AKP artık bunları yapamayacak!

isterseniz, yüreğiniz el verirse bir özbeğin, bir Suriyelinin bir Filistinlinin yaşadıklarını dinleyin. ben dinlerken ağladım inanın... hala kendilerinden çok başka insanları düşündüklerini dinleyin...

Biz hasta olmayalım tabi ki? Neden çocuklarımız okullarda salgın hastalık kapsınlar?

Savaş açlık hastalıkdurumlatında her devlet elini taşın altına koymaya mecburdur. Ancak böyle aramıza salınarak değil. Bu nasıl bir şey. Korkuyoruz artık. Bizim de güvenliğimiz tehdit altında. Ve göz göre göre bundan 20 sene sonra tc vatandaşı olacaklar.

Savaştan kaçan müştecilere böyle yardım edilmez. Kamplar kurulur. Kayıt altına alınıp yerleştirilir. Haydeee gelin diye kapı açılmaz. Savaş bitince geri gönderilirler. Şu an hem onlar sefil gibi yaşıyor hem bize rahatsızlık veriyor. Her köprü altında bir aile. Kış günü dondular oralarda. Benim battaniye götürmemle yürümüyor da bu gemi. her trafik lambasında arabamın önüne atlayan bir çocuk içim gidiyor ezilecekler diye. Onların orada ne işi var diye insanlığımdan utanıyorum.

Sizin yaptığınız acıtasyondan başka bir şey değil. Mantıklı olalım biraz.
 
yoo hükümet suriyeli halka kapıları açtı türkmen halka açmadı bir bakın türkmenlere ne yapmışlar sınırda
Suriye'de rejime karşı mücadele eden Bayır Bucak Türkmenlerinin oluşturduğu İkinci Sahil Tümeni Komutanı Beşar Molla, mücadelelerine Türkiye’nin yardımları ile devam ettiklerini söyledi.

Türkmen Dağı'ndaki kamplarında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Molla, "Dört yıldır rejime karşı savaşıyoruz. Savaşımıza devam edeceğiz. Türkmen Dağı çevresindeki askeri faaliyetlerimiz sürüyor" dedi.

Molla, Keseb bölgesinde yaklaşık 60 kilometrelik bir hattı tuttuklarını ve bu hat üzerinde rejime bağlı güçlerle zaman zaman şiddetli çatışmalar çıktığını vurguladı.

Suriye'de çatışmaların başlaması ile birlikte Türkiye'nin kendilerine yardım eli uzattığını belirten Molla, "Buradaki mücadelemize devam edeceğiz. Bugüne kadar Türkiye'nin yardımları ile ayakta kaldık. Umarız ki Türkiye’nin yardımları ile daha da güçlenerek amacımıza ulaşacağız. Türkiye halkı ve devletinin, Suriye ve Türkmenler için yaptıklarına minnettarız" ifadelerini kullandı.
 
Suriye'de rejime karşı mücadele eden Bayır Bucak Türkmenlerinin oluşturduğu İkinci Sahil Tümeni Komutanı Beşar Molla, mücadelelerine Türkiye’nin yardımları ile devam ettiklerini söyledi.

Türkmen Dağı'ndaki kamplarında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Molla, "Dört yıldır rejime karşı savaşıyoruz. Savaşımıza devam edeceğiz. Türkmen Dağı çevresindeki askeri faaliyetlerimiz sürüyor" dedi.

Molla, Keseb bölgesinde yaklaşık 60 kilometrelik bir hattı tuttuklarını ve bu hat üzerinde rejime bağlı güçlerle zaman zaman şiddetli çatışmalar çıktığını vurguladı.

Suriye'de çatışmaların başlaması ile birlikte Türkiye'nin kendilerine yardım eli uzattığını belirten Molla, "Buradaki mücadelemize devam edeceğiz. Bugüne kadar Türkiye'nin yardımları ile ayakta kaldık. Umarız ki Türkiye’nin yardımları ile daha da güçlenerek amacımıza ulaşacağız. Türkiye halkı ve devletinin, Suriye ve Türkmenler için yaptıklarına minnettarız" ifadelerini kullandı.
bu sınırda telef oldukları gerçeğini değiştirmez ne farkları vardı suriyelilerden neden onlara kapı açılmadı
 
Biz hasta olmayalım tabi ki? Neden çocuklarımız okullarda salgın hastalık kapsınlar?

Savaş açlık hastalıkdurumlatında her devlet elini taşın altına koymaya mecburdur. Ancak böyle aramıza salınarak değil. Bu nasıl bir şey. Korkuyoruz artık. Bizim de güvenliğimiz tehdit altında. Ve göz göre göre bundan 20 sene sonra tc vatandaşı olacaklar.

Savaştan kaçan müştecilere böyle yardım edilmez. Kamplar kurulur. Kayıt altına alınıp yerleştirilir. Haydeee gelin diye kapı açılmaz. Savaş bitince geri gönderilirler. Şu an hem onlar sefil gibi yaşıyor hem bize rahatsızlık veriyor. Her köprü altında bir aile. Kış günü dondular oralarda. Benim battaniye götürmemle yürümüyor da bu gemi. her trafik lambasında arabamın önüne atlayan bir çocuk içim gidiyor ezilecekler diye. Onların orada ne işi var diye insanlığımdan utanıyorum.

Sizin yaptığınız acıtasyondan başka bir şey değil. Mantıklı olalım biraz.
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
 
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
aile12.jpg


150320142112249504886_4.jpg


suriye.jpg
fft99_mf3582008.Jpeg
1020554214226.jpg
aile17.jpg



sanırım siz sadece kendi apartmanınızı baz alarak yasıyorsunuz.
biz ise etrafımıza bakmayı da ihmal etmiyoruz.
malum dünya bizim cevremizden ibaret değil
 
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
durumu iyi suriyeli halkta var kötüde zenginde yoksulda,
ben geçen kış okudum barınak gibi bir yerde yeni doğmuş suriyeli bebek soğuk algınlığından ölmüş..bu devirde,yoksul suriyeliler ülkeden gönderilmemek için kayıt olmamak için çocukları okula yazdırmıyor,ne olacak bu çocuklar,davutoğlu 2033 de büyük güvenl,k sorunları yaşayacağımızı söyledi
 
onlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..
neden alınmasın alınsın dansmarue arkadaşın yazdığı gibi kayıtlı olarak sınırda kalabilenecek pirefabrikler,sağlık eğtim yiuyecek ihtiyaçları karşılanaraktan yapılabilirdi,kayıtdışılığa izin verilmemeliydi,kızkardeşim suriyelilerin bulunduğu otobüse binmiş çok kötü koktuğunu söyledi,sokakta barınakta yatan halktaki hastalıklar toplu kullanım araçlarıyla bulaşmazmı,kim alacak almalı bunun önlemini
 
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
ic-savastan-kacan-suriyeliler-parkta-yasam-5022877_o.jpg

35 Suriyeli parkta yaşam mücadelesi veriyor
Savaştan kaçan 35 Suriyeli, Bahçelievler'de bir parkta yaşam mücadelesi veriyor. Parka sığınan Suriyelilerin çoğu çocuk. Gece saatlerinde hava soğuduğu için çocukların birçoğu hastalanmış durumda. Soğuk havaların yaklaşmasıyla birlikte yetkililerden yardım bekliyorlar.
35_suriyeli_parkta_yasam_mucadelesi_veriyor13783545750_h1070043.jpg
 
onlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..
Aslında kamplarda kalmaları gerekiyordu. Bakımları, yeme içme ve kişiler ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri imkanlar sunulmuştu!
Nasıl olduğu bilinmiyor yetkililerce... Sayıları bilinmiyor... Çocuklar dilenmeye başladı, kadınlar fuhuş bataklığında ...
Erkekler ise kaçak olarak ağır işlerde olmayacak düşük yevmiyelerle çalıştırılıyor...

Sıhhıye'de Abdi İpekçi Parkı'ndaydık. Okurlarımızın mailleri bizi oraya yönlendirdi. Gidip gördüğümüz manzara tam anlamı ile içler acısıydı...

Aİleler çimlerin üzerinde, kadın ve çocuklar dileniyor, erkekler ya yatıyor, ya da bir arada shobet ediyorlar. Su yok, yemek yok, temizlik yok, güven yok!

Gelen geçen Ankaralıların bazıları acıyor, bazıları kızıyor, bazıları korkuyor. Koku ve nahoş görüntüler oluşmuş... Çamaşırları, çocuk kıyafetleri çalıların üzerinde!

Hemen her ağaç gölgesi Suriyeli dolmuş durumda. Sivil polisler ekstra mesai yapıyor olsa gerek inanılmaz derecede kalabalık emniyet mensubu görev yapıyor parkta.

Yine benzeri bir durum Ankara Garı bahçesinde yaşanıyor. Gar önünde bulunan süs havuzları Suriyeli çocukların oyuncağı olurken, küçücük yeşil alan ailelerin sığınma bölgesi olmuş!

Gençlik Parkı duvar dipleri de farklı görünmüyordu bugün! Özellikle stad yönünde çok sayıda Suriyeli aile çocuklarını dilendiriyor, duvar altında park içerisinde battaniye altında bekliyorlardı!

Hacı Bayram için de durum farksız! Okurlarımızın maillerine göre Hacı Bayram çevresi de Suriyeli aileler ve dilencilerle dolu!

Ankara Valiliği'ne, konuyu gündemden düşürmemek ve acil önlemler alınması için, Başkent Gündem ekibi olarak bilgilendirme yazısı gönderdik!

Sizler de bu gibi durumlarda Ankara Valiliği'ni bilgilendirebilir, toplumsal düzen, güven ve sağlık ortamının korunmasına yardımcı olabilirsiniz.
 
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben

Siz nerede yaşıyorsunuz? O vakıf nerede bizimkileri de gönderelim? Ben istanbulun varoş bir semtine yeni yapılan sitelerden birindeyim. Sitemiz suriyeli zengin ailelerin yaşamayı tercih ettiği buralarda deli gibi para hrcadıkları bir yer. Bir de bizim siteye yanaşamayan yoksul kesim var. Aralarında en ufak bir yardımlaşma yok. Varoş semt diyince istanbuldaysanız anlamış olmalısınız. Otobana yakınız. Kış boyu yol kenarlarında ateş yakıp uyumaya çalışan onlarca suriyeli vardı burada. Yaz gelince o kadar göze batmıyorlar. Ama kışın ben gerçekten insanlığımdan utandım. Defalarca hüngür hüngür ağladım bimere yazdım. Cevap yok. Ankaraya aştiye gittim. Birileri yorgan döşek getirmiş aştinin yerlerinde uyuyorlar. Tuvalet mafyası olmuşlar tuvalet kapısında para topluyorlar. Ben hepsini bimere yazdım. Sizin vakfın iletişim bilgilerini rica edicem çünkü gerçekten muhatap bulamıyorum ben.

Mahallemdeki sağlık ocağımdaki doktor hayatında ilk defa çocuk felçli hasta gördüğünü söyledi. Tabi ki inanamadım. En azından sınırdan alınırken çocuklara gerekli aşılar yapılabilirdi.

Çok ciddi soruyorum. Köprü altında ateşle ısınmaya çalışan suriyeli görmediniz mi?
 
Aslında kamplarda kalmaları gerekiyordu. Bakımları, yeme içme ve kişiler ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri imkanlar sunulmuştu!
Nasıl olduğu bilinmiyor yetkililerce... Sayıları bilinmiyor... Çocuklar dilenmeye başladı, kadınlar fuhuş bataklığında ...
Erkekler ise kaçak olarak ağır işlerde olmayacak düşük yevmiyelerle çalıştırılıyor...

Sıhhıye'de Abdi İpekçi Parkı'ndaydık. Okurlarımızın mailleri bizi oraya yönlendirdi. Gidip gördüğümüz manzara tam anlamı ile içler acısıydı...

Aİleler çimlerin üzerinde, kadın ve çocuklar dileniyor, erkekler ya yatıyor, ya da bir arada shobet ediyorlar. Su yok, yemek yok, temizlik yok, güven yok!

Gelen geçen Ankaralıların bazıları acıyor, bazıları kızıyor, bazıları korkuyor. Koku ve nahoş görüntüler oluşmuş... Çamaşırları, çocuk kıyafetleri çalıların üzerinde!

Hemen her ağaç gölgesi Suriyeli dolmuş durumda. Sivil polisler ekstra mesai yapıyor olsa gerek inanılmaz derecede kalabalık emniyet mensubu görev yapıyor parkta.

Yine benzeri bir durum Ankara Garı bahçesinde yaşanıyor. Gar önünde bulunan süs havuzları Suriyeli çocukların oyuncağı olurken, küçücük yeşil alan ailelerin sığınma bölgesi olmuş!

Gençlik Parkı duvar dipleri de farklı görünmüyordu bugün! Özellikle stad yönünde çok sayıda Suriyeli aile çocuklarını dilendiriyor, duvar altında park içerisinde battaniye altında bekliyorlardı!

Hacı Bayram için de durum farksız! Okurlarımızın maillerine göre Hacı Bayram çevresi de Suriyeli aileler ve dilencilerle dolu!

Ankara Valiliği'ne, konuyu gündemden düşürmemek ve acil önlemler alınması için, Başkent Gündem ekibi olarak bilgilendirme yazısı gönderdik!

Sizler de bu gibi durumlarda Ankara Valiliği'ni bilgilendirebilir, toplumsal düzen, güven ve sağlık ortamının korunmasına yardımcı olabilirsiniz.
ankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktu
 
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben

Siz hangi şehirdesiniz. İstanbul ankara izmir üçgenindeyim annem kv ve işim dolayısıyla. Hepsinde gördüm istisnasız. Bir tek annemin yaşadığı izmirin ilçesinde görmedm..
 
ankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktu

Zenginler az alışveriş yapsalar da kendi vatandaşlarına yardım etseler. Bizim sitede 3 bin dolar kira ödüyolar bi daireye. Ve biar adam iki ayrı ev tutuyor iki ayrı kdın için. Diğer yanda otoban kenarında ısınmaya çalışanlar. Gerçekten aynı ülkeden geldiklerine inanamıyorum.
 
ankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktu
ben ilk defa 2 sene önce gördüm istanbulda anadolu hisarının üst taraafı kavacıkta nezih bir yer,köpru başında dilenen bir aile vardı ama arap dilenci gibi değillerdi daha mahçup öylece bekliyorlardı karıkoca bebekleri
 
Siz hangi şehirdesiniz. İstanbul ankara izmir üçgenindeyim annem kv ve işim dolayısıyla. Hepsinde gördüm istisnasız. Bir tek annemin yaşadığı izmirin ilçesinde görmedm..

evet burada yok
ben hiç görmedim suriyeli
belki ondan çoğu zaman sizin şikayetlerinizi anlyamıyorum
 
Yani kısacası meclisi "hayvan çiftliği"ne çeviremeyecek...

Şu mesaj yüzünden bir haftaya yakın banlandım. Bunu kibleyen arkadaşlar bu mesajdan ne anlayıp da kiblediğini ve sevgili Mune Mune ne sebeple banladığını açıklarsa sevinirim.

Yahu hiç mi kitap okumazsınız, hiç mi edebiyat dünyasından haberiniz yok? Kibleyen arkadaşların en son okuduğu kitap cin ali sanırım. George orwell' in "hayvan çiftliği" adlı kitabından bihaber misiniz? Hayır yanlış anlaşılmasın diye de özellikle tırnak içinde yazdım, bu neden tırnak içinde diye hiç düşünmez misiniz?

Bu mesaj yüzünden de banlanabilirim muhtemelen ama artık hiiiç umurumda değil. Çok sinirlendim çok...
 
bu hırsız sahtekarlar allem eder gullem eder yine yaparlar..ben allah kavramına inanan biri değilim lakiiiiin bazen acaba allah türk halkına kızdı da bu erdoğan ı musallat olarak mı verdi diye düşünüyorum..millet bi türlü kurtulamıyor..
 
Sephoraa,
herkes George Orwell okumak zorunda değil, mesajının hiçbir yerinde George Orwell'a Atıf yok, direkt hayvan çiftliği yazıyor, yapmayın lütfen insanlar müneccim değil, kastınızı anlamak zorunda değiller, üstelik burada biliyoruz ki yermek için birçok söz paylaşılıp sonra ben söylemedim X söyledi savunmaları da oluyor.
Çok bilirim Necip Fazıl, Ömer Hayyam sözlerini paylaşanları ve maksatlarının aslında ne olduğunu.


1 hafta banlı kalmanda ceza sistemine Kayıtlı puanların sebebiyle.
Cezalarına itirazı olanlar lütfen Bize Ulaşın'a mail atsın.
 
X