Acun Ilcal demi ki...

Krdi

Nirvana
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
1.155
19
48
Acun Ilıcalı demiş ki;

Acun Ilıcalı'dan tartışılacak açıklama. Kadınların çalışmasını istemediğini söyleyen Ilıcalı " Ben bayanların çalışmasını istemiyorum. Eşimin de çalışmasını istemiyorum, bunun sebebi de şu; bayanların kendine has özellikleri var. Bu özellikler ne mesela, duygusal olurlar, masum olurlar. İşkolik bayanlar da bu özelliklerin yıprandığını görüyoruz, işine adadıysa kendini evini ihmal ediyor. Sonuç itibariyle erkeğe de zarar veriyor" dedi.

Sizce de öyle mi, katılıyor musunuz yoksa 'Yok canım ne alaka hem feminenim hem de çalışan kadın. Asla yıpranmıyorum' mu diyorsunuz?
 
herkes kendi işini yapsın acun efendi bırak sosyal mesaj vermeyi :icecream:
şimdi yoğunum şu fuar işlerini bi halledeyim bi kaç bişi söylicem

mesaj editlenecektir şakkıdı
 
bence bir bakıma haklı çünkü kadınların hem çalışıp hem ev ile ilgilenmesi gerçekten zor ve herşeyi yapmaya çalışırken kadınkendine zaman ayıramıyor ve illa ki bir tarafı ihmal ediyor.....
 
Ben sormuşum ama fikrimi de söyleyeyim,
Ben buna katılıyorum. Çalışan evli ve çocuklu bir bayan olarak. Eğer izin günlerimde eşimize, çocuğumuza daha şefkatli, yemek pişirmeye daha istekli oluyorsak ne kadar inkar edersek edelim çalışma hayatının bizi yıprattığı gerçeği yüzümüze vuruyor. Ben bu konuda ne kadar eleştrilsem de maddi olarak çok gerekli olmadıkça kadınların tüm gününü alan işlerde çalışmasına karşıyım. Ama ihtiyacı yok diye boş oturmasına da...
El becerileri, hobiler, kendi ihtiyacını karşılayacak kadar gelir getiren uğraşlar kadını hem üretken yapar hem de evine uzak kalmadan, yıpranmadan sosyal hayatta yer almasını sağlar.

Uzun lafın kısası kocanız iyi kazanıyorsa oturun evinizde kardeşiiiim:icecream:
 
Adam kendi fikrini söylemiş... :kahve:Yapılan istatistiklere göre; çalışan kadınların, çalışmayan kadınlara göre psikolojik olarak daha çok yıprandığı kanıtlanmıştır zaten..:kahve:

Kendi adıma çalışmaktan gayet memnunun, evde oturamama.s ama çalışan kadınlar için, hayatın biraz hızlı aktığı da bir gerçek...a.s

Hem iş kadını, hem ev kadını, hem iyi bir anne, hem iyi bir eş olayım derken aslında kendi içimizde belki de biraz yıpranıyoruz da farkında mı değiliz.?

Kişiden kişiye değişcek bir durum galiba..Şu an yıprandığımı düşünmüyorum, bakalım yıllar ne gösterecek?CADIARZU
 
bu kadar zaman çalışıyorum..ne eşimi.ne çocuğumu ne de evimi hiç ihmal etmedim,etmemde..çünkü çalışan kadın planlı yaşıyor hayatını..hafta içi mesai bitimine kadar aynı rutin işler ama eve gelince planlı hayat başlıyor..o zamanda ihmal söz konusu olmuyor en azından kendi ailem için söyleyebilirim..yıpranma denilince de ev hanımları kadar yıpranan varmı ya..robot gibi akşama kadar bence bu durum erkeğe zarar versin..yaniii katılmıyorum arkadaşım...çalışmak çalışmak çalışmak harika birşey yaaa....
 
Ben sormuşum ama fikrimi de söyleyeyim,
Ben buna katılıyorum. Çalışan evli ve çocuklu bir bayan olarak. Eğer izin günlerimde eşimize, çocuğumuza daha şefkatli, yemek pişirmeye daha istekli oluyorsak ne kadar inkar edersek edelim çalışma hayatının bizi yıprattığı gerçeği yüzümüze vuruyor. Ben bu konuda ne kadar eleştrilsem de maddi olarak çok gerekli olmadıkça kadınların tüm gününü alan işlerde çalışmasına karşıyım. Ama ihtiyacı yok diye boş oturmasına da...
El becerileri, hobiler, kendi ihtiyacını karşılayacak kadar gelir getiren uğraşlar kadını hem üretken yapar hem de evine uzak kalmadan, yıpranmadan sosyal hayatta yer almasını sağlar.

Uzun lafın kısası kocanız iyi kazanıyorsa oturun evinizde kardeşiiiim:icecream:
bi kaç şirketi olan, şöyle paraya para demiyen yakışıklı genç bi koca bulursam ilk fırsatta basıcam nikahı tatlicadiarzuKötü Kazen
arada sırada canım sıkıldığında şirkete gider 2 bağirir çağiririm elemanlara deşarj olup eve gelirim :icecream:
ohh değmeyin keyfime :asigim:tatlicadiarzu
 
valla ne yalan söyleyeyim ben acuna bazı noktalarda katılıyorum.şöyle ki;:kahve:
çalışan kadın diğer işlerinide(yemek,çamaşır,bulaşık,çocuk bakmak gibi) çok mükemmel yapmak zorunda değil kabul ediyorum.ama kendisinin ve ailesinin yaşam standartlarını düşürüyorsa(evde artık sıcak yemek pişmiyor,sürekli dondurulmuş gıdalar tüketiliyorsa,çocuğa azda olsa zaman ayırmıyorsa,hatta iş yüzünde çocuk yapmıyorsa,fönlediği saçlarla bir gün fazla işe gidebilmek için eşiyle beraber olmuyorsa,ev ciddi anlamda temizlenmiyorsa,çalışmak kadını agresif ve tahammülsüz yapmışsa,sürekli surat asıyor ve hep bir telaş içindeyse vs....) ya çalışmayı bırakmalı yada kendine çeki düzen vermeli diye düşünüyorum.:1closedeyes:
erkekler eşlerine ne kadar yardım eselerde yine çekip çeviren toparlayan(toparlaması gereken) kadındır.o yüzden bize çok iş düşüyor.(diye düşünüyorum ben:1ninca:)
 
tabiki acun ılıcalının bu konuda haklılık payı var ama bu konu için herkesi aynı kefeye koyamazz herkes aynı değil bi kere.hem kadınlar evde oturup napacak pıs pıss oturup kocasının eline mi bakıcak sanırım erkekler bunu istiyor onlara mahkum olmamızı.vallaha heeç kusura bakmayın hem çalışır hemde evime yeterim allahın izni ile bu bi safsata benceee:enbuyukkk:
 
valla bende katılıyorum arkadaşlar çünkü gerçekten evli bayan için zor oluyor.yorgunluktan illaki bi taraf eksik kalıyor.mesela ben bunu kayınvalidemde çok görüyorum çaışan bi nbayan 18 sene olmuş bunca sene ancak evine işine zaman ayırabilmiş eşiyle birbirlerine çalışmaktan zaman ayıramamışlar hayat şartları. Ama seneler geçmiş eşiyle güzel bi saygıları var birbirlerine ama o kadar bir çok iletişimi unutmuşlar ne yazıkki.bi yerden sonra olmuyor sanırım .zaten kadınlar için ev işleri yemek dışarıda çalışmak birde çocuğun varsa ona zaman ayırmak e eşine zaman nasıl ayırılacak.zor kesinlikle.
 
bu kadar zaman çalışıyorum..ne eşimi.ne çocuğumu ne de evimi hiç ihmal etmedim,etmemde..çünkü çalışan kadın planlı yaşıyor hayatını..hafta içi mesai bitimine kadar aynı rutin işler ama eve gelince planlı hayat başlıyor..o zamanda ihmal söz konusu olmuyor en azından kendi ailem için söyleyebilirim..yıpranma denilince de ev hanımları kadar yıpranan varmı ya..robot gibi akşama kadar bence bu durum erkeğe zarar versin..yaniii katılmıyorum arkadaşım...çalışmak çalışmak çalışmak harika birşey yaaa....

Bu bizim kabul ettiğimiz ev hanımı kavramı ile alakalı bir durum. Türkiye standartlarında ev kadını rutin işleri yapan, altın günleri düzenleyen, dedikodu yapan (genel olarak) bir statüyü temsil ediyor malesef. Ama benim burada yıpranmaktan kast ettiğim - ki sanırım bu fikri ortaya atan da bunu ifade etmeye çalışmış- fiziki şartların ve iş stresinin kadını ne denli yıprattığı. Kadının yaptığı işin sorumluluğu arttıkça evi ve çocuğuna ayıracağı zaman o denli kısıtlıdır. İdealist olduğum yıllarda Türkiye'nin sayılı profesörlerinden, kitapları yok satan ve herkesin gıpta ile baktığı bir bayanla konuşuyorduk bana söylediği şu sözü unutmuyorum: 'Sen şimdi küçüksün. Herşeye gücün yeter sanıyorsun. Ben de öyle sanıyordum ama yıllar geçtikçe büyük bir kariyer kötü bi annelik gecmişim oldu. Hiçbir zaman çocuklarıma dolma sarma, mantı yapmadım. Benim çocuklarım makarna, patates ile büyüdü. Onlarla çok fazla zaman geçiremedim hep anne ne zaman evde olacaksın dediler' demişti
Şimdi bu sözü hepimiz çoook tartışırız. Yine çok iyi kariyeri olan bir bayan da aynı şeyden yakınmıştı onunki daha vahimdi...Çocuğunun psikolojik ve yıllardır düzelmeyen sorunları vardı.
Çalışmak elbette güzel. Okumuşuz, bir eğitim almışız ömrümüzün çocukluk ve ilk gençlik yıllarını okullarda geçirmişiz sonra 'hadi gel evde otur' olmaz tabi
Ama şu da bir gerçek kadın tercih yapmak zorundadır. Ne kadar büyük kariyer yaparsa o kadar evinden uzak olacaktır, o kadar yıpranacaktır. Bunun bilincinde olduğumuz için sorumluluk almıyor, az çocuk hatta mümkünse çocuksuz hayatlar yaşıyoruz.
Bence kadın için büyük bir kariyer, başarılı bir evlilik ve sorunsuz çocuklar hikaye:kahve:
 
Evet Acun bey doğru söylemiş bence.
Her ne kadar 7-8 yıldır haftanın 6 günü bilfiil çalışan bir bayan olarak çalışma hayatına alışmış olsam da, bu Acunun haklı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Gündüz işyerinde ordan oraya koştur, bin türlü sorunla baş etmek zorunda kal, sinir stres sahibi ol, yorgun argın eve gel...
Evde yemek yap, sofrayı kur, topla, bulaşıkları yıka, çamaşırları yıka-kurut-ütüle, evi süpür, yerleri paspasla, tozları al, banyoyu ov, anne olanlar için iş daha da çok......
İşlerinizi ne kadar planlı programlı yapsanız da bu kadar yorgunluk ve stresin ardından yıpranmamak mümkün değil..CADIARZU
 
Karşılıklı anlayış olduktan sonra çokda yıpranıcamı düşünmüyorum...
Herşeyden önce ben bi bireyim bi meslegim, kendime ait bir dünyam olmalı...
Şuan evli olmadıgım için olaya bakış açım farklı olabilir...
Eşim bana bakabilecek durumda da olsa çalışmaktan yanayım herzaman..
iyi bir anne ve eş olabilecegimden eminim ben.. Mutlaka hepsi bir arada oldugunda kadının sorumlulukları artıyor... Bu aileme zaman ayırmaktan beni geri koymamalı.Çalışmayıp ailesine genede zaman ayırmayan bu konudan sorun yaşayan bir sürü çift var
 
Evet.. Muhteşem 3 lüyü yani iyi bir kariyer, başarılı bir evlilik ve sorunsuz çocukları tam anlamıyla halleden kadınlar sanırım çok az.

Sana bahseden bayanın dediğini düşündüm KRDi '' şu an gençsin herşeyin üstesinden gelirim zannediyorsun '' demiş ya..Ben de öyle diyorum kendi kendime şimdi..

Ama zaman ne gösterir bilemem..
 
Çalışma sebeplerimden ilki ekonomik olsaydı, işe gitmek mecburen diye diye evet..
Çalışmamam konusunda babamın ve eşimin yoğun ısrarları karşısında ne kadar mücadeleci olsam da evlendikten sonra çalışmayı
başaramadığım için ben de Acun Ilıcalının söylediklerinin doğru olduğu kanısındayım. :1rolleyes:
 
Bu bizim kabul ettiğimiz ev hanımı kavramı ile alakalı bir durum. Türkiye standartlarında ev kadını rutin işleri yapan, altın günleri düzenleyen, dedikodu yapan (genel olarak) bir statüyü temsil ediyor malesef. Ama benim burada yıpranmaktan kast ettiğim - ki sanırım bu fikri ortaya atan da bunu ifade etmeye çalışmış- fiziki şartların ve iş stresinin kadını ne denli yıprattığı. Kadının yaptığı işin sorumluluğu arttıkça evi ve çocuğuna ayıracağı zaman o denli kısıtlıdır. İdealist olduğum yıllarda Türkiye'nin sayılı profesörlerinden, kitapları yok satan ve herkesin gıpta ile baktığı bir bayanla konuşuyorduk bana söylediği şu sözü unutmuyorum: 'Sen şimdi küçüksün. Herşeye gücün yeter sanıyorsun. Ben de öyle sanıyordum ama yıllar geçtikçe büyük bir kariyer kötü bi annelik gecmişim oldu. Hiçbir zaman çocuklarıma dolma sarma, mantı yapmadım. Benim çocuklarım makarna, patates ile büyüdü. Onlarla çok fazla zaman geçiremedim hep anne ne zaman evde olacaksın dediler' demişti
Şimdi bu sözü hepimiz çoook tartışırız. Yine çok iyi kariyeri olan bir bayan da aynı şeyden yakınmıştı onunki daha vahimdi...Çocuğunun psikolojik ve yıllardır düzelmeyen sorunları vardı.
Çalışmak elbette güzel. Okumuşuz, bir eğitim almışız ömrümüzün çocukluk ve ilk gençlik yıllarını okullarda geçirmişiz sonra 'hadi gel evde otur' olmaz tabi
Ama şu da bir gerçek kadın tercih yapmak zorundadır. Ne kadar büyük kariyer yaparsa o kadar evinden uzak olacaktır, o kadar yıpranacaktır. Bunun bilincinde olduğumuz için sorumluluk almıyor, az çocuk hatta mümkünse çocuksuz hayatlar yaşıyoruz.
Bence kadın için büyük bir kariyer, başarılı bir evlilik ve sorunsuz çocuklar hikaye:kahve:


ama o zaman genelleme yapılmaması gerek.çünkü her çalışan bayan fiziki şartları ağır ve stresli işlerde çalışmıyor...ben söylediklerimi yineliyorum arkadaşım..çalışan,kariyer peşinde olanlar evine,eşine,çocuğuna zaman ayıramıyor diyorsunuz ayıran nasıl ayırıyor bu biraz beceriyle alakalı herhalde..çok yoğun iş temposunda da çalıştım belki kendi zamanımdan biraz çlalıp kızımın zamanına ekledim ama ihmal çok zor yaa..kötülük bir annelik geçmiş bir yazarın başından...tamam şu konuda hem fikiriz..kızımda bana anne hep evde olsan keşke dediği çok oluyor ve hala diyor ama bunu mantıklı onun anlayabileceği tarzda anlatıyorum sonra tamam diyor..ben evde olduğum süre içindede mantılar,sarmalar,börekler zaten yapmam zamanımı onlarla harcayamam yani büyük bir eksiklik değil bizim için.. hayatı planlı yaşamak lazım diyorum...
 

Bence kadın için büyük bir kariyer, başarılı bir evlilik ve sorunsuz çocuklar hikaye:kahve:

kardicim şu son söyledigine kesinlikle katılıyorum
hiç birimiz süperman değiliz ne yazık ki doğaüstü güçlerimiz yok
bi tarafta mükemmelliği yakalardan diğer tarafta otorite boşluğu olacaktır illa ki bu kaçıılmaz
kariyer demek; eşden cocuktan, sosyal aktivitelerden kısacası özel hayattan feragat demektir
iyi bir anne ve iyi bir eş olmak için de keza durum aynı
ne kadar uğraşsak da iş hayatının olumsuzlukları eve, evdeki olumsuzluklar da işe yansıyor
"hayır ben yansıtmıyorum" diyen kadınların samimiyetine inanmıyorum ben
en basit örneği; siteye üye olan bayanların büyük cogunluğu çalişmakta
ve bir derdim var & psikoloji forumları en uğrak mekanlarımız arasında
durum bu iken birbirinden çok farklı 2 dünyanın her birinde mükemmel oldugunu iddia eden sadece kendini kandırır :kahve:
 
X