- 29 Mayıs 2008
- 184
- 71
-
- Konu Sahibi Gxuxldemir
- #1
ALINTIDIR (Biraz uzun ama lütfen sonuna kadar sabredip okuyun)
28/04/2006
Sevgili arkadaşlar,
28 yaşında bir bayanım.ızmir’de yaşıyorum, özel bir şirkette ithalat dep.da çalışıyorum,şişmanken kimse bana bakmadı,zayıfken de ben onları beğenmediğim için bekarım:)))
Ne olur anlatacaklarımı iyi dinleyin eğer sokağa çıkmaktan utanıyorsanız kat kat yağlarınız yüzünden, bacaklarınız birbirine sürtünmekten pişik olduysa, kendi ailenizin yanında bile utana sıkıla yemek yiyorsanız, odanız gizlenmiş yemekler/suçluluklar/utançlar ama yine de hiç durmadan çatlarcasına yemeler cehennemine dönmüşse , sırf pantolonlarınızın fermuarları kapanmıyor diye üstüne uzun,upuzun,çuval misali penyeler tişörtler giydiğiniz halde mağazaya gidip yeni bir pantolon almaya utanıyorsanız isteyeceğiniz bedenin haşmeti yüzünden, hiçbir işe yaramadığı halde karnınızı gün boyu içinize çekmekten müthiş gaz krampları yaşıyorsanız, sizden 10-15 yaş büyük adamlar/kadınlar size abla/teyze diye hitap ediyorsa, makyaj malzemesi alacakken bile utanıyorsanız “sanki makyaj yapsan ne olacak?” tarzı bakışlardan ve sırf bu yüzden makyaj bile yapmıyorsanız artık, bir erkeğe/kadına değil sahip olmayı ona bakmayı bile yasaklıyorsanız kendinize, dolabınızın gizli köşelerinde duran, bir ayin yapar gibi çıkarıp baktığınız, alırken “falancaya alıyorum” diye aldığınız küçük beden kıyafetler saklıyorsanız onları birgün giyeceğiniz umuduyla, siz şişmanken içinizde incecik bir kadın/adam yaşıyorsa ve kabullenmek istemiyorsa XXL olmayı, ve yiyorsanız bunlar başınıza her geldiğinde, tıkanıncaya, çatlayıncaya, midenizi değil her yönden aç kalmış ruhunuzu doyurmak isteğiyle yanarcasına yiyorsanız ama doymuyorsa içinizdeki o aç, o zavallı, o hor görülmüş, o gizli gizli ağlayan, o şişmanladıkça kırılganlaşan, ama sanki şişmanladıkça dayanma gücü de artacakmış gibi daha da itilen,dışlanan,paramparça edilen ruh, anlatacaklarımı iyi dinleyin, çünkü bunların hepsini, hepsinden fazlasını yaşadım ben...
Ama bitti, bitirdim... O günleri her anımsadığımda şu anki gibi gözlerim dolsa da, bitirdim artık. Ben tam 42 kilo zayıfladım arkadaşlar. Kolay mıydı? Hayır. Peki çok mu zordu? Yine hayır.
Gerçek anlamda zayıflamaya başladığım güne kadarki zamanı es geçiyorum, hepiniz bilirsiniz çünkü o malum pazartesiler vs, unutun bunları. Ben bir Çarşamba günü başladım zayıflamaya.Ama öncesi var.
21 mart 2005 gecesi: Internette malum sörflerimi yapıyorum bir elimde çikolatamla,google’da aramalar,anahtar cümlelerim hep aynı: diyet,rejim listeleri,kilo verdim,mucize diyet...Birden farkettim ki şu diyet,rejim sözcükleri sinirimi bozuyor.Okudukça kocaman kocaman ısırıyorum çikolatamı hırsla,sanki gelip onu benden alacak şu diyet denen şey,sanki bir canavar o.. Bunu farkedince “neden diyet ya?” dedim, “ben diyet yapmayacağım,ben zayıflayacağım”. Bilgisayarı kapattım. Yatağıma uzandım.Düşündükçe nefret ediyorum diyet,rejim sözcüklerinden,nefret ettikçe kaçıyorum,kaçtıkça kovalıyorlar beni,bir kbrit kutusu beyaz peynirler,ince bir dilim kızarmış ekmekler.. Normal zamanda pekala kabul edilebilecek bir dilim peynir,bir diyet listesinde yeralınca en iğrenç yiyecekten daha iğrenç görünüyor gözüme.Oysa diyet yapmasam?Yapmayacağım desem,diyet ve rejim sözcüklerini atıversem kafamdan, kimbilir? Böyle garip düşüncelerle uyuyakalıyorum.
22 mart Salı günü,kızarmış ekmek kokusuyla uyandım,annem mutfakta,her zamanki kahvaltı menümü hazırlamış,bir dilim kızarmış ekmek+1 salatalık+ 1 domates+ bir kibrit kutusu beyaz peynir.. Şişmanlar bilirler,ailenizdeki herkes bir diyet uzmanıdır,kendince bir diyet uygulatır size mutlaka.Akşamki düşünceler geldi aklıma.Gittim mutfağa “ben diyet falan yapmıyorum yeter artık böyle de mutluyum”dedim anneme.Sanki yıllardır uygulattığı sözümona diyet çok işe yaramış da ben hainlik etmişim gibi kızgın kızgın baktı bana ve “ne halin varsa gör”dedi. Birden o kızarmış ekmek mis gibi koktu bana:) oturdum karnımı doyurdum(kahvaltı sonrası gizli gizli başka şeyler yemek zorunda kalmayacağım için rahattım)ve geçtim tv karşısına.kumanda elimde,zap yapıyorum,ama aklım başka yerlerde,aklımda diyete dahil etmediğim an mis gibi kokan o kızarmış ekmek,kütür kütür tadını ala ala yediğim o salatalık var,peynir bile hiç bu kadar beyaz olmamış sanki..tıpkı annemin hiç bu kadar sinirli olmadığı gibi:)) halbuki bilse onun diyet kahvaltıları sonrası gizlice neler yediğimi,yaptığım bu “diyet olmayan kahvaltı” için gelip alnımdan öpecek:)) O 22 mart salısı bana birşeyler oldu işte,ya da ben bana,ben beynime birşeyler yaptım ve düşündüm durmadan.Düşündüm.Kendimle konuştum.
-Zayıflayabilirim.Neden olmasın ki?Yapacağım tek şey,yiyeceğim şeyleri bir diyetin veya rejimin değil,zayıflama isteğimin belirlemesi.
-Peki o istek yeterince güçlü mü bende?Hem de dağları devirecek kadar.
-E o halde,derdim ne ki benim?Derdim kendimi bağımlı ve mecbur hissetmem.
-Neye karşı?Bana dayatılanlara karşı,içinde diyet/rejim sözcüğü geçen bütün cümlelere karşı,bir kibrit kutusu beyazpeynirlere karşı
-Yani?Yanisi,beni en çok istediğim şeyi yapabilmekten alıkoyan şey,beni en çok istediğim şeye ulaştıracak yolun başka yerlerden geçtiğini zannetmem
_Peki nereden geçiyor ki o yol? Benden,kendimden,beynimden,herkesin bildiğinden değil benim bildiğimden.Çünkü bu beden benim.Onun ne istediğini benden daha iyi kim bilebilir,ne hissettiğini,neyin onu acıttığını,neyin cesaretlendirdiğini...
-Zayıflayabilirim o zaman.Evet,tabi ki,neden olmasın ki,neden?
Kendimle konuştum durdum bütün gün ve bütün gece.23 mart sabahı uyandığımda,ne bir diyete/rejime başlama kararı almıştım,ne de o gün pazartesiydi:)) basit bir çarşambaydı işte.Mutfağa gittim,bir portakalı,bir elmayı,bir armutu,bir salatalığı,bir avuç çileği(sanırım hormonluydular ama ne yapayım daha yeni çıkmışlardı ve kıpkırmızıydılar:))) blendıra attım,püre yaptım ve oturup yedim.Kendime sözüm vardı ama,bu bir diyet değildi.Değildi işte!!Sadece akşam yediğim makarna yüzünden doluydu midem ve canım sabah sabah o soğuk meyve püresini çekmişti.O püre yumuşak yumuşak mideme kayarken garip bir huzur duydum arkadaşlar.”Ben diyet yapmak için değil,mideme destek olmak için yapıyorum bu hafif kahvaltıyı”düşüncesine inanmıştım çünkü.
Kahvaltıda meyve püresini yedikten kısa bir süre sonra midem bir kazındı ki sormayın. Deliricem neredeyse. Ama neden delireyim ki? Ne diyet yapıyorum ne bir şey,niye tutayım ki kendimi? Kalktım usulca,mutfağa gittim,dolabı açtım,gözüme ilk ilişen kapaklı bir kapta etli biber dolması,çok da severim,aldım bir tane öyle elimle, tabiri caizse yuttum.Ben onu çiğnemeye çalışırken ne oldu hatırlamıyorum kapı mı çaldı,telefon mu,annem mi seslendi,araya bir şeyler girdi işte ve midemin bir sonraki kazıntısını duyduğumda öğlen olmuştu! Annem sofra hazırlıyor. Bu arada,ailenizdeki herkes diyet uzmanıdır demiştim ya,aynı zamanda çift kişiliklidir de!Bir yandan mantıları börekleri kızartmaları koyarlar sofraya,bir yandan “aman şundan az ye bundan yeme”bilmemne.Annem de mevsimin ilk patlıcanından misler gibi kızartma yapmış,üstünde sarmısaklı yoğurt,yanında biber patates köfte domates sosu... Çöktüm bütün haşmetimle masanın başına,annemde yine aynı suçlayıcı bakışlar üzüntüyle karışık, “bakma bana öyle anne” dedim, “diyet falan yapmıyorum,yiyeceğim canım ne istiyorsa banane” ışin garibi,kendim de inanarak söylüyorum bunu, öyle arka planda “yine de az yiyeyim” gibi bir düşünce falan yok arkadaşlar,arka plandaki tek düşünce,bir gece önceden düşündüğüm şey: Zayıflayabilirim,yapabilirim! Ama yiyeceğim işte bu kızartmayı çünkü canım çok istiyor... Ve yedim. Tıkabasa. Artık diyet yapmayacağım düşüncesinin keyfiyle,tadına vara vara...
Yaklaşık 1 haftayı böyle geçirdim arkadaşlar.ıstediğimi özgürce yiyerek.Bir haftanın sonunda bir duş sonrası tartıya çıktığımda ibre 93. E bir hafta önce de 93’tü? E herhalde 93 kalacak,ben diyet/rejim yapmıyorum ki.Tabii ya...
Bir hafta kadar sonra.Nisanın 7’si. Gece 12 suları.Dert ortağım yastığıma sarılmış düşünüyorum.Şeytan dürtüyor durup dururken,fırlayıp tartının üstüne çıkıyorum.91 mi??Nasıl ama?Ne diyet ne başka bir şey yaptım ben,hatta hayatımda ilk defa diyet yapmadım!Yatağa dönüp geçen haftayı kafamdan geçiriyorum.Farklı olan şey ne?Duramıyorum kalkıp bir sigara yakıyorum ama ellerim titriyor sevinçten,birşeyler var,birşeyler var ama ne..Buluyorum sonra ne olduğunu.Başardım,2 kilo zayıfladım,çünkü nefret ettiğim diyeti kovdum kendi cumhuriyetimden,o diyet ki ne zaman “hadi yap beni”dese arkamdan çivili sopalarla iterdi beni buzdolabına,marketin cips reyonuna,köşedeki nefis dürümler satan büfeye.Çünkü o çok uzaklarda ulaşamayacağım yerde duran bir cansimidi gibiydi,”gel bana tutun kurtul boğulma”derdi ve ben ona her ulaşmaya çalıştığımda denizin daha derinine daha derinine batardım.Öğrenmem gereken tek şey çarenin uzaktaki cansimidinde degil kendi kollarımda olduğuydu.Bilinçsizce öğrenmiştim.Sigaram biterken(içtiğim son sigara oldu)geçirdiğim haftanın farkını buldum.Bir hafta boyunca kaybetme korkum olmadan yemek yemiştim.Bu yüzden bilinçsizce değil,doyduğum anı hissederek ve doyduğum an masadan kalkarak yemiştim.Düşünün arkadaşlar.Diyet yapmaya karar verdiğiniz pazartesilerin öncelerini düşünün,nasıl yangından mal kaçırır gibi yemek yediğinizi düşünün.Ben çok yaşadım bunu ya siz?Bir keresinde bir pazar günü iki kere kendimi zorlayarak kusmuştum daha çok yiyebilmek için. Doymayan midelerimiz değil içimizdeki o aç ruhtur,kendisinden esirgeneceğini anladığı an daha bir açgözlülükle saldırır normal zamanda belki hiç yemeyeceği şeylere bile.Çünkü beyin ona “bak bir daha yiyemeyeceksin bunları”sinyalini verir siz farkında olmadan ve o da yer yer yer,ta ki diyet sudan sebeplerle bir sonraki pazartesiye ertelenene kadar yer..
Bir sonraki hafta ilk ve son yanlışımı yaptım.
Tartıda gördüğüm –2 kilo beni heyecanlandırmıştı,hangi şişmanı heyecanlandırmazdı ki?Yanlışım ise farkında olmadan yeniden garip bir hırsa kapılmak ve o şuursuzca yiyeceklere saldırmayı bekleyen aç ruha açık kapı bırakmaktı.Hırsım,hadi şundan daha az yiyeyim hadi patates kızartmasına hiç dokunmayayım diyen o diyetlere alışkın beynim 3. hafta korkunç bir oyun oynadı bana.Evet tartıda –2.5 kilo gördüm hafta sonunda,evet sevindim bu doğru,hatta o kadar sevindim ki tartıdan indikten sonra soluğu telefonun başında alıp sözümona ödül verdim kendime: tam 5 tane kıymalı pide ısmarladım ve bir solukta yedim.1 litre kola içtim.Üstünden yarım saat bile geçmemişken 2 tane bademli magnum yedim.Ardından 250 gramdan fazla fındık.Ardından neredeyse kurumuş ve tüm cazibesini kaybetmiş (ama aç ruhum için ne farkeder ki?) 7-8 dilim baklava.Sonra öğlenden kalan kısır, sarmısaklı yoğurt, 2 muz... Ne de olsa kilo verebiliyordum,gene verebilirdim değil mi?öyleyse o maratona yeniden başlayana kadar bişeyler daha bişeyler daha yesem ne çıkardı ki?ışte arkadaşlar,beynimin oyununa gelişim böyle oldu.Ama iyi ki de olmuş.Korkunç bir mide bulantısıyla tuvalete koşup bağıra bağıra kusarken herşeye lanet ettim.Aptallığıma,gözümün önünde duran gerçeğe o bana o kadar yaklaşmışken sırt çevirmeme,herşeye. ışte günlük tutmaya o gece başladım. Yazdığım ilk şeyleri aynen aktarıyorum size:
GERÇEK: BEDENıM BEYNıMıN KONTROLÜNDE
SORUN : BEYNıM BEDENıMı ZAYIFLATMAYI REDDEDıYOR
NEDENı: BEYNıME ÖYLE HATALI ŞEYLER YÜKLEMıŞıM Kı O ÇARESıZ KALIYOR
ÇÖZÜM: BEYNıME BEDENıMı ZAYIFLATMASI ıÇıN ıHTıYACI OLAN DOĞRU BıLGıLERı YÜKLEMELıYıM
BEYNıME ÖĞRETECEKLERıM:
1-BEN DE ZAYIF OLABıLıRıM.BENıM ıSKELETıM DE ıNCECıK BıR ıNSANINKıNDEN FARKSIZ!!!.NEDEN ONUNKı DÜZGÜN KASLAR VE YETERLı MıKTARDA YAĞLA KAPLIYKEN BENıMKı KATMAN KATMAN YAĞLARLA ÇEVRıLı OLSUN Kı?
2-KENDıMı ZAYIFLAMAK ıÇıN KISITLAMAM GEREKMEYECEK,ZATEN DOĞAL OLARAK OLMASINI BU KADAR ıSTEDıĞıM BıRŞEY ıÇıN NıYE KISITLAMALARA VE ZORLAMALARA ıHTıYACIM OLSUN?
3-AŞIRI YEMEK YEMEKTEN ALDIĞIM HAZ GERÇEK BıR HAZ DEĞıL,O,YAŞAYAMADIĞIM BÜTÜN O ŞEYLERıN YERıNı DOLDURUYOR SADECE
4-YEMEKLER HıÇBıR YERE KAÇMAYACAK,OLDUKLARI YERDE DURACAKLAR,BEN GEÇıCı BıR SÜRE DAHA FAZLA HAZ ALACAĞIM BıR ŞEYE ULAŞMAK ıÇıN ONLARA ÇOK FAZLA YOĞUNLAŞMAYACAĞIM
5-BU YEMEKLERE SIRT ÇEVıRECEĞıM ANLAMINA GELMıYOR,HEM NEDEN SIRT ÇEVıREYıM Kı,ONLARIN NE SUÇU VAR,BUGÜN ŞıŞMANSAM SUÇ YEDıKLERıMDE DEĞıL YEDıKLERıMıN MıKTARINDAYDI VE MıKTARI BEN AYARLADIM
Arkadaşlar,en başta dediğim gibi zayıflamam çok kolay olmadı,ama zor da değildi.O geceden sonra bu yazdıklarımı yüzlerce binlerce defa okumam gerekti.Umutsuzluğa düştüğüm anlarda günlüğümü alıp bunları okudum,yenilerini yazdım,yaptıklarımı,yanlışlarımı,korkularımı,doğrularımı yazdım.Ama çok iyi bildiğim bir şey var ki,sanırım ben beynime bu doğruları yerleştirmeyi başardım kısa bir süre sonra.Arkadaşlar ben herşeyi yedim ama herşeyi.Sadece beynime az yersem de çok yersem de tadın ve hazzın değişmeyeceğini;ama az yersem bedenimi inceltirken çok yersem kalınlaştıracağımı soktum.Mantığım hep şu oldu arkadaşlar:haksızlık etme.. ne kendine ne bedenine ne de kilolarına(vallahi onlara bile haksızlık etmedim,bazen onlardan yana oldum:)).. Bakın mesela şöyle açıklayayım.Birgün oturuyordum,aklıma birden şu mantık geldi:ben bu kiloları alırken oturup durdum yayıldım durdum ve aldım,peki şimdi gene böyle oturursam nasıl azalsınlar ki,yani onları oluşturma aşamasında eğer hareketli olsaydım hiç oluşmayacaklardı değil mi?hem hırsızlık yaptır,hem arka çıkma hapse at misali.ben onlara haksızlık yaparsam onlar da bana yapar tabii.yürümeye başladım.gözünüz korkmasın öyle ani bir geçiş değildi,bilirim şişmanlar kadar nefret eden yoktur spor düşüncesinden,ilk gün 15 dakika yürüdüm mesela,arttırdım sonra.Neredeyse 2.5-3 saat yürüyordum sonlara doğru.ınanın bir süre sonra cazip gelmeye başladı temiz havada ciğerlerimi şişire şişire yürümek,kendimle gurur duymak bunları yapabildiğim için.tavsiyem,mutlaka yürüyün arkadaşlar,kesinlikle sıkı sarkmamış,haksızlığa uğramamış:) bir beden istiyorsanız yürüyün.onu şişiren formunu bozan bizdik,düzeltecek olan da biziz.yapabilirsiniz,tek adım atmaya üşenen ben yaptıysa siz uça uça bile yapabilirsiniz.yürüyüş göbeğimi de etkiledi,bacaklarımı da,hatta gıdımı da,bütün vücudu çalıştırıyor.size garanti ediyorum,bir süre sonra zevk almazsanız yürüyüşten ve onun bedeninize yaptıklarından tekrar şişman olayım. Hiçbir yerim sarkmadı,kimsenin sarkmaz eğer şişmanlarken yaptıklarınızı zayıflarken telafi ederseniz ve haksizlık yapmazsanız o güzelim bedeninize.
28/04/2006
Sevgili arkadaşlar,
28 yaşında bir bayanım.ızmir’de yaşıyorum, özel bir şirkette ithalat dep.da çalışıyorum,şişmanken kimse bana bakmadı,zayıfken de ben onları beğenmediğim için bekarım:)))
Ne olur anlatacaklarımı iyi dinleyin eğer sokağa çıkmaktan utanıyorsanız kat kat yağlarınız yüzünden, bacaklarınız birbirine sürtünmekten pişik olduysa, kendi ailenizin yanında bile utana sıkıla yemek yiyorsanız, odanız gizlenmiş yemekler/suçluluklar/utançlar ama yine de hiç durmadan çatlarcasına yemeler cehennemine dönmüşse , sırf pantolonlarınızın fermuarları kapanmıyor diye üstüne uzun,upuzun,çuval misali penyeler tişörtler giydiğiniz halde mağazaya gidip yeni bir pantolon almaya utanıyorsanız isteyeceğiniz bedenin haşmeti yüzünden, hiçbir işe yaramadığı halde karnınızı gün boyu içinize çekmekten müthiş gaz krampları yaşıyorsanız, sizden 10-15 yaş büyük adamlar/kadınlar size abla/teyze diye hitap ediyorsa, makyaj malzemesi alacakken bile utanıyorsanız “sanki makyaj yapsan ne olacak?” tarzı bakışlardan ve sırf bu yüzden makyaj bile yapmıyorsanız artık, bir erkeğe/kadına değil sahip olmayı ona bakmayı bile yasaklıyorsanız kendinize, dolabınızın gizli köşelerinde duran, bir ayin yapar gibi çıkarıp baktığınız, alırken “falancaya alıyorum” diye aldığınız küçük beden kıyafetler saklıyorsanız onları birgün giyeceğiniz umuduyla, siz şişmanken içinizde incecik bir kadın/adam yaşıyorsa ve kabullenmek istemiyorsa XXL olmayı, ve yiyorsanız bunlar başınıza her geldiğinde, tıkanıncaya, çatlayıncaya, midenizi değil her yönden aç kalmış ruhunuzu doyurmak isteğiyle yanarcasına yiyorsanız ama doymuyorsa içinizdeki o aç, o zavallı, o hor görülmüş, o gizli gizli ağlayan, o şişmanladıkça kırılganlaşan, ama sanki şişmanladıkça dayanma gücü de artacakmış gibi daha da itilen,dışlanan,paramparça edilen ruh, anlatacaklarımı iyi dinleyin, çünkü bunların hepsini, hepsinden fazlasını yaşadım ben...
Ama bitti, bitirdim... O günleri her anımsadığımda şu anki gibi gözlerim dolsa da, bitirdim artık. Ben tam 42 kilo zayıfladım arkadaşlar. Kolay mıydı? Hayır. Peki çok mu zordu? Yine hayır.
Gerçek anlamda zayıflamaya başladığım güne kadarki zamanı es geçiyorum, hepiniz bilirsiniz çünkü o malum pazartesiler vs, unutun bunları. Ben bir Çarşamba günü başladım zayıflamaya.Ama öncesi var.
21 mart 2005 gecesi: Internette malum sörflerimi yapıyorum bir elimde çikolatamla,google’da aramalar,anahtar cümlelerim hep aynı: diyet,rejim listeleri,kilo verdim,mucize diyet...Birden farkettim ki şu diyet,rejim sözcükleri sinirimi bozuyor.Okudukça kocaman kocaman ısırıyorum çikolatamı hırsla,sanki gelip onu benden alacak şu diyet denen şey,sanki bir canavar o.. Bunu farkedince “neden diyet ya?” dedim, “ben diyet yapmayacağım,ben zayıflayacağım”. Bilgisayarı kapattım. Yatağıma uzandım.Düşündükçe nefret ediyorum diyet,rejim sözcüklerinden,nefret ettikçe kaçıyorum,kaçtıkça kovalıyorlar beni,bir kbrit kutusu beyaz peynirler,ince bir dilim kızarmış ekmekler.. Normal zamanda pekala kabul edilebilecek bir dilim peynir,bir diyet listesinde yeralınca en iğrenç yiyecekten daha iğrenç görünüyor gözüme.Oysa diyet yapmasam?Yapmayacağım desem,diyet ve rejim sözcüklerini atıversem kafamdan, kimbilir? Böyle garip düşüncelerle uyuyakalıyorum.
22 mart Salı günü,kızarmış ekmek kokusuyla uyandım,annem mutfakta,her zamanki kahvaltı menümü hazırlamış,bir dilim kızarmış ekmek+1 salatalık+ 1 domates+ bir kibrit kutusu beyaz peynir.. Şişmanlar bilirler,ailenizdeki herkes bir diyet uzmanıdır,kendince bir diyet uygulatır size mutlaka.Akşamki düşünceler geldi aklıma.Gittim mutfağa “ben diyet falan yapmıyorum yeter artık böyle de mutluyum”dedim anneme.Sanki yıllardır uygulattığı sözümona diyet çok işe yaramış da ben hainlik etmişim gibi kızgın kızgın baktı bana ve “ne halin varsa gör”dedi. Birden o kızarmış ekmek mis gibi koktu bana:) oturdum karnımı doyurdum(kahvaltı sonrası gizli gizli başka şeyler yemek zorunda kalmayacağım için rahattım)ve geçtim tv karşısına.kumanda elimde,zap yapıyorum,ama aklım başka yerlerde,aklımda diyete dahil etmediğim an mis gibi kokan o kızarmış ekmek,kütür kütür tadını ala ala yediğim o salatalık var,peynir bile hiç bu kadar beyaz olmamış sanki..tıpkı annemin hiç bu kadar sinirli olmadığı gibi:)) halbuki bilse onun diyet kahvaltıları sonrası gizlice neler yediğimi,yaptığım bu “diyet olmayan kahvaltı” için gelip alnımdan öpecek:)) O 22 mart salısı bana birşeyler oldu işte,ya da ben bana,ben beynime birşeyler yaptım ve düşündüm durmadan.Düşündüm.Kendimle konuştum.
-Zayıflayabilirim.Neden olmasın ki?Yapacağım tek şey,yiyeceğim şeyleri bir diyetin veya rejimin değil,zayıflama isteğimin belirlemesi.
-Peki o istek yeterince güçlü mü bende?Hem de dağları devirecek kadar.
-E o halde,derdim ne ki benim?Derdim kendimi bağımlı ve mecbur hissetmem.
-Neye karşı?Bana dayatılanlara karşı,içinde diyet/rejim sözcüğü geçen bütün cümlelere karşı,bir kibrit kutusu beyazpeynirlere karşı
-Yani?Yanisi,beni en çok istediğim şeyi yapabilmekten alıkoyan şey,beni en çok istediğim şeye ulaştıracak yolun başka yerlerden geçtiğini zannetmem
_Peki nereden geçiyor ki o yol? Benden,kendimden,beynimden,herkesin bildiğinden değil benim bildiğimden.Çünkü bu beden benim.Onun ne istediğini benden daha iyi kim bilebilir,ne hissettiğini,neyin onu acıttığını,neyin cesaretlendirdiğini...
-Zayıflayabilirim o zaman.Evet,tabi ki,neden olmasın ki,neden?
Kendimle konuştum durdum bütün gün ve bütün gece.23 mart sabahı uyandığımda,ne bir diyete/rejime başlama kararı almıştım,ne de o gün pazartesiydi:)) basit bir çarşambaydı işte.Mutfağa gittim,bir portakalı,bir elmayı,bir armutu,bir salatalığı,bir avuç çileği(sanırım hormonluydular ama ne yapayım daha yeni çıkmışlardı ve kıpkırmızıydılar:))) blendıra attım,püre yaptım ve oturup yedim.Kendime sözüm vardı ama,bu bir diyet değildi.Değildi işte!!Sadece akşam yediğim makarna yüzünden doluydu midem ve canım sabah sabah o soğuk meyve püresini çekmişti.O püre yumuşak yumuşak mideme kayarken garip bir huzur duydum arkadaşlar.”Ben diyet yapmak için değil,mideme destek olmak için yapıyorum bu hafif kahvaltıyı”düşüncesine inanmıştım çünkü.
Kahvaltıda meyve püresini yedikten kısa bir süre sonra midem bir kazındı ki sormayın. Deliricem neredeyse. Ama neden delireyim ki? Ne diyet yapıyorum ne bir şey,niye tutayım ki kendimi? Kalktım usulca,mutfağa gittim,dolabı açtım,gözüme ilk ilişen kapaklı bir kapta etli biber dolması,çok da severim,aldım bir tane öyle elimle, tabiri caizse yuttum.Ben onu çiğnemeye çalışırken ne oldu hatırlamıyorum kapı mı çaldı,telefon mu,annem mi seslendi,araya bir şeyler girdi işte ve midemin bir sonraki kazıntısını duyduğumda öğlen olmuştu! Annem sofra hazırlıyor. Bu arada,ailenizdeki herkes diyet uzmanıdır demiştim ya,aynı zamanda çift kişiliklidir de!Bir yandan mantıları börekleri kızartmaları koyarlar sofraya,bir yandan “aman şundan az ye bundan yeme”bilmemne.Annem de mevsimin ilk patlıcanından misler gibi kızartma yapmış,üstünde sarmısaklı yoğurt,yanında biber patates köfte domates sosu... Çöktüm bütün haşmetimle masanın başına,annemde yine aynı suçlayıcı bakışlar üzüntüyle karışık, “bakma bana öyle anne” dedim, “diyet falan yapmıyorum,yiyeceğim canım ne istiyorsa banane” ışin garibi,kendim de inanarak söylüyorum bunu, öyle arka planda “yine de az yiyeyim” gibi bir düşünce falan yok arkadaşlar,arka plandaki tek düşünce,bir gece önceden düşündüğüm şey: Zayıflayabilirim,yapabilirim! Ama yiyeceğim işte bu kızartmayı çünkü canım çok istiyor... Ve yedim. Tıkabasa. Artık diyet yapmayacağım düşüncesinin keyfiyle,tadına vara vara...
Yaklaşık 1 haftayı böyle geçirdim arkadaşlar.ıstediğimi özgürce yiyerek.Bir haftanın sonunda bir duş sonrası tartıya çıktığımda ibre 93. E bir hafta önce de 93’tü? E herhalde 93 kalacak,ben diyet/rejim yapmıyorum ki.Tabii ya...
Bir hafta kadar sonra.Nisanın 7’si. Gece 12 suları.Dert ortağım yastığıma sarılmış düşünüyorum.Şeytan dürtüyor durup dururken,fırlayıp tartının üstüne çıkıyorum.91 mi??Nasıl ama?Ne diyet ne başka bir şey yaptım ben,hatta hayatımda ilk defa diyet yapmadım!Yatağa dönüp geçen haftayı kafamdan geçiriyorum.Farklı olan şey ne?Duramıyorum kalkıp bir sigara yakıyorum ama ellerim titriyor sevinçten,birşeyler var,birşeyler var ama ne..Buluyorum sonra ne olduğunu.Başardım,2 kilo zayıfladım,çünkü nefret ettiğim diyeti kovdum kendi cumhuriyetimden,o diyet ki ne zaman “hadi yap beni”dese arkamdan çivili sopalarla iterdi beni buzdolabına,marketin cips reyonuna,köşedeki nefis dürümler satan büfeye.Çünkü o çok uzaklarda ulaşamayacağım yerde duran bir cansimidi gibiydi,”gel bana tutun kurtul boğulma”derdi ve ben ona her ulaşmaya çalıştığımda denizin daha derinine daha derinine batardım.Öğrenmem gereken tek şey çarenin uzaktaki cansimidinde degil kendi kollarımda olduğuydu.Bilinçsizce öğrenmiştim.Sigaram biterken(içtiğim son sigara oldu)geçirdiğim haftanın farkını buldum.Bir hafta boyunca kaybetme korkum olmadan yemek yemiştim.Bu yüzden bilinçsizce değil,doyduğum anı hissederek ve doyduğum an masadan kalkarak yemiştim.Düşünün arkadaşlar.Diyet yapmaya karar verdiğiniz pazartesilerin öncelerini düşünün,nasıl yangından mal kaçırır gibi yemek yediğinizi düşünün.Ben çok yaşadım bunu ya siz?Bir keresinde bir pazar günü iki kere kendimi zorlayarak kusmuştum daha çok yiyebilmek için. Doymayan midelerimiz değil içimizdeki o aç ruhtur,kendisinden esirgeneceğini anladığı an daha bir açgözlülükle saldırır normal zamanda belki hiç yemeyeceği şeylere bile.Çünkü beyin ona “bak bir daha yiyemeyeceksin bunları”sinyalini verir siz farkında olmadan ve o da yer yer yer,ta ki diyet sudan sebeplerle bir sonraki pazartesiye ertelenene kadar yer..
Bir sonraki hafta ilk ve son yanlışımı yaptım.
Tartıda gördüğüm –2 kilo beni heyecanlandırmıştı,hangi şişmanı heyecanlandırmazdı ki?Yanlışım ise farkında olmadan yeniden garip bir hırsa kapılmak ve o şuursuzca yiyeceklere saldırmayı bekleyen aç ruha açık kapı bırakmaktı.Hırsım,hadi şundan daha az yiyeyim hadi patates kızartmasına hiç dokunmayayım diyen o diyetlere alışkın beynim 3. hafta korkunç bir oyun oynadı bana.Evet tartıda –2.5 kilo gördüm hafta sonunda,evet sevindim bu doğru,hatta o kadar sevindim ki tartıdan indikten sonra soluğu telefonun başında alıp sözümona ödül verdim kendime: tam 5 tane kıymalı pide ısmarladım ve bir solukta yedim.1 litre kola içtim.Üstünden yarım saat bile geçmemişken 2 tane bademli magnum yedim.Ardından 250 gramdan fazla fındık.Ardından neredeyse kurumuş ve tüm cazibesini kaybetmiş (ama aç ruhum için ne farkeder ki?) 7-8 dilim baklava.Sonra öğlenden kalan kısır, sarmısaklı yoğurt, 2 muz... Ne de olsa kilo verebiliyordum,gene verebilirdim değil mi?öyleyse o maratona yeniden başlayana kadar bişeyler daha bişeyler daha yesem ne çıkardı ki?ışte arkadaşlar,beynimin oyununa gelişim böyle oldu.Ama iyi ki de olmuş.Korkunç bir mide bulantısıyla tuvalete koşup bağıra bağıra kusarken herşeye lanet ettim.Aptallığıma,gözümün önünde duran gerçeğe o bana o kadar yaklaşmışken sırt çevirmeme,herşeye. ışte günlük tutmaya o gece başladım. Yazdığım ilk şeyleri aynen aktarıyorum size:
GERÇEK: BEDENıM BEYNıMıN KONTROLÜNDE
SORUN : BEYNıM BEDENıMı ZAYIFLATMAYI REDDEDıYOR
NEDENı: BEYNıME ÖYLE HATALI ŞEYLER YÜKLEMıŞıM Kı O ÇARESıZ KALIYOR
ÇÖZÜM: BEYNıME BEDENıMı ZAYIFLATMASI ıÇıN ıHTıYACI OLAN DOĞRU BıLGıLERı YÜKLEMELıYıM
BEYNıME ÖĞRETECEKLERıM:
1-BEN DE ZAYIF OLABıLıRıM.BENıM ıSKELETıM DE ıNCECıK BıR ıNSANINKıNDEN FARKSIZ!!!.NEDEN ONUNKı DÜZGÜN KASLAR VE YETERLı MıKTARDA YAĞLA KAPLIYKEN BENıMKı KATMAN KATMAN YAĞLARLA ÇEVRıLı OLSUN Kı?
2-KENDıMı ZAYIFLAMAK ıÇıN KISITLAMAM GEREKMEYECEK,ZATEN DOĞAL OLARAK OLMASINI BU KADAR ıSTEDıĞıM BıRŞEY ıÇıN NıYE KISITLAMALARA VE ZORLAMALARA ıHTıYACIM OLSUN?
3-AŞIRI YEMEK YEMEKTEN ALDIĞIM HAZ GERÇEK BıR HAZ DEĞıL,O,YAŞAYAMADIĞIM BÜTÜN O ŞEYLERıN YERıNı DOLDURUYOR SADECE
4-YEMEKLER HıÇBıR YERE KAÇMAYACAK,OLDUKLARI YERDE DURACAKLAR,BEN GEÇıCı BıR SÜRE DAHA FAZLA HAZ ALACAĞIM BıR ŞEYE ULAŞMAK ıÇıN ONLARA ÇOK FAZLA YOĞUNLAŞMAYACAĞIM
5-BU YEMEKLERE SIRT ÇEVıRECEĞıM ANLAMINA GELMıYOR,HEM NEDEN SIRT ÇEVıREYıM Kı,ONLARIN NE SUÇU VAR,BUGÜN ŞıŞMANSAM SUÇ YEDıKLERıMDE DEĞıL YEDıKLERıMıN MıKTARINDAYDI VE MıKTARI BEN AYARLADIM
Arkadaşlar,en başta dediğim gibi zayıflamam çok kolay olmadı,ama zor da değildi.O geceden sonra bu yazdıklarımı yüzlerce binlerce defa okumam gerekti.Umutsuzluğa düştüğüm anlarda günlüğümü alıp bunları okudum,yenilerini yazdım,yaptıklarımı,yanlışlarımı,korkularımı,doğrularımı yazdım.Ama çok iyi bildiğim bir şey var ki,sanırım ben beynime bu doğruları yerleştirmeyi başardım kısa bir süre sonra.Arkadaşlar ben herşeyi yedim ama herşeyi.Sadece beynime az yersem de çok yersem de tadın ve hazzın değişmeyeceğini;ama az yersem bedenimi inceltirken çok yersem kalınlaştıracağımı soktum.Mantığım hep şu oldu arkadaşlar:haksızlık etme.. ne kendine ne bedenine ne de kilolarına(vallahi onlara bile haksızlık etmedim,bazen onlardan yana oldum:)).. Bakın mesela şöyle açıklayayım.Birgün oturuyordum,aklıma birden şu mantık geldi:ben bu kiloları alırken oturup durdum yayıldım durdum ve aldım,peki şimdi gene böyle oturursam nasıl azalsınlar ki,yani onları oluşturma aşamasında eğer hareketli olsaydım hiç oluşmayacaklardı değil mi?hem hırsızlık yaptır,hem arka çıkma hapse at misali.ben onlara haksızlık yaparsam onlar da bana yapar tabii.yürümeye başladım.gözünüz korkmasın öyle ani bir geçiş değildi,bilirim şişmanlar kadar nefret eden yoktur spor düşüncesinden,ilk gün 15 dakika yürüdüm mesela,arttırdım sonra.Neredeyse 2.5-3 saat yürüyordum sonlara doğru.ınanın bir süre sonra cazip gelmeye başladı temiz havada ciğerlerimi şişire şişire yürümek,kendimle gurur duymak bunları yapabildiğim için.tavsiyem,mutlaka yürüyün arkadaşlar,kesinlikle sıkı sarkmamış,haksızlığa uğramamış:) bir beden istiyorsanız yürüyün.onu şişiren formunu bozan bizdik,düzeltecek olan da biziz.yapabilirsiniz,tek adım atmaya üşenen ben yaptıysa siz uça uça bile yapabilirsiniz.yürüyüş göbeğimi de etkiledi,bacaklarımı da,hatta gıdımı da,bütün vücudu çalıştırıyor.size garanti ediyorum,bir süre sonra zevk almazsanız yürüyüşten ve onun bedeninize yaptıklarından tekrar şişman olayım. Hiçbir yerim sarkmadı,kimsenin sarkmaz eğer şişmanlarken yaptıklarınızı zayıflarken telafi ederseniz ve haksizlık yapmazsanız o güzelim bedeninize.
Son düzenleme: