Çok korkuyorum ben, çok.
Gelecek benim zihnimde çok karanlık oldu. Ya az önce kendi ölümümü değil en yakınımın ölümünü gözümün önüne getirdim. Ben ölürsem yine sıkıntı yok, ama geride kalmak çok zor. Ama üstüne getiremedim bile ya... Yok yok yok! Bunu kabul etmedi beynim. Bunu yaşasam başka ihtimal yok kesin deliririm ben. Ve bunu yaşayan 37 aile var şu anda. Onları anlamanın bir adım yakınına bile gelemedim. Ve şimdi başımız sağ olsun, Allah sabır versin bile diyemiyorum. Ya nasıl diyebilirim ki? O insanların başı cidden sağ olacak mı bundan sonra? Hiç sanmıyorum...
Ve geleceğime inancım azalmaya başladı. Neye, ne amaçla, kim için çalışıyorum ben dedim. Ölümün kol gezdiği bir ülkede yarına çıkacağının garantisi olmadığı bir ülkede neyin mücadelesini vereceksin ki?
Ve hala büyük bir şok yaşıyorum, biz Suriye, Libya ya da Mısır değiliz ya! Bizim ülkemizde bunların olması imkansız, olmamalı! Biz ne ara bu hale geldik diyorum. Hala kabullenemiyorum, ben buna alışamam arkadaşlar.
Çok da büyük hayal kırıklığı, korku, endişe içerisindeyim. Her defasında son bulmasını ummak ve her defasında yanılmak...
Peki bu elim olayın sorumluluğunu alacak, bir şeyler yapacak kişi ya da kurumlar hangileri? Suçlamıyorum, cidden artık bilmiyorum ben hiçbir şey. Bir şey yapmazsak değil bomba koymak, tanklarla, toplarla binaların arasında dolaşıp, milyonları öldürebilirler. Şimdi ben düşünüyorum, üzülüyorum, korkuyorum, alışmıyorum diye şerefsiz mi oldum? Böyle düşünenlere de ayrı bir yazıklar olsun.
Lütfen çaresizliği kabullenirsek felaketlerin ardı arkası kesilmeyecek, ne yapılabilir bilmiyorum. Ne olumlu bir adım, hangisi olumsuz olur fikrim yok. Ama elbet benden daha iyisi, iyileri vardır. Daha aydınlık zihinler elbet vardır. Ama lütfen bana dokunmuyorsa umrumda değil demeyelim. Ben telefonumu açmadı, 5 dakika geç kaldı, bugün de avm de olacaktı acaba bir şey mi oldu diye düşünmek istemiyorum artık ya! Siz de istemeyin, bu tür endişelerle yaşamak istemeyin ya.