5. Sinema Günleri 1. Hafta "atlantis"

:)


  • Ankete Katılan
    7
Süper:KK70: Bence her hafta bunu yapmalıyız prensesim, sadece anket açmak olmaz, o hafta anketi açan kişinin sinemadaki tercihlerini de öğrenelim. Hemen cevaplayayım sorularını da:KK70:



atlantisciğim film seçimlerinizi neye göre yaparsınız?

Prensescim daha bilinçli film izlemeye başladığımdan beri kriterlerim; yönetmenler ve sanat akımlarının sinemadaki izleri. Önceleri oyunculara ya da türe göre film seçerdim, fakat sinemayı bütünsel kavramak için uzun zamandır öne çıkan yönetmenler, sanat yönü ağırlıklı filmler ve özellikle normların dışına çıkanlar. Tarihsel süreçte sinemanın gelişim ve değişimini de merak ettiğim için eski filmler, klasikler önceliklerim. Her filmin sinemanın bir halkası olduğunu düşündüğüm için bütünü görmek için o halkaları birbirine bağlayıp zinciri tamamlama ve kavrama uğraşındayım:) ( ben çok gevezeyimdir ya bana böyle sorular sorma yazar yazar dururum:KK70: )

ilk 3 filminiz hangileridir ?

Nedir bu ciddiyet ben de sana soruyorum:KK70: Ne zaman sizli bizli olduk:p

Sıralama olmadan;

Det sjunde inseglet

Inception

Das Cabinet des Dr. Caligari

(elemek çok zor yahu, aklıma gelenlerden bazıları ki birçok filmi yazmadığımdan vicdan azabı çekmeye başladım bile:KK70: ,bir de 12 Angry Men, One Flew Over the Cuckoo's Nest, Big Fish, Arizona Dream eklesem:p )

hangi film seni bolca güldürdü ?

Komedi filmlerini pek tercih etmiyorum, maalesef izleyip de beni güldüren bir film de anımsamıyorum ama Little Miss Sunshine da eğlenmiştim, La Vita e bella ise ilk yarısı ile güldürmüş ikinci yarısında buruk bir tat bırakmıştı bende.

hangi film hüngür hüngür ağlattı ?

En son izlediklerimden "Le huitième jour", "Noi Albinoi" ilkinde birçok yerinde ikinci filmde ise sonunda boğazımda bir düğüm hissetmiştim:) Nedenini hala anlayamamakla birlikte "Finding Neverland" de beni çok ağlatmıştı.


türk sineması ve yönetmenleriyle aranız nasıldır ?

Pek iyi değil maalesef. Çağan Irmak çoğu filmini izlediğim tek yönetmen sanırım. Filmlerini izlerken hiçbir zaman sıkılmadım, sonunda da gözyaşım eksik olmadı lakin birşey eksik geldi hep, sanki biraz zorlama gibi.En çok son filmi "Prensesin Uykusu"nden etkilendim, en naif, samimi ve ruhunu kattığı filmiydi bana göre. Onun dışında çok övgü almış "Türev", "Bekleme Odası" gibi filmlerle de kötü tecrübelerim oldu:KK70: Gişe filmlerinden hiç söz etmiyorum bile fakat eski Türk filmlerini hala beğenerek izlerim denk geldikçe.

benim adamım dediğin aktör ve yine sevdiğin hatun :))

Johnny Depp:KK70::KK70::KK70: Tabi ki:KK70:

Ingmar Bergman ve Alfred Hitchcock'un gözde kadın oyuncularını beğenirim, hepsi sinemaya çok yakışan ve duruşları ile asaleti temsil eden başarılı aktrisler.


süper cevaplar atlantisimmm ,biraz olsun merakımı giderdim
ama şunu söylemeliyim ki ilk üç filmine şaşırdım daha doğrusu inception filmini almana şaşırdım . bana göre orjinal bir konuya sahipti ama pek iyi aktaramamışlar.

türk filmleri konusunda haklısın gişe filmleri o kadar berbat ki (bazı filmler dışında) çoğu zaman önyargı yaptırıyor . Çağan Irmak konusunda söylediklerine katılıyorum bana göre müthiş bir ilerleme gösteriyor son iki filmi karanlıktakiler ve prensesin uykusu bambaşkaydı . Bundn sonra biraz daha fantastik türüne kayacağını zannediyorum:)

demek adamın johnny :) hadi ordan o benim adamım bi kere :p
 
süper cevaplar atlantisimmm ,biraz olsun merakımı giderdim
ama şunu söylemeliyim ki ilk üç filmine şaşırdım daha doğrusu inception filmini almana şaşırdım . bana göre orjinal bir konuya sahipti ama pek iyi aktaramamışlar.

türk filmleri konusunda haklısın gişe filmleri o kadar berbat ki (bazı filmler dışında) çoğu zaman önyargı yaptırıyor . Çağan Irmak konusunda söylediklerine katılıyorum bana göre müthiş bir ilerleme gösteriyor son iki filmi karanlıktakiler ve prensesin uykusu bambaşkaydı . Bundn sonra biraz daha fantastik türüne kayacağını zannediyorum:)

demek adamın johnny :) hadi ordan o benim adamım bi kere :p

Inception'u beğenmem aklımdaki kitap ya da senaryo tasarısına çok uygun olmasındandı prensesim. Yani bazı filmler vardır, herkese hitap etmese ya da bazılarına göre birçok açığı olsa da senin hayal gücünün eseri gibidir, sanki anlatmak isteyip de bir türlü kafanda netleştiremediklerini aktarır ve sen hayretle izlersin, işte ben bu filmde onu gördüm:KK70: Şu iç içe rüyalar, uyanık mıyız yoksa rüyada mıyız mevzuu uzun zamandır zihnimi işgal etmekteydi, sinemada bu konunun ele alışını ise beni çok heyecanlandırdı, eğer en iyi 3 filmi sorsan listem farklı olur ama "bana göre" en iyi 3 film yukarıdakilerdir:KK70:

Bu arada Johnny Depp'in ben oyunculuğunu beğeniyorum, tamam çok yakışıklı da olabilir ama tamamen performans değerlendirmesi yaptım:KK70: Bir de şaşıracaksın ama Ben Barnes'i çok beğenirim, Dorian Gray rezil bir uyarlamaydı ama onun kadar Dorian rolüne yakışan da başkasını bulamazlardı, daha çok da genç umarım ilerleyen dönemlerde iyi projelerde yer alır, yoksa yazık olur o güzelliğe:))))))))))
 
Son düzenleme:
Inception ın konusunu okuduğumda benide çok heyecanlandırdı , belkide büyük bir beklenti içerisinde olduğumdan beğenmedim . Yer yer matrix i çağrıştırdı ki ben matrix in ilk 2 filmini çok severek büyük bir merakla izlemişimdir.

tamam ben zaten iyi bulduğun aktörü sordum :) johhny gerçekten iyi oyuncu yakışıklı olması ayrı bir şey , bir tek film seçimlerinde artık titiz davranması gerekiyor o konuda sıkıntı var bence.
Ben Barnes 'i Narnia da izledim ben bir tek , hmm evet hoş çocuk :KK70::KK70:

bu arada " nói albínói" izleneceğine göre hemen indiriyorum , sırayla diğer filmleride izleyeceğim. bu arada bende yeni filmler arayışına girsem iyi olacak . sinema günlerinde ki tavsiye filmlerini izlemekten kendi anketime koyacak yeni filmler keşfedemiyorum :))) bir de zaten six feet under var bütün vaktimi alıyor :KK70:
 
ben her türlü yapıtın/ yapımın - hatta kişinin- putlaştırılmadan eleştirilebilir olması gerektiğini savunurum, maalesef uzmanlık, kimi zaman dokunulmazlıkların, abartılı övgü ve yergilerin de haklı gerekçesi olarak gösteriliyor. Filme gelirsek; Dostoyevski'nin yaşamını anlatması o filmi iyi yapmaya yemez bence, önemli olan neyi anlattığı değil nasıl anlattığıdır. Sıkıcı olmanın sanatın bir gereği olduğunu da iddia edemeyiz lakin çoğu zaman bir ölçüt olarak kabul edilir. Ben de üniversitede arkadaşlarla izlemiş ve sayılı yarım bıraktığımız filmler arasına eklemiştik, tamamlamadım yine de çok haksızlık etmeyeyim ama gidişat sonuna dair de umut vermiyordu:KK70: Bu arada Dostoyevski'nin hayatını anlamak için Stefan Zweig - 3 Büyük Usta biyografik kitabı okunabilir, bence daha iyi bir referans:KK70::KK70:

%100 katilmak kacinilmaz..benimde takildigim mevzulardi bunlar

prenses e tesekkür etmeliyiz..harika düsünmüssün..keyifli olmus:KK66:

su noi a bir bakayim,neler yapmis..issizligini paylasayim yeniden
 
%100 katilmak kacinilmaz..benimde takildigim mevzulardi bunlar

prenses e tesekkür etmeliyiz..harika düsünmüssün..keyifli olmus:KK66:

su noi a bir bakayim,neler yapmis..issizligini paylasayim yeniden


evet atlantisin cevaplarını okumak çok keyifli oldu
ama sadece ben bir şeyler sormuş olmayayım
sizde çıkartın sorularınızı :))
 
1)İzledikten sonra uzun süre etkisinden kurtulamadığın bir film var mı ?
2)Bugüne kadar izlediğin filmlerin içinde en vasatı hangisi ?
3)Film izlemek dışında sana keyif veren şeyler nelerdir?
4)Yaşın kaç ?:KK52:(Sinema kulubundeki herkesin yaşını çok merak ediyorum )
 
1)İzledikten sonra uzun süre etkisinden kurtulamadığın bir film var mı ?
2)Bugüne kadar izlediğin filmlerin içinde en vasatı hangisi ?
3)Film izlemek dışında sana keyif veren şeyler nelerdir?
4)Yaşın kaç ?:KK52:(Sinema kulubundeki herkesin yaşını çok merak ediyorum )

1) Lynch filmlerinin uzun süre etkisinden kurtulamıyorum maalesef, kabus gibi insanın ruhunu ağırlaştırıyor, rüyalarını gasp ediyor sanki:KK70: Inceptiondan sonra da rüyalarım epey devingendi tabi bunlar bilinçdışıma işleyen, o amaca hizmet eden kasıtlı yapımlar:p

Eternal Sunshine Of The Spottless Mind, Once, Before Sunrise gibi duygusal filmler de izlediğim dönemlerde epey etkilemişti beni.

Bir de artık hepinizin aşina olduğu Yedinci Mühür var:KK70:

Los Lunes al sol dolaysız anlatımıyla, çoğu insanın görmezden geldiği kişilerin dertlerine ışık tutmasıyla da etkilendiğim filmler arasında.

( çok gevezeyim dimi:p , ben de sizin haftanız gelince sorularıma böyle uzun uzun cevaplar isterim ona göre:KK1:)

2) Sinemada izleyip işkenceye dönenleri yazayım; Adını Sen Koy son yıllarda izlediğim en anlamsız, içeriksiz, boş, kötü film olmaya adaydır. Bir de Blair Cadısı var, sinemadan çıktığımızda insanların yüzlerindeki anlamsızlık ve şaşkınlık görülmeye değerdi:KK70: Gora'daki güldürü unsurlarına da nail olamadım hiç, Cem Yılmaz ağzını açtığında kahkaha atan, kendini yerlere atan bir kitleyle izleyince özellikle insan kendinde bir sorun arıyor:KK70:

3) Son aylarda fotoğrafa merak saldım ve bu merakın uzantısı olarak photoshop:KK70: yeni müzikler keşfetmek - özellikle de etnik ya da kıyıda köşede kalıp döneminde yeterli ilgiyi görememiş gruplar-, kitap okumak- dönem dönem edebiyat ve felsefe yer değiştiriyor- , bir süredir savsaklasam da spor yapmak, yürümek, yeni yerler keşfetmek, bir de alışveriş:KK70:

4) 26, onun da bitmesine sayılı günler kaldı:KK5:
 
(sacma bir soru geliyor)

neden david gilmour?

prenses sormamizi rica ettigi icin:-) hmmm dedim, sana baktim, onu gördüm :)

*bazen yazmaktan konusmaktan aciz kaliyorum

unutmadan bir arkadasim var ayni gilmour:) hos,her fotografinda farkli cikmis ama bazilarinda ayni, benziyor
 
sorular çok güzel :)

atlantisin sinemaya olan tutkusu ,film seçimleri vs. beni hep meraklandırmıştır . Zevkine güveniyorum :) bi kaç soru daha ekleyeceğim bu yüzden

Film replikleriyle aran nasıl ? Varmı hiç unutamadığın bir replik ? :)

Sana göre en iyi soundtrack ?

Sinema deyince aklına gelen kült bir sahne ?

Filmlerde klişelere tahammül sınırın nedir ? Neleri en çok klişe bulursun ?
 
Son düzenleme:
1)

Los Lunes al sol dolaysız anlatımıyla, çoğu insanın görmezden geldiği kişilerin dertlerine ışık tutmasıyla da etkilendiğim filmler arasında.

Los Lunes sol filmi hep bende merak uyandırmıştır , abartmıyorum senelerdirde izlemeye çalışırım. Ama ya dvd bulamadım , yada internetten indirdim altyazıda sorun çıktı bir türlü izleyemedim . Neyse aklıma gelmişken bir kez daha indirmeyi denemeliyim :)
 
(sacma bir soru geliyor)

neden david gilmour?

prenses sormamizi rica ettigi icin:-) hmmm dedim, sana baktim, onu gördüm :)

*bazen yazmaktan konusmaktan aciz kaliyorum

unutmadan bir arkadasim var ayni gilmour:) hos,her fotografinda farkli cikmis ama bazilarinda ayni, benziyor

Yoo gayet güzel bir soru:KK70:

David Gilmour sahnedeki duruşuyla, ses tonuyla, bakışıyla bana o kadar etkileyici geliyor ki bir başkasının müziğini dinlerken müziğe odaklanırken yalnızca, Gilmour'un eski konser kayıtlarında onun kendini müziğe bırakışını seyretmek hayranlık uyandırır bende. Bir de tutkuyu görürüm onda, sanki o şarkı söylerken o şarkı olur, ezgiye dönüşür, öyle birşey işte:)
 
bu arada aklıma gelmişken ,

uzun zamandır sinema günleri yapıyoruz. bu zamana kadar izlediğin filmler arasında en iyi keşfin yada en beğendiğin film hangisi oldu ?

:)
 
sorular çok güzel :)

atlantisin sinemaya olan tutkusu ,film seçimleri vs. beni hep meraklandırmıştır . Zevkine güveniyorum :) bi kaç soru daha ekleyeceğim bu yüzden

Film replikleriyle aran nasıl ? Varmı hiç unutamadığın bir replik ? :)

Sana göre en iyi soundtrack ?

Sinema deyince aklına gelen kült bir sahne ?

Filmlerde klişelere tahammül sınırın nedir ? Neleri en çok klişe bulursun ?

1) Var olmanın umutsuz düşü... Var gibi olmak değil, varolmak... Her an bilinçli... Başkalarına karşı sen ile yalnızkenki sen arasındaki uçurum... Baş dönmesi ve sürekli açlık, açığa vurulmak için.

İçinin görülmesi, kesilip biçilmek, hatta yok edilmek... Her ses bir yalan, her jest sahne, her gülümseme bir tuzak (...) Saklandığın yerde kalamazsın, hayat sızar içine...


Persona'dan beni en etkileyen monologtur.

2) Arizona Dream, Once, Dead Man, The Phantom of the Opera, Good Bye Lenin

3) Satranç sahnesi tabi ki ( Yedinci Mühür)=)) Yaban Çileklerinde profesörün rüyasındaki akrep ve yelkovansız saat ve tabut, V For Vendetta da Beethoven çalarken patlamak sahnesi, Singin In The Raindeki dans sahnesi...

4) Kaba ve küfür merkezli komedi filmler, karakter tüm kabalığına rağmen iyi kalpli ve de dobradır üstelik, bu tür filmlere hiç tahammül edemiyorum ve kesinlikle komedi filmlerinin kendi içindeki klişesi haline geldi, korku filmlerinde katilin asla ilk seferde ölememesi ve öldürüldüğünü sandığımız anda ayağa kalkıp kurbanlara saldırması, ürkütücü bir atmosfer yaratılmışken çalan telefonda her zaman bir tanıdığın olması,
 
bu arada aklıma gelmişken ,

uzun zamandır sinema günleri yapıyoruz. bu zamana kadar izlediğin filmler arasında en iyi keşfin yada en beğendiğin film hangisi oldu ?

:)

Man From Earth. Sen mi önermiştin onu prensesim:s O film tam da sinemada görmek istediğim temaları işliyordu. Coraline de animasyon sevmememe rağmen sinema organizasyonu sayesinde izlediğim bir film oldu ki o seçilmemişti bile:KK70: Yine seçilmeyen bir film; "Bülbülü Öldürmek"
 
evet evet ben önermiştim :KK51: :))))

coraline benimde seçilmediği halde izlediğim bir animasyon , arada aklıma geldiğinde onun tadında bir film arıyorum ama bulamıyorum. Tim burton animasyonlarınıda tükettim :)
 
4) Kaba ve küfür merkezli komedi filmler, karakter tüm kabalığına rağmen iyi kalpli ve de dobradır üstelik, bu tür filmlere hiç tahammül edemiyorum ve kesinlikle komedi filmlerinin kendi içindeki klişesi haline geldi, korku filmlerinde katilin asla ilk seferde ölememesi ve öldürüldüğünü sandığımız anda ayağa kalkıp kurbanlara saldırması, ürkütücü bir atmosfer yaratılmışken çalan telefonda her zaman bir tanıdığın olması,

evet evet evet

bazi dizi filmlerinde mimik süreci vardir,sonra replige girilir mesela..ne sikici..mieeh mieehh
korku filmlerinde afet hatunlarin korkusuz olmasi..citirti gelir,,hatun elinde fener ormana , bahceye disari firlar
sonra aksiyon filmlerinin sonunda ambulanslar, yaralilar, polis arabalari, esasoglan ve kiz koklasir fln

korku filmlerinde, evdeki müstakbel maktullerin hep disari kacmak yerine üst kata, banyoya, kapisiz kilerlere kacmasini bir turlu kabullenemiyorum

bu gercekten cok klise..sitcomlarda "dikkkaaatt!!! burda gülmelisiniz" anlamina geldigini düsündügüm gülme efektleri
 
pia duygularıma tercüman olmuşsun klişeler konusunda ...

Noi Albinoi izledim

Noi 'nin büyük annesi tarafından tüfekle uyandırılmasıyla başlayan . Küçük bir kasabanın verdiği sıkıntıyı kitapçıda ki amcanın söylemleriyle dağıtan . Eğitimin ve eşittir ifadesizliğin , tek düzeliğin , anlaşılamamazlığın karnımda ağrılara sebebiyet verdiği. Soğuk atmosferini iliklerime kadar hissettiğim . Mezar sahnesi , falcıyla olan diyalog ve Noi'nin kaçamayışının aşırı derecede rahatsızlık verdiği hüzünlü , soğuk ve gerçekten iyi bir filmdi.
 
Son düzenleme:
pia duygularıma tercüman olmuşsun klişeler konusunda ...

Noi Albinoi izledim

Noi 'nin büyük annesi tarafından tüfekle uyandırılmasıyla başlayan . Küçük bir kasabanın verdiği sıkıntıyı kitapçıda ki amcanın söylemleriyle dağıtan . Eğitimin ve eşittir ifadesizliğin , tek düzeliğin , anlaşılamamazlığın karnımda ağrılara sebebiyet verdiği. Soğuk atmosferini iliklerime kadar hissettiğim . Mezar sahnesi , falcıyla olan diyalog ve Noi'nin kaçamayışının aşırı derecede rahatsızlık verdiği hüzünlü , soğuk ve gerçekten iyi bir filmdi.

İlerdeki planın nedir sorusuna avukat yanıtını verdikten sonra kitapçının kahkahası ve kan sahneleri de kara mizaha güzel örneklerdi. Ayrıca en başarısız banka soygunu da bu filmdedir:) Yönetmenle yapılan bir röportajda sormuşlar Noi neden bardan atıldı diye yönetmen de babası bile kendini orda rahat hissederken Noi'nin hiçbir yere tutunamayışının sembolik anlatımıydı gibi bir söz sarf etmiş. Kesinlikle incelikle işlenmiş, derinde hissedilmiş bir boşluğun öyküsü bence. Kierkegaard'ın başlarda da bir sözü geçiyor "Ya/ Ya da" nın kısa bir bölümüdür filmdeki , çok sevdiğim bir pasajdır onu da paylaşayım;

"Evlen, pişman olursun; evlenme, ondan da pişman olursun; evlen ya da evlenme, ikisinden de pişman olursun. Dünyanın çılgınlıklarına gül, pişman olursun; ağla, ondan da pişman olursun; dünyanın çılgınlıklarına gül ya da ağla, ikisinden de pişman olursun; Kendini as, pişman olursun; asma, ondan da pişman olursun; kendini as ya da asma, ikisinden de pişman olursun. İşte Baylar, size her türlü yaşam bilgeliğinin özü. Ben, Spinoza’nın dediği gibi herşeye yalnızca belirli anlarda aeterno modo bakıyor değilim, sürekli aeterno modo* yaşıyorum. Başkaları da bunlardan birini ya da öbürünü yapıp karşıtlığı birleştirdiklerinde ya da dolayladıklarında, kendilerinin öyle yaşadığını sanırlar, oysa bu bir yanılgı; çünkü sahici bengilik* ya/ya da’nın ardında değil önünde uzanır. Onların bengiliği de bu yüzden bir acı dolu anlar dizisi olur, çünkü çifte bir pişmanlık yer bitirir onları."

* aeterno modo(sonsuza dek)
*bengi: sonsuz
 
kesinlikle çok güzel
filmin en keyif aldığım sahnelerinden biriydi bu alıntı.
bence bir kaç kez daha izlenebilir her seferinde farklı bir ayrıntı bulunabilir.
Noi'nin kanları döktüğü sahneyide atlamamak lazım :)
 
X