• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Aklı başında abla görüşlerine ihtiyacım var

Akış. Buna müdahale etmek istiyorum bazen. Elimde değil hakikaten. Ya utanarak söylüyorum bende en iyisi olma hırsı var. Yenmem gerekiyor. Hayatı ciddi anlamda akışına bırakabilmek için bu davranışımı yok etmem gerekiyor. Bana sorsan, planlamıyorum, hayatın ne getireceğini neler çıkacağını karşıma, bilmiyorum. Ama kısa vadede hedefler koyuyorum kendime, mesela şu an için hedefim komiteden(kurul sınavı) başarılı bi şekilde çıkmak ve dansta mükemmelleşmek. Sonra o hedefe ulaşınca amaçsızlaşıyorum ve bi anda daha fazlasını istiyorum.
Baterist/cerrah konusuna gelince, harika bişey söylemişsin, icerisi bir yanardağken dışarısı şelale olsa ne olur.. Bu yüzden zaten herşey olabilir, bilmiyorum diyorum hayırlısı olsun kişinin vasfı kişiliğiyle ölçülür, biliyorum. Kemal konusunda zıt şeyler söyledin diyeceksiniz, eğer kemalin yerinde ben olsaydim bunu dert etmezdim ama ben bu konumdayken kendimden maddi anlamda çok çok üstün bi sevgili/eş beni rahatsız etti nedenini sormayın bi cevabım yok kişilik yapısıyla ilgili olabilir

Bahsettiğin doygunluk hissi her insanda vardır. Her insanda hırs da vardır, ama bunları tartıp yaşamak en doğru olandır. Aslında boşluğa düşmediğini, yalnızca hayata dair daha fazla yol katetmiş olduğunu düşünmelisin. Herhangi bir ahşap boyama kursuna giderek, bir şeyler öğrenmek bile hayata dair bir yeni bir adım atmış olmak demektir. Yani aslında, boşluğa düşmüyorsun. Sadece yeni yeni yollar açılsın istiyorsun önünde. İkisi farklı şeyler, boşluğa düşmek umudu yitirmektir. Yeni bir şeyler olsun istemek, sadece yeni bir adım atmak için sebeplenmektir.

Hırs, gelecekteki mesleğinde var olması gereken bir huy zaten. Eğer yeni şeyler için hırslanmazsan, kendini geliştiremezsin. Sen 2040 yılında olursun ama tıbbı bilgin ya da yeterliliğin hala 2020'dedir. Bu sırada tıp daha çok ilerledi, yeni teknikler bulundu cerrahi yöntemler için. Sen öyle bakarsın zaten hırslı olmazsan. Tabi bu hırs, önü alınamaz ve sürekli körüklenmesi gereken bir hırs değil. Henüz 19 yaşındasın, zamanla bunu yönetmeyi öğreneceksin.

Bugün yatıp yarına, "oh be artık hırs yok hayatımda" diyemezsin. Zaman gerekli, her şey için olduğu gibi bunun içinde. Sadece, daha iyi olma hırsı, daha fazlasına dönmesin. Sen hep en çalışkan ol, ama hep en pozitif olan da ol. İkisi arasındaki denge önemli burada.

Maddiyat konusuna gelirsek, bunu kendine tabu yapmamalısın. Dedim ya, karşındakinin ne olduğu değil, nasıl olduğuyla ilgilen. Bu aslında, maddiyatı da, aşkı da, sevgiyi de kapsayan bir genelleme. İyi bir gözlemci olduğun sürece, kendine koyman gereken sınırları zaten hem hırs konusunda, hem de ilişki konusunda belirlersin dert etme.
 
Yazdıkların,düşünce yapın biraz çocukça geldi ama yaşının toyluğundan olduğunu düşünüyorum.
Hırslı olmak güzel birşey,ama herşey de olduğu gibi onun da fazlası zarar.Hayata dair hedeflerin olması güzel ama,ille de her anın hedefle geçecek diye birşey yok.Zor bir bölümde okuyorsun.Kuzenim de senin yaşında ve tıp 2 de.Şu an tek düşündüğü şeyler dersleri.Gezmek eğlenmek sizlerin hakkı tabii ama mutlaka hayatına bir erkek girmemeli.
Davul bile dengi dengine derken bu denklik maddi güç,ekonomik özgürlük değildir.Her zengin her fakirle evlenmeli diye bir kural olamdığı gibi,her milletvekilinin oğlu da bürokratla evlenecek diye şartname yok.Hangi koşulda hangi şartlarda olursa olsun kafa yapılarının dünyaya bakış açılarının denkliği önemli.İlşkide anne babalar değil,o ilişkiyi yaşayan evlatların denkliği önemli.Bir ilişkiye 1 hafta süre tanınarak iyi mi kötü mü olduğunu sezinleyemeyiz.
Yani tatlım kısacası,bir abla tavsiyesi olarak,
hayatını şartlandırma,kendini kasma ve hayatı akışına bırak.
 
Merhabalar. Ebru ben. 19 yaşındayım. Üniversite 2.sınıf öğrencisiyim. Sizlerden genel bir bakış ve objektif sorunlar istiyorum. Üniversiteye kadar bakımsız sayılabilecek bir tiptim. Fazla kilolarım vardı mesela. Hani şu hırslı, herkesle çatır çatır kavga eden, hocaların gözdesi öğrenciler olur ya, öyleydim. Tek hedefim vardı:sınavı kazanmak. Çok şükür kazandım. Ankarada ailemin yanında Türkiyenin sayılı tıp fakültelerinden birinde okuyorum. Sınavı kazanınca bir boşluğa düştüm. Amaçsız kaldım sanki. Bu kez kendime yoğunlaştım. Müthiş güzel olmalıydım, en güzel ben olmalıydım. Kilolarımdan kurtuldum, 8 kilo verdim, saçlarımı boyattım, dolabımı yeniledim, bu hedefime de ulaştım. Sonra yine bir boşluğa düştüm. Hayatımda özel biri olsun istedim. Lise 2de yaşamıştım öyle bişey, 2 ay kadar, sonra derslerime yoğunlaşmam gerek deyip bitirmiştim. Bi bakındım çevreme, bana duygusu olduğunu hissettiğim kim var, ya da ben kime verebilirim sevgimi. Bi çocuk vardı adı emre. Üniversiteden. Çok saf duygularla bi adım attım ona. Bi merhaba dedim gülümseyerek arkadaş ortamında. O da bana adımlar attı, buluştuk, görüştük. İlk buluşmamızda bana bi ömür benimle yürür müsün aynı yolda dedi, gözlerime bakıyordu, müthiş mutluydum. Gülümsedim, bu evet demekti. Çok sevindim içimde nasıl fırtınalar koptuğu aklıma geldikçe şapşallaşıyorum hâlâ. Güzel duygulardı. Bir yıl kadar beraber yürüdük emreyle. Ama olmadı. Psikolojimi bozan bir ilişki hâline geldi ve noktalamak durumunda kaldım. Beni aşırı kısıtladı, sosyal hayat zaten sıfıra indi, tam kendim geliştirmeye başlamışken dans, gitar, keman, resim bu kursların hepsine birden müthiş bi hevesle başlamışken, o da bundan nasıl mutlu olduğumu göre göre beni herşeyden soyutladı. Çok emek verdim onun için, müthiş sorunlu bir ilişkiydi. İşin içine aldatma ve benim de söylemiş olduğum bana göre masumane ona göre cinayet sebebi yalanlar girince yeter dedim artık. Yeter. Zaten kendisi bana şunu söyleyip duruyordu:kimse vazgeçilmez değildir. Bir gün çok haklı bu çocuk dedim ya. Neyin çabasındayım, kimse vazgeçilmezdeğil ki.. Bitti dedim ona, arama, özgürsun. Engelledim her yerden. Zaten ilişki süresince birbirimizi tüketmişiz. Hiç acı çekmedim. Başta biraz nefret duydum o kadar. Zamanla o da geçti. Ertesi gün bir başka sahis ulaştı bana. Adı.kemal. Liseden bir arkadasimin arkadasiydi. Zipir bit çocuk tanıdığım kadarıyla. Hani şu çapkın, fazlaca yakisikli, zengin, "cool" erkekler olur ya, tam olarak öyle biri tip. Birkaç gün konuştuk kemalle, emreyle birlikte olmadan önce de bana duyguları olduğunu biliyordum ama hemen geri çekmiştim kendimi. Çünkü suna inanirım, davul bile dengi zengine. Benim babam insaatci , annem ev hanimi. Gurur duyuyorum onlarla o ayrı mesele. Onun babası milletvekili, annesi ne bilmiyorum. Ben hayat standartlarimi ona göre ayarlayamazdim. Ben rahatım evet, yani maddi yönden, şöyle ki burs alıyorum birçok yerden. Giyimim, saçımı makyajım hep tamamdir ancak ailem daha mutevazi insanlar. Ben bazen onlara yardım ediyorum aldığım kurslarla hep etmeliyim biliyorum onlar benim canım bitanem. Her neyse, kemal bana sonradan ulaşınca, ben de herşeyi bir kenara bırakıp bir deneyelim gorelim dedim. Tamam dedim ona, seninleyım. Bunu ilk söylediğim an müthiş mutlu oldu. Çok.. Ben tam bir oğlak kızıyım, sabit, ilgiye muhtaç. O tam bir ikizler. Değişken. Kaldıramadim. Hoşçakal dedim, olmuyor. 1 hafta sürdü tam. Ne komik bir rakam bir ilişki için değil mi, ama uzamamasi daha mantikliydi.
Ben bu gece geçmişin muhasebesini yapıyorum. İlerdeki hayatimda kendime daha doğru bi yön çizebilmek adına. Sizlerden de tarafsız, objektif değerlendirmeler rica ediyorum.
Şimdiden teşekkürler, sevgilerle..

Tatlım sen olayı çözmüşsün zaten, sana karada ölüm yok artık :1:

Şaka bir tarafa gayet mantıklı kararlar vermişsin, hata mı yaptım vs. gibi düşüncelere dalma, geçmişi irdeleme bence.

Kurslarına git, sporunu yap, güzel güzel giyin, gez, toz, ailene vakit ayır, kendini geliştir vs.vs.
Biraz kendimi gördüm sende :34: o yüzden benim hayat felsefemi yazcam sana;

İsteyen düşer peşine gelir, istemeyenin de keyfi bilir :52:
 
Merhabalar. Ebru ben. 19 yaşındayım. Üniversite 2.sınıf öğrencisiyim. Sizlerden genel bir bakış ve objektif sorunlar istiyorum. Üniversiteye kadar bakımsız sayılabilecek bir tiptim. Fazla kilolarım vardı mesela. Hani şu hırslı, herkesle çatır çatır kavga eden, hocaların gözdesi öğrenciler olur ya, öyleydim. Tek hedefim vardı:sınavı kazanmak. Çok şükür kazandım. Ankarada ailemin yanında Türkiyenin sayılı tıp fakültelerinden birinde okuyorum. Sınavı kazanınca bir boşluğa düştüm. Amaçsız kaldım sanki. Bu kez kendime yoğunlaştım. Müthiş güzel olmalıydım, en güzel ben olmalıydım. Kilolarımdan kurtuldum, 8 kilo verdim, saçlarımı boyattım, dolabımı yeniledim, bu hedefime de ulaştım. Sonra yine bir boşluğa düştüm. Hayatımda özel biri olsun istedim. Lise 2de yaşamıştım öyle bişey, 2 ay kadar, sonra derslerime yoğunlaşmam gerek deyip bitirmiştim. Bi bakındım çevreme, bana duygusu olduğunu hissettiğim kim var, ya da ben kime verebilirim sevgimi. Bi çocuk vardı adı emre. Üniversiteden. Çok saf duygularla bi adım attım ona. Bi merhaba dedim gülümseyerek arkadaş ortamında. O da bana adımlar attı, buluştuk, görüştük. İlk buluşmamızda bana bi ömür benimle yürür müsün aynı yolda dedi, gözlerime bakıyordu, müthiş mutluydum. Gülümsedim, bu evet demekti. Çok sevindim içimde nasıl fırtınalar koptuğu aklıma geldikçe şapşallaşıyorum hâlâ. Güzel duygulardı. Bir yıl kadar beraber yürüdük emreyle. Ama olmadı. Psikolojimi bozan bir ilişki hâline geldi ve noktalamak durumunda kaldım. Beni aşırı kısıtladı, sosyal hayat zaten sıfıra indi, tam kendim geliştirmeye başlamışken dans, gitar, keman, resim bu kursların hepsine birden müthiş bi hevesle başlamışken, o da bundan nasıl mutlu olduğumu göre göre beni herşeyden soyutladı. Çok emek verdim onun için, müthiş sorunlu bir ilişkiydi. İşin içine aldatma ve benim de söylemiş olduğum bana göre masumane ona göre cinayet sebebi yalanlar girince yeter dedim artık. Yeter. Zaten kendisi bana şunu söyleyip duruyordu:kimse vazgeçilmez değildir. Bir gün çok haklı bu çocuk dedim ya. Neyin çabasındayım, kimse vazgeçilmezdeğil ki.. Bitti dedim ona, arama, özgürsun. Engelledim her yerden. Zaten ilişki süresince birbirimizi tüketmişiz. Hiç acı çekmedim. Başta biraz nefret duydum o kadar. Zamanla o da geçti. Ertesi gün bir başka sahis ulaştı bana. Adı.kemal. Liseden bir arkadasimin arkadasiydi. Zipir bit çocuk tanıdığım kadarıyla. Hani şu çapkın, fazlaca yakisikli, zengin, "cool" erkekler olur ya, tam olarak öyle biri tip. Birkaç gün konuştuk kemalle, emreyle birlikte olmadan önce de bana duyguları olduğunu biliyordum ama hemen geri çekmiştim kendimi. Çünkü suna inanirım, davul bile dengi zengine. Benim babam insaatci , annem ev hanimi. Gurur duyuyorum onlarla o ayrı mesele. Onun babası milletvekili, annesi ne bilmiyorum. Ben hayat standartlarimi ona göre ayarlayamazdim. Ben rahatım evet, yani maddi yönden, şöyle ki burs alıyorum birçok yerden. Giyimim, saçımı makyajım hep tamamdir ancak ailem daha mutevazi insanlar. Ben bazen onlara yardım ediyorum aldığım kurslarla hep etmeliyim biliyorum onlar benim canım bitanem. Her neyse, kemal bana sonradan ulaşınca, ben de herşeyi bir kenara bırakıp bir deneyelim gorelim dedim. Tamam dedim ona, seninleyım. Bunu ilk söylediğim an müthiş mutlu oldu. Çok.. Ben tam bir oğlak kızıyım, sabit, ilgiye muhtaç. O tam bir ikizler. Değişken. Kaldıramadim. Hoşçakal dedim, olmuyor. 1 hafta sürdü tam. Ne komik bir rakam bir ilişki için değil mi, ama uzamamasi daha mantikliydi.
Ben bu gece geçmişin muhasebesini yapıyorum. İlerdeki hayatimda kendime daha doğru bi yön çizebilmek adına. Sizlerden de tarafsız, objektif değerlendirmeler rica ediyorum.
Şimdiden teşekkürler, sevgilerle..



Merhaba canım ilk önce derslerinde başarılar dilerim :) eminim ailende seninle gurur duyuyordur. Ayrıca azmin sayesinde başaramayacağın bir şey yok gibi görünüyor bu okuduklarımdan.
sosyal çevren olsun her zaman. İkili ilişkilerinde hislerinle hareket et ama çok kaptırma kimse vazgeçilmez değil dediğin gibi. Hayat up uzun bir yol bu yolda kimlerle yürüdüğünde önemli ama yolun son kulvarında yanında kim olduğu çok daha önemli :) o yüzden seni mutsuz eden bir eli bırakmakta tereddüt etme.
 
Sen zaten yanlis oldugunu gordukten sonra noktayi koyabilmissin. Bunun muhakemesini yapabilen biriysen hic korkma birsey olmaz sana:) sadece cevrendeki insanlari secerken dikkatli ol ki biliyorsundur sen bunu zaten. Hersey husranla bitecek degil insanlar yanlisi gore gore dogruyu buluyor ayrica. Ama afferin cok takdir ettim seni akli basinda bir kizsin sen belli.
 
Son düzenleme:
Akış. Buna müdahale etmek istiyorum bazen. Elimde değil hakikaten. Ya utanarak söylüyorum bende en iyisi olma hırsı var. Yenmem gerekiyor. Hayatı ciddi anlamda akışına bırakabilmek için bu davranışımı yok etmem gerekiyor. Bana sorsan, planlamıyorum, hayatın ne getireceğini neler çıkacağını karşıma, bilmiyorum. Ama kısa vadede hedefler koyuyorum kendime, mesela şu an için hedefim komiteden(kurul sınavı) başarılı bi şekilde çıkmak ve dansta mükemmelleşmek. Sonra o hedefe ulaşınca amaçsızlaşıyorum ve bi anda daha fazlasını istiyorum.
Baterist/cerrah konusuna gelince, harika bişey söylemişsin, icerisi bir yanardağken dışarısı şelale olsa ne olur.. Bu yüzden zaten herşey olabilir, bilmiyorum diyorum hayırlısı olsun kişinin vasfı kişiliğiyle ölçülür, biliyorum. Kemal konusunda zıt şeyler söyledin diyeceksiniz, eğer kemalin yerinde ben olsaydim bunu dert etmezdim ama ben bu konumdayken kendimden maddi anlamda çok çok üstün bi sevgili/eş beni rahatsız etti nedenini sormayın bi cevabım yok kişilik yapısıyla ilgili olabilir


Asrın sorunu mükemmelliyetçilik :) he bir adım önde olma isteği, hep daha fazlası :) BEN YAPTIM OLDUCULUK. Bir nevi tanrıcılık oynamak gibi birşey :)
Şimdi düşünelim bir herşeyin en iyisini en güzelini yapıyoruz mükemmeliz ya biz peki bunları hiç yapmasak olmasa yani ne değişir dünya yine dönmez mi :) yani bizim dışımızdaki asıl mükemmelliyet kendinden hiç birşey kaybetmez o yüzden onu bize uydurmaya çalışmak anlamsız değil mi biz uymalıyız ona akışına bırakarak :)
 
bence akıllı bi kızsın,ne istediğini, ne istemediğini kısa sürede çözebiliyosun.
senin yaşında pek çok kız saçma sapan ilişkilere tutulup arabesk acılar çekip feleğin çemberinden geçiyor.
bence hayatına bu ara kimseyi alma dilediğin kurslara git,arkadaş edin gez dolaş eğlen.
zaten bigün öyle biri çıkıyo ki o gün anlıyosun işte evet bu diyosun.
o güne kadar bekle derim.
çünkü hayatına her aldığın inan biraz daha yıpratıp yoruyor seni,iz bırakıyor sinir sitemini zorluyor.
ne gerek var,salla gitsin hayatını yaşa biraz.
 
Ebrucum kimse mukemmel olamaz. İyi cok iyi olabilir en fazla. Sen harika mantigi olan, yasindan daha olgun dusunen pirlanta gibi bir kizsin. 27 yasinda bir ablan olarak 3 gun seninle oturup sohbet etsem senden cok guzel seyler ogrenirim. Sen biz kk kadinlarinin cogumuzun ogrenemedigi mantikli iliskileri , iliskileri nasil kesip atacagini , seni uzen seylerden nasil uzaklasacagini ogrenmissin.
Arkadasimiz demis ya sana karada ölüm yok diye. Sana havada denizde de birsey olmaz. Ailene.sana sevgilerle guzel kiz.
 


Bahsettiğin doygunluk hissi her insanda vardır. Her insanda hırs da vardır, ama bunları tartıp yaşamak en doğru olandır. Aslında boşluğa düşmediğini, yalnızca hayata dair daha fazla yol katetmiş olduğunu düşünmelisin. Herhangi bir ahşap boyama kursuna giderek, bir şeyler öğrenmek bile hayata dair bir yeni bir adım atmış olmak demektir. Yani aslında, boşluğa düşmüyorsun. Sadece yeni yeni yollar açılsın istiyorsun önünde. İkisi farklı şeyler, boşluğa düşmek umudu yitirmektir. Yeni bir şeyler olsun istemek, sadece yeni bir adım atmak için sebeplenmektir.

Hırs, gelecekteki mesleğinde var olması gereken bir huy zaten. Eğer yeni şeyler için hırslanmazsan, kendini geliştiremezsin. Sen 2040 yılında olursun ama tıbbı bilgin ya da yeterliliğin hala 2020'dedir. Bu sırada tıp daha çok ilerledi, yeni teknikler bulundu cerrahi yöntemler için. Sen öyle bakarsın zaten hırslı olmazsan. Tabi bu hırs, önü alınamaz ve sürekli körüklenmesi gereken bir hırs değil. Henüz 19 yaşındasın, zamanla bunu yönetmeyi öğreneceksin.

Bugün yatıp yarına, "oh be artık hırs yok hayatımda" diyemezsin. Zaman gerekli, her şey için olduğu gibi bunun içinde. Sadece, daha iyi olma hırsı, daha fazlasına dönmesin. Sen hep en çalışkan ol, ama hep en pozitif olan da ol. İkisi arasındaki denge önemli burada.

Maddiyat konusuna gelirsek, bunu kendine tabu yapmamalısın. Dedim ya, karşındakinin ne olduğu değil, nasıl olduğuyla ilgilen. Bu aslında, maddiyatı da, aşkı da, sevgiyi de kapsayan bir genelleme. İyi bir gözlemci olduğun sürece, kendine koyman gereken sınırları zaten hem hırs konusunda, hem de ilişki konusunda belirlersin dert etme.

Yazdıkların,düşünce yapın biraz çocukça geldi ama yaşının toyluğundan olduğunu düşünüyorum.
Hırslı olmak güzel birşey,ama herşey de olduğu gibi onun da fazlası zarar.Hayata dair hedeflerin olması güzel ama,ille de her anın hedefle geçecek diye birşey yok.Zor bir bölümde okuyorsun.Kuzenim de senin yaşında ve tıp 2 de.Şu an tek düşündüğü şeyler dersleri.Gezmek eğlenmek sizlerin hakkı tabii ama mutlaka hayatına bir erkek girmemeli.
Davul bile dengi dengine derken bu denklik maddi güç,ekonomik özgürlük değildir.Her zengin her fakirle evlenmeli diye bir kural olamdığı gibi,her milletvekilinin oğlu da bürokratla evlenecek diye şartname yok.Hangi koşulda hangi şartlarda olursa olsun kafa yapılarının dünyaya bakış açılarının denkliği önemli.İlşkide anne babalar değil,o ilişkiyi yaşayan evlatların denkliği önemli.Bir ilişkiye 1 hafta süre tanınarak iyi mi kötü mü olduğunu sezinleyemeyiz.
Yani tatlım kısacası,bir abla tavsiyesi olarak,
hayatını şartlandırma,kendini kasma ve hayatı akışına bırak.
Defalarca okudum, teşekkür ederim güzel tavsiyeleriniz için :)
 
Tatlım sen olayı çözmüşsün zaten, sana karada ölüm yok artık :1:

Şaka bir tarafa gayet mantıklı kararlar vermişsin, hata mı yaptım vs. gibi düşüncelere dalma, geçmişi irdeleme bence.

Kurslarına git, sporunu yap, güzel güzel giyin, gez, toz, ailene vakit ayır, kendini geliştir vs.vs.
Biraz kendimi gördüm sende :34: o yüzden benim hayat felsefemi yazcam sana;

İsteyen düşer peşine gelir, istemeyenin de keyfi bilir :52:

Hayat felsefeni çok beğendim müthiş güçlü bi bakış açısı :) benim hayat felsefem konudan çok bağımsız ama söyleyeyim, isteyip de yapamayacağım hiçbir şey yok. Ve güzel şeyleri istemek getirir güzellikleri
 
Merhaba canım ilk önce derslerinde başarılar dilerim :) eminim ailende seninle gurur duyuyordur. Ayrıca azmin sayesinde başaramayacağın bir şey yok gibi görünüyor bu okuduklarımdan.
sosyal çevren olsun her zaman. İkili ilişkilerinde hislerinle hareket et ama çok kaptırma kimse vazgeçilmez değil dediğin gibi. Hayat up uzun bir yol bu yolda kimlerle yürüdüğünde önemli ama yolun son kulvarında yanında kim olduğu çok daha önemli :) o yüzden seni mutsuz eden bir eli bırakmakta tereddüt etme.

Teşekkür ederim :) içim sızlamıyor değil bazen, birdenbire bırakıvermek bi eli kolay değil elbette söylendiği gibi, ben hissetmesem de bişey, belki bilinçaltıma işliyordur ne malum, psikolojide böyle bir olay varmış bugün bi hocamız yüzeysel olarak bahsetti acaba dedim kendim için. Herşeyin hayırlısı. Güzel cümlelerin için çok teşekkür ederim :)
 
Sen zaten yanlis oldugunu gordukten sonra noktayi koyabilmissin. Bunun muhakemesini yapabilen biriysen hic korkma birsey olmaz sana:) sadece cevrendeki insanlari secerken dikkatli ol ki biliyorsundur sen bunu zaten. Hersey husranla bitecek degil insanlar yanlisi gore gore dogruyu buluyor ayrica. Ama afferin cok takdir ettim seni akli basinda bir kizsin sen belli.

Teşekkür ederim :) yanlışın doğrunun arayışında değilim, bana sunulanları yaşıyorum benim kurallarım kararlarım çerçevesinde. Yanlışsa ben benim doğrumu düşünüp ona göre çizmeye çalışıyorum kendi yolumu, benim doğrularım dediğim şeyler acaba gerçekten doğru mu buydu merak ettiğim, bana çok yol gösterdiniz teşekkür ederim :)
 
bence akıllı bi kızsın,ne istediğini, ne istemediğini kısa sürede çözebiliyosun.
senin yaşında pek çok kız saçma sapan ilişkilere tutulup arabesk acılar çekip feleğin çemberinden geçiyor.
bence hayatına bu ara kimseyi alma dilediğin kurslara git,arkadaş edin gez dolaş eğlen.
zaten bigün öyle biri çıkıyo ki o gün anlıyosun işte evet bu diyosun.
o güne kadar bekle derim.
çünkü hayatına her aldığın inan biraz daha yıpratıp yoruyor seni,iz bırakıyor sinir sitemini zorluyor.
ne gerek var,salla gitsin hayatını yaşa biraz.

Ve şunu da anladım, hayatına her giren insan senden masumane birşeyleri de götürüyor, seni büyütüyor, gereği yok. Hayat bu kadar değersiz değil, ömrüm boyunca yanımızda olamayacak kişilerle senin de dediğin gibi canım, yıpratamayız kendimizi. Bu en başta benliğimize saygisizlik. Teşekkür ederim güzel yorumun için sizlerle konuştukça var olan acabalarımdan bir bir kurtuluyorum
 
Ebrucum kimse mukemmel olamaz. İyi cok iyi olabilir en fazla. Sen harika mantigi olan, yasindan daha olgun dusunen pirlanta gibi bir kizsin. 27 yasinda bir ablan olarak 3 gun seninle oturup sohbet etsem senden cok guzel seyler ogrenirim. Sen biz kk kadinlarinin cogumuzun ogrenemedigi mantikli iliskileri , iliskileri nasil kesip atacagini , seni uzen seylerden nasil uzaklasacagini ogrenmissin.
Arkadasimiz demis ya sana karada ölüm yok diye. Sana havada denizde de birsey olmaz. Ailene.sana sevgilerle guzel kiz.

Nazlideniz ablanin yorumunu okurken biraz utanmıştım ilk cümlesinde, senin yorumunu okurken de aynı utancı hissettim ablacım ama bu kez gururla karışık, gülümseyip kızararak, teşekkür ederim bu güzel duyguyu yaşattığın için
 
Nazlideniz abla guldeniz12 ablaya yaptığım yorumu lütfen yanlış anlama, yazdığın cevaplara genel olarak baktım ve konuma yorum yaptığın için şanslı hissettim, ama o bahsettiğin çocuksu anlatımı kendime yediremediğim için ciddi mânâda utandım. Sevgilerle..
 
Buradan tavsiyeler vermek ne kadar doğru ya da ne kadar mantıklı onu bilemiyorum ama yazıyoruz, paylaşıyoruz işte kendimizce :) Ne konuşulursa konuşulsun insanların yaşayacağı bazı şeyler var hayatta ve buna insanın kendisi de dahil kimse engel olamıyor.

Ama bunlara rağmen benim söylemek istediğim şey şu ki bu kadar hırs sizi eninde sonunda mutsuz edecektir ya da şöyle diyim mutlu etmeyecektir. İnsanın hayatında amaçlarının olması mükemmel bir şey, her insan çalışmalı üretmeli, insanlara ve kendisine faydalı olmalı. Ama atıyorum profesyonel dansçı olmayacaksanız eğer bir insanın dansa başlarkenki amacı eğlenmek hayatına güzel bir şeyler katmak olmalı, en iyisi olmak değil. En azından benim için durum böyle. Bazı insanlar vardır hep kazanmak odaklıdır, her şeyde. Lütfen beni yanlış anlamayın ama siz de onlardan birisiniz anladığım kadarıyla. Bu hayat görüşüne sahip olduğunuz için kimle ilişki yaşarsanız yaşayın zorlanacaksınız. Atıyorum her şeyiniz dengi dengine bir cerrahla mı evlendiniz, kendinizi onunla bile kıyaslayacaksınız. O işini şöyle yapıyo böyle yapamıyor falan gibi, ailelerinizin statüsünün benzer olduğu bir bateristle mi evlendiniz, eğer o çoğu müzik adamının olduğu gibi ruhani yönü ağır basan birisiyse neden hayatı ciddiye almıyor neden hırslı değil diyeceksiniz. Tabi bunlar sadece varsayım çünkü kimse kimseyle bir olamaz. Sizin kriterlerinizi hırslarınız belirlediği sürece mutlu olabileceğinizi düşünmüyorum, benim varsayımlarımın aksine her şeyiyle 4/4lük birisi bile olsa mutlaka kötü bir yönünü göreceksiniz o kötü yönü derinlerden bi yerden bulup çıkaracaksınız gibime geliyor.

Benim hayat felsefemse, ne kadar merak ettiniz bilemiyorum ama :) her aktivitenin en iyisi olmak değil, yaptığım her şeyden yaşadığım her andan keyif alarak insanlara keyif vererek yaşayıp ölmek..
 
Buradan tavsiyeler vermek ne kadar doğru ya da ne kadar mantıklı onu bilemiyorum ama yazıyoruz, paylaşıyoruz işte kendimizce :) Ne konuşulursa konuşulsun insanların yaşayacağı bazı şeyler var hayatta ve buna insanın kendisi de dahil kimse engel olamıyor.

Ama bunlara rağmen benim söylemek istediğim şey şu ki bu kadar hırs sizi eninde sonunda mutsuz edecektir ya da şöyle diyim mutlu etmeyecektir. İnsanın hayatında amaçlarının olması mükemmel bir şey, her insan çalışmalı üretmeli, insanlara ve kendisine faydalı olmalı. Ama atıyorum profesyonel dansçı olmayacaksanız eğer bir insanın dansa başlarkenki amacı eğlenmek hayatına güzel bir şeyler katmak olmalı, en iyisi olmak değil. En azından benim için durum böyle. Bazı insanlar vardır hep kazanmak odaklıdır, her şeyde. Lütfen beni yanlış anlamayın ama siz de onlardan birisiniz anladığım kadarıyla. Bu hayat görüşüne sahip olduğunuz için kimle ilişki yaşarsanız yaşayın zorlanacaksınız. Atıyorum her şeyiniz dengi dengine bir cerrahla mı evlendiniz, kendinizi onunla bile kıyaslayacaksınız. O işini şöyle yapıyo böyle yapamıyor falan gibi, ailelerinizin statüsünün benzer olduğu bir bateristle mi evlendiniz, eğer o çoğu müzik adamının olduğu gibi ruhani yönü ağır basan birisiyse neden hayatı ciddiye almıyor neden hırslı değil diyeceksiniz. Tabi bunlar sadece varsayım çünkü kimse kimseyle bir olamaz. Sizin kriterlerinizi hırslarınız belirlediği sürece mutlu olabileceğinizi düşünmüyorum, benim varsayımlarımın aksine her şeyiyle 4/4lük birisi bile olsa mutlaka kötü bir yönünü göreceksiniz o kötü yönü derinlerden bi yerden bulup çıkaracaksınız gibime geliyor.

Benim hayat felsefemse, ne kadar merak ettiniz bilemiyorum ama :) her aktivitenin en iyisi olmak değil, yaptığım her şeyden yaşadığım her andan keyif alarak insanlara keyif vererek yaşayıp ölmek..

Merak ettim elbet, ancak daha önce tahmin ettim :) en yakın arkadaşlarım hep siz misali oldular, ben zaten kendim gibi insanlarla anlaşamam düello gibi olur her olay. Sizi tebrik ediyorum, hayatı büsbütün kendine zehir eden birisi değilim, ancak ciddiye alıp öyle yasadigim doğrudur.
 
bence sen bu hırsı işine versen ilerde çok başarılı olursun. şöyle tanınmış bir doktor filan :)

ben de tam bir oğlak kızıyım. seni anlıyorum. planlamak hoşuna gidiyor. herşey senin kontrolünde olsun istiyorsun. her yaptığın şey insanlar tarafından onaylanmalı vayy be desinler istiyorsun. böyle yapma demiycem çünkü yapamazsın zaten :)

dediğim gibi okuduğun bölümde hırs yap bence. evlilik filan zamanı gelince zaten oluyor. hayatta başarılar.
 
Merak ettim elbet, ancak daha önce tahmin ettim :) en yakın arkadaşlarım hep siz misali oldular, ben zaten kendim gibi insanlarla anlaşamam düello gibi olur her olay. Sizi tebrik ediyorum, hayatı büsbütün kendine zehir eden birisi değilim, ancak ciddiye alıp öyle yasadigim doğrudur.

Hayatı kendinize tabi ki de zehir etmiyosunuz çünkü başarılısınız. Her şeyin en iyisi olmayı isteyip oluyosunuz anladığım kadarıyla. Peki ya en iyisi olamadığınızda? Üniversite sınavını kazanamasaydınız kilo veremeseydiniz başka başka amaçlarınız olup da gerçekleştiremeseydiniz o zaman da zehir etmeyecek miydiniz? Bunu iyi düşünün derim. Her istediğinizi başarmanız çok çok güzel bir şey buna bir lafım yok, çok daha iyi yerlere gelirsiniz inşallah herkes için güzel şeyler dilerim ben ama bazen elimizde olmadan aksilikler yaşayabiliyoruz ve başaramayabiliyoruz.

Başarılı olmak için hayatı kendimize zehir etmemek çok önemli ama başarısız olduğumuz zaman da bunu başarabilmek daha da önemli.

Amma çok başarı dedim :) ama bu bence sizin kelimeniz, konunuza yakıştı :)
 
Back