Ben de gurbet geliniyim. İstanbul'dan Cezayir'e gelin geldim. Eşim buralı. Çok aktif bir hayatım vardı. Örgün olarak Arapça Tercümanlık açıköğretimden de İlahiyat okuyodum onun dışında haftada 26 saat arapça dersi veriyodum ve TRT'de tercümanlık yapıyodum internet üzerindeyken. Son finalleri verdikten bir hafta sonra evlendim. Sağolsun eşim buralara alışayım diye 2 ay işe gitmedi hep benimle beraberdi. evlendikten bir ay sonra da İstanbul'a götürdü annemi görmüş oldum. Yaşadığım şehir küçük bi şehir İs tanbul'dan sonra burası bizim mahalleden bile küçük geliyo :) Eşim de artık işe döndü ömür boyu benimle kalacak hali yok. Kendi işi olduğu için çok yoğun çalışıyo geç geldiği de oluyo sık sık. Şimdi bi de ikinci üniversitesini okuyo. Dersler başladı daha da yoğun olur artık. Spora başlamıştım ama hamile kalınca onu da bırakmak zorunda kaldım. Aslında çok girişkenimdir ama buranın lehçesi çok değişik. TRT'deki işim devam ediyo bi de konsoloslukta tercümanlığa başladım ama sabah 7'de evden çıkıp akşam 8'de dönen biriydim ordan oraya koştururdum sempozyum fuar hiçbişeyi kaçırmazdım. Burda hiçbir sosyal aktivite yok. Buranın insanları çok sıcak kanlı ama işte gurbetteyim hiç arkadaşım yok kimseyi tanımıyorum. Eşimin ailesi dışında insan gördüğüm yok
Allah'tan eşimle birbirimizi çok seviyoruz ve çok anlayışlı. Bi de bebişimiz doğunca sıkılmam herhalde diye düşünüyorum...