Arkadaşlar öncelikle herkese hayırlı sabahlar olsun. Ramazan ayının son günüyle İnşAllah tüm günahlarımız affolmuş ve yaptığımız tüm ibadetler kabul olmuş olur umarım.
O kadar kendimi sıkışmış hissediyorum ki çevremde anlatacak kimsem olmadığı için dertleşme maksadıyla buraya yazmak istedim. Yeni üyeyim konu açarken veya yazarken herhangi bir hatam olursa kusruma bakmayın. Lafı dolandırmadan direkt başlıktan da anlayacağınız üzere Türk toplumunun genel problemi olan aile sorunum var.
Sürekli "ben" diyen, anne baba olduğu için kendini dokunulmaz görüp asla hakkınızı savunamayacağınız, asla fikrinizin öneminin onların işe yaramadığınız sürece önemi olmayan kısaca her davranışlarına, sözlerine karşın saygı bekleyen lakin çocuğuna saygı asla göstermeyen bir aileyle yaşamaktayım. Saygı gösterilmeme gerekçesi de bizim evlat olmamızmış, kendimi köle gibi hissettiren bir babayla büyümekteyim. Görülen hataların söylenmesi bence fark ediyorsanız bana göre sorumluluktur. Bu nedenle pes etmeden her hatalarını söylerim. Yine de yapmaya ve üstüne bana alınarak saygısız, kötü evlat olduğumu kaba bir şekilde dile getirirler. En son ne zaman vakit geçirdik ailece inanın hatırlamıyorum. Tek sofrada bir aradayız ve zaten sofrada da genelde hep bir tartışma çıkar. Sürekli tanımadığı insan dahi olsa çocuklarıyla kıyaslarlar. Bugün en basitinden sahurda sadece babamı reçele kendi çatalıyla değil de reçel sürmek için koyduğum bıçağı kullanmasını söyledim diye hayırsız ve saygısız oldum. Burada size babamı şikayet eder gibi olacağım ama sadece neden uyardığımı bilin diye söyleyeceğim. Babam peynir tabağından aldığı peyniri ısırıp yerine koyan, sürekli şapırdatan, sürekli parmaklarını yalayıp çatalı bile anca eli yapış yapış olmasın diye reçel, bal çikolata da kullanan bir insan. Yani yapım gereği mi bilmiyorum hiç sevmiyorum böyle şeyleri. Küçüklüğümden beri rahatsız oluyorum. Kişisel bakıma önem veren bir insanım ve babam hiç değildir, her şeye katlanmanızın beklenmesi de bir süre sonra inanılmaz tüketiyor. Annem ise sevgisini asla belli etmeyen evde sürekli tartışan, mimikleriyle tiksiniyormuşcasına bakan, babası da katı kurallı olduğu için asla babama olumsuz bir şey söylenilmeyeceğini söyleyerek babamın sözlerimi yanlış anlamasını sebep olan, beni hiç anlamayan ve bana kalırsa evlat ayrımı yapan biri. Bana göstermedikleri her toleransı kardeşlerime göstermeleri kendimi daha da yalnız hissetmemi sağlıyor. Mutsuz olduğumu bile asla anlamazlar, bazen kardeşlerime olan çabalarını görünce kendimle kıyaslamaya girince hemen kendimi çimdikleyesim geliyor, kendim de biliyorum bir de bunu düşünürsem üzüntüme üzüntü katarım. Kısaca güçlü olmak zorunda bırakılıyorum yoksa yaşayamam. Aklımdaki en büyük sıkıntı üniversite sınavına mezuna kalarak hazırlanan bir insan olmam. Öyle bir duygusal çökme yaşıyorum ki ders çalışmak için motivasyonumu bırakın, yataktan kalkma isteğim kalmıyor. Mezuna kalmamın büyük bir hata olduğunu her geçen gün fark etmem, gittikçe stresten hareket edememekten aldığım kilolarla kendimi tam manasıyla sevememem, artık sürekli üzüntülü kaygılı stresli olmam alışkanlık haline gelip ağlayamamam, kendimi odama kapatıp kopuk yaşasam dahi abla olduğum için her kavganın ucundan dahi olsa bana gelmesi... Kendimi kendim teselli etmek istiyorum fakat maneviyatım ve şimdiden bilinçli olmam dışında hiçbir şeyim kalmadı. İşin aslı siz de diyeceksiniz sabret diye biliyorum ama hangi acıyı çeken olsun sabret deseniz dahi o hissiyat katlanılamaz oluyor ya o an sabredilecek gibi değil. Maneviyatımı güçlendirmeye çabalayan bir insanım lakin güçlendirdikçe ailemden ne kadar farklı olduğumu ailemin dinine bağlı gibi görünen iş çabalamalarına, geliştirmelerine gelince kendilerini günlük işlerle kandıran insanlar olduklarını daha da iyi anladım. Buraya yazmamın sebebi sadece dertleşebilmek en azından birileri bilsin diye. En kötüsü de kuzenlerimin bazılarının benden daha kötü halde olmaları ve hatta ailemin onları örnek verip şükretmemi istemeleri. Kendime mi üzüleyim benden küçük belki farkında belki farkında olmayan kuzenlerime mi, bilmiyorum. Sınava hazırlanacak ruh halinde olmayarak, kolayca anladığım dersleri sürekli erteleyerek hep sınava yarım yamalak girmek de beni çok üzüyor. Belki iyi yerlere gelebilecekken gelemiyorum ve gelemeyeceğim belki de. Çok para kazanmak yerine hep kaliteli ve bana bir şeyler katacak okullarda okuma hayalim vardı. Kendimi en azından dışarıda saygı görülen biri olarak görmek isterdim ki yılmayacağım ama ailemin beni şu an soktuğu bu durumlar bir gün gülebilecek miyim normal yaşayabilecek miyim sorularını aklıma getiriyor. Lütfen çocuğunuz varsa kimseyle kıyaslamayın, değer verdiğinizi hissettirin, aklınıza her geldiğinde gidin sarılın ve lütfen yanlarında hiç kavga etmeyin. Kimsenin benim gibi bir yaşam sürmesini istemem. Dualarınızda benim gibi veya daha kötü durumdaki insanlara değinmeden geçmeyin olur mu? Buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. İnşAllah ne sıkıntımız varsa Rabbim alır ve yerine huzur verir.
O kadar kendimi sıkışmış hissediyorum ki çevremde anlatacak kimsem olmadığı için dertleşme maksadıyla buraya yazmak istedim. Yeni üyeyim konu açarken veya yazarken herhangi bir hatam olursa kusruma bakmayın. Lafı dolandırmadan direkt başlıktan da anlayacağınız üzere Türk toplumunun genel problemi olan aile sorunum var.
Sürekli "ben" diyen, anne baba olduğu için kendini dokunulmaz görüp asla hakkınızı savunamayacağınız, asla fikrinizin öneminin onların işe yaramadığınız sürece önemi olmayan kısaca her davranışlarına, sözlerine karşın saygı bekleyen lakin çocuğuna saygı asla göstermeyen bir aileyle yaşamaktayım. Saygı gösterilmeme gerekçesi de bizim evlat olmamızmış, kendimi köle gibi hissettiren bir babayla büyümekteyim. Görülen hataların söylenmesi bence fark ediyorsanız bana göre sorumluluktur. Bu nedenle pes etmeden her hatalarını söylerim. Yine de yapmaya ve üstüne bana alınarak saygısız, kötü evlat olduğumu kaba bir şekilde dile getirirler. En son ne zaman vakit geçirdik ailece inanın hatırlamıyorum. Tek sofrada bir aradayız ve zaten sofrada da genelde hep bir tartışma çıkar. Sürekli tanımadığı insan dahi olsa çocuklarıyla kıyaslarlar. Bugün en basitinden sahurda sadece babamı reçele kendi çatalıyla değil de reçel sürmek için koyduğum bıçağı kullanmasını söyledim diye hayırsız ve saygısız oldum. Burada size babamı şikayet eder gibi olacağım ama sadece neden uyardığımı bilin diye söyleyeceğim. Babam peynir tabağından aldığı peyniri ısırıp yerine koyan, sürekli şapırdatan, sürekli parmaklarını yalayıp çatalı bile anca eli yapış yapış olmasın diye reçel, bal çikolata da kullanan bir insan. Yani yapım gereği mi bilmiyorum hiç sevmiyorum böyle şeyleri. Küçüklüğümden beri rahatsız oluyorum. Kişisel bakıma önem veren bir insanım ve babam hiç değildir, her şeye katlanmanızın beklenmesi de bir süre sonra inanılmaz tüketiyor. Annem ise sevgisini asla belli etmeyen evde sürekli tartışan, mimikleriyle tiksiniyormuşcasına bakan, babası da katı kurallı olduğu için asla babama olumsuz bir şey söylenilmeyeceğini söyleyerek babamın sözlerimi yanlış anlamasını sebep olan, beni hiç anlamayan ve bana kalırsa evlat ayrımı yapan biri. Bana göstermedikleri her toleransı kardeşlerime göstermeleri kendimi daha da yalnız hissetmemi sağlıyor. Mutsuz olduğumu bile asla anlamazlar, bazen kardeşlerime olan çabalarını görünce kendimle kıyaslamaya girince hemen kendimi çimdikleyesim geliyor, kendim de biliyorum bir de bunu düşünürsem üzüntüme üzüntü katarım. Kısaca güçlü olmak zorunda bırakılıyorum yoksa yaşayamam. Aklımdaki en büyük sıkıntı üniversite sınavına mezuna kalarak hazırlanan bir insan olmam. Öyle bir duygusal çökme yaşıyorum ki ders çalışmak için motivasyonumu bırakın, yataktan kalkma isteğim kalmıyor. Mezuna kalmamın büyük bir hata olduğunu her geçen gün fark etmem, gittikçe stresten hareket edememekten aldığım kilolarla kendimi tam manasıyla sevememem, artık sürekli üzüntülü kaygılı stresli olmam alışkanlık haline gelip ağlayamamam, kendimi odama kapatıp kopuk yaşasam dahi abla olduğum için her kavganın ucundan dahi olsa bana gelmesi... Kendimi kendim teselli etmek istiyorum fakat maneviyatım ve şimdiden bilinçli olmam dışında hiçbir şeyim kalmadı. İşin aslı siz de diyeceksiniz sabret diye biliyorum ama hangi acıyı çeken olsun sabret deseniz dahi o hissiyat katlanılamaz oluyor ya o an sabredilecek gibi değil. Maneviyatımı güçlendirmeye çabalayan bir insanım lakin güçlendirdikçe ailemden ne kadar farklı olduğumu ailemin dinine bağlı gibi görünen iş çabalamalarına, geliştirmelerine gelince kendilerini günlük işlerle kandıran insanlar olduklarını daha da iyi anladım. Buraya yazmamın sebebi sadece dertleşebilmek en azından birileri bilsin diye. En kötüsü de kuzenlerimin bazılarının benden daha kötü halde olmaları ve hatta ailemin onları örnek verip şükretmemi istemeleri. Kendime mi üzüleyim benden küçük belki farkında belki farkında olmayan kuzenlerime mi, bilmiyorum. Sınava hazırlanacak ruh halinde olmayarak, kolayca anladığım dersleri sürekli erteleyerek hep sınava yarım yamalak girmek de beni çok üzüyor. Belki iyi yerlere gelebilecekken gelemiyorum ve gelemeyeceğim belki de. Çok para kazanmak yerine hep kaliteli ve bana bir şeyler katacak okullarda okuma hayalim vardı. Kendimi en azından dışarıda saygı görülen biri olarak görmek isterdim ki yılmayacağım ama ailemin beni şu an soktuğu bu durumlar bir gün gülebilecek miyim normal yaşayabilecek miyim sorularını aklıma getiriyor. Lütfen çocuğunuz varsa kimseyle kıyaslamayın, değer verdiğinizi hissettirin, aklınıza her geldiğinde gidin sarılın ve lütfen yanlarında hiç kavga etmeyin. Kimsenin benim gibi bir yaşam sürmesini istemem. Dualarınızda benim gibi veya daha kötü durumdaki insanlara değinmeden geçmeyin olur mu? Buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. İnşAllah ne sıkıntımız varsa Rabbim alır ve yerine huzur verir.