- 6 Temmuz 2017
- 5
- 18
- 3
- 28
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #21
Ben bu konuda erken yaşta ipleri elime aldım. Annemin "o kısa, bu açık" laflarına hiç kulak asmadım. Küçük şehirde yetişmeme rağmen istediğim gibi giyindim. Ama tabii vazgeçmez anneler :) Geçenlerde yine "taytının üzerine giydiğin bluz kısa kalmış, poponu örtmüyor" diyecek oldu, "ben bir yerimi örtmeye çalışmıyorum ki" dedim, çıktım. Hala da kısa etekler, şortlar, daracık taytlar giyerim. Pantolon giymeyeli seneler oldu. Kendime böylesini yakıştırıyorum. Annemin laflarını anında savuşturduğum için çatışma noktasına gelmedik pek. Kocamınsa kısalık ya da açıklıkla ilgili laf etmesi söz konusu bile olamaz. Ama siz de eşinizin biraz fazla üzerine gitmişsiniz gibi geldi bana. O arayı bulmaya çalışmış sanki.
14-15 yaşlarındaylen dayımda benim herşeyime karışırdı,hızma taktım diye beni 3 saat ağlattığını bilirim..
Sizi anlıyorum bu yüzden,zamanında neleri kursağımızda bıraktılar
Yalnız annenize katlanmakta zorluk çekiyorsunuz ama 2 ay yan yanasınız. Bu gerçekten çok mantıksız.
Iki madde. ANNENI KAYBETTIGINDE COK ARAYACAKSINN. ANNEYI IDARE ET ONDAN DAHA GERCEK SEVENIN YOK.
Ikincisi. Sort. Kendini ifade sekli degil. Bikini mini vs bunlar cok rahat giysiler degil. Hani kombat tur diz ustuyse OK bayagi rahat olur da, aksam uzeri sort giyilmez. Ozgurluk falan degil,Isvec Norvec'te de aksam gezmelerinde uzun seyler giyilir. Yani statement yapmak icin baska bir sey sec bence. Yirtmacli elbise olabilir bilemiyorum ama sort? gunluk giysi
Tüm bu müdahalelerin arasında elbette giyimimden konuşmalarıma, saçımın renginden seçmem gereken mesleğe, hangi şehirde okumam gerektiğinden tutun da erkek arkadaşlarımla olan ilişkilerime her şeyime maksimum derecede karışıldı
Basit bir şort mevzusu değildi çünkü bu benim için, kendimi ifade etme biçimime kadar, her şeyime karışılan bir hayatın konsantre haliyle, bayat ikramı gibiydi tekrar.
"Basit bir şort olayını büyüttü Gangsta" ... Bana göre ise zaten ömrümce birikip birikip devasa bir hale gelen, üzerine hiçbir fikir, tartışma kabul etmeyen şeyi, durduk yere dürttüler.
Ama sizin alkisli tepkiniz hatta bana cevabiniz da "reactionary" yani refleks olmus artik. Anliyorum herseyinize karisilmasi igrenc bir duygu da, ben sortun aksam icin cok "casual" cok uygun olmadigini, yani Avrupa'da ozellikle cok tercih edilmedigini soylemek istemistim. Gun icinde problem yok. Daha "dressy" (suslu) seyler giyilmesi gayet de aksam adabina uygun. Hani amerika'da Redneck partilerind egidip mudding yapacaksaniz bustiyer short yaninda da bir sise Jack anlasilir da, Turkiye (her ne kadar inatla oyle olmadigini soyleseler de) bir Dogu Avrupa ulkesi. Ben size alternatif oneri olarak sundum yirtmacliyi, ama refleks araya girdi. Ben sizden yanayim bence savunmaya gecmeye gerek yok.İlk madde: Evet, farkındayım.
İkinci madde: Benim için üzerime aldığım her parça, sürdüğüm her renk ruj ve saçımı soktuğum her şekil, bir ifade biçimi. İfademe aynada bakarım ve modum buna göre yükselir ya da düşer. Giyim benim için bu.
Bir de üçüncü maddeyi ekleyeyim: Giyim tarzımı seviyorum, yırtmaçlı bir elbise içinde o akşam kendimi iyi hissetmeyeceksem onu giymem, günlük giysileri şık parçalarla kombinleyerek geceye uygun hale getirebiliriz bu arada. Nitekim romantik bir akşam yemeğine çıkmıyorduk; sahilde çekirdek çitleyecektik.
Artı ilave etmek istiyorum:
Şöyle dile getirmişim durumu; buradan "Şort ifade biçimi midir yağğni?" yi çıkarmak da ayrı bir gayret olsa gerek. Alkışlıyorum, ne diyeyim.
Seni o kadar iyi anlıyorum ki, ömrünün yarı yılını ailesini boyunduruğu altında geçiren birisi olarak içinde biriken öfkeyi ayni şekliyle ben hala daha yaşamaya devam ediyorum. Kendi kuralların, kendi çizgin olsun istiyorsun, ancak bilge ebeveynlerimiz o çizgiyi silip kendi bildikleri noktaya çekebiliyorlar, çünkü bizler hayat tecrübesini yaşamamış sorumluluk nedir bilmeyen, aklı selim hareket etmekten uzak, es kaza Allah yüzümüze bakmış kayırmış da öyle bu yaşa kadar gelebilmiş insanlariz(!) Yeetteerr deyip tüm tabulari yıkmak, evet benim de bir kişiliğim, benim de bir karakterim, benim de fikrim zikrim var deyip yakıp yikasın geliyor her şeyi. Yine şanslısın ama ailene zor da olsa sesini duyurabilmişsin, en azından artık neye kızdığını anlayacak yahut hangi noktada durmaları gerektiğini hatırlatacak konuma getirmişsin. Kendi hayatin, kendi doğruların var, kendi kurduğun dünyana aynı bu şekilde sınırını bilen insanları dahil etmeye devam et. Elbet öğrenecekler, elbet bir gün bir noktada artık 'pes' edecekler. Bulunduğun noktaya gelebilmek için çırpınan, kısılmış sesimi aileme duyurmaya çalışan biri olarak cok imrendim sana.
Anlıyorum sizi, benzer hisler yaşadım konular pek aynı olmasa da, olay yine baskı ama konular bende daha çok küçüklükten itibaren öfke ve korku yönetimi uygulayarak öz güvenimi, "benliğimi" baskılayıp gereksiz bir ton şeyde öfke gösterip en ufak şeyi kötüye çekerek bende ciddi kalp kırıklıkları yaratması... Aşırı korumacılık da var işin içinde. Hiç rahatça bir şeyler paylaşamadım, büyüdükçe biraz azaldı bazı şeyler sadece. Bir şeyi ilk seferde yapabilmemi, anlamamı bekler, olmazsa tartışma çıkar, "beceriksiz" vb. laflar çok duydum, bu yüzden evde hiç bir işe elimi süresim gelmiyor yıllardır kolay kolay, yaşadığım bazı şeyleri anlatamıyor saklıyorum moralimi alt üst etmesin diye. Terör estiriyor istediği zaman, onun moduna göre moda giriyoruz resmen. Çok bağrış çağrış yaşadık.
Bazen zorunlu uzak kalmalarımız olduğunda o kadar ferahlık hissediyorum ki, cildim falan düzeliyor, geldiğinde/geldiğimde yine aynı şeyler başlayınca bir an kaldırmakta zorluk çekiyorum. Bazen uzun süre sonra olunca daha bir geriliyor insan sanki.
Bir süredir azaldığını farkettim ama bazen bahsederken ağlarım istemsizce çünkü hassas biriydim daima, çok etkilemiş, hiç bunu düşünmedi, anlamadı.
Sinirden ya da kırgınlıktan kendimi tutamayıp ağladığımda "ne diye ağlıyorsun ki" diyordu.
Yahu o kendimi ifade edis seklim bu kendimi ifade edis seklim diyorsunuz da buradaki yorumlarinizdan belli kendinizi normal ifade etmiyorsunuz. Hemen ters konusuyorsunuz. Burada sizi en ibjektif bicinde yorunlayacak insanlar biziz. Çünkü sizi tanımıyoruz burada anlattığınız kadarınızı biliyoruz. Üstelik insan kendini anlatırken ne kadar objektif olmaya çalışsa da kendisini haklı göstererek anlatır. Buna ragmen sizin yazın 2-3 ay annenize gidip kalmanız saçma bulunduysa gerçekten sacmadır.
Hem annenizle en ufak seyde çatışmaya girecek kıvamdasınız hem de bütün yaz birliktesiniz. Ayrı odanız olsa ne olacak sabah aksam ayni sofrada aynı mekandasınız işte. Madem sabrınız yok madem sizi zıvanadan çıkartıyor gitmeyin o zaman. Kocanız seviyo diye gidiyosanız da bu olayda yaptığınız gibi adama cemkirirsiniz bidaha yaylaya gitmek de istemez.
Anneniz sizi hala cocuk gibi görüyor. Siz de ayni seyi oglunuz büyüdüğünde göreceksiniz. Sizin oglunuza iyi bakamadıgınızı düşünmesi tuhaf bir durum degil yani. Size karışmaması tuhaf olurdu.
Ayrıca şort kısa anne gibi giyin dediyse de dedi, ben mutluyun deyip geçin. Madem anne babanız yaşlı o yüzden onlarla olmak istiyorsunuz o yüzden yaylaya gidiyorsunuz o zamab onlara ateş sacmak yerine ılımlı olun. Seker hastası insanların yanında bu kadar olay yaratmak ne kadar mantıklı?
Sizi topyekûn şımarık buldum ben. Size saygi duyan bir esiniz var onun üzerine yüklenmissiniz gereksiz yere. Anneniz klasik bir anne iste ona gereksiz yere bilenmissiniz. Ama yine de diplerinden ayrilamiyorsunuz. Sebep ne, onlarla olmaktan mutluyum onlar hasta mutlu olsunlar istiyorum. E o zaman neden böyle krizlere giriyosunuz?
Anneniz de esiniz de size iyi sabrediyor. Biraz dönüp kendinize bakın. Size daha yumuşak bir yorum yapmak isterdim ama burada üyelere yaptığınız anlamsız çıkışlardan sonra böylesi bir mesajın size daha uygun olduguna karar verdim.
_________________Mune @Margarikotin rica etsem konumu kapatabilir misiniz?
Cevabını buldum sorunumun.
Teşekkürler yorumlayan herkese.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?