- 29 Ocak 2015
- 1.092
- 2.000
- 63
- 31
NEDEN EVET DİYORUM :
16 Nisan 2017 Türkiye ve coğrafyamız için dönüm noktasının başladığı gün olacaktır.
1961 darbe anayasası ve akabinde devam edegelen cuntacı anayasa 12 eylül darbesi ile taçlanmıştır !
82 anayasası darbeci hainler ve cuntacı generaller tarafından hazırlanıp milletimize dikte edilmiştir, tâbi ki " bir sağdan, bir soldan astım" diyen darbenin baş aktörü katil kenan evren ve cuntacıları korumak için anayasa düzenlenmiştir.
Mezkûr anayasa hattı zatında kral da bile olmayan yetkileri Cumhurbaşkanına vermiştir, Cumhurbaşkanının hiç bir sorumluluğu yoktur. Önce hâli hazırda ki anayasayı ve mevcut durumun kısa bir özetini geçersek neden Evet diyorum daha bil'bedâhe sarîh bir şekilde anlaşılacaktır.
Darbeciler sadece devletin en tepesini kendi güvenlik ve hevâlarına göre dizayn etmekle kalmadı bürokrasi yani devletin üç ayağından ikisi olan yasama ve yargıyı da dizayn ettiler, bu girizgâhtan sonra şimdi gelelim maddelere. Dikkat edin madde bağımlısı olmayın :))
Hali hazırda ki sistemde Cumhurbaşkanı devletin başı ve hiç bir sorumluluğu yok iken, ekonomi, içtimai, iktisadi v.b. yeni sistemde Cumhurbaşkanı sorumlu olacak.
Hâli hazırda ki sistemde Cumhurbaşkanı sadece ama sadece vatana ihanet suçundan yargılanabilirken yeni sistem de Tck'nın suç saydığı her şeyden yargılanabilecek.
Eski sistemin dejavantajlarından en önemlisi devletin üç ayağından biri olan yürütme yani hükümet ile Cumhurbaşkanı ters düşüp kavga v.s. yapabilirliği varken, ki bunlar oldu, atatürk ile inönü, demirel ile çiller, sezer ile ecevit gibi ... devlet tepe takla gitmiştir, yeni sistemde olabilecek bu sorun tamamen izale oluyor, zirâ Cumhurbaşkanı devletin başı olduğu gibi yürütmenin de başı olacak tıpkı Atatürk, tıpkı inönü gibi.
Hâli hazırda ki sistem siyasi manipülasyonlara açık, türlü politik ayak oyunlarına açık iken mesela koalisyon, milletvekilliği, bakanlık v.b. pazarlıkları, yeni sistem de c.başkanı aynı zaman da yürütmenin başı olacak şahıs % 51 oy alması veya ikinci turda en fazla oyu alması gerekeceğinden manipülasyonlara kapanacak.
Hâli hazırda ki sistem de, 82 darbe anayasının Cumhurbaşkanına verdiği "fesh" etme yetkisi ile Cumhurbaşkanı isterse bütün siyasi partileri kapatıp, milletvekillerinin vekilliklerini düşürür ve dahi T.b.m.m.i fesh eder, kendi yerinde durur kimse kımıldatamaz bile, oysa ki yeni anayasaya göre C.başkanının " fesh" yetkisi yoktur ya ne vardır ? Seçime götürme tâbi ki kendisi de mecbur seçime girmeye, aynı anda Meclisin de 3/2 çoğunluk ile Cumhurbaşkanını ve tabi ki parlementoyu seçime götürme yetkisi olacak.
550 m.vekil sayısı 600'e çıkarılıyor, avrupa birliği ülkelerinin ortalaması 55 bin kişiye bir vekil düşer, 80 milyonluk ülkemizde yaklaşık 134 bin kişiye bir vekil düşecek 600 vekil olursa.
Ez-cümle, hayır cephesinin en büyük argümanı " tek adamlık" oysa ki tek adamlık mezkûr anayasada zaten mevcut, izah ettiğim gibi darbeciler kendilerini korumak için olağan üstü anayasa yapmıştır. Şimdiki Cumhurbaşkanı bu yetkilerin tamamını kullanmıyor ayrı konu.
Meseleyi Erdoğan'a odaklayan, Erdoğan üzerinden bakanlar yanılıyor, Erdoğan yarın da ölebilir, seneye de,.... her fani gibi..
Mesele Devletin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin operasyona açık olan, davetkâr anayasa ve bürokratik sistemini değiştirmektir. Değişecek ! Evet ! Kesinlikle değişecek Evet.
Peki denetleme mekaiızması hakkında görüşleriniz nedir? Mesela GEN SORU NEDEN ORTADAN KALKIYOR? Başkanın Meclis’in görevine son vermesi fesih, Meclis’in başkanın görevine son vermesi ise azildir. Görünürde karşılıklı fesih ve azil yetkileri verilmiştir. Gerçekte ise azil yetkisinin çalışması neredeyse imkânsızdır. Çünkü Meclis’in seçimleri yenileme kararı alabilmesi için 360 oy çoğunluğa ihtiyacı vardır. Başkan ise tek başına ve hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i feshedebilir. Halkın yüzde 100’üne yakın temsil gücü olan Meclis’i, yüzde 50 ile seçilen bir kişinin fesih edebilmesi tek adamlık değil de nedir?
Getirilen sistemde temel olarak başkanın 2 dönem seçilme hakkı var iken. Seçimle birlikte yeniden aday oalbiliyor ve dolayısıyla bu dönem 3 e çıkıyor. Neden?
Anayasanın 108.maddesine DDK arıtk yalnızca inceleme değik soruşturma yetkisine de sahip oluyor. Normalde DDK'nin yetkisinin özgürlüklere çok fazla baskı kurmaması için sınırlandırılması gerekirken neden çok daha fazla genişletiliyor? Böylece tek bir kişinin sivil toplum kuruluşlarını denetleme ve soruşturma hakkınının bu kadar genişletilmesi suan olmasa dahi dediğiniz gibi Cumhurbaşkanı öldüğünde Başkanlığı otoriter sisteme dönüştürmek isteyen kişi için eline bir fırsat vermez mi. Kaldıki Fetö denen kişinin insanları 40 yıldır kandırıldığı düşünüldüğünde 15 yıldır tanıdığımız bir iktidara bu derece güvenmek ne derece doğru olacaktır? Fötö yıllarca güzel işler yapıyor gibi görünüp nasıl ki milleti yok etme çabasına girmiş ise 15 yıldır bir iktidarın bizi KANDIRMADIĞINA nasıl inancağız? Üstelik dün ben kandırıldım diyerek özür dileyen bir cumhurbaşkanının çok yakın bir zamanda yaptığı açıklamada siyasi hayatım boyunca hiç ALDANMADIM demesi çok büyük bir çelişkiyken nasıl güveneceğiz ???