@sonbahar765544 Ben eşimin böyle bir şeyini görsem olay şu şekilde gelişirdi.
Usb yi görürüm. “Aaa bu da neymiş? Dur bir bakayım.” USB yi bilgisayara takardım. İlk bir kaç fotoğrafı görünce ve beni rahatsız edeceğini düşünürsen diğer fotoğraflara bakmayıp, USB yi bilgisayardan çıkarır, eşim gelince bu fotoğrafları neden hala sakladığını sorardım. Verdiği cevap üzerine bir yol izlerdim. Saklamak isterse ben yoluma bakardım, “önemsiz bir şey. Unutmuşum atmayı” derse onunla birlikte yoluma bakardım. Beni rahatsız edecek, ömrüm boyunca unutamayacağım görüntüleri izlemekte ısrar etmem, kendi huzurum için…
Yani eşiniz hatalı. Siz de muhtemelen kendinizi geçmişiniz yüzünden suçlu buluyorsunuz. Geçmişiniz sadece sizi bağlar. Bu kimseyi ilgilendirmez. Hata olarak görüyorsanız bile o yaptığınız hatalar sizi bugün ki siz yapmış. Kendinizi böyle ezdirmemelisiniz. Bu olayda yüzde yüz haksız olan eşiniz. Madem görmeyi kaldıramayacağı şeyler vardı izlemeye devam etmemeliydi. En kötü alıp çöpe atmalıydı. Ne hakla sizin özelinizi didikleyip size hesap sorabiliyor.
Belki çok uç bir örnek olacak ama bazen arkadaşlarımızla, ailemizle türlü türlü şeyler konuşuyoruz. Bu konuştuğumuz şeyleri eşimiz duysa neler olur neler. Aynı şey bizim için de geçerli. Herhangi bir arkadaşımız için de. Evli olsak da mahrem diye bir şey var ve bu alana kim olursa olsun saygı göstermek zorunda.
Keşke en başta “sen nasıl izlersin, bakarsın. Madem gördün izlemeyip çöpe atsaydın. Şimdi bana gelip geçmişimin hesabını mı soruyorsun? Beni mi suçluyorsun? Suçlu olan sensin. Ben evliliğimize zarar veren bir şey yapmadım ama sen kaldıramayacağını bildiğin halde o görüntüleri izlediğin için evliliğimizin temeline dinamit döşedin.” diyebilseydiniz.
Bence dik durun. Yalvarmayın. Haksız olduğunu söyleyin. Bu evlilik bitecekse de senin yüzünden bitmiş olacak deyin. Geçmişiniz sizi bağlar ki en başta da dürüst olmuşsunuz. En fazla detay vermeden anlatmışsınızdır. O detayları da kimse vermez zaten.