusunda bilgi sahibi değiller.

Çevre baskısı, kaynana baskısı, yaşlandığında bakıcı, evliliği kurtarıcı, bir oğlum olsun sevdası....
Kısacası Allah rızası ve vatana millete hayırlı bir birey yetiştirme harici her şey için çocuk dünyaya getiriliyor. Amaç kendi küçük egosunu tatmin etmek olduğu için yedirdi, icirdi, giydirdi olayını çocuk yetiştirmek zannediyorlar.

Bir de yazmışsın ya " zaman makinesi olsa da annemi beni doğurması için vaz gecirseydim " diye. Annen seni dünyaya tek başına getirmedi, bunu babanla beraber yaptı. Ama kabak annenin başına patladı.

Söyle bir durum var ki erkekler mutlu evlatlar yetişsin istiyorlarsa önce annelerini mutlu etmelidirler.
Kocası veya diş etkenler tarafından mutsuz edilen kadınlar psikolojik olarak evlatlarına düzgün annelik yapamıyorlar.
Sürekli eleştirilen, hakaret işiten, değer görmeyen bir kadın sence nasıl bir çocuk yetiştirebilir?
 
Sürekli eleştirilen hakaret edilen yerde durmayacak o kadın o zaman. Mücadele edecek, kendini kurtaracak. Kurtaramıyorsa da bunun faturasını çocuğa kesmeyecek. Ama “garip analar” hep mağdur. Haa çocuk hayatını kuruyor, eli ekmek tutuyor, o zaman boşanmak akıllarına geliyor. Neden? Sırtına binmelik birini buldukları için. Üyenin nickini vermek istemiyorum ama daha geçen ay birebir bu konu vardı bdv’de.
 
Yahu hep kadınlar mı suçlu? Hırsızın hiç mi suçu yok?

Kadınların çocuğunu düşündüğü kadar kocalar da düşünse sıkıntı kalmayacak demek istedim ben.
Sabah sabah veya akşam akşam saçma bir sebep yüzünden tartışma çıkar, sonra da kadını çocuklarla evde bırakıp kapıyı çek çık. Git kafanı dağıt, evde kalıp bir yere çıkamayan kadın da ne yaparsa yapsın ki geneli çocuklarına sarıyor.



Ayrıca sürekli psikolojik şiddete maruz kalan bir kadın normal düşünemez ki!!
Herkes öyle zannedip sineye çekmeye devam eder. Çünkü böyle yetiştiriliyoruz.

Eşimin annesi birisinin boşandığını duydu. " Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit" misali bana söylüyor
- kadın dediğin alttan alacak. Her şeyi sorun etmeyecek. Gerekirse çekecek. Biz de çektik zamanında. Şimdiki kızlar da hiçbir şeyi çekmiyorlar. Hemen boşanıyorlar. "
Erkeğin çektirmesi normal ama onu çekmeyen kadın anormal.
Ulkemizdeki kadınların bir çoğu bu mantıkta kız ve erkek çocuk yetiştiriyorlar.

Sizin dediginiz gibi o kadar marjinal olamadık.
 

Acikcasi babam olmasaydi çoçuklugum komple berbat olacakti. Babam en azindan sevkat gösteriyordu, benim ile sakalar yapiyordu, ergen bunalimimi anliyordu. Annemin hayati evet daima kolay degildi fakat kendisi abarttigi kadar zorda degildi. Baze seylerin iyilestirmenin yerine, annem negatif enerji saçmayi seçiyor. Annem ilk yillarinda kayin aile ile yasadi. Sonra oda bitti, kendi evi oldu. Istese babami çok iyi bir sekilde idare edebilirdi fakat yapmadi. Yillardir o geçmisin intikami pesinde ve hiç bitmiyor bu magduriyeti. Hem kendine, hem etrafa hayati zehir ediyor aslinda.
 
Kocaya ve/veya ailesine kızıp çocuğa şiddet uygulamamak marjinallikse keşke herkes benim kadar marjinal olsa. Evime hırsız girerse eve giren hırsıza kızarım, hırsızı suça iten nedenler 2. plandadır benim için.
 
Bu tip konularda ne kadar çok mağdur çocuk/yetişkin olduğunu görüp her defasında karışık duygular içerisine giriyorum.
İç dünyamda bir yerlerde gizlenen, çocukluğuma dair üç-beş olumsuz anım canlanıyor.
Onlara 'siz o kadar da kötü değilsiniz şu okuduklarımdan sonra' diyorum.
Sonra bunu düşünüp,teselli bulduğum için vicdanen rahatsız oluyorum hatta utanıyorum.
Sonra anne-babamın kendi çocukluk yaşantılarını,sıkıntılarını,komplekslerini düşünüp onlar için üzülüyorum.
En son en azından ben oğluma bunları yaşatmadım,öğrencilerime yaşatmamak için azami gayret sarfettim diye tekrar olumlu duygular hissediyorum.
Çocukluktan yaralı olan herkesin yaralarını sarmasını temenni etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.
 
Marjinallik haksızlığa uğrayan kadının anında tepki koyması ve hakkını savunması.
Çocuğuna şiddet uygulaması değil. Nasıl bu yorumu çıkardınız anlamadım.
Ayrıca bu konudaki hırsız kocalar oluyor.
Kadın tek başına evlenmiş, çocuk yapmış gibi bütün toplum kadınlara yükleniyor ya " niye böyle bir adamla evlendin, niye onu baba yaptın, niye boşanmadın...."
Bu olaylar da erkekler dış kapının dış mandalı mı oluyor?
 
O kadınlardan biri de benim galiba. Ama ben affetme yolunu sectim ara ara aklıma gelse de annemde biz küçükkenki hallerinden pek eser kalmadı. Tabi koca koca kadınları dövecek değil yine arada çıkışsa da kızımı yani torununu çok seviyor. O onu severken benim içim eriyor resmen. Zamanında beni niye böyle sevmedin desem de sevebildiğini görünce içim ısınıyor. Bu da benim yaralarımı hafifletiyor.
Zor bir çocukluk geçirdim. Çiftçi bir ailenin kızıydım. İlkokulda tarlada çalışmaya başladım. Yazın her sabah erkender gider akşam güneş batarken eve gelirdik. Aklım erdikçe bazen bunlar bizi kendilerine işçi olalım diye yaptılar heralde derdim. Babama kızardım elindeki imkanları değerlendirip memur ya da en kötüsü işçi olmadığı için. Bizi her gün o ağır işleri yaptırdıkları için. Tarladan gel ev işi azıcık yatsak annem gardiyan gibi bagırırdı. Miskinler kalkın işleri sayarda sayardı şu yapılcak bu yapılcak. Evde hayvanlarımız da vardı. Onların bakımına da yardım ederdik. Küçük yaşta yemek de pişirdik her işi yaptık. Annemin bırak bana sarıldıgını basımı okşadıgını da bilmem. Çocukluğuma ait en güzel anım bir akşam babam çoraplardan top yapmıştı. Kardeşimle babamla oynadıgımız o çoraptan top oyunu çok eğlenmiştik. Ama annem görünce tabi hemen bağırmaya başlamıştı biz de oynamayı bırakmıstık galiba. Babam daha vicdanlı idı annem bize ne zaman bağırsa çocuklara bağırma derdi ama işte kendisi de bi başımı okşamadı. Hep mesafeliydi. Ve tabi annemin basında değildi tabi. bir bardak kırdım diye annemden dayak yediğimi biliyorum. Ya da dişimi çekmesinden korktugum için beni koşturdugunu yakalayınca da okkalı bir tokat attıgını 5 parmağının izi kalmıstı suratımda.
Evet işi çoktu babamla anlasamıyorlardı hep tartısırlardı ama hiç anlaşma yolunu seçmiyordu ki. Neyse işte daha bir sürü detay. Ne kadar affetme yolunu da secsem kalbimde o yara tamamen silinmeyecek biliyorum ama annem gibi olmaktan kızımda korkmuyorum aslında. Çok duygusal bir çocuktum. Aslında çok neşeli bıcır bıcır maskot gibi bir çocuktum ama gitgide içe kapandım. İlk okulda 1. Sınıf öğretmenimiz aşırı sekilde dövüyordu sıra dayağı atardı hep. Korkudan onu bile söyleyememiştim kimseye. Bana kızarlar diye.konuyu kaçırdım galiba. Kızıma karsı bilinçliyim. İleride bir çocugum olursa annem gibi olmayacağım dedim hep kendime. Ama eşe nasıl davranılır bu konuda o kadar sıkıntıya düşüyorumki. Annem çemkirmekten başka birşey yapmadıgı için bi bakıyorum ben de hep negatif yolu seçiyorum iletişimimizde. Kendimi frenlemeye çalısa çalısa öğrenmeye çalısıyorum o senin düşmanın değil hayat arkadasın falan derken baya yol kateddim. Ev düzeni konusunda çok pratik ve eli hızlıyımdır ama pek hevesli oldugum söylenemez açıkcası.yılların yorgunluğu var küçücükkenden başlayan.
 
Maalesef çogu kadın senin annen gibi. Unutup hayatına devam etmek yerine hatırlayıp acı çekmeyi ve çektirmeyi seçiyor.

Kayın aile ile yaşaması onda travmaya sebep olmuş ve git gide ilerlemiş.
Babanın hatası ise annen travma yaşarken fark etti ama görmezden geldi veya daha kötüsü hiç fark etmedi.
 
Çocuklukla ilgili biçok şey, insanın içine ukte kalıyor. Benim annem pasif bi kadındı, onun o sessizliği beni çok çekingen kılıyodu. Mesela ben çok başarılı bi öğrenciydim ilkokulda, ama annemin 1 kere bile beni okula götürdüğünü yada veli toplantıma katıldığını hatırlamıyorum. Benimle kızları aynı sınıfta okuyan bi aile dostumuz vardı, her sabah okula o götürürdü beni. Camda her sabah onları beklerdim, nolur beni almayı unutmasınlar diye korkardım bide. Anneli günler olurdu mesela, pastalar börekler yapılır toplanırdı. Benim yine annem yanımda olmazdı. Babam işten izin alırdı hep, veli toplantısı tören karne günü gibi şeyler için.. İyi bi ailem vardı ama bazı eksiklikler çok iz bırakıyor. Bi konu açmıştım bende annem doğumda yanımda olmadı diye, o gün bile yanımda olamayışı beni o okul günlerimdeki içerlemelerime götürdü..
Ailem oyuncak almayı gereksiz bulurdu, çok yakın bi çocukluk arkadaşımın oyuncaklarına çok özenirdim :) Şimdi benim de bir evladım var, ikincisi yolda inşallah. Ona yaptığım hiçbir harcama gözüme batmıyor, yeni bi şey aldığımızda verdiği tepkiyi görünce ben de çocuk gibi oluyorum. Ne çok oyuncak alıp doyumsuz bi çocuk olsun, ne de hiç almayarak başkalarına özenmesin eksik hissetmesin diye çabalıyoruz eşimle. Şimdiden biçok ev işinde de oyuna dönüştürerek eşlik ediyor bana..
Hep anne olunca anlarsın derler. Anne olunca en çok nasıl anne olunmaması gerektiğini anlıyor insan :)
Dilerim çocuklarımızın içinde böyle izler bırakmayız.. Dopdolu sevgi dolu, dönüp hatırladıklarında anne ve babalarını hep başuclarında gördükleri çocukluk anıları olur.
 

Evet travma fakat annem bir psikologa gitmiyor. Daha dogrusu bizim baskimiz ile gitti fakat hiçbirini güya begenmedi. Babam fark ediyor fakat annem o kadar hirçin davraniyor ki, insanin özür dileyesi dahi gelmiyor. Yani adamda otomatik olarak kendini koruma mekanizmasi basliyor.

Ha ona ragmen babam daha çok deneyebilirdi annemin yaralarini sarmaya. Yani adamda kusursuz harika bir es degil, kesinlikle. Ancak ikiside kisir döngü içinde ve birbirinin tepkilerini güçlendiriyorlar.

Olan evlatlara oluyor iste. Sebebler bulunabilir, sosyolojik, psikolojik açidan açiklamalar bulunabilir. Ancak çekilen acilarin, ömür boyu özgüvensizlik gibi seyler çözülmez artik.
 
Çoğumuzun aynı yaraları var.
Kurtulmanın yolu affetmek zor olsa da.
Ben de bıcır bıcır konuşkan herkesle iletişime geçen özgüven tavan bir çocuktum.
Ama anne baba tavırları sebebiyle dört beş yaşlarından sonra içime kapandim.
Hep asgari yaşadım.
Etliye sütlüye karismadim.
Çocukken böyle içime kapanınca bu sefer psikologa götürdüler.
Yine de o şartlarda yapabileceklerinin en iyisini yaptılar.
Ben bile beş altı yaşlarimda artık derdimin sevgisizlik olduğunu cozmustum.
İnanmayacaksiniz ama psikologla bile dalga geçtim.
Hep alakasız cevaplar verdim.
Benim tek istediğim candan bir sarılma ve seni seviyorum, iyi ki varsın ve benim için çok önemlisin sözünü duymakti anne ve babamdan.
Evet maalesef bütün bunları ben de çocuklarım olunca idrak edebildim.
En acısı da bu.
Ama önümüze bakmak lazım.
Oyun kısmında ortak sevdiğiniz şeyleri tercih edin.
Zaten sevginizi hissediyorsa çocuğunuz oyun ikinci planda bence.
 
Öyle güzel anlatmissin ki kendini. O kadar da sitem etme annene. Her olumsuz deneyimin olumlu bir etkisi olur insan karakterinde. Bak sen de o yalnız çocukluğun sayesinde iç dünyası oldukça geniş,kendini çok güzel kesfedebilen bir kadın olmuşsun. Eminim herkes benzer şeyleri hissediyordur çocukluğuna dair. Çok şükür ben guzel bir ailede büyüdüm ona rağmen şimdi kızıma bakınca bazen kiskanmadan edemiyorrum acaba onun ki kadar şanslı bir çocukluk gecirebilseydim nasıl bir insan olurdum diye. İzlediğim bir dizide babası kızına "Biz anne babamızın hatalarından ders çıkarıp daha iyi anne babalar olmaya çalıştık sen de bizimkinden çıkarıp daha iyisi ol ve bu sayede uzun uzun yıllar sonra bir yerlerde bir çocuk çok güzel bir çocukluk geçirebilsin" diyordu. Gerçekten de öyle. Emin ol annen kendi ailesinden daha iyi olmak için çabalamış elinden ancak o kadarı gelmiştir. Sen de kendine bu kadar baskı yapma.İnternetteki, TV deki anneler gerçek dışı bir profil çiziyorlar.

Herkesin annelik tarzı kendi karakteriyle örtüsmeli ki sürdürülebilir olsun. Yoksa iki gün sıkar kendini istemeye istemeye evcilik oynar sonra bıkıp komple bırakırsın. Sen kendini analiz Edip ikinizin de keyif alabilecegi ne bulabilirsin onu düşün. Yani kimi hoplamali ziplamali bir anne olur, kimi alır mutfakta kek yapar, kimi birlikte süslenir , kimi el işi yapar, kimi oturur bilgisayar oyunu oynar. Hepsi olmak zorunda değilsin. Önemli olan birlikte bir şeyler paylaşmak. Şimdi daha çok küçük büyüdükçe paylaşiminiz artacak sen de keyif almaya baslayacaksin. Şu anki duruma bakarak ben hep böyle bir anne olacağım diye düşünme.
 
Var olan annenin duygusal yokluğu içimi çok acıtan bir kitaptır okudum. Köpek gibi büyütülmüş çocuk diye bir kitap var o da çok acı. Olgunlaşmamış ebeveynlerin çocuklarını da yarısına kadar okudum bitireceğim. 3. Kitabı bilmiyordum mutlaka bakacağım çok teşekkür ederim.
 
 
annem benı bana cok sıkayet ederdı anne olda goreyım anne olunca anlayacaksın dıye
anne oldugumda ona kızdım anne olunca anladım evladın degerını cunku
anne oldugumda annemın bana zamanında haksızlıklar yapmıs olduguna o zamankı kırgınlıklarımdakı haklılıgıma emın oldum
anne olduktan sonra annemle mesafem arttı ozel zamanlarda gorusuruz cok sıkı fıkı degılım kendısını gorunce bazı kırgınlıklarım aklıma gelıyor cunku unutamıyorum

sızde kırgınlıklar yasamıssınız bunu atlatmanın en guzel yolu cocugunuza daha sıkı sıkı sarılmak annelerımızın yaptıgı hataları yapmamaya calısmak...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…