Ablanız kesinlikle "s.çan yaranir" ekolünden bir insan. Bazıları böyledir,sevgi gormedigi yere sığınmaya çalışır,ona sevgi vereni gözü bile görmez. O yüzden sizin de , ailenizin de yaptığı her şey tiriviri ablanizin gözünde. Ben olsam 'kendi başını ye' der , beni arayıp içini döküp rahatlamasına izin vermezdim, zaten kötülük gördüğü, dislandigi yere o gelmek isteyecektir kaybetme korkusundan.
Ben böyle insanlara devamlı kucak açmayı yanlış buluyorum. Benim annem de kendi kardeşine karşı böyleydi, hatta on seneye yakın çocuğuna sadece biz baktık, o yanlış kararlarına devam edip durdu.
Ne zaman ki biz de sırtımızı döndük (çocuk bizdeydi neyse ki) en sonunda o da kendine cekiduzen verdi. Şimdi çocuğunu da aldı tekrar yanına,işi gücü de var, gayet de güzel bir hayatı var.
Her düştüğünde kaldirirsan o insana da zarar.
Ayrica
Dün onlara doya doya sarıldım ağlaya ağlaya bıraktım içim yandı benim elimde büyüdüler
çocuklar dramı biz anlattığımız kadar,hissettirdiğimız kadar bilirler.
Yani kucucuk çocuk, sığınma evini ne bilsin? Ona orayı güzel anlatırsanız, 'burada her şey daha güzel olacak,bu ablalalr bize yardım ediyor' vs gibi çocuk belki travma yaşamayacak. Ama şu davranışınız ona diyor ki 'haykira haykira ağlayacak kadar kötü bir durumdasiniz' . Bence bu asil travma etkisi yaratır. Nasıl bazı bosanmalarda ebeveynler 'senin baban BİZİ terketti, senin baban BİZİ aldattı' gibi cümleler kurulursa, aileler devamlı çocuğun yanında Apir sapır yorum yaparsa, gören insanlar 'vah vah,yıkılmış yuvanın cocugu' diye yatır görmüş gibi ağlamaklı olursa o çocuk boşanmayi böyle şeyler yaşamayan bir çocuğa göre daha ağır travma halinde yaşarsa sizin bu yaptığınız yeğenlerinize bence iyi gelmemiştir.
Gerçi öyle iğrenç bir anne , şerefsiz bir babayla zaten çocuklukları travma icindedir ama yine de bari siz dikkat edin, her şey güzel olacakmis gibi davranın (life is beautiful filminde, yahudi kampındayken çocuğuna her şeyin bir oyun olduğunu anlatan adam gibi)