Babam hep der ki çocuk ilkokula başlayan kadar senindir. Daha sonrasında bir çocuğu kontrol etmek çok zor çünkü artık kendi hayati, arkadaşları, rolmodel aldığı başka insanlar oluyor.
9 yaşına bir çocuğu asla gözünün önünden ayiramadigini iddia eden anneler bence doğru yapmıyor. O çocuğun okulu yakınsa yürümesi lazım mesela. Tek başına markete kadar gidebilmesi lazım o yaşta, hatta yazın beş gün izci kampına gitmesi , birey olmayı öğrenmesi lazım...
Annesi tarafından 7/24 dikizlenen bir çocuk ozbenligine kavusmakta zorlanır bence. Benim çevremde çok var, kız artık işe başlamış, iş arkadaşının kinasi var. Ona bile annesini çağırıyor, tek gidemem - tek dönemem diye. Kız yurduna yerlesiyorlar kız sanki etini kesmişler gibi ağlıyor günlerce 'ben ne yapacagim' diye, ya da evleniyor elinden telefon düşmüyor 'anneeee' diye...
Hiç doğru bir yaklaşım değil.
Benim annem de bizi her sabah okula getirip her akşam almak isterdi. 2 sınıftaydım sanırım,isyan bayrağını çekip ablamla beraber gidip gelme konusunda diretmistik. Çünkü annemin gölge gibi peşimizde olmasından rahatsızdik.
Ya da annem bizi bir yere gönderirdi (mesela iki sokak ötedeki market) , peşimizden de çaktırmadan kendisi gelirdi. Ona göre dikkatli miyiz,ışıklardan karşıya sağa sola bakıp geçiyor muyuz vs vs, kendince içi rahat etsin diye yaptığı bir hareketti. Belki buradaki çoğu anne kendi çocuğu için bunu yapamayı düşünüyordur ama bu saçma davranış bende uzun süre izlenme paranoyası oluşturdu. Çünkü evden markete diye çıkıyordum ve markette annemi görüyordum. Şaka gibi... Uzun zaman boyunca yolda gidip gidip geriye bakar olmuştum, huzursuzdum. Gittiğim ortamlarda içten içe izlendiğimi düşünüyordum - ki bence tek sebebi bu söylediğim olay.
Aynı şekilde evde annemin eski bir makinası vardı. Evden çıkmak zorunda olduğu durumlarda mutfağa girip tehliklei şey yapmayalım,kapıyı kimseye açmayalım vs diye derdi ki 'ben gidiyorum ama buradan sizi izleyeceğim'
Kendince bir önlem... Çoğu annenin bugün çocuk evdeyken kamerayla izlemesi gibi, akıllı saatle çocuğu takip etmesi gibi...
Ama bu da beni kötü etkiledi. Gerçekten de evde Teksem bile kapıyı kapatıyorum biriyle telefonda özel bir şey konuşacaksam. Yirmi yıl geçti, travmalarimin yaşamıma etkisi bitmedi...
Yani diyecegim o ki, analar...
Yapmayın,etmeyin.
Bu iyi bir şey değil ki. Kendi korkularinizi çocuğa yansıtmak sadece çocukta anksiyeteye neden olur.
Nasıl ki kocanız size 'akilli saatlerimizin gpslerini eşleştirelim,neredeyiz bilelim' derse bu rahatsız edici bir davranissa sizin bunu 9 yaşındaki çocuğa söylemeniz de gercekten çok rahatsız edici bir davranış. Bence bu apaçık "sen birey değilsin,benim uzvumsun" demek.
Ayrıca çocuğunuzu biktirirsaniz 9 yasin peşinde ergenlik var. Tutabildiginiz yere kadar tutarsınız ama sonrasında hayatından asla haberiniz olmaz. Arkadaşları,yaşadıkları,okulu asmalari,hoşlandığı çocuklar...her şeyi sizden gizleyen biri haline gelebilir - ki ben de böyle olmuştum mesela:)
Bu arada benim annem dövmez,etmez,çocuğuna kıymetli olduğunu söyler,takıldığı yerde psikolojik danışmaya gider, çocuklarla ilgili programları takip eder .. ona rağmen ben böyleyim, ablam bence benden beter :) ebeveynlik öyle ilginç ki sizin çok doğal yaptiginiz,hatta iyi bir şey yaptığınızı sandiginiz bir davranış çocuk için travma sebebi olabilir.
Benden söylemesi...
(Bazı yorumlar bana annemi hatırlattı da,uyarma ihtiyacı hissettim. Hiç bir çocuğun bu şekilde aşırı korunup kendini fanusta gibi hissetmesini istemem)