Hayır Mervecik, hiçbir iş benim için alelade değildir. Ben, temizlik işçisiyle Uzay Mühendisi'nin aynı maaşı alması gerektiğine inanan, değer noktasında tek kıstası "emek" olan bir kimseyim.
Hiç de öyle bir şey olamaz. 'emek' kavramıyla deger biçemezsin. Talebe göre deger biçilir ancak, yani objeye deger verecek olan birinin subjektif deger anlayışıyla. Benim kolumdaki bileklik 5tl dir sana göre, bana göre ise hediyedir ve çok daha kıymetlidir. Emek aynı emek, aynı bileklik, ama bana göre daha degerlidir. Neye ne kadar deger verecegimi de bana birinin söylemesine ihtiyacım yok.
- Senin dedigin sisteme göre, oldugum yerde hoplayıp zıplasam, ya da dans etsem ne kadar ücret alırım? Çünkü emek harcadım, efor sarf ettim... Hadi deger biç?
Benim dedigim sisteme göre ise beş kuruş alamazsın çünkü talep görmedin. Ama gider talep eden birinin karşısında hoplayıp zıplarsan, ya da bir gösteride dans edersen para kazanırsın. Çünkü senin dans etmen başkası için eglence haline glemiştir, ve izleyenler açısından bir deger üretmiştir.
- Mühendis sayısı azdır, sonuçta öncesinde hazırlık yapman gerekir (diploma), kendini geliştirmen gerekir, ayrıca yaptıgın iş daha geniş alanı etkiler... vs. Bu yüzden de talep daha yüksektir,arz düşük ve daha yüksek ücret alırlar. Eger mühendis sayısı artacak olursa bu sefer ücreti düşecek. Gayet basit. Yani Marx'ın emek teorisi hurafe, safsata, yok öyle bir şey.
Küba'da karne ile her aileye ihtiyacı olan yiyecek dağıtılıyor. Tavuk, et, pirinç, patates, şeker vb. Ve "eh, bir patatesi atıyorlardır önlerine!" dememen için, sadece kişi başına aylık verilen et oranını yazmam yeterli olacaktır. Kişi başı karne ile sağlanan et oranı neredeyse 2 kilo. Küba'nın oluşturduğu liste ile kişinin yaklaşık 15 günlük tüm besin ihtiyacının karşılanması amaçlanıyor.
"Devletin 7 yaşına kadar her çocuğa günde 1 litre süt ve 7-14 arasındakilere bedava yoğurt verme politikası var"
Devletin bedava süt falan vermesi diye bir şey de yoktur. Devlet bedavaya bir şey vermez. Önceden ödenmiş olur. Hani ayda 25 dolar veriyorlar ya altı üstü, işte o vermedikleri paradan hallediyorlar o sözde bedava süt olayını. Onun yerine dogru dürüst maaş versinler herkes kendisi alır, yogurt mu alacak süt mü artık ne istiyorsa. Devleti ne ilgilendirir benim ne alacagım?
Sadece vergiler yoluyla mecburi egitim, saglık, kamu işleri, ordu... vs gibi konular ortaklaşa halledilir belli ölçüde, o kadar.
Böyle Küba gibi gıdım gıdım maaş veren, ya da İsveç gibi kazançtan %70 vergi alan devletlerin bedava bir şey veriyor olması yalandan ibaret kısacası.
Önceden vergi yoluyla kesiyorlar %70 ini, sonra da bedavaya şunu yaptık diye sallıyorlar bol keseden. Halbuki önceden ödemek istemiyorum ben, sen mecburi olanları kes, gerisini ver, ben ne alacagımı sana mı soracagım yahu? İster süt alırım, ister yogurt kime ne? Kapitalist ülkelerde bak, herkes istedigini alıyor işte ne güzel, kimse dayatma falan da yapmıyor.
Bir de bu önceden ödeme meselesinin zararı, ödüyorsun önceden vergi yoluyla... ama hiç de faydalanmıyorsun. O da oluyor. Kullanılmayan hizmet de çöpe gitmiş oluyor, yani boş yere bir ton vergi ödenmiş oluyor.
O yüzden bunlar safsata. Uygulanabilecek şeyler degil. Devlet ekonomiye karışırsa ekonominin cılkı çıakr çünkü ekonomi merkezden kontrol edilebilecek bir şey degil pek. Serbest piyasaya bırakıp sadece mecburi hallerde düzenleme yapılabilir, o kadar. Gerisi devleti ilgilendirmez.