• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Aile terapisi mi veda mı?

Ben sizi gereksiz alıngan buldum açıkçası psikolojik destek almanızı tavsiye ederim. Beni sevmediler,bana hediye almadılar, beni bağırlarına basmadılar, eşim kadar gezmediğim için beni küçümsedi cümleleriniz sanki gereksiz dertler gibi. Eşiniz size hediyesini yapmış ailesiyle kararını sorgulamak da size düşmüyor ben buna takılmazdım. 4 yıl olmuş evleneli sizin bi gelecek planınız vardır belki eşinizle birikim hedefiniz vardır ne bileyim o plan için eşiniz alma biriktir boşver diyebilir. Almaya devam ettiğinize göre o cümleden fazlası da gelmemiş eşinizden. Sizin sevgi eksikliğinizi kapatacak olanlar da eşinizin ailesi değil. O yüzden bu konuları aşabilirseniz daha mutlu olabilirsiniz anda kalmak yaşamak daha iyi. Çalışıyormuşsunuz da ne güzel kafanızı yormayın bunlarla ya hayat güzel eşiniz de düzgün bir insansa sizi mutlu etme çabası varsa hiç ailesine takılmayın derim bu şekilde mesafeli olmak daha iyi
Şubat ayından itibaren bütçemi ayarladım bireysel terapiye başlıyorum. İlişki terapisi için şimdilik kesin bir karar yok. Bence de alınganım. Hatalarımın farkındayım ama tek tek olan şeyler birikince böyle hissetmeye başladım.
 
Uzun yazabilirim ama nolur özet falan okuyun vaktiniz yoksa 😁
Biz hemen hemen 4 senedir evliyiz çocuk yok. İyi şeyleri yazayım önce. Büyük kavgalar, şiddet, aldatma, kv kp müdahalesi, kötü alışkanlıklar ikimizde de yok. Hayattaki hedeflerimiz ve hayallerimiz aynı. Ev işleriyle ilgili sıkıntılarımız vardı. Konuşup buzdolabına haftalık liste asıp şimdilik çözdük gibi görünüyor. Peki ben neden huzursuz hissediyorum? Şimdi birkaç örnek vericem.

•Biz sevgiliyken aynı evde yaşamadık ve ben aşırı heyecanlıydım evlenince aynı evin içinde olucaz diye. Genelde anlaşıyoruz ama ben hâlâ adapte olamadım. Sıkıntılı mıyım neyim anlamadım kendimi.
• Eşim sürekli beni bazı konularda eğitmeye çalışıyor ve ben sinir oluyorum buna. Mesela ayda bir iki kere tatlı sipariş ederim. Birkaç gün önce yine edecekken "ya napıyorsun paranı biriktir" dedi. Kredi kartı benim, ekstresini ben ödüyorum, yorularak çalışan da benim. Küçük bir tatlı alamayacak mıyım.
• Ailesinde bir türlü "kabul" edilmiş hissetmiyorum. Düğün hediyesi falan zaten almadım ama onu da geçtim, hasta olduğumda ya da doğum günlerimde falan pek sallanmadım. Ha mesafenin kendi selametime olduğunu biliyorum evet. Ama çocukluktan sevgi eksikliği mi ne bileyim ya içime sinmiyor bir türlü.
• Eşimle aramızda aman aman bir yaş farkı yok ama benden önce gezip ettiği için hayat tecrübesi benden fazla. En son yine böyle bana bir şeyler dikte etmeye çalışınca, "ya acaba senin benden daha tecrübeli birine mi ihtiyacın var" dedim. O da bilmiyorum dedi. Öyle mutsuz uyuduk. Sabah terfi için mülakatı vardı ve üzüldüğü için kötü geçmiş falan. Yani gamsız da değil kafasına takıyor.

• Saçma bir ayrıntı ve inandığımdan da değil ama yine yazıcam. Biz bu kiralık eve 8 ay önce taşındık. Bari her şey elimizin altında olsun diye eşimin ailesinin evinden eski albümlerini falan almaya gittik. Küçük bir kutu işte içinde eski karneler, devlet dairelerinde yapılan kâğıtlar var. Bir köşede dursun diye bıraktık açıp incelemedik 8 ay. Geçen gün açtık içinde böyle eski alfabeden bazı kelimelerin yazıldığı bir kâğıt çıktı. Ritüel gibi bir şey. Kâğıt da eski bir kâğıt yani belli 20-30 yılı var. Kimin için yapılmış bilmiyoruz. Eski alfabe bilen bir arkadaşımıza incelesin diye sorduk. Evde tutmayın karanlık işler dedi. Yırttık attık ama evi etkiledi mi bilmiyorum ya cidden saçma düşününce.
• Gördüğünüz gibi üstüne basıp aha da sebep bu diyebileceğim bir şey yok ama huzurlu hissetmiyorum. Birbirimizin vaktini de alalım istemiyoruz ama seviyoruz da. Yani dile getiriyoruz sevgimizi hep. Sizce aile terapisi mi olmalı? Yoksa cidden bir yere varamaz mıyız?
Elle tutulur sebep göremedim. Aile ilgisizliği herkeste olabilen birşey..eşinizle alakası yok. Tatlı vs harcama olayını konuşup cözebilirsiniz . Yani sıkıldınız belki, tatile falan çıkın. İyi gelir evcil hayvan olabilir. Yani bitirmeyi gerektiren bir olay yok. Eşinizle alakalı birşey yok yani. İç huzursuzluğun varsa da terapi alın inanın her insanın ihtiyacı var. Eşiniz de gitsin ona da iyi gelir.
 
Paranı istediğin gibi kullanmayacaksan neden çalışıyorsun ki tabi ki eve destek ol ama lokmanı sayması da çok kötü
Çünkü kendi fikirleri uygulansın istiyor. Alınganlık konusu da şöyle. Mesela sürekli telefonda birileri hoparlörde. Ya zaten evde geçirdiğimiz saat sayılı. Bari bu kadar sık telefon görüşmesi yapma akşamları diyorum. Ben aramıyorum ki onlar arıyor diyor. Görüntülü konuşma değil sesli ama işte ben sanıyorum ki evin içinde 2-3 kişi daha var. Hoparlörden normal konuşmaya alıyor. Bu sefer de yarım saat ortada yok.
 
Elle tutulur sebep göremedim. Aile ilgisizliği herkeste olabilen birşey..eşinizle alakası yok. Tatlı vs harcama olayını konuşup cözebilirsiniz . Yani sıkıldınız belki, tatile falan çıkın. İyi gelir evcil hayvan olabilir. Yani bitirmeyi gerektiren bir olay yok. Eşinizle alakalı birşey yok yani. İç huzursuzluğun varsa da terapi alın inanın her insanın ihtiyacı var. Eşiniz de gitsin ona da iyi gelir.
Evet olabilir. Tekrar konuşucam akşam gelince. Ama bu dominant olma çabaları beni bitirdi. Tatlı meselesinde bana diyor ki mutfakta kola var onu içebilirsin, bal falan vardı onu ye 😂 Aynı şey mi Allah aşkına.
 
Paranı biriktir lafı hariç gerisini takmazdim ben tatlimi sipariş ederim onun dışında terapist neyi çözecek onu pek anlamadım hayran olduğunuz adam normal biri çıkmış hepsi bu
 
Uzun yazabilirim ama nolur özet falan okuyun vaktiniz yoksa 😁
Biz hemen hemen 4 senedir evliyiz çocuk yok. İyi şeyleri yazayım önce. Büyük kavgalar, şiddet, aldatma, kv kp müdahalesi, kötü alışkanlıklar ikimizde de yok. Hayattaki hedeflerimiz ve hayallerimiz aynı. Ev işleriyle ilgili sıkıntılarımız vardı. Konuşup buzdolabına haftalık liste asıp şimdilik çözdük gibi görünüyor. Peki ben neden huzursuz hissediyorum? Şimdi birkaç örnek vericem.

•Biz sevgiliyken aynı evde yaşamadık ve ben aşırı heyecanlıydım evlenince aynı evin içinde olucaz diye. Genelde anlaşıyoruz ama ben hâlâ adapte olamadım. Sıkıntılı mıyım neyim anlamadım kendimi.
• Eşim sürekli beni bazı konularda eğitmeye çalışıyor ve ben sinir oluyorum buna. Mesela ayda bir iki kere tatlı sipariş ederim. Birkaç gün önce yine edecekken "ya napıyorsun paranı biriktir" dedi. Kredi kartı benim, ekstresini ben ödüyorum, yorularak çalışan da benim. Küçük bir tatlı alamayacak mıyım.
• Ailesinde bir türlü "kabul" edilmiş hissetmiyorum. Düğün hediyesi falan zaten almadım ama onu da geçtim, hasta olduğumda ya da doğum günlerimde falan pek sallanmadım. Ha mesafenin kendi selametime olduğunu biliyorum evet. Ama çocukluktan sevgi eksikliği mi ne bileyim ya içime sinmiyor bir türlü.
• Eşimle aramızda aman aman bir yaş farkı yok ama benden önce gezip ettiği için hayat tecrübesi benden fazla. En son yine böyle bana bir şeyler dikte etmeye çalışınca, "ya acaba senin benden daha tecrübeli birine mi ihtiyacın var" dedim. O da bilmiyorum dedi. Öyle mutsuz uyuduk. Sabah terfi için mülakatı vardı ve üzüldüğü için kötü geçmiş falan. Yani gamsız da değil kafasına takıyor.

• Saçma bir ayrıntı ve inandığımdan da değil ama yine yazıcam. Biz bu kiralık eve 8 ay önce taşındık. Bari her şey elimizin altında olsun diye eşimin ailesinin evinden eski albümlerini falan almaya gittik. Küçük bir kutu işte içinde eski karneler, devlet dairelerinde yapılan kâğıtlar var. Bir köşede dursun diye bıraktık açıp incelemedik 8 ay. Geçen gün açtık içinde böyle eski alfabeden bazı kelimelerin yazıldığı bir kâğıt çıktı. Ritüel gibi bir şey. Kâğıt da eski bir kâğıt yani belli 20-30 yılı var. Kimin için yapılmış bilmiyoruz. Eski alfabe bilen bir arkadaşımıza incelesin diye sorduk. Evde tutmayın karanlık işler dedi. Yırttık attık ama evi etkiledi mi bilmiyorum ya cidden saçma düşününce.
• Gördüğünüz gibi üstüne basıp aha da sebep bu diyebileceğim bir şey yok ama huzurlu hissetmiyorum. Birbirimizin vaktini de alalım istemiyoruz ama seviyoruz da. Yani dile getiriyoruz sevgimizi hep. Sizce aile terapisi mi olmalı? Yoksa cidden bir yere varamaz mıyız?
bence yazdiklariniz biraz fazla temkinli ve anlatmadiginiz seyler var. ya da kafaniz karisik olabilir. cift terapisi en mantiklisi ama iki taraf da ayni kivamda olmayinca zor ilerler. siz bence once bireysel terapiye baslayin.
 
Şubat ayından itibaren bütçemi ayarladım bireysel terapiye başlıyorum. İlişki terapisi için şimdilik kesin bir karar yok. Bence de alınganım. Hatalarımın farkındayım ama tek tek olan şeyler birikince böyle hissetmeye başladım.
Kendine yük yükleme hayat çok kısa elalemi takma. Gerçekten takmamayı öğrenince daha mutlu olacaksın
 
Uzun yazabilirim ama nolur özet falan okuyun vaktiniz yoksa 😁
Biz hemen hemen 4 senedir evliyiz çocuk yok. İyi şeyleri yazayım önce. Büyük kavgalar, şiddet, aldatma, kv kp müdahalesi, kötü alışkanlıklar ikimizde de yok. Hayattaki hedeflerimiz ve hayallerimiz aynı. Ev işleriyle ilgili sıkıntılarımız vardı. Konuşup buzdolabına haftalık liste asıp şimdilik çözdük gibi görünüyor. Peki ben neden huzursuz hissediyorum? Şimdi birkaç örnek vericem.

•Biz sevgiliyken aynı evde yaşamadık ve ben aşırı heyecanlıydım evlenince aynı evin içinde olucaz diye. Genelde anlaşıyoruz ama ben hâlâ adapte olamadım. Sıkıntılı mıyım neyim anlamadım kendimi.
• Eşim sürekli beni bazı konularda eğitmeye çalışıyor ve ben sinir oluyorum buna. Mesela ayda bir iki kere tatlı sipariş ederim. Birkaç gün önce yine edecekken "ya napıyorsun paranı biriktir" dedi. Kredi kartı benim, ekstresini ben ödüyorum, yorularak çalışan da benim. Küçük bir tatlı alamayacak mıyım.
• Ailesinde bir türlü "kabul" edilmiş hissetmiyorum. Düğün hediyesi falan zaten almadım ama onu da geçtim, hasta olduğumda ya da doğum günlerimde falan pek sallanmadım. Ha mesafenin kendi selametime olduğunu biliyorum evet. Ama çocukluktan sevgi eksikliği mi ne bileyim ya içime sinmiyor bir türlü.
• Eşimle aramızda aman aman bir yaş farkı yok ama benden önce gezip ettiği için hayat tecrübesi benden fazla. En son yine böyle bana bir şeyler dikte etmeye çalışınca, "ya acaba senin benden daha tecrübeli birine mi ihtiyacın var" dedim. O da bilmiyorum dedi. Öyle mutsuz uyuduk. Sabah terfi için mülakatı vardı ve üzüldüğü için kötü geçmiş falan. Yani gamsız da değil kafasına takıyor.

• Saçma bir ayrıntı ve inandığımdan da değil ama yine yazıcam. Biz bu kiralık eve 8 ay önce taşındık. Bari her şey elimizin altında olsun diye eşimin ailesinin evinden eski albümlerini falan almaya gittik. Küçük bir kutu işte içinde eski karneler, devlet dairelerinde yapılan kâğıtlar var. Bir köşede dursun diye bıraktık açıp incelemedik 8 ay. Geçen gün açtık içinde böyle eski alfabeden bazı kelimelerin yazıldığı bir kâğıt çıktı. Ritüel gibi bir şey. Kâğıt da eski bir kâğıt yani belli 20-30 yılı var. Kimin için yapılmış bilmiyoruz. Eski alfabe bilen bir arkadaşımıza incelesin diye sorduk. Evde tutmayın karanlık işler dedi. Yırttık attık ama evi etkiledi mi bilmiyorum ya cidden saçma düşününce.
• Gördüğünüz gibi üstüne basıp aha da sebep bu diyebileceğim bir şey yok ama huzurlu hissetmiyorum. Birbirimizin vaktini de alalım istemiyoruz ama seviyoruz da. Yani dile getiriyoruz sevgimizi hep. Sizce aile terapisi mi olmalı? Yoksa cidden bir yere varamaz mıyız?
Birbirimizin vaktini de alalım istemiyoruz... Demişsiniz yani esinizde sizin gibi mi dusunuyor bu hususta. Aile terapisti veya ayrılık mi?
Açıkçası konunuzu okurken sanki kafasında bitirmiş de tutunacak dal aramaya gelmiş gibi bir his uyandı ben de. Elbette yanılıyor olabilirim.
 
Böyle ufak tefek şeyler gibi gözüküyor konu ilk başta. İnsan diyor ki aslında yani mantıksal olarak baktığımda çok da bir problem yok. Ama ben kendimi neden bu kadar huzursuz neden bu kadar mutsuz hissediyorum, bende bir sorun olmalı o zaman.
Benzer bir durumu ben de yaşadım bir ilişkimde. Aslında sürekli birinin sana her konuda akıl vermeye çalışması çok yorucu. Sürekli bir şekilde her yaptığının tavsiye ya da öneri adı altında, yani sözde aslında iyi niyetle senin için, eleştirilmesi ya da her yaptığına bir yorumda bulunulması, düzeltilmesi insanın kendini sürekli yetersiz hissetmesine sebep oluyor. Ağzımdan çıkan her şeyin ya da yaptığım her hareketin sürekli daha iyisini bildiğini iddia eden biri tarafından didiklenmesi o kadar yorucu ki. Bu ilişkinin içindeyken bende bir sorun var sanıyordum. Hep mutsuz hissediyordum ama nedenini bilmiyordum. Çünkü asla kötü şekilde söylemiyordu söylediklerini, hep nazikçe bence böyle yapsan daha iyi olur şeklinde. Ama şöyle düşün yaptığım söylediğim her şey için. Hatta öyle ki bazen aynı şeyleri söylüyorduk birebir. Yine bence böylesi daha doğru diyordu. Eee aynı şey ama?! Farklı bi şey demedim ki...

Bu ilişkim son bulduğunda hissettiğim rahatlığı tarif etmem mümkün değil. Bütün üzüntüm, depresyonum, yetersizlik hissim uçtu gitti. Başka insanlarla kurduğum ilişkilerin hiç birinde bu iğrenç hisler geri gelmedi. Hiç farketmemişim biri tarafından aslında sürekli kendi egosunu beslemek için, "iyi niyetli" de olsa durmaksızın eleştirilmenin zihinsel anlamda ne kadar yorucu olabileceğini, değer verdiğin bir insan tarafından her seçiminin sorgulanmasının ne kadar yetersiz hissettirebileceğini.
Adam gibi şikayet bile edilmiyor bu konu hakkında. Çünkü şuan burada olduğu gibi anlamıyor insanlar. Boş beleş konular gibi geliyor karşı tarafa. Yaşamayan anlamaz gerçekten. Bu alınganlık değil. Buradaki olay farklı. Aslında burada kendince bilinçli veya bilinçsizce de olsa seni yönetmeye çalışan biri var karşında. Sürekli yönetilmeye çalışılmak da aşırı yorucu bir olay. Çok uzun yazdım, hiç de verecek tavsiyem yok açıkçası. Nasıl daha iyi olur, bu süreç nasıl yönetilir ben bilmiyorum. Direk uzaklaşarak kendisinden ben sorunumu çözmüştüm kökünden ama bekara yuva yıkmak kolay tabi. Ben sadece yalnız olmadığını, 4 yıldır içinde taşıdığın bu hissin bu nedenlerden dolayı aslında tuhaf olmadığı, sende bi yanlışlık bi sorun olmadığını da bilmeni istedim. Eminim sende alınganlık yapıyorsundur, senin de düzeltebileceğin şeyler vardır ama bence olay bu kadar basit değil. Sorunun ana kaynağı da sen değilsin.
 
Ben ayda 2 3 kere tatlı alıcamda bana paranı biriktir diyecek g.tüme takmam ve o tatlı siparişini ayda 5 yapar gözüne sokarım siz bence gereksiz takılmışsınız olur böyle gıcık laflar arada 😄
 
Yazdıklarınıza göre konuşuyorum.
Ben boşanılacak bir evlilik görmedim. Aile terapistini muhakkak deneyin ve birbirinizi anlamaya çalışın. Aman aman sorunlarınız olduğunu düşündürmedi bana yazdıklarınız
 
Böyle ufak tefek şeyler gibi gözüküyor konu ilk başta. İnsan diyor ki aslında yani mantıksal olarak baktığımda çok da bir problem yok. Ama ben kendimi neden bu kadar huzursuz neden bu kadar mutsuz hissediyorum, bende bir sorun olmalı o zaman.
Benzer bir durumu ben de yaşadım bir ilişkimde. Aslında sürekli birinin sana her konuda akıl vermeye çalışması çok yorucu. Sürekli bir şekilde her yaptığının tavsiye ya da öneri adı altında, yani sözde aslında iyi niyetle senin için, eleştirilmesi ya da her yaptığına bir yorumda bulunulması, düzeltilmesi insanın kendini sürekli yetersiz hissetmesine sebep oluyor. Ağzımdan çıkan her şeyin ya da yaptığım her hareketin sürekli daha iyisini bildiğini iddia eden biri tarafından didiklenmesi o kadar yorucu ki. Bu ilişkinin içindeyken bende bir sorun var sanıyordum. Hep mutsuz hissediyordum ama nedenini bilmiyordum. Çünkü asla kötü şekilde söylemiyordu söylediklerini, hep nazikçe bence böyle yapsan daha iyi olur şeklinde. Ama şöyle düşün yaptığım söylediğim her şey için. Hatta öyle ki bazen aynı şeyleri söylüyorduk birebir. Yine bence böylesi daha doğru diyordu. Eee aynı şey ama?! Farklı bi şey demedim ki...

Bu ilişkim son bulduğunda hissettiğim rahatlığı tarif etmem mümkün değil. Bütün üzüntüm, depresyonum, yetersizlik hissim uçtu gitti. Başka insanlarla kurduğum ilişkilerin hiç birinde bu iğrenç hisler geri gelmedi. Hiç farketmemişim biri tarafından aslında sürekli kendi egosunu beslemek için, "iyi niyetli" de olsa durmaksızın eleştirilmenin zihinsel anlamda ne kadar yorucu olabileceğini, değer verdiğin bir insan tarafından her seçiminin sorgulanmasının ne kadar yetersiz hissettirebileceğini.
Adam gibi şikayet bile edilmiyor bu konu hakkında. Çünkü şuan burada olduğu gibi anlamıyor insanlar. Boş beleş konular gibi geliyor karşı tarafa. Yaşamayan anlamaz gerçekten. Bu alınganlık değil. Buradaki olay farklı. Aslında burada kendince bilinçli veya bilinçsizce de olsa seni yönetmeye çalışan biri var karşında. Sürekli yönetilmeye çalışılmak da aşırı yorucu bir olay. Çok uzun yazdım, hiç de verecek tavsiyem yok açıkçası. Nasıl daha iyi olur, bu süreç nasıl yönetilir ben bilmiyorum. Direk uzaklaşarak kendisinden ben sorunumu çözmüştüm kökünden ama bekara yuva yıkmak kolay tabi. Ben sadece yalnız olmadığını, 4 yıldır içinde taşıdığın bu hissin bu nedenlerden dolayı aslında tuhaf olmadığı, sende bi yanlışlık bi sorun olmadığını da bilmeni istedim. Eminim sende alınganlık yapıyorsundur, senin de düzeltebileceğin şeyler vardır ama bence olay bu kadar basit değil. Sorunun ana kaynağı da sen değilsin.
Beni benden daha iyi ifade etmişsiniz. 7/24 iyi niyetle de olsa düzeltilmek istemiyorum ki ben. Sevmek sevilmek diye yola çıktık. Ama kendi kusurumu da biliyorum. Onay arzusu. En güvendiğim insandan onay alamadıkça kırıldım. Hem de en basit konularda. Bir fotoğraf paylaşıyorum mesela. Onun arka planı güzel değil şunu paylaş diyor. Ama her seferinde. Cidden her seferinde. 300 kişilik hesabımda arka plan güzel olsa nolur, olmasa nolur. Bir de bunların üstüne aileden dışlanmak eklenince hepten düştüm galiba. Yani ayda bir ben onlara gidiyorum, yine ayda bir yemeğe davet ediyoruz. 15 günde bir görüşmek ideal işte. Evimi alıp onlara taşıyamam ki. Mesajınıza teşekkür ederim. Kimse ayrılmak için evlenmiyor. O da iletişimini düzelteceğini söyledi ama bakalım. Ne hissettiğimi anlasın diye inciğine cinciğine kadar açıklamam gerekti. Aa evet haklısın ben bunu herkese yapıyorum diyor. Herkes?
 
Birbirimizin vaktini de alalım istemiyoruz... Demişsiniz yani esinizde sizin gibi mi dusunuyor bu hususta. Aile terapisti veya ayrılık mi?
Açıkçası konunuzu okurken sanki kafasında bitirmiş de tutunacak dal aramaya gelmiş gibi bir his uyandı ben de. Elbette yanılıyor olabilirim.
O da benim gibi düşünüyor. Israr kıyamet birisi değil. Tabi ben çabalansın ve gönlüm alınsın istiyorum. Ben hata yaptıysam ben de onun gönlünü alayım.
 
Back