Merhaba hanımlar, bu konu hem biraz iç dökme hem de akıl danışma içerikli bir konu.
Konunun özeti, 29 yaşında okulunu uzattıkça uzatan, eve hiçbir faydası olmayan, hiçbir şey için kılını bile kımıldatmayan bir dayı, yarın öbür gün işe girdiğim zaman üzerine sorumluluk yüklenecek olan, maddi anlamda beklentileri karşılamak zorunda olan ben.
Benim annemle babam yıllar önce ayrıldılar. Ben, annem ve kardeşim zaten bizimle aynı sokakta oturan ve dayımla birlikte yaşayan anneannemin yanına taşındık. Ben o zamanlar liseye gidiyordum, kardeşim de küçüktü. Bayağı zor zamanlar atlattık falan derken yıllar geçti bugünümüze geldik, binlerce kez şükür diyorum elbette. Şu anda maddi durumumuz kötü değil ama lüks yaşayabileceğimiz türde de değil tabi. Anneannemin babasından kalma emekli maaşı var, annem de çalışıyor bu şekilde geçiniyoruz. Yıllardır da böyleydi. Bu süre içerisinde ben liseyi bitirdim, bir sene üniversiteye hazırlanma süreci falan derken şehir dışında üniversitemi okudum ve bu sene mezun oldum. İş aramaya başladım, henüz mülakat için çağıran olmadı tabi. Bütün sorumluluklarımı yerine getirdim, öğrenim kredisi ve anne babamın yolladığı paralarla okudum ama okul mokul uzamadı yani, zamanında bitirdim. Tutumlu olduğum için okul dönemi kendi çapımda para sorunu çekmedim hiç, her neyse. Anneannem 60'ı geçik, evi çekip çeviriyor ben de elimden geldiğince yardımcı oluyorum ev işi vs. Kardeşim zaten küçük bu sene liseye başlayacak. Annem çalışıyor. Burada dayımdan biraz bahsetmek istiyorum.
Dayım şu an 29 yaşında ve hala daha öğrenci. 4 yıllık fakülteyi uzattı da uzattı, şu an mezuniyet de yakın falan değil. Hiç zora gelebilen bir insan değil, hep her şeyin kolayına kaçar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda gezer. Zamanında şehir dışında üniversiteye gitti, yurtta kalamadı geri dönüp tekrar hazırlandı falan. Ben kyk yurdunda 4 sene kaldım, kendi çapımda zorluk çektiğimi düşünüyorum manevi anlamda, bilenler bilir. Hiçbir işi "ben yapamıyorum bunu" deyip bıraktığımı hatırlamıyorum. Dayım yıllardır sadece öğrenci, gerçekten kaç yıl oldu bilmiyorum ama 7-8 yıl rahat olmuştur. Bir hoca yüzünden geçemediğini söylüyor okulu uzatma nedeni olarak. Evdeki tek erkek o bu arada. Şu an biraz da ona sinirliyim o yüzden bu konuyu açmak istedim. Bugüne kadar bu eve hiçbir katkısı olmadı, kaç yıldır beraber yaşıyoruz. Yemeğini bile o yaşta anneannem hazırlayıp ayağına götürüyor. Yıllardır sadece okula gidip geliyor ve elde var sıfır. Sayısalı ve İngilizcesi çok iyi, İngilizce konusunda bir iş mülakatına girse çoğu kişiyi alt eder öyle söyleyeyim. Okul varsa okula gidiyor, yoksa bütün gün evde oturuyor, yatıyor. Hiçbir şeye elini sürdüğü yok, bakkala dahi gitmeye üşenen, tembel bir insan. Kapı çalsa açmak için kalkmaz, aşağıdan eve çıkarmak gereken ağır bişey olsa onu bile taşımak istemez, hep bizden bekler. Bütün gün yaptığı şey ya elinde telefonla takılmak ya da bilgisayar başında oturmak. 29 yaşında bu insan. Kendi ihtiyaçlarını, 70 küsür yaşında hala daha sokaklarda bişeyler satan babasından aldığı harçlıklar ve oynadığı abuk sabuk bahislerden gelen paralarla sağlıyor. Para kazanıyor aslında ama fiili olarak değil, resmen kumar oynuyor. Kolay paraya alışmış. "Benim bilmem kaç bin lira param var falanca maçtan kazandım, o parayı 3 ay işleticem şu kadar bin olacak, onunla da Balkan turuna giderim" dediğine şahit oldum bir keresinde, anneannem de vardı ve ağzını açıp tek kelime bile söylemedi. Bu anneannem benim daha okulum bitmemişken bana "işe girince katkı yaparsın daha güzel bir semtte otururuz" demişti aynı zamanda. (kiracıyız bu arada) Anneannem beni çok sever tabi o ayrı konu. "İş ilanlarına internetten başvuruluyor artık" dediğim zaman bana "nasıl yani, sen bütün gün evde mi oturacaksın?!" demişliği var.
Ben (23 yaşındayım bu arada) elbette iş bulacağım, zor ya da kolay hiç fark etmez, sonbaharda ya da kışın bulacağım ve başlayacağım. O diplomanın hakkını vereceğim ancak elbette her çalışan fert gibi eve maddi katkı yapmam beklenecek. Evin benim parama ihtiyacı olmadığını da ekleyeyim bu arada, benim yapacağım katkı ile sadece biraz daha rahat bir yaşam olacak yani şöyle, daha fazla et yiyebileceğiz, eve gereği yokken keyfi olarak yeni eşya alınabilecek, dolabı daha çok doldurabileceğiz, 4-5 çeşit yemek yapılabilecek falan gibi şeyler. Fakat ne olursa olsun yine de eve katkı yapmam beklenecek ama temel mantıkta ben aslında kendim için çalışacağım, kredi borcumu ödemeyi kafama koydum falan.
Şu konuda yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum, ben kendimce bir ilerleme kaydetmişim ve okulumu bitirmişim, hayata atılmaya hazır hale gelmişim, belki haftada 6 gün günde 8-9 saat çalışacağım ve eve geldiğimde bütün gün yatmış başka da bişey yapmamış koskoca bir erkekle karşılaşacağım. Ve benim verdiğim para dolaylı olarak onu besleyecek. Kulağa çok fesatça geldiğinin farkındayım fakat kendisi, kendine aldığı 1,5 litrelik meyve suyundan sadece bir bardak içilmiş diye problem yaratan bir insan. Beyefendi onu kendisine almış kendi parasından, içiyorsak yerine yenisini almalıymışız, öyle dedi. Daha başka sayamayacağım kadar çok bencillikleri var kendisinin. Bu eve herkes, hatta en çok da ben içmek için bişeyler alıp dolaba koyarım, sıcak zaten içimiz yanıyor sıvı tüketmek istiyoruz, kimseye de "bunu kendi paramla aldım, içelim" demem. Dolaptadır isteyen gider içer, en çok da o içer. Bu eve hiçbir faydası yok, sırtını yaslamış resmen, çamaşırı bulaşığı tertemiz yıkanır, yemeği mis gibi yapılır, hiçbir sorumluluğu yok. Annem onun bu durumuna çok sinir oluyor fakat ne zaman bişey söylese anneannem ya oğlunu koruyor ya da konuşmuyor, bir yorum yapmıyor.
Uzun oldu farkındayım, özet olarak ben dayımın bu durumundan çok rahatsızım, yarın öbür gün işe girdiğimde ben sorun etmesem bile annemin sorun edeceğinden ve evde ortalığın karışacağından, tartışmaların olacağından adım gibi eminim. Bu adamı bu şekilde daha ne kadar idare edebiliriz bilemiyorum. Ben ailemi seviyorum, annem, anneannem ve kardeşimle bir arada yaşamayı istiyorum aslında ama dayım yüzünden bana edilecek olan haksızlığa katlanamayıp kendimi toparlayınca ayrı eve çıkacağım gibi görünüyor. Ben 4 sene boyunca uzaktaydım sonuçta, seyrek gidip gelirdim eve ama artık evimdeyim ve onun maddi manevi herkese sırtını yaslamış olması, bütün gün bomboş oturması benim canımı sıkıyor. Kınamıyorum kesinlikle ama sizce bir okul 8 sene nasıl uzayabilir? Teyzem ve babam "mezun falan olmaz o, ekmek elden su gölden" diyor. Mantıken şu dönem ben de evdeyim ama bişeylere faydam dokunuyor en azından, yardımcı oluyorum, sosyal aktivitelerim var. Kendi harçlığımı çıkarabilmek için internetten bazı işler yapıyorum annemin vermek istediği harçlığı reddediyorum. Okul döneminde işsizlik sürecinde lazım olacağını düşündüğüm için biraz para biriktirmiştim onlarla alıyorum istediklerimi falan. Kalp de kırmak istemiyorum sonuçta o da benim ailemden biri, aram bozulsun istemiyorum ama bu şekilde devam ederse bozulabilir. Bilmiyorum ben yanlış mı düşünüyorum, anormal miyim, onun yaptığında bi sıkıntı yok mu, sorun bende mi kafam karma karışık. Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız lütfen bana bi akıl verin.
Konunun özeti, 29 yaşında okulunu uzattıkça uzatan, eve hiçbir faydası olmayan, hiçbir şey için kılını bile kımıldatmayan bir dayı, yarın öbür gün işe girdiğim zaman üzerine sorumluluk yüklenecek olan, maddi anlamda beklentileri karşılamak zorunda olan ben.
Benim annemle babam yıllar önce ayrıldılar. Ben, annem ve kardeşim zaten bizimle aynı sokakta oturan ve dayımla birlikte yaşayan anneannemin yanına taşındık. Ben o zamanlar liseye gidiyordum, kardeşim de küçüktü. Bayağı zor zamanlar atlattık falan derken yıllar geçti bugünümüze geldik, binlerce kez şükür diyorum elbette. Şu anda maddi durumumuz kötü değil ama lüks yaşayabileceğimiz türde de değil tabi. Anneannemin babasından kalma emekli maaşı var, annem de çalışıyor bu şekilde geçiniyoruz. Yıllardır da böyleydi. Bu süre içerisinde ben liseyi bitirdim, bir sene üniversiteye hazırlanma süreci falan derken şehir dışında üniversitemi okudum ve bu sene mezun oldum. İş aramaya başladım, henüz mülakat için çağıran olmadı tabi. Bütün sorumluluklarımı yerine getirdim, öğrenim kredisi ve anne babamın yolladığı paralarla okudum ama okul mokul uzamadı yani, zamanında bitirdim. Tutumlu olduğum için okul dönemi kendi çapımda para sorunu çekmedim hiç, her neyse. Anneannem 60'ı geçik, evi çekip çeviriyor ben de elimden geldiğince yardımcı oluyorum ev işi vs. Kardeşim zaten küçük bu sene liseye başlayacak. Annem çalışıyor. Burada dayımdan biraz bahsetmek istiyorum.
Dayım şu an 29 yaşında ve hala daha öğrenci. 4 yıllık fakülteyi uzattı da uzattı, şu an mezuniyet de yakın falan değil. Hiç zora gelebilen bir insan değil, hep her şeyin kolayına kaçar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda gezer. Zamanında şehir dışında üniversiteye gitti, yurtta kalamadı geri dönüp tekrar hazırlandı falan. Ben kyk yurdunda 4 sene kaldım, kendi çapımda zorluk çektiğimi düşünüyorum manevi anlamda, bilenler bilir. Hiçbir işi "ben yapamıyorum bunu" deyip bıraktığımı hatırlamıyorum. Dayım yıllardır sadece öğrenci, gerçekten kaç yıl oldu bilmiyorum ama 7-8 yıl rahat olmuştur. Bir hoca yüzünden geçemediğini söylüyor okulu uzatma nedeni olarak. Evdeki tek erkek o bu arada. Şu an biraz da ona sinirliyim o yüzden bu konuyu açmak istedim. Bugüne kadar bu eve hiçbir katkısı olmadı, kaç yıldır beraber yaşıyoruz. Yemeğini bile o yaşta anneannem hazırlayıp ayağına götürüyor. Yıllardır sadece okula gidip geliyor ve elde var sıfır. Sayısalı ve İngilizcesi çok iyi, İngilizce konusunda bir iş mülakatına girse çoğu kişiyi alt eder öyle söyleyeyim. Okul varsa okula gidiyor, yoksa bütün gün evde oturuyor, yatıyor. Hiçbir şeye elini sürdüğü yok, bakkala dahi gitmeye üşenen, tembel bir insan. Kapı çalsa açmak için kalkmaz, aşağıdan eve çıkarmak gereken ağır bişey olsa onu bile taşımak istemez, hep bizden bekler. Bütün gün yaptığı şey ya elinde telefonla takılmak ya da bilgisayar başında oturmak. 29 yaşında bu insan. Kendi ihtiyaçlarını, 70 küsür yaşında hala daha sokaklarda bişeyler satan babasından aldığı harçlıklar ve oynadığı abuk sabuk bahislerden gelen paralarla sağlıyor. Para kazanıyor aslında ama fiili olarak değil, resmen kumar oynuyor. Kolay paraya alışmış. "Benim bilmem kaç bin lira param var falanca maçtan kazandım, o parayı 3 ay işleticem şu kadar bin olacak, onunla da Balkan turuna giderim" dediğine şahit oldum bir keresinde, anneannem de vardı ve ağzını açıp tek kelime bile söylemedi. Bu anneannem benim daha okulum bitmemişken bana "işe girince katkı yaparsın daha güzel bir semtte otururuz" demişti aynı zamanda. (kiracıyız bu arada) Anneannem beni çok sever tabi o ayrı konu. "İş ilanlarına internetten başvuruluyor artık" dediğim zaman bana "nasıl yani, sen bütün gün evde mi oturacaksın?!" demişliği var.
Ben (23 yaşındayım bu arada) elbette iş bulacağım, zor ya da kolay hiç fark etmez, sonbaharda ya da kışın bulacağım ve başlayacağım. O diplomanın hakkını vereceğim ancak elbette her çalışan fert gibi eve maddi katkı yapmam beklenecek. Evin benim parama ihtiyacı olmadığını da ekleyeyim bu arada, benim yapacağım katkı ile sadece biraz daha rahat bir yaşam olacak yani şöyle, daha fazla et yiyebileceğiz, eve gereği yokken keyfi olarak yeni eşya alınabilecek, dolabı daha çok doldurabileceğiz, 4-5 çeşit yemek yapılabilecek falan gibi şeyler. Fakat ne olursa olsun yine de eve katkı yapmam beklenecek ama temel mantıkta ben aslında kendim için çalışacağım, kredi borcumu ödemeyi kafama koydum falan.
Şu konuda yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum, ben kendimce bir ilerleme kaydetmişim ve okulumu bitirmişim, hayata atılmaya hazır hale gelmişim, belki haftada 6 gün günde 8-9 saat çalışacağım ve eve geldiğimde bütün gün yatmış başka da bişey yapmamış koskoca bir erkekle karşılaşacağım. Ve benim verdiğim para dolaylı olarak onu besleyecek. Kulağa çok fesatça geldiğinin farkındayım fakat kendisi, kendine aldığı 1,5 litrelik meyve suyundan sadece bir bardak içilmiş diye problem yaratan bir insan. Beyefendi onu kendisine almış kendi parasından, içiyorsak yerine yenisini almalıymışız, öyle dedi. Daha başka sayamayacağım kadar çok bencillikleri var kendisinin. Bu eve herkes, hatta en çok da ben içmek için bişeyler alıp dolaba koyarım, sıcak zaten içimiz yanıyor sıvı tüketmek istiyoruz, kimseye de "bunu kendi paramla aldım, içelim" demem. Dolaptadır isteyen gider içer, en çok da o içer. Bu eve hiçbir faydası yok, sırtını yaslamış resmen, çamaşırı bulaşığı tertemiz yıkanır, yemeği mis gibi yapılır, hiçbir sorumluluğu yok. Annem onun bu durumuna çok sinir oluyor fakat ne zaman bişey söylese anneannem ya oğlunu koruyor ya da konuşmuyor, bir yorum yapmıyor.
Uzun oldu farkındayım, özet olarak ben dayımın bu durumundan çok rahatsızım, yarın öbür gün işe girdiğimde ben sorun etmesem bile annemin sorun edeceğinden ve evde ortalığın karışacağından, tartışmaların olacağından adım gibi eminim. Bu adamı bu şekilde daha ne kadar idare edebiliriz bilemiyorum. Ben ailemi seviyorum, annem, anneannem ve kardeşimle bir arada yaşamayı istiyorum aslında ama dayım yüzünden bana edilecek olan haksızlığa katlanamayıp kendimi toparlayınca ayrı eve çıkacağım gibi görünüyor. Ben 4 sene boyunca uzaktaydım sonuçta, seyrek gidip gelirdim eve ama artık evimdeyim ve onun maddi manevi herkese sırtını yaslamış olması, bütün gün bomboş oturması benim canımı sıkıyor. Kınamıyorum kesinlikle ama sizce bir okul 8 sene nasıl uzayabilir? Teyzem ve babam "mezun falan olmaz o, ekmek elden su gölden" diyor. Mantıken şu dönem ben de evdeyim ama bişeylere faydam dokunuyor en azından, yardımcı oluyorum, sosyal aktivitelerim var. Kendi harçlığımı çıkarabilmek için internetten bazı işler yapıyorum annemin vermek istediği harçlığı reddediyorum. Okul döneminde işsizlik sürecinde lazım olacağını düşündüğüm için biraz para biriktirmiştim onlarla alıyorum istediklerimi falan. Kalp de kırmak istemiyorum sonuçta o da benim ailemden biri, aram bozulsun istemiyorum ama bu şekilde devam ederse bozulabilir. Bilmiyorum ben yanlış mı düşünüyorum, anormal miyim, onun yaptığında bi sıkıntı yok mu, sorun bende mi kafam karma karışık. Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız lütfen bana bi akıl verin.
Son düzenleme: