hep söylediğim bir şey var, insanların komşuluk ilişkileri olsa birbirlerine karşı daha anlayışlı olurlar. ben böyle düşünüyorum en azından. insanlık kalmayınca herkesin her hareketi diğerine haklı veya haksız batıyor.
üst katımdaki istisnasız her gün mutlaka tadilat yapar, eşya çeker. cumartesi günü duvar falan kırdırdı, beynim delindi resmen. bir de yasak, fırın market dışında bir yere de kaçamıyorum. mecburen evde çekmek zorundayım. ne tadilatı bitiyor ne eşya çekmesi. başka rahatsız olan da var hatta yönetici panoya yazı asmıştı işte dairelerde devamlı eşyaların çekilmesi ve tadilat yapılması rahatsızlık veriyor, apartmanda yaşlılar ve sınava hazırlanan öğrenciler var lütfen dikkatli ve saygılı olalım gibisinden ama nato kafa nato mermer. daire bana ait istediğimi yaparım kafasında belli ki. hayır bir de merdivende karşılaşıyoruz ne bir günaydın demek var ne iyi günler. ilk taşındığımda karşılaşınca merhaba dedim bir keresinde, görmezden geldi geçti gitti. nasıl bir insanlık, nasıl bir komşuluk ben anlamıyorum. ben bütün gün senin saçma sapan gürültünü çeken insanım, hayır öyle bir hale geldik ki dairede ölsek ancak etrafa yayılan kokudan anlarlar öldüğümüzü.
konuyu okudukça sinirlerim zıplıyor.
gündemimizde bu sene içinde ev almak var. ve ben sırf şu komşuların sürpriz yumurta olmasından dolayı ev alma fikrine heyecan bile duyamıyorum. daha önce çok sorunlu bir komşumdan taşınarak kurtulabilmiştim. ya yine benzeri olursa, burada bir sürü konu okuyoruz komşu sorunlarına dair, ya yeni evde de sorun yaşarsam diye diye psikolojim kaydı