Merhabalar. Ebru ben. 19 yaşındayım. Üniversite 2.sınıf öğrencisiyim. Sizlerden genel bir bakış ve objektif sorunlar istiyorum. Üniversiteye kadar bakımsız sayılabilecek bir tiptim. Fazla kilolarım vardı mesela. Hani şu hırslı, herkesle çatır çatır kavga eden, hocaların gözdesi öğrenciler olur ya, öyleydim. Tek hedefim vardı:sınavı kazanmak. Çok şükür kazandım. Ankarada ailemin yanında Türkiyenin sayılı tıp fakültelerinden birinde okuyorum. Sınavı kazanınca bir boşluğa düştüm. Amaçsız kaldım sanki. Bu kez kendime yoğunlaştım. Müthiş güzel olmalıydım, en güzel ben olmalıydım. Kilolarımdan kurtuldum, 8 kilo verdim, saçlarımı boyattım, dolabımı yeniledim, bu hedefime de ulaştım. Sonra yine bir boşluğa düştüm. Hayatımda özel biri olsun istedim. Lise 2de yaşamıştım öyle bişey, 2 ay kadar, sonra derslerime yoğunlaşmam gerek deyip bitirmiştim. Bi bakındım çevreme, bana duygusu olduğunu hissettiğim kim var, ya da ben kime verebilirim sevgimi. Bi çocuk vardı adı emre. Üniversiteden. Çok saf duygularla bi adım attım ona. Bi merhaba dedim gülümseyerek arkadaş ortamında. O da bana adımlar attı, buluştuk, görüştük. İlk buluşmamızda bana bi ömür benimle yürür müsün aynı yolda dedi, gözlerime bakıyordu, müthiş mutluydum. Gülümsedim, bu evet demekti. Çok sevindim içimde nasıl fırtınalar koptuğu aklıma geldikçe şapşallaşıyorum hâlâ. Güzel duygulardı. Bir yıl kadar beraber yürüdük emreyle. Ama olmadı. Psikolojimi bozan bir ilişki hâline geldi ve noktalamak durumunda kaldım. Beni aşırı kısıtladı, sosyal hayat zaten sıfıra indi, tam kendim geliştirmeye başlamışken dans, gitar, keman, resim bu kursların hepsine birden müthiş bi hevesle başlamışken, o da bundan nasıl mutlu olduğumu göre göre beni herşeyden soyutladı. Çok emek verdim onun için, müthiş sorunlu bir ilişkiydi. İşin içine aldatma ve benim de söylemiş olduğum bana göre masumane ona göre cinayet sebebi yalanlar girince yeter dedim artık. Yeter. Zaten kendisi bana şunu söyleyip duruyordu:kimse vazgeçilmez değildir. Bir gün çok haklı bu çocuk dedim ya. Neyin çabasındayım, kimse vazgeçilmezdeğil ki.. Bitti dedim ona, arama, özgürsun. Engelledim her yerden. Zaten ilişki süresince birbirimizi tüketmişiz. Hiç acı çekmedim. Başta biraz nefret duydum o kadar. Zamanla o da geçti. Ertesi gün bir başka sahis ulaştı bana. Adı.kemal. Liseden bir arkadasimin arkadasiydi. Zipir bit çocuk tanıdığım kadarıyla. Hani şu çapkın, fazlaca yakisikli, zengin, "cool" erkekler olur ya, tam olarak öyle biri tip. Birkaç gün konuştuk kemalle, emreyle birlikte olmadan önce de bana duyguları olduğunu biliyordum ama hemen geri çekmiştim kendimi. Çünkü suna inanirım, davul bile dengi zengine. Benim babam insaatci , annem ev hanimi. Gurur duyuyorum onlarla o ayrı mesele. Onun babası milletvekili, annesi ne bilmiyorum. Ben hayat standartlarimi ona göre ayarlayamazdim. Ben rahatım evet, yani maddi yönden, şöyle ki burs alıyorum birçok yerden. Giyimim, saçımı makyajım hep tamamdir ancak ailem daha mutevazi insanlar. Ben bazen onlara yardım ediyorum aldığım kurslarla hep etmeliyim biliyorum onlar benim canım bitanem. Her neyse, kemal bana sonradan ulaşınca, ben de herşeyi bir kenara bırakıp bir deneyelim gorelim dedim. Tamam dedim ona, seninleyım. Bunu ilk söylediğim an müthiş mutlu oldu. Çok.. Ben tam bir oğlak kızıyım, sabit, ilgiye muhtaç. O tam bir ikizler. Değişken. Kaldıramadim. Hoşçakal dedim, olmuyor. 1 hafta sürdü tam. Ne komik bir rakam bir ilişki için değil mi, ama uzamamasi daha mantikliydi.
Ben bu gece geçmişin muhasebesini yapıyorum. İlerdeki hayatimda kendime daha doğru bi yön çizebilmek adına. Sizlerden de tarafsız, objektif değerlendirmeler rica ediyorum.
Şimdiden teşekkürler, sevgilerle..
Ben bu gece geçmişin muhasebesini yapıyorum. İlerdeki hayatimda kendime daha doğru bi yön çizebilmek adına. Sizlerden de tarafsız, objektif değerlendirmeler rica ediyorum.
Şimdiden teşekkürler, sevgilerle..