- 8 Haziran 2012
- 5.378
- 1.437
- 248
- Konu Sahibi AngryPenguin
- #1
Gezi sırasında, kafasına gaz fişeği yiyen Lobna Allami, komadan ve üç beyin ameliyatından sonra yeniden karşımızda
Telefonda Fatin Allami
Lobna, sana röportaj vermek istiyor!
Şok geçiriyorum
Lobna??? Konuşmak istiyor!!!
Nasıl yani? diyorum, Lobna iyileşti mi? Konuşabiliyor mu? Röportaj verecek duruma geldi mi? Sağ tarafındaki felç ne oldu? Ya üçüncü beyin ameliyatı?
Hepsini anlatacak sana diyor, Üç ay önce ağzından kelime bile çıkmıyordu. Şimdi, küçük küçük konuşabiliyor. Çünkü konuşma terapisine gidiyor. Evet, hâlâ büyük zorluklar yaşıyor. Yanında erkek arkadaşı Barış olacak, Lobnanın tıkandığı yerde, o devreye girecek. Seni aramamı Lobna istedi
Tamam diyorum, İstediği yere gelirim
ÖLÜMÜN KIYISINDAN DÖNDÜ
Lobna Allami
31 Mayısta kafasına gaz fişeği isabet etti
Orada, Taksimde, meydanda, en masum haliyle otururken hayatı kaydı
Hepimizin başına gelebilirdi, Lobnanın geldi.
Ve hiçbirimizin zihninden o fotoğraf silinmedi
Onun sedyede hastaneye götürülürkenki hali
Kafa bir yana düşmüş, gözler kaymış, gencecik bir kadın
Hayatta kalacak mı, kalmayacak mı o bile soru işareti
Taksim İlk Yardımda hemen ameliyata alındı.
25 gün komada kaldı.
Sonra aylarca yoğun bakım.
Ardından bir beyin ameliyatı daha
Sonra bir daha
Ölümün kıyısından döndü.
Tek suçu da, o parkın, park olarak kalmasını istemekti!
Ben öyküsünü, o ölüm kalım savaşı verirken, kız kardeşi Fatin Allamiden aktarmıştım sizlere.
Taksim İlk Yardımın karşısında bir kafede konuşmuştuk
NEYDİ O KELİME? NEYDİ O KELİME?
Yine Taksim İlk Yardımın yakınlarında bir pastanedeyiz.
Ve Lobna karşımda
25 gün komada kalan, kafasının yarısı yok olan, üç kere üst üste beyin ameliyatı geçiren Lobna
Gözleri, insanın içine işliyor.
Tanıştığım en zeki bakışlı insanlardan biri.
Ben tedirginim, konuşabilecek mi, sorularıma yanıt verebilecek mi?
Endişe etmeme gerek yokmuş
Konuşuyor, hem de çok şeker konuşuyor, biraz yavaş, düşünerek, bazı kelimeleri bulamayarak Sanki bir yabancının yeni Türkçe öğrenmiş hali gibi
Ama kendini iyi ifade ediyor.
Bazen, Neydi o kelime, neydi, neydi? diyor.
Ya buluyor ya biz söylüyoruz.
Önce, Aman Allahım, sen bir mucizesin! diyorum, nasıl mutlu oluyorum anlatamam, ölmemiş, zekâsında da bir sorun yok, canavar gibi, sadece konuşma zorluğu yaşıyor.
Ama bir süre sonra, durumun benim dışarıdan gördüğüm gibi olmadığını anlıyorum.
Evet, Allaha şükür hayatta
Ama artık okuyamıyor, yazamıyor, bilgisayar kullanamıyor ve en önemlisi beyninin içinde kalan bilgileri dışa vuramıyor, kendini eskisi kadar iyi ifade edemiyor
Hepsi alınmış ondan!
Onları geri kazanması gerekiyor!
Yani 35 yaşındaki kadın, 5 yaşına dönmüş!
Ama zekâ olarak değil, bazı yetenekleri gitmiş
Başa dönmüş
Bu da müthiş bir sıkışma yaratıyor içinde.
Röportajın ortasında, neyin ne olduğu dank etti bana.
Ve çok fena oldum.
Fakat inanılmaz güçlü, onun elinden hiçbir şey kurtulmaz, ne yapıp edip eski Lobna olacaktır.
Ama bu yıllar alabilir
DESTEĞİ FAZLASIYLA HAK EDİYOR
Lobna ve Barış çok zor şeyler yaşıyorlar.
Bizim anlayamayacağımız kadar zor. Hissedemeyeceğimiz kadar, çünkü onların yerinde değiliz.
Ve lanet olası bir şey var hayatta: Para. Bütün bu konuşma terapileri, fizik tedavileri para...
Bizim, onlara yardımcı olmamız gerekiyor.
Buraya kadar kendi başlarına gelebildiler ama son iki aydır arkadaşları sayesinde ayakta durabiliyorlar.
Peki sonra ne olacak?
Barış, İndiegogo diye uluslararası bir siteye Lobnanın videosunu koydu ve bir kampanya başlattı. İki senelik tedavi masrafı için 70 bin dolara ihtiyaçları var.
Şu ana kadar 39 bin dolarını bulmuşlar.
Oraya giriyorsunuz
Sing Lobna, Sing .. | Indiegogo
videoyu seyrediyorsunuz ve eğer kalbiniz de Tamam diyorsa, içinizden geldiği miktarda onlara destek oluyorsunuz.
Bugüne kadar bir kişi 10 bin dolar vermiş, bir kişi 3 bin dolar, 3-4 kişi 500 dolar, çoğunluk 100 dolar ve aşağısı
Elbette bütçesi uygun olmayanlar için bir şey diyemem ama
Ama ya olanlar?
Lobna, bu desteği fazlasıyla hak ediyor!
Başına gelenler, o kadar üzücü, o kadar fena ki
Bu röportajı okuyun ve sonra o siteye girin, videoyu izleyin
Ya da bana ulaşın
Lobnanın biraz olsun hayatını kolaylaştıralım
Mücadelesinde ona yardımcı olalım!
Kendini nasıl hissediyorsun? Yeniden doğmuş gibi mi?
LOBNA: Bilmiyorum. Aslında iyi miyim, kötü müyüm onu bile bilmiyorum. Hayatta olduğum için mutluyum ama çok ağlıyorum. Hep ağlıyorum. Çünkü bir sürü şeyim, yeteneğim, bilgim Artık yok! Çöpe gitti. Okuyamıyorum Yazamıyorum En kötüsü de istediğim gibi konuşamıyorum! Küçük insan gibi konuşabiliyorum Böyle, yavaş yavaş Kelimeleri düşünerek, bulmaya çalışarak Kelimeler, aklımda ama ağzımdan çıkamıyor! Bazen de yanlış kelimeler çıkıyor... Domates demek istiyorum, çilek diyorum
İLETİM AFAZİSİ
Bunun sebebi ne?
LOBNA: Kapsül, kafamdaki konuşma merkezine isabet etmiş Barış sen anlatır mısın?
BARIŞ: Beynimizde, konuşmayla ilgili iki yer varmış. Biri, kafamızın ön tarafındaki konuşma ve üretme merkezi (Brocca). Diğeri, arka taraftaki bellek (Wernicke.) Bellekte, tüm kelimeler, cümleler, resimler, yani demek istediğimiz şeyler saklıymış. Oradan, ön tarafa yollanıyor. Bu iki merkezin arasında da bağlantıyı kuran bir köprü varmış. İşte Lobnada, gaz fişeği, o köprüye isabet etmiş. Wernicke merkezi, artık Brocca bölgesine iletim yapamıyor. Bu başına gelen şeyin tıbbi adı, iletim afazisi. (Conduction Aphasia).
İNANILMAZ SAVAŞÇI
Peki o merkezlerde hasar mı var?
BARIŞ: Hayır, sadece bağlantılarda var. Yani Lobna, söyleneni anlıyor, söylemek istediği cümleyi kafasında kuruyor ama bir şekilde onu konuşma ve üretim merkezine iletemiyor. Kopukluk olduğu için de ağzından bazen yanlış kelime çıkıyor. Uzun süre kendini frenleyip hiçbir şey söylemedi, sustu. Fakat inanılmaz savaşçı. Konuşma terapisine devam etti. O bağlantıları bir şekilde çalışarak, yeniden iletişim kurmaya uğraşıyor. Şimdi, adlandırma, tekrarlama ve cümle kurmayı yeniden öğreniyor. İşlevsel nöronlar, gaz fişeğinin tahribatı sonucunda ölmüşler. Ama o, konuşma terapisiyle, diğer nöronları bir şekilde kodlamaya çabalıyor. Ölenlerin görevini onlar üstlensin diye. Bu da uzun bir süreç. Konuşma terapisi yıllarca sürecek. Yine de, birkaç ay içinde bu hale gelmesi, kendini ifade edebilmesi çok çok iyi bir şey.
LOBNA: Ama her zaman olmuyor Elma, armut, patlıcan hangisi? Bazen karışıyor. Ama sen beni anlıyorsun???
Elbette anlıyorum! Bence mükemmelsin! Bir gün seninle röportaj yapabileceğim aklıma bile gelmezdi
BARIŞ: Bu hali bizi de sevindiriyor. Ama şöyle de bir gerçek var: Lobna, o eski halini özlüyor. Her konuda fikri olan, konuşkan Lobnayı...
İçinde yaşayan kadın aynı kadın mı? İçerik aynı mı onu anlamaya çalışıyorum
LOBNA: (Gülüyor) Evet, kafa aynı! Aptal olmadım Kafa çalışıyor. Ama Değiştim Her gün değişiyorum Artık burasını istemiyorum
Burasını derken?
LOBNA: Türkiyeyi istemiyorum Ben 35 yaşındayım, 5 yaşıma döndüm! Sadece o park yıkılmasın diye, o gün oraya gittiğim için. Ben kötü bir şey yapmadım ama bak halime Şimdi her şeyi yeniden öğrenmem gerekiyor. Yapacağım. Ama artık her şeyi, küçük yapabiliyorum Küçük kadın oldum. Küçük hedeflerim var. Bugün bunları yapacağım diyorum. Daha büyük düşünürsem deliririm!
KÜÇÜK KADIN OLDUM!
Nedir o küçük hedefler peki?
LOBNA: Örgü Solo test Ve paint yapıyorum. Barış neydi onun adı? Neydi o kelime?
Boyama
LOBNA: Evet Üç dil biliyordum. Arapça, Türkçe, İngilizce. Şimdi konuşurken bazen hepsi karışıyor
BARIŞ: Her bildiğimiz dil için, farklı bir merkez yokmuş. Hepsi bir merkezden çıkıyormuş. Herkeste farklı reaksiyonlar olurmuş. Bazıları, en son öğren-diği dili unuturmuş. Bazıları da o en son öğrendiği dili konuşurmuş. Ama Lobna ne Arapçayı ne İngilizceyi ne de Türkçeyi unuttu. Hepsini biliyor. Ama bazen karıştırıyor.
Bütün bunlar olduğunda, yaşamla ölüm arasında bir istasyonda mı hissettin kendini? Ya da Ben neredeyim, bana ne oldu? dedin mi?
LOBNA: Uzun süre koma 25 gün Sonra uyandım. Ama hiçbir şey hatırlamıyordum. Kimseyi tanımıyordum. Bir tek annemi Kardeşim Fatini, Barışı ıh ıh Haftalar sonra bir gün beni Barış, hastanenin arka tarafına götürdü. Birden bir şey gördüm. Barış neydi o? Neydi o?
BARIŞ: Sen, Galata Kulesini gördün
LOBNA: Evet. İşte o zaman birden hatırladım, Burası İstanbul
BARIŞ: Lobna, komadan uyandığında, artık komada bir rüya mı gördü nedir, kendini Kıbrısta sanıyormuş. Ama Kıbrısa bugüne kadar hiç gitmedi, alakası da yok Kıbrısla. Uyandıktan haftalar sonra destekle yürümeye başladı. Birlikte yürüdük ve hastanenin arka tarafına gittik. Kafasını kaldırdı ve Galata Kulesini gördü. O zaman anladı nerede olduğunu. Ve sonra her şey, küçük, küçük, yavaş yavaş yerine oturmaya başladı
Lobnaya hep inandım
Başına gelenlerin ne zaman farkına vardı?
BARIŞ: Epey bir süre sakladık. Kendi fotoğraflarını filan da... Fakat yoğun bakımdan çıktıktan sonra tabletini bize gösteriyordu, çünkü Googlea adını yazmamızı istiyordu. O zaman haberlerin bir kısmını gördü. Sormaya başladı, Nasıl oldu? Ne oldu? Şimdi ne oluyor? O esnada hastaneye gaz atılmaya devam ediliyordu. 6ncı kattaydık. İki, üç kez gaz girdi odaya. Lobna direnişin hâlâ devam ettiğini, polislerin gaz bombası attığını, insanların kaçıştığını anladı. Hastaneden çıkmadan önce her şeyi öğrenmişti
O güne dair ne hatırlıyorsun?
LOBNA: Taksim Meydanında oturuyordum, herkesle birlikte. Bak bu fotoğraf (cep telefonundaki fotoğrafı gösteriyor.) Sonra bir gaz kokusu Ortalık karıştı Kaçışmalar O kadar Sonrası karanlık!
Allah kahretsin, ölsem daha iyiydi dediğin oldu mu?
LOBNA: Dedim Çok dedim. Aynada kafamı görüyorum, hatırlıyorum, ağlıyorum Her şey zor. Kolumdaki felç iyileşiyor ama hâlâ var, zor hareket ettirebiliyorum.
BARIŞ: Geceleri 3-4 kere uyanıyor. Sağ kolundaki ve omzundaki ağrılar yüzünden. Gün içinde çok yorulunca, darbe aldığı tarafta baş ağrısı başlıyor. Ve zaman zaman ağlama nöbetleri geliyor, 15 dakikadan bir saate kadar sürebiliyor
GİTTİ GERİ GELDİ
Seni arayıp üzgün olduğunu söyleyen oldu mu?
LOBNA: Aramaktan fazlası Hastaneye geldiler. Yüzlerce insan, hiç tanımadığım insanlar Çok mutlu oldum. Ama hükümet yetkililerinden arayan olmadı.
BARIŞ: Lobna ölüm kalım savaşı verdi, gitti geri geldi. Dolayısıyla üzgün olduklarını söylemişler, özür dilemişler, kimin umurunda? Şu an bile hâlâ konuşmakta, kendini ifade etmekte zorlanıyor. Eli ve sağ kolu güçsüz, eskisi gibi kullanamıyor. Biz beklentiye girebilirdik. Ama manzara ortada. Kimi aradılar ki? Zaten o kadar derin bir acı yaşıyorduk ki, odağımız sadece Lobnaydı
Sen de artık burada kalmanın bir manası yok gibi mi hissediyorsun?
BARIŞ: Ben zaten Danimarkada doğdum ve büyüdüm. Bir senedir İstanbuldayım. Biz Lobna ile Berline yerleşmiştik. Orada hayatımıza başlamıştık. Geçen şubat. Lobna, buraya vizeye başvurmak için geldi ve beşinci gün bu olay oldu
LOBNA: Ben çok yazan bir kadındım. Küçüklüğümden beri. Blogum vardı ama şu an hiçbir şey yazamıyorum. Kitapları, dergileri, gazeteleri saklıyorum. Bir gün okuyacağım ama ne zaman? İki üniversite bitirdim, ODTÜde master. Ama yok şimdi Gitti... İnsan kabul edemiyor.
Seni anlıyorum, zor ötesi şeyler yaşıyorsun Ama ölebilirdin, komadan çıkamayabilirdin
BARIŞ: Yoğun bakımda kaldığı o 25 günde, doktorlar, Her şeye hazırlıklı olun dedi zaten. Ölebilir, hayatı boyunca yatalak kalabilir, boğazından hortumla beslenebilir, öylece tavana bakabilir. Ama eski haline çok yakın bir noktaya da gelebilir, tabii yıllar sonra Onlar da bilmiyordu. Bizi en kötüsüne hazırladılar. 25 gün sonra yoğun bakımdan çıkınca, Kefeni yırttı galiba! dedik.
LOBNA: Evet ama en başa döndüm!
BARIŞ: Dışarıdan bakınca her şey, iyi, güzel görünüyor. Lobnayı aylar sonra görenler şaşırıyor. Arkadaşları da öyle. Ya sen iki ay önce, bir deri bir kemiktin, ağzından üç kelime laf çıkmıyordu! Şu an çok iyisin diyorlar. Evet ama insanlar her gün Lobnanın yanında olmadıkları için neler çektiğini bilmiyorlar. Bu seviyeye gelene kadar çok büyük bir savaş verdi. Eski Lobna olmasının çok uzun süreceğini o da biliyor. Her şeyin farkında yani. Ben böyle şey ne gördüm, ne işittim. Her gün psikolojik olarak bir çukura düşüyor ve yeniden kalkıp yürüyor
Onun sorumluluğu kimde? En çok kim ilgileniyor?
BARIŞ: Hastanedeyken annesi, kardeşi Fatin ve ben baktık. Sonra Ankarada Fatinin evinde kaldık. Fatin işe başladı. Son 5-6 aydır ben ilgileniyorum...
BAĞIŞTA BULUNUN
Seni de tebrik ediyorum. Bir sürü erkek, karısı, sevgilisi hastalanınca, kaçacak delik arar. Bakamaz, bu işin duygusal yükünü kaldıramaz, tüyer gider
BARIŞ: Hastanede doktorlar, Lobna, belki hayatı boyunca yatalak kalacak ve tavana bakacak! dediklerinde tabii ki sarsıldım. Ama Lobnaya hep inandığım ve onun ne kadar güçlü olduğunu bildiğim için bir şekilde yırtacağından, iyi olacağından emindim. Hâlâ eminim. Yüzde yüz olmasa bile iyi olacak. Ve onu böyle bir durumda yalnız bırakmam söz konusu bile olmazdı. Bu zorlukların altından tek başına kalkabilmesi mümkün değil, hiçbirimizin değil
Peki senin hayatına ne oluyor?
BARIŞ: Her şeyi dondurdum, durdurdum. Onun bana ihtiyacı var, benim kendimi düşünme zamanım değil. Ben bu döneme, Bu süreçten de öğreniyorum diye bakıyorum, öğreniyorum da gerçekten
İkiniz de çalışmıyorsunuz. Para işini nasıl hallettiniz? Bunca tedavi, masraf
BARIŞ: Kardeşi Fatinde kaldık uzun bir süre. Sağ olsun onun çok yardımı oldu. Lobnanın Berlinde kazandığı üç beş bir şeyler, benim da bu olaylar olmadan önceki birikimlerim vardı. Onları harcadık. Son bir iki aydır da açıkçası, arkadaşların yardımıyla ve iki üç hafta önce başlattığımız kampanyayla hayatımızı sürdürüyoruz
Nedir o kampanya?
BARIŞ: Ankarada çok yalnız günler geçirdik. Ne olacak? Ne yapacağız? Düşünüyorsun tabii. Sonra hem Türkçe hem İngilizce hem de Danca üç metin hazırladım. Lobna için bir video yaptım Indiegogo diye bir internet platformu var, oraya her çeşit projeni ya da talebini koyuyorsun ve destek istiyorsun. İnsanlar da katkıda bulunuyor
Yani sen, Lobna için bir video hazırladın ve insanlara çağrı yaptın
- Evet. Olayı anlattım. Ne oldu, nasıl oldu, durum ne? Bild gazetesinin benimle yaptığı röportajı ve Zaman Todayin haberini koydum. Senin Fatinle yaptığın röportajı da Sonra Lobnanın durumuyla ilgili metin yazdım. Hâlâ resimlerle bilgileri güncelliyorum ve insanlar bağışta bulunuyorlar. 70 bin dolar gibi bir para toplamamız gerekiyordu, 39 bin dolarını topladık. İnsanlar, kredi kartıyla destek olabiliyorlar. Çünkü sonuçta, uzun bir süre çalışamayacak Lobna ve eline para geçmeyecek. Onun günlük masraflarını, kirasını, telefonunu, en temel tedavisi ve ilaçlarını karşılayacak bir rakam bu. İki sene boyunca Lobnayı götürebilecek bir miktar
Buzdolabından çıkardığımız kemiği
KAFAMA TAKTILAR!
Bu son yapılan beyin ameliyatının sebebi neydi?
LOBNA: Çökük olan bölge kemikle kapatıldı. Burası çöküktü Şimdi değil Bak bu kemik benim Bana ait!
Anlamadım
BARIŞ: Kafasına gaz fişeği gelince, kafatasındaki kemiğin bir bölümünü aldılar, çünkü balon gibi şişti. O kemiği steril bir poşette sakladılar. Taburcu olunca da Bunu soğuk bir yerde saklayın dediler.
Kemiği eve mi götürdünüz?
LOBNA: Evet. Beş ay boyunca kız kardeşimin buzluğunda durdu! Sonra kafama geri taktılar. Güzel oldu!
Olmuş gerçekten! Kendinde, eskiden olmayan ne fark ediyorsun?
LOBNA: Her şeyim değişti. Ama bir şeyim aynı kaldı
Nedir o?
LOBNA: Yaşam sevincim!
İNSANA UMUT VEREN AŞK
Kaç yıldır berabersiniz?
BARIŞ: Bir yıldan biraz daha fazla
Sizin ilişkiniz insana umut veriyor. Çünkü artık böyle gerçek ilişkiler yaşanmıyor...
BARIŞ: İkimiz de böyle bir tecrübe yaşamadık. Yaşayanla da karşılaşmadık. Tek bildiğimiz, birbirimize destek olmamız gerektiği
Sen depresyon yaşamadın mı?
BARIŞ: Depresyon değilse de sıkıntılı günlerim oldu...
Ortak bir geleceğe mi bakıyorsunuz?
BARIŞ: Evet. Ama geleceğe dair büyük planlar yapacak halde değiliz. En büyük hedefimiz, Lobnanın konuşması, yazması. Bunlara ulaştığı zaman, kitabını yazacak. Ben de bıraktığım yerden, okuluma devam etmeyi düşünüyorum. Danimarkada konservatuvarda master yapıyordum. Bir şekilde eğitimime geri dönüp, enstürmanlarımı elime alıp, müzik yapacağım. Hayata, yine birlikte, bıraktığımız yerden devam edeceğiz
Kaynak: 35tim, 5 yaşıma döndüm artık Türkiyeyi istemiyorum - Hürriyet GÜNDEM
Telefonda Fatin Allami
Lobna, sana röportaj vermek istiyor!
Şok geçiriyorum
Lobna??? Konuşmak istiyor!!!
Nasıl yani? diyorum, Lobna iyileşti mi? Konuşabiliyor mu? Röportaj verecek duruma geldi mi? Sağ tarafındaki felç ne oldu? Ya üçüncü beyin ameliyatı?
Hepsini anlatacak sana diyor, Üç ay önce ağzından kelime bile çıkmıyordu. Şimdi, küçük küçük konuşabiliyor. Çünkü konuşma terapisine gidiyor. Evet, hâlâ büyük zorluklar yaşıyor. Yanında erkek arkadaşı Barış olacak, Lobnanın tıkandığı yerde, o devreye girecek. Seni aramamı Lobna istedi
Tamam diyorum, İstediği yere gelirim
ÖLÜMÜN KIYISINDAN DÖNDÜ
Lobna Allami
31 Mayısta kafasına gaz fişeği isabet etti
Orada, Taksimde, meydanda, en masum haliyle otururken hayatı kaydı
Hepimizin başına gelebilirdi, Lobnanın geldi.
Ve hiçbirimizin zihninden o fotoğraf silinmedi
Onun sedyede hastaneye götürülürkenki hali
Kafa bir yana düşmüş, gözler kaymış, gencecik bir kadın
Hayatta kalacak mı, kalmayacak mı o bile soru işareti
Taksim İlk Yardımda hemen ameliyata alındı.
25 gün komada kaldı.
Sonra aylarca yoğun bakım.
Ardından bir beyin ameliyatı daha
Sonra bir daha
Ölümün kıyısından döndü.
Tek suçu da, o parkın, park olarak kalmasını istemekti!
Ben öyküsünü, o ölüm kalım savaşı verirken, kız kardeşi Fatin Allamiden aktarmıştım sizlere.
Taksim İlk Yardımın karşısında bir kafede konuşmuştuk
NEYDİ O KELİME? NEYDİ O KELİME?
Yine Taksim İlk Yardımın yakınlarında bir pastanedeyiz.
Ve Lobna karşımda
25 gün komada kalan, kafasının yarısı yok olan, üç kere üst üste beyin ameliyatı geçiren Lobna
Gözleri, insanın içine işliyor.
Tanıştığım en zeki bakışlı insanlardan biri.
Ben tedirginim, konuşabilecek mi, sorularıma yanıt verebilecek mi?
Endişe etmeme gerek yokmuş
Konuşuyor, hem de çok şeker konuşuyor, biraz yavaş, düşünerek, bazı kelimeleri bulamayarak Sanki bir yabancının yeni Türkçe öğrenmiş hali gibi
Ama kendini iyi ifade ediyor.
Bazen, Neydi o kelime, neydi, neydi? diyor.
Ya buluyor ya biz söylüyoruz.
Önce, Aman Allahım, sen bir mucizesin! diyorum, nasıl mutlu oluyorum anlatamam, ölmemiş, zekâsında da bir sorun yok, canavar gibi, sadece konuşma zorluğu yaşıyor.
Ama bir süre sonra, durumun benim dışarıdan gördüğüm gibi olmadığını anlıyorum.
Evet, Allaha şükür hayatta
Ama artık okuyamıyor, yazamıyor, bilgisayar kullanamıyor ve en önemlisi beyninin içinde kalan bilgileri dışa vuramıyor, kendini eskisi kadar iyi ifade edemiyor
Hepsi alınmış ondan!
Onları geri kazanması gerekiyor!
Yani 35 yaşındaki kadın, 5 yaşına dönmüş!
Ama zekâ olarak değil, bazı yetenekleri gitmiş
Başa dönmüş
Bu da müthiş bir sıkışma yaratıyor içinde.
Röportajın ortasında, neyin ne olduğu dank etti bana.
Ve çok fena oldum.
Fakat inanılmaz güçlü, onun elinden hiçbir şey kurtulmaz, ne yapıp edip eski Lobna olacaktır.
Ama bu yıllar alabilir
DESTEĞİ FAZLASIYLA HAK EDİYOR
Lobna ve Barış çok zor şeyler yaşıyorlar.
Bizim anlayamayacağımız kadar zor. Hissedemeyeceğimiz kadar, çünkü onların yerinde değiliz.
Ve lanet olası bir şey var hayatta: Para. Bütün bu konuşma terapileri, fizik tedavileri para...
Bizim, onlara yardımcı olmamız gerekiyor.
Buraya kadar kendi başlarına gelebildiler ama son iki aydır arkadaşları sayesinde ayakta durabiliyorlar.
Peki sonra ne olacak?
Barış, İndiegogo diye uluslararası bir siteye Lobnanın videosunu koydu ve bir kampanya başlattı. İki senelik tedavi masrafı için 70 bin dolara ihtiyaçları var.
Şu ana kadar 39 bin dolarını bulmuşlar.
Oraya giriyorsunuz
Sing Lobna, Sing .. | Indiegogo
videoyu seyrediyorsunuz ve eğer kalbiniz de Tamam diyorsa, içinizden geldiği miktarda onlara destek oluyorsunuz.
Bugüne kadar bir kişi 10 bin dolar vermiş, bir kişi 3 bin dolar, 3-4 kişi 500 dolar, çoğunluk 100 dolar ve aşağısı
Elbette bütçesi uygun olmayanlar için bir şey diyemem ama
Ama ya olanlar?
Lobna, bu desteği fazlasıyla hak ediyor!
Başına gelenler, o kadar üzücü, o kadar fena ki
Bu röportajı okuyun ve sonra o siteye girin, videoyu izleyin
Ya da bana ulaşın
Lobnanın biraz olsun hayatını kolaylaştıralım
Mücadelesinde ona yardımcı olalım!
Kendini nasıl hissediyorsun? Yeniden doğmuş gibi mi?
LOBNA: Bilmiyorum. Aslında iyi miyim, kötü müyüm onu bile bilmiyorum. Hayatta olduğum için mutluyum ama çok ağlıyorum. Hep ağlıyorum. Çünkü bir sürü şeyim, yeteneğim, bilgim Artık yok! Çöpe gitti. Okuyamıyorum Yazamıyorum En kötüsü de istediğim gibi konuşamıyorum! Küçük insan gibi konuşabiliyorum Böyle, yavaş yavaş Kelimeleri düşünerek, bulmaya çalışarak Kelimeler, aklımda ama ağzımdan çıkamıyor! Bazen de yanlış kelimeler çıkıyor... Domates demek istiyorum, çilek diyorum
İLETİM AFAZİSİ
Bunun sebebi ne?
LOBNA: Kapsül, kafamdaki konuşma merkezine isabet etmiş Barış sen anlatır mısın?
BARIŞ: Beynimizde, konuşmayla ilgili iki yer varmış. Biri, kafamızın ön tarafındaki konuşma ve üretme merkezi (Brocca). Diğeri, arka taraftaki bellek (Wernicke.) Bellekte, tüm kelimeler, cümleler, resimler, yani demek istediğimiz şeyler saklıymış. Oradan, ön tarafa yollanıyor. Bu iki merkezin arasında da bağlantıyı kuran bir köprü varmış. İşte Lobnada, gaz fişeği, o köprüye isabet etmiş. Wernicke merkezi, artık Brocca bölgesine iletim yapamıyor. Bu başına gelen şeyin tıbbi adı, iletim afazisi. (Conduction Aphasia).
İNANILMAZ SAVAŞÇI
Peki o merkezlerde hasar mı var?
BARIŞ: Hayır, sadece bağlantılarda var. Yani Lobna, söyleneni anlıyor, söylemek istediği cümleyi kafasında kuruyor ama bir şekilde onu konuşma ve üretim merkezine iletemiyor. Kopukluk olduğu için de ağzından bazen yanlış kelime çıkıyor. Uzun süre kendini frenleyip hiçbir şey söylemedi, sustu. Fakat inanılmaz savaşçı. Konuşma terapisine devam etti. O bağlantıları bir şekilde çalışarak, yeniden iletişim kurmaya uğraşıyor. Şimdi, adlandırma, tekrarlama ve cümle kurmayı yeniden öğreniyor. İşlevsel nöronlar, gaz fişeğinin tahribatı sonucunda ölmüşler. Ama o, konuşma terapisiyle, diğer nöronları bir şekilde kodlamaya çabalıyor. Ölenlerin görevini onlar üstlensin diye. Bu da uzun bir süreç. Konuşma terapisi yıllarca sürecek. Yine de, birkaç ay içinde bu hale gelmesi, kendini ifade edebilmesi çok çok iyi bir şey.
LOBNA: Ama her zaman olmuyor Elma, armut, patlıcan hangisi? Bazen karışıyor. Ama sen beni anlıyorsun???
Elbette anlıyorum! Bence mükemmelsin! Bir gün seninle röportaj yapabileceğim aklıma bile gelmezdi
BARIŞ: Bu hali bizi de sevindiriyor. Ama şöyle de bir gerçek var: Lobna, o eski halini özlüyor. Her konuda fikri olan, konuşkan Lobnayı...
İçinde yaşayan kadın aynı kadın mı? İçerik aynı mı onu anlamaya çalışıyorum
LOBNA: (Gülüyor) Evet, kafa aynı! Aptal olmadım Kafa çalışıyor. Ama Değiştim Her gün değişiyorum Artık burasını istemiyorum
Burasını derken?
LOBNA: Türkiyeyi istemiyorum Ben 35 yaşındayım, 5 yaşıma döndüm! Sadece o park yıkılmasın diye, o gün oraya gittiğim için. Ben kötü bir şey yapmadım ama bak halime Şimdi her şeyi yeniden öğrenmem gerekiyor. Yapacağım. Ama artık her şeyi, küçük yapabiliyorum Küçük kadın oldum. Küçük hedeflerim var. Bugün bunları yapacağım diyorum. Daha büyük düşünürsem deliririm!
KÜÇÜK KADIN OLDUM!
Nedir o küçük hedefler peki?
LOBNA: Örgü Solo test Ve paint yapıyorum. Barış neydi onun adı? Neydi o kelime?
Boyama
LOBNA: Evet Üç dil biliyordum. Arapça, Türkçe, İngilizce. Şimdi konuşurken bazen hepsi karışıyor
BARIŞ: Her bildiğimiz dil için, farklı bir merkez yokmuş. Hepsi bir merkezden çıkıyormuş. Herkeste farklı reaksiyonlar olurmuş. Bazıları, en son öğren-diği dili unuturmuş. Bazıları da o en son öğrendiği dili konuşurmuş. Ama Lobna ne Arapçayı ne İngilizceyi ne de Türkçeyi unuttu. Hepsini biliyor. Ama bazen karıştırıyor.
Bütün bunlar olduğunda, yaşamla ölüm arasında bir istasyonda mı hissettin kendini? Ya da Ben neredeyim, bana ne oldu? dedin mi?
LOBNA: Uzun süre koma 25 gün Sonra uyandım. Ama hiçbir şey hatırlamıyordum. Kimseyi tanımıyordum. Bir tek annemi Kardeşim Fatini, Barışı ıh ıh Haftalar sonra bir gün beni Barış, hastanenin arka tarafına götürdü. Birden bir şey gördüm. Barış neydi o? Neydi o?
BARIŞ: Sen, Galata Kulesini gördün
LOBNA: Evet. İşte o zaman birden hatırladım, Burası İstanbul
BARIŞ: Lobna, komadan uyandığında, artık komada bir rüya mı gördü nedir, kendini Kıbrısta sanıyormuş. Ama Kıbrısa bugüne kadar hiç gitmedi, alakası da yok Kıbrısla. Uyandıktan haftalar sonra destekle yürümeye başladı. Birlikte yürüdük ve hastanenin arka tarafına gittik. Kafasını kaldırdı ve Galata Kulesini gördü. O zaman anladı nerede olduğunu. Ve sonra her şey, küçük, küçük, yavaş yavaş yerine oturmaya başladı
Lobnaya hep inandım
Başına gelenlerin ne zaman farkına vardı?
BARIŞ: Epey bir süre sakladık. Kendi fotoğraflarını filan da... Fakat yoğun bakımdan çıktıktan sonra tabletini bize gösteriyordu, çünkü Googlea adını yazmamızı istiyordu. O zaman haberlerin bir kısmını gördü. Sormaya başladı, Nasıl oldu? Ne oldu? Şimdi ne oluyor? O esnada hastaneye gaz atılmaya devam ediliyordu. 6ncı kattaydık. İki, üç kez gaz girdi odaya. Lobna direnişin hâlâ devam ettiğini, polislerin gaz bombası attığını, insanların kaçıştığını anladı. Hastaneden çıkmadan önce her şeyi öğrenmişti
O güne dair ne hatırlıyorsun?
LOBNA: Taksim Meydanında oturuyordum, herkesle birlikte. Bak bu fotoğraf (cep telefonundaki fotoğrafı gösteriyor.) Sonra bir gaz kokusu Ortalık karıştı Kaçışmalar O kadar Sonrası karanlık!
Allah kahretsin, ölsem daha iyiydi dediğin oldu mu?
LOBNA: Dedim Çok dedim. Aynada kafamı görüyorum, hatırlıyorum, ağlıyorum Her şey zor. Kolumdaki felç iyileşiyor ama hâlâ var, zor hareket ettirebiliyorum.
BARIŞ: Geceleri 3-4 kere uyanıyor. Sağ kolundaki ve omzundaki ağrılar yüzünden. Gün içinde çok yorulunca, darbe aldığı tarafta baş ağrısı başlıyor. Ve zaman zaman ağlama nöbetleri geliyor, 15 dakikadan bir saate kadar sürebiliyor
GİTTİ GERİ GELDİ
Seni arayıp üzgün olduğunu söyleyen oldu mu?
LOBNA: Aramaktan fazlası Hastaneye geldiler. Yüzlerce insan, hiç tanımadığım insanlar Çok mutlu oldum. Ama hükümet yetkililerinden arayan olmadı.
BARIŞ: Lobna ölüm kalım savaşı verdi, gitti geri geldi. Dolayısıyla üzgün olduklarını söylemişler, özür dilemişler, kimin umurunda? Şu an bile hâlâ konuşmakta, kendini ifade etmekte zorlanıyor. Eli ve sağ kolu güçsüz, eskisi gibi kullanamıyor. Biz beklentiye girebilirdik. Ama manzara ortada. Kimi aradılar ki? Zaten o kadar derin bir acı yaşıyorduk ki, odağımız sadece Lobnaydı
Sen de artık burada kalmanın bir manası yok gibi mi hissediyorsun?
BARIŞ: Ben zaten Danimarkada doğdum ve büyüdüm. Bir senedir İstanbuldayım. Biz Lobna ile Berline yerleşmiştik. Orada hayatımıza başlamıştık. Geçen şubat. Lobna, buraya vizeye başvurmak için geldi ve beşinci gün bu olay oldu
LOBNA: Ben çok yazan bir kadındım. Küçüklüğümden beri. Blogum vardı ama şu an hiçbir şey yazamıyorum. Kitapları, dergileri, gazeteleri saklıyorum. Bir gün okuyacağım ama ne zaman? İki üniversite bitirdim, ODTÜde master. Ama yok şimdi Gitti... İnsan kabul edemiyor.
Seni anlıyorum, zor ötesi şeyler yaşıyorsun Ama ölebilirdin, komadan çıkamayabilirdin
BARIŞ: Yoğun bakımda kaldığı o 25 günde, doktorlar, Her şeye hazırlıklı olun dedi zaten. Ölebilir, hayatı boyunca yatalak kalabilir, boğazından hortumla beslenebilir, öylece tavana bakabilir. Ama eski haline çok yakın bir noktaya da gelebilir, tabii yıllar sonra Onlar da bilmiyordu. Bizi en kötüsüne hazırladılar. 25 gün sonra yoğun bakımdan çıkınca, Kefeni yırttı galiba! dedik.
LOBNA: Evet ama en başa döndüm!
BARIŞ: Dışarıdan bakınca her şey, iyi, güzel görünüyor. Lobnayı aylar sonra görenler şaşırıyor. Arkadaşları da öyle. Ya sen iki ay önce, bir deri bir kemiktin, ağzından üç kelime laf çıkmıyordu! Şu an çok iyisin diyorlar. Evet ama insanlar her gün Lobnanın yanında olmadıkları için neler çektiğini bilmiyorlar. Bu seviyeye gelene kadar çok büyük bir savaş verdi. Eski Lobna olmasının çok uzun süreceğini o da biliyor. Her şeyin farkında yani. Ben böyle şey ne gördüm, ne işittim. Her gün psikolojik olarak bir çukura düşüyor ve yeniden kalkıp yürüyor
Onun sorumluluğu kimde? En çok kim ilgileniyor?
BARIŞ: Hastanedeyken annesi, kardeşi Fatin ve ben baktık. Sonra Ankarada Fatinin evinde kaldık. Fatin işe başladı. Son 5-6 aydır ben ilgileniyorum...
BAĞIŞTA BULUNUN
Seni de tebrik ediyorum. Bir sürü erkek, karısı, sevgilisi hastalanınca, kaçacak delik arar. Bakamaz, bu işin duygusal yükünü kaldıramaz, tüyer gider
BARIŞ: Hastanede doktorlar, Lobna, belki hayatı boyunca yatalak kalacak ve tavana bakacak! dediklerinde tabii ki sarsıldım. Ama Lobnaya hep inandığım ve onun ne kadar güçlü olduğunu bildiğim için bir şekilde yırtacağından, iyi olacağından emindim. Hâlâ eminim. Yüzde yüz olmasa bile iyi olacak. Ve onu böyle bir durumda yalnız bırakmam söz konusu bile olmazdı. Bu zorlukların altından tek başına kalkabilmesi mümkün değil, hiçbirimizin değil
Peki senin hayatına ne oluyor?
BARIŞ: Her şeyi dondurdum, durdurdum. Onun bana ihtiyacı var, benim kendimi düşünme zamanım değil. Ben bu döneme, Bu süreçten de öğreniyorum diye bakıyorum, öğreniyorum da gerçekten
İkiniz de çalışmıyorsunuz. Para işini nasıl hallettiniz? Bunca tedavi, masraf
BARIŞ: Kardeşi Fatinde kaldık uzun bir süre. Sağ olsun onun çok yardımı oldu. Lobnanın Berlinde kazandığı üç beş bir şeyler, benim da bu olaylar olmadan önceki birikimlerim vardı. Onları harcadık. Son bir iki aydır da açıkçası, arkadaşların yardımıyla ve iki üç hafta önce başlattığımız kampanyayla hayatımızı sürdürüyoruz
Nedir o kampanya?
BARIŞ: Ankarada çok yalnız günler geçirdik. Ne olacak? Ne yapacağız? Düşünüyorsun tabii. Sonra hem Türkçe hem İngilizce hem de Danca üç metin hazırladım. Lobna için bir video yaptım Indiegogo diye bir internet platformu var, oraya her çeşit projeni ya da talebini koyuyorsun ve destek istiyorsun. İnsanlar da katkıda bulunuyor
Yani sen, Lobna için bir video hazırladın ve insanlara çağrı yaptın
- Evet. Olayı anlattım. Ne oldu, nasıl oldu, durum ne? Bild gazetesinin benimle yaptığı röportajı ve Zaman Todayin haberini koydum. Senin Fatinle yaptığın röportajı da Sonra Lobnanın durumuyla ilgili metin yazdım. Hâlâ resimlerle bilgileri güncelliyorum ve insanlar bağışta bulunuyorlar. 70 bin dolar gibi bir para toplamamız gerekiyordu, 39 bin dolarını topladık. İnsanlar, kredi kartıyla destek olabiliyorlar. Çünkü sonuçta, uzun bir süre çalışamayacak Lobna ve eline para geçmeyecek. Onun günlük masraflarını, kirasını, telefonunu, en temel tedavisi ve ilaçlarını karşılayacak bir rakam bu. İki sene boyunca Lobnayı götürebilecek bir miktar
Buzdolabından çıkardığımız kemiği
KAFAMA TAKTILAR!
Bu son yapılan beyin ameliyatının sebebi neydi?
LOBNA: Çökük olan bölge kemikle kapatıldı. Burası çöküktü Şimdi değil Bak bu kemik benim Bana ait!
Anlamadım
BARIŞ: Kafasına gaz fişeği gelince, kafatasındaki kemiğin bir bölümünü aldılar, çünkü balon gibi şişti. O kemiği steril bir poşette sakladılar. Taburcu olunca da Bunu soğuk bir yerde saklayın dediler.
Kemiği eve mi götürdünüz?
LOBNA: Evet. Beş ay boyunca kız kardeşimin buzluğunda durdu! Sonra kafama geri taktılar. Güzel oldu!
Olmuş gerçekten! Kendinde, eskiden olmayan ne fark ediyorsun?
LOBNA: Her şeyim değişti. Ama bir şeyim aynı kaldı
Nedir o?
LOBNA: Yaşam sevincim!
İNSANA UMUT VEREN AŞK
Kaç yıldır berabersiniz?
BARIŞ: Bir yıldan biraz daha fazla
Sizin ilişkiniz insana umut veriyor. Çünkü artık böyle gerçek ilişkiler yaşanmıyor...
BARIŞ: İkimiz de böyle bir tecrübe yaşamadık. Yaşayanla da karşılaşmadık. Tek bildiğimiz, birbirimize destek olmamız gerektiği
Sen depresyon yaşamadın mı?
BARIŞ: Depresyon değilse de sıkıntılı günlerim oldu...
Ortak bir geleceğe mi bakıyorsunuz?
BARIŞ: Evet. Ama geleceğe dair büyük planlar yapacak halde değiliz. En büyük hedefimiz, Lobnanın konuşması, yazması. Bunlara ulaştığı zaman, kitabını yazacak. Ben de bıraktığım yerden, okuluma devam etmeyi düşünüyorum. Danimarkada konservatuvarda master yapıyordum. Bir şekilde eğitimime geri dönüp, enstürmanlarımı elime alıp, müzik yapacağım. Hayata, yine birlikte, bıraktığımız yerden devam edeceğiz
Kaynak: 35tim, 5 yaşıma döndüm artık Türkiyeyi istemiyorum - Hürriyet GÜNDEM