ah anne ah

ZemheriPoyraz

😈 Kendinden Asla Vazgeçme 😈
Pro Üye
Anneler Kulübü
9 Şubat 2010
17.854
39.822
Merhaba hanımlar

Bu gün bir iç döküş yapasım var, yorum yapmasanız ya da okumasanız da olur. Zaten amacım yardım almak değil. Uzun uzun yazıp çığlık atma isteğimi gidermek tek amacım.

Derdim annem.

40ıma yaklaşmış kocaman bir yetişkinim ama içimde biriken eksikliği bir türlü tolere edemedim. Huysuz bir anneye sahibim. Çocukken gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok, bize özel “dayak sopası” vardı diyeyim gerisini siz hayal edin, ayrıntı vermeme gerek kalmasın. Aklım erdikten sonra övgü duyduğum neredeyse yok gibi, sarılma sırt sıvazlama gibi davranışları neredeyse hiç hatırlamıyorum. Hep tahammülsüz, hep bir aşağılama halinde, biz fazlalıkmışız gibi bir tavır. Sadece üniversite dönemimde aramız çok iyiydi, o da uzakta olduğum ve sadece telefonda görüştüğümüz için öyleydi. Yaz tatillerinde yanına gittiğimde 3 gün güzel geçerse 4. gün mutlaka kavga çıkaracak bir şey bulurdu ve ben dönem başında okula neredeyse uçarak giderdim. Resmen hayata geri dönerdim. Bu davranışlar bana özel de değildi. Babam ve kardeşime olan tavrı da hep aynıydı.

Çığlık kıyamet kavgalar ederdik çünkü hep saldıracak bir şeyi vardı. Alttan aldığımız dönemler olmadı mı? Fazlasıyla oldu. Hepimizin ayrı ayrı onu hoş tutmaya çalıştığımız dönemler oldu ama bu onu mutlu etmek şöyle dursun daha da saldırgan bir hal almasından başka bir işe yaramadı. Hep daha fazlasını istedi, hep daha çok bağırdı, daha fazla aşağıladı.

Normalde tabi ki çekirdek aileyiz ama haliyle bir geniş aileye de sahibiz 3 halam iki amcam var. Zamanında tatsızlıklar yaşanmış, mal paylaşımları, tarla alıp vermeler, bilezikler, haklar. Herkes her şeyi unutmuş gül gibi geçinip giderken benim annem hala bütün sülaleye kin kusuyor. Kendi nefreti yetmezmiş gibi bizim de aynı kini devam ettirmemizi bekliyor ve bunu yapmadığımız için ekstra saldırıyor. Babam unutmuş gitmiş annem hala 1980lerde yaşanmış olayları döndürüp döndürüp anlatıyor, beddualar ediyor ve bu yüzlerce hatta binlerce defa tekrarlanıyor.

İki kardeşiz zaten, ikimiz de evliyiz. Benim eşim başka bir şehirden ama kardeşimin eşi komşu köyden ve evlendiklerinden beri kızın ailesi ne yaptıysa yaranamadı. İyi de yapsalar arkalarından konuşuyor, kötü de yapsalar arkalarından konuşuyor. Sürekli aşağılama halinde, sürekli oğlunun olmayan parasını yediklerini iddia ediyor. Öyle değildir şöyledir demek gafletinde bulunduğumuzda daha da zıvanadan çıkıyor. Aynı şeyleri defalarca ama defalarca anlatıp bizim onu desteklememizi bekliyor. (Benimkileri düğünden sonra neredeyse hiç görmediği için ben bu durumdan muafım çok şükür. ) Gelini ve damadına yaptığı eziyetin haddi hesabı yok. Allahtan ikisi de çok iyi insanlar da bizi terk edip gitmiyorlar. Kardeşim aynı bahçede yaşamalarına rağmen iletişimi minimuma indirdi. Babam yıllar önce kardeşimin hayvanlarına bakmak bahanesiyle köy dışındaki ahırın yanındaki kulübeye yerleşti çünkü evde tuvalete girmesi karnının acıkması bile kavga sebebi oluyor. Ben artık telefon bile etmiyorum, gidersem görüyorum. Ama gittiğimiz zamanlar biriktirdiklerini kusuyor. Yine huzur vermiyor. Çocuklarım ve yeğenlerim görüşsün diye gitmek zorunda kalıyorum ama ayaklarım hep geri geri gidiyor.

Düğünler bayramlar ayrı bir kabus, kavgasız kıyametsiz geçmiş bir bayram sabahımız yok gibi. Mutlaka laf sokacak bir konu bulup kavga çıkarıyor. Duymazdan gelsek bile söylenmeye devam edip kahvaltıyı herkese zehir ediyor. Çocuklar küçükken bir şekilde idare ediyorduk ama artık hepsinin aklı erdiğinden her kavga onların ağlamalarıyla sonuçlanıyor. Düğünler ayrı facia bizim düğünlerimizde yaptıklarından geçiyorum yakın akraba düğünlerinde bile bizimle kavga edip millete rezillik seyrettirmeden bitirmiyor. Söyleniyor söyleniyor kesinlikle susmuyor.

Kavgadan kaçma şansımızsa neredeyse hiç yok. Her söylediğini sakin cevaplarla ekarte etsek bile daldan dala atlayıp bitmez tükenmez saldırılarıyla cinnet geçirtene kadar uğraşıyor. Biz cinnet geçirip bağırmaya başlayınca da bir rahatlıyor inanamazsınız. Sanki az önce deli gibi söylenen o değil, melek oluyor, oradan buradan olağan konulardan konuşmaya başlayıp mutlu mutlu sohbet ediyor. Biz yaşadığımız sinir kriziyle bakakalıyoruz. Öyle tehlikeli ki bir defa eşimden sakladığım bir durumu (eşimin ailesiyle ilgili) “eşine söylerim bak” diye tehdit etti beni. Hay allah belamı vereydi de dertleşmeyeydim dedim. O gün bu gündür özel en ufak bir şey anlatmıyorum.

Evlatlık vazifesidir evini derleyip toplayalım diyoruz. Temizliğini yaparken yine binlerce kez dinlediğimiz eski nefretleri ve dünür aileyi kötülemeler, bizi suçlamalar hiç kesilmiyor. Sabredip işi bitiriyoruz, sonrasında “yapmasaydın” cümlesi tokat gibi çarpıyor yüzümüze, eksiğini alıyoruz “kullan” diyoruz “almasaydınız” diyor.

Bunlar sadece anlatabildiklerim, çoğunuz sonuna kadar okuyamayacaksınız zaten biliyorum. Kusuruma bakmayın ama inanın bitmedi.

Mesafe koy diyeceksiniz, koydum ama inanın yetmiyor. Aramıyorum huzurum kaçmasın diye ama çocuklarım kuzenlerini özlediğinden gitmek zorunda kalıyorum sık olmasa da, her gidişim ayrı bir tranva, karı koca ömrümüzden 10 yıl kaybetmiş dönüyoruz evimize.

Sizlerden ufak bir ricam var. Yukarı yazdıklarımı değerlendirin ve annemin özelliklerinden birini bile taşıyorsanız lütfen bir an önce tedavi olmaya başlayın. Evlatlarınızın huzuru, yaşlılığınızın selameti için yapın bunu. Evlatlarınız ayakları geri geri giderek çalmasın kapınızı, inanın evlat için çok acı verici. Bir gün hak vaki olup annem bu dünyadan gittiğinde ben çok ağlayacağım. Ama onu kaybettiğim için değil, huzuruna sığınabileceğim bir anneye hiç sahip olamadığım için.

Hepinize sevgiler saygılar, iyi akşamlar.
 
Belli özellikleri benim aileme de benziyor.
Belli bakımlardan ben de aileme benziyorum ama törpülemeye calışıyorum.

Annem de 100 yıllık olayları anlatır. Dediğin gibi kafa beyin 1970 de kalmış. Nasıl bir kin nefrete. Zaten kin gükkkeri öldü gitti.
İşiniz zor Allah yardım etsin.
 
Uzun yazıları seviyorum ben.
Yani hepimiz okumuyor değiliz.
Akıcı bir anlatım olunca uzun yazilar bile bir cirpida bitiyor.
Üzüldüm senin adına.
Düzelir desem bile gercekci olmayacağı için bu tür konuşmalara hiç girmiyorum.
Ailen için hayırlısı ne ise o olsun bu saatten sonra.
 
Çok üzüldüm durumunuza..
Durumun farkında olmanız,mantık içindeki değerlendirmeleriniz,en az yara ile bu ortamdan çıktığınız duygusunu uyandırdı bende..
Anneniz bile olsa,sizi bu karanlık kuyuya çekmedine müsade etmeyip,geçmişi ile olan kavgasını çözmek için bir psikolog ya da psikiyatr’a gitmesi için annenizi ikna edin
 
Uzun yazıları seviyorum ben.
Yani hepimiz okumuyor değiliz.
Akıcı bir anlatım olunca uzun yazilar bile bir cirpida bitiyor.
Üzüldüm senin adına.
Düzelir desem bile gercekci olmayacağı için bu tür konuşmalara hiç girmiyorum.
Ailen için hayırlısı ne ise o olsun bu saatten sonra.
Teşekkür ederim, daha yazmadığım o kadar çok şey var ki, ne yaptıysak yaranamadık. 67 yaşında bu saatten sonra düzelmez zaten. Karşıma alıp bizi azıcık sev güzel kelime söyle evlatlık mıyız biz demişliğim var. Evlat mısınız siz diyor. Gönlünü hoş tutalım diye çok çabaladık ama ne yaptıysak olmadı. Artık biz de çata çat girmeye başladık. Nasıl bir şeyseböyle daha bir mutlu ve memnun oluyor
 
Çok üzüldüm durumunuza..
Durumun farkında olmanız,mantık içindeki değerlendirmeleriniz,en az yara ile bu ortamdan çıktığınız duygusunu uyandırdı bende..
Anneniz bile olsa,sizi bu karanlık kuyuya çekmedine müsade etmeyip,geçmişi ile olan kavgasını çözmek için bir psikolog ya da psikiyatr’a gitmesi için annenizi ikna edin
Onun yaptıklarını kendi evlatlarıma eşime yapmamak için her şeyi yapıyorum, kardeşim de benim gibi. Tedaviye ikna olma ihtimali yok maalesef. Alzaimer riski taşıyan bir iki durum için nörolojiye gitmesi gerektiğini söyledim ona bile çıldırdı. Deli değilmiş o
 
Merhaba hanımlar

Bu gün bir iç döküş yapasım var, yorum yapmasanız ya da okumasanız da olur. Zaten amacım yardım almak değil. Uzun uzun yazıp çığlık atma isteğimi gidermek tek amacım.

Derdim annem.

40ıma yaklaşmış kocaman bir yetişkinim ama içimde biriken eksikliği bir türlü tolere edemedim. Huysuz bir anneye sahibim. Çocukken gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok, bize özel “dayak sopası” vardı diyeyim gerisini siz hayal edin, ayrıntı vermeme gerek kalmasın. Aklım erdikten sonra övgü duyduğum neredeyse yok gibi, sarılma sırt sıvazlama gibi davranışları neredeyse hiç hatırlamıyorum. Hep tahammülsüz, hep bir aşağılama halinde, biz fazlalıkmışız gibi bir tavır. Sadece üniversite dönemimde aramız çok iyiydi, o da uzakta olduğum ve sadece telefonda görüştüğümüz için öyleydi. Yaz tatillerinde yanına gittiğimde 3 gün güzel geçerse 4. gün mutlaka kavga çıkaracak bir şey bulurdu ve ben dönem başında okula neredeyse uçarak giderdim. Resmen hayata geri dönerdim. Bu davranışlar bana özel de değildi. Babam ve kardeşime olan tavrı da hep aynıydı.

Çığlık kıyamet kavgalar ederdik çünkü hep saldıracak bir şeyi vardı. Alttan aldığımız dönemler olmadı mı? Fazlasıyla oldu. Hepimizin ayrı ayrı onu hoş tutmaya çalıştığımız dönemler oldu ama bu onu mutlu etmek şöyle dursun daha da saldırgan bir hal almasından başka bir işe yaramadı. Hep daha fazlasını istedi, hep daha çok bağırdı, daha fazla aşağıladı.

Normalde tabi ki çekirdek aileyiz ama haliyle bir geniş aileye de sahibiz 3 halam iki amcam var. Zamanında tatsızlıklar yaşanmış, mal paylaşımları, tarla alıp vermeler, bilezikler, haklar. Herkes her şeyi unutmuş gül gibi geçinip giderken benim annem hala bütün sülaleye kin kusuyor. Kendi nefreti yetmezmiş gibi bizim de aynı kini devam ettirmemizi bekliyor ve bunu yapmadığımız için ekstra saldırıyor. Babam unutmuş gitmiş annem hala 1980lerde yaşanmış olayları döndürüp döndürüp anlatıyor, beddualar ediyor ve bu yüzlerce hatta binlerce defa tekrarlanıyor.

İki kardeşiz zaten, ikimiz de evliyiz. Benim eşim başka bir şehirden ama kardeşimin eşi komşu köyden ve evlendiklerinden beri kızın ailesi ne yaptıysa yaranamadı. İyi de yapsalar arkalarından konuşuyor, kötü de yapsalar arkalarından konuşuyor. Sürekli aşağılama halinde, sürekli oğlunun olmayan parasını yediklerini iddia ediyor. Öyle değildir şöyledir demek gafletinde bulunduğumuzda daha da zıvanadan çıkıyor. Aynı şeyleri defalarca ama defalarca anlatıp bizim onu desteklememizi bekliyor. (Benimkileri düğünden sonra neredeyse hiç görmediği için ben bu durumdan muafım çok şükür. ) Gelini ve damadına yaptığı eziyetin haddi hesabı yok. Allahtan ikisi de çok iyi insanlar da bizi terk edip gitmiyorlar. Kardeşim aynı bahçede yaşamalarına rağmen iletişimi minimuma indirdi. Babam yıllar önce kardeşimin hayvanlarına bakmak bahanesiyle köy dışındaki ahırın yanındaki kulübeye yerleşti çünkü evde tuvalete girmesi karnının acıkması bile kavga sebebi oluyor. Ben artık telefon bile etmiyorum, gidersem görüyorum. Ama gittiğimiz zamanlar biriktirdiklerini kusuyor. Yine huzur vermiyor. Çocuklarım ve yeğenlerim görüşsün diye gitmek zorunda kalıyorum ama ayaklarım hep geri geri gidiyor.

Düğünler bayramlar ayrı bir kabus, kavgasız kıyametsiz geçmiş bir bayram sabahımız yok gibi. Mutlaka laf sokacak bir konu bulup kavga çıkarıyor. Duymazdan gelsek bile söylenmeye devam edip kahvaltıyı herkese zehir ediyor. Çocuklar küçükken bir şekilde idare ediyorduk ama artık hepsinin aklı erdiğinden her kavga onların ağlamalarıyla sonuçlanıyor. Düğünler ayrı facia bizim düğünlerimizde yaptıklarından geçiyorum yakın akraba düğünlerinde bile bizimle kavga edip millete rezillik seyrettirmeden bitirmiyor. Söyleniyor söyleniyor kesinlikle susmuyor.

Kavgadan kaçma şansımızsa neredeyse hiç yok. Her söylediğini sakin cevaplarla ekarte etsek bile daldan dala atlayıp bitmez tükenmez saldırılarıyla cinnet geçirtene kadar uğraşıyor. Biz cinnet geçirip bağırmaya başlayınca da bir rahatlıyor inanamazsınız. Sanki az önce deli gibi söylenen o değil, melek oluyor, oradan buradan olağan konulardan konuşmaya başlayıp mutlu mutlu sohbet ediyor. Biz yaşadığımız sinir kriziyle bakakalıyoruz. Öyle tehlikeli ki bir defa eşimden sakladığım bir durumu (eşimin ailesiyle ilgili) “eşine söylerim bak” diye tehdit etti beni. Hay allah belamı vereydi de dertleşmeyeydim dedim. O gün bu gündür özel en ufak bir şey anlatmıyorum.

Evlatlık vazifesidir evini derleyip toplayalım diyoruz. Temizliğini yaparken yine binlerce kez dinlediğimiz eski nefretleri ve dünür aileyi kötülemeler, bizi suçlamalar hiç kesilmiyor. Sabredip işi bitiriyoruz, sonrasında “yapmasaydın” cümlesi tokat gibi çarpıyor yüzümüze, eksiğini alıyoruz “kullan” diyoruz “almasaydınız” diyor.

Bunlar sadece anlatabildiklerim, çoğunuz sonuna kadar okuyamayacaksınız zaten biliyorum. Kusuruma bakmayın ama inanın bitmedi.

Mesafe koy diyeceksiniz, koydum ama inanın yetmiyor. Aramıyorum huzurum kaçmasın diye ama çocuklarım kuzenlerini özlediğinden gitmek zorunda kalıyorum sık olmasa da, her gidişim ayrı bir tranva, karı koca ömrümüzden 10 yıl kaybetmiş dönüyoruz evimize.

Sizlerden ufak bir ricam var. Yukarı yazdıklarımı değerlendirin ve annemin özelliklerinden birini bile taşıyorsanız lütfen bir an önce tedavi olmaya başlayın. Evlatlarınızın huzuru, yaşlılığınızın selameti için yapın bunu. Evlatlarınız ayakları geri geri giderek çalmasın kapınızı, inanın evlat için çok acı verici. Bir gün hak vaki olup annem bu dünyadan gittiğinde ben çok ağlayacağım. Ama onu kaybettiğim için değil, huzuruna sığınabileceğim bir anneye hiç sahip olamadığım için.

Hepinize sevgiler saygılar, iyi akşamlar.
Huylu huyundan vazgeçmez, çok gitme ayda yılda bir yeter, üzüldüm gerçekten 😕
 
Eskiden böyle kadınlar anneler daha mı çoktu... inşallah öyledir azalarak bitsinler. Belki devir değişti, ünlü psikologlar kitaplar yazıyorlar, ekranlara çıkıyorlar, instadan gönderi yapıyorlar. Bizi eğiten bir şeyler var çok şükür. Konu sahibi annen bilseydi emin ol yapmazdı, içinde affet ve cahilliğine ver. Belki o da yoruluyordu, eziliyordu, ondan da esirgenmişti senden esirgedikleri bilemezsin.
 
Eskiden böyle kadınlar anneler daha mı çoktu... inşallah öyledir azalarak bitsinler. Belki devir değişti, ünlü psikologlar kitaplar yazıyorlar, ekranlara çıkıyorlar, instadan gönderi yapıyorlar. Bizi eğiten bir şeyler var çok şükür. Konu sahibi annen bilseydi emin ol yapmazdı, içinde affet ve cahilliğine ver. Belki o da yoruluyordu, eziliyordu, ondan da esirgenmişti senden esirgedikleri bilemezsin.
İnan affedemiyorum artık. Her geçen gün daha da soğuyorum. Eskiden her kavga sonrası hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışırdım, 2 senedir yapamıyorum. En son oğlumun sünnet mevlidini dinamitlemeye kalktı. Eşimin ailesi de dayılarım teyzelerim de etrafında pervane oldular olay çıkaramasın diye. O zamandan beri yüzünü göresim yok. Mecburiyetten gidiyorum. Defalarca söyledim bak aile böyşe olmaz, kimse bizim gibi değil azıcık olumlu ol, hiç değilse güler yüz göster diye "beğenmiyorsan beğenme" diyor. Yeğenleri telefon edince "kuzucuğum" diye açıyor telefonu, bize hayatımız boyunca bir defa kuzucuğum demişliği yok. Sadece azarlar
 
Eskiden böyle kadınlar anneler daha mı çoktu... inşallah öyledir azalarak bitsinler. Belki devir değişti, ünlü psikologlar kitaplar yazıyorlar, ekranlara çıkıyorlar, instadan gönderi yapıyorlar. Bizi eğiten bir şeyler var çok şükür. Konu sahibi annen bilseydi emin ol yapmazdı, içinde affet ve cahilliğine ver. Belki o da yoruluyordu, eziliyordu, ondan da esirgenmişti senden esirgedikleri bilemezsin.
Evde yalnız yaşıyor, yorulabileceği hiçbir şeyi yok, hepimizi kaçırdı zaten, kim rahatsız edecek ki onu
 
Bu kadar derin şeyler değil ama benim de bi anne yaram var. Terapi gördüm görmeye de devam ediyorum.
Annenin duygusal yokluğu
Boşluk hissi
Boş ayna
Beden asla yalan söylemez
Beden Kayıt tutar
Seninle başlamadı

Bu kitaplar benim psikoloğumun tavsiyesi çoğunu okudum.
Kendinize evebeynlik etmekten başka çareniz yok.
Değişmezler asla değişmeyecekler. Kendinizi korumaya çalışın bu insandan.
Babanızın boşanmaması da çok yanlış.
Bari siz kendinizi çocuklarınızı koruyun hala insan yerine koyuyor olmanız ilginç böyle bir yaratığı.
 
Bu kadar derin şeyler değil ama benim de bi anne yaram var. Terapi gördüm görmeye de devam ediyorum.
Annenin duygusal yokluğu
Boşluk hissi
Boş ayna
Beden asla yalan söylemez
Beden Kayıt tutar
Seninle başlamadı

Bu kitaplar benim psikoloğumun tavsiyesi çoğunu okudum.Size de tavsiye ederim çok tetikliyor üzüyor yoruyor ama sonunda iyileştiriyor.
Kendinize evebeynlik etmekten başka çareniz yok.
Değişmezler asla değişmeyecekler. Kendinizi korumaya çalışın bu insandan.
Babanızın boşanmaması da çok yanlış.
Bari siz kendinizi çocuklarınızı koruyun hala insan yerine koyuyor olmanız ilginç böyle bir yaratığa.
 
annemı tarıf etmıssınız resmen bu kadar olur

vallahı sabır da bır yere kadar acıkcası bende sabır tukendı bu sebeple gorusmuyorum cunku ben cok olumsuz etkılenıyorum babamla harıka otesı bır ıletısımımız var ama annem resmen dusmanıymısız gıbı davranıyor yalnız sımdı kendısı yalnız yalnız yasıyor

yazdıgınız aynı seylerı yasadım ınanın asla duzelmıyor hatta kotuye gıdıyor cunku sızın tahammul sevıyenız azalıyor enı sonu sızde gorusmeyı kesersınız mecburıyetden yoksa uzuntuden stresden hasta olursunuz
 
kardeşinize ve gelininize rica edip onlarda kalsanız, tabi eli boş gitmeden, o evin işlerine yardım ederek. annenize gitmeyin, çocuklarınızı ona götürmeyin. gelir kavga çıkarırsa ortamdan uzaklaşın
 
Bu kadar derin şeyler değil ama benim de bi anne yaram var. Terapi gördüm görmeye de devam ediyorum.
Annenin duygusal yokluğu
Boşluk hissi
Boş ayna
Beden asla yalan söylemez
Beden Kayıt tutar
Seninle başlamadı

Bu kitaplar benim psikoloğumun tavsiyesi çoğunu okudum.
Kendinize evebeynlik etmekten başka çareniz yok.
Değişmezler asla değişmeyecekler. Kendinizi korumaya çalışın bu insandan.
Babanızın boşanmaması da çok yanlış.
Bari siz kendinizi çocuklarınızı koruyun hala insan yerine koyuyor olmanız ilginç böyle bir yaratığı.
Kendimizi korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Şu koşullarda boşanmaları da bir işe yaramaz zaten biri 67 biri 69 yaşında, evleri ayrı zaten, evlatlar biziz kalkıp gitmeye kalksalaryine bizim yanımıza gelecekler.
Atsan atılmıyor satsan satılmıyor. Ancak bu kadar uzak durabiliyoruz, düğün bayram mecburen yine beraber
 
kardeşinize ve gelininize rica edip onlarda kalsanız, tabi eli boş gitmeden, o evin işlerine yardım ederek. annenize gitmeyin, çocuklarınızı ona götürmeyin. gelir kavga çıkarırsa ortamdan uzaklaşın
Aynı bahçede oturuyorlar. Zaten günün büyük çoğunluğunu kardeşimin evinde geçiriyoruz, genelde beraber yaparız her işi çünkü çocuklar gündüz kardeşimde bir arada oynamak istiyor. Gece de annemin evine geçiyoruz, gece yatmadan sabah kahvaltı sonrasına kadar olan zamanda bile yapıyor yapacağını annem. Gece kardeşimde kalmak istemiyoruz açıkçası, karı koca koca gün hayvanlarla uğraşıyorlar, yatma kalkma saatleri düzensiz oluyor. Sabaha karşı hayvanlarla ilgilenmeleri gerektiğinden gün içinde uyumaları gerekiyor. Biz sürekli evin içinde olursak rahat edemeyecekler.
 
annemı tarıf etmıssınız resmen bu kadar olur

vallahı sabır da bır yere kadar acıkcası bende sabır tukendı bu sebeple gorusmuyorum cunku ben cok olumsuz etkılenıyorum babamla harıka otesı bır ıletısımımız var ama annem resmen dusmanıymısız gıbı davranıyor yalnız sımdı kendısı yalnız yalnız yasıyor

yazdıgınız aynı seylerı yasadım ınanın asla duzelmıyor hatta kotuye gıdıyor cunku sızın tahammul sevıyenız azalıyor enı sonu sızde gorusmeyı kesersınız mecburıyetden yoksa uzuntuden stresden hasta olursunuz
Bu bir hastalık falan mı acaba keşke ilacı falan olsa da versek hepsine, elimden geldiği kadar az görüşüyorum ama görüştüğüm kadarı yetiyor canıma. Ben aslında hiç gitmeyeceğim ya da iki saat durup kaçacağım ama çocuklar kuzenlerini özlüyor, çocukları alıp bana getirdiğim de oluyor ama köy yeri olunca daha mutlu oluyorlar o yüzden mecburi gidip kalıyorum. Gerçwkten çok yıpratıcı.
Dün döndük köyden 4 gün kaldık. Eve dönerken eşim "çok yorgunsun" dedi, nasıl görnüyorsam artık. "bu da huzurumuzun kefareti olsun ne yapayım" diyebildim.
 
Belli özellikleri benim aileme de benziyor.
Belli bakımlardan ben de aileme benziyorum ama törpülemeye calışıyorum.

Annem de 100 yıllık olayları anlatır. Dediğin gibi kafa beyin 1970 de kalmış. Nasıl bir kin nefrete. Zaten kin gükkkeri öldü gitti.
İşiniz zor Allah yardım etsin.
Eğer benzer özellikler taşıyorsanız lütfwn destek alın, inanın yaş ilerledikçe daha da korkunç bir hal alıyor ve herkesi çok yıpratıyor.
 
X