Adayları söyle bi degerlendiresim var kaç gündür ama baştan başlayayım bari;
Recep Tayyip Erdoğan
- Lider karizmasına sonuna kadar sahip kendinden emin tavırları olan bi adam hakkını vermek gerek. Kitleleri manipüle etme konusunda yetenekli. Sözleri slogan gibi tekrarlanıyo, davranısları ve ses tonu taklit ediliyo.
Günün sonunda o da sadece bi "insan" ama seçmenine bunu o kadar güzel unutturuyo ki sosyolojik ve psikolojik alanda danısmanları kimler gercekten merak ediyorum.
-Demokrasiyi, denetim mekanizmalarını, güçler ayrılığını "çok başlılık" olarak gören bi insan olması bugün yaşadığımız sorunların en büyük sebebi.
En şık en lüks spor arabayı da altınıza verseler ortada bi "fren" yoksa o arabadan bi b.k olmaz, yanlış aldığınız tek bi karar tek bi dalgınlık anı sizi sonunuza sürükler, öyle ya da böyle bi yere toslarsınız. Kimsenin dur diyecek gücü yoksa kaza kacınılmaz olur.
Devlette de bu iş en kücügünden en büyügüne her organın işini bağımsız ve hakkıyla yapmasıyla; bir kişinin ağzına değil o işi bilen farklı farklı kişilerin aklına bakmasıyla yürür. "Her seyi ben bilirim ben ne dersem o" diyen baba refleksiyle devlet yönetilmez.
-Üretime dayalı bi ekonomi geliştirmek için 16 koca yılı vardı Erdoğanın.
Sonuç üzerine hiçbi sey koyamadığı gibi korkunc bi mirasyediye dönüstü ne yazık ki. Gelir getiren kamu tüzelkisiliklerini, hazine arazilerini satarak; yolları, köprüleri, havaalanlarını da yap-işlet-devret adı altında uçuk geçiş garantileriyle yabancılara peşkeş çekerek bu hale geldik.
O dolar ve euro üzerinden bitakım dış mihraklara giydiredursun paramız adını bile bilmediginiz saçma sapan Doğu Asya hatta Afrika ülkelerinin para birimleri karsısında bile deger kaybediyor ne zamandır.
O yerli ve milli para diye insanların anlamadan tekrar ettigi masallar anlatadursun evimize giren temel gıda maddelerini bile yurt dısından dolarla ithal ediyoruz ve insanlar bunun farkında bile degil. Cünkü hicbirini biz üretmiyoruz.
-Yatırımcılar için güvenli bi ortam olusturmak konusunda "OHAL" deyip susmak istiyorum.
Ya da istemiyorum. Hükümete sıcak bakmayan iş adamlarına astronomik vergi cezaları kitlenirken hükümete sirin görünen sirketlere gelen aflar, kayıt dısı paralar, ekonomik istikrarsızlık, yatırımcıların malvarlıklarına el konulacagı endişesiyle ülkeden para çıkarması..
Son birkaç ayda kaç tane yabancı yatırımcının ellerindeki hisseleri türk ortaklarına devredip ülkeden tüm malvarlıklarını cıkardıklarını bilseniz sasarsınız mesela.
OHAL'le şaka olmaz deyip gidiyo insancıklar. Ama onu işçiler iyice ezilsin grev yapamasın diye tutuyolardı, iş dünyasına bi zararı yoktu doğru.
- Tutarsızlık ve kandırılmışlık mevzusu var sonra.
Siyaset kaygan bi zemin, farklı kitleleri tek çatıda toplamak için bazen tutarsız söylemlerde de bulunmak gerek. Bunu anlıyorum, hak da veriyorum. Bi gün liberal bi gün milliyetçi biraz dindar biraz laik biraz solcu biraz sağcı olman gerekebilir, normaldir.
Gel gelelim TERÒR ve MÜLTECİLER başlıkları altında şu güne kadar yapılan tutarsızlıkları asla anlamıyorum ve kabul etmiyorum.
Bi dönem Genelkurmay başkanımız dahil ordumuzun tamamı teröristti sözde. Bu davaların savcısı da Recep Tayyip Erdoğandı kendi söylemiyle. Ordumuza kagıttan kaplan diyen AKP vekilleri oldu. Kimseye kendini savunma şansı bile verilmedi. Onları tutuklayanlar ise darbe karsıtı, milli iradeye saygılı, dini bütün halk kahramanlarıydı.
Sonra bi baktık hükümetin yere göre koyamadıgı o halk kahramanları tankı tüfegi almışlar darbe yapıyolar. Ülkede 90lardan beri irtica ve dinci terör örgütü tehdidinden bahsediliyo ama iktidar sanki ilk kez duymuşçasına şokta.
Nerede kalmıştık, hah, Muhterem Fetullah Gülen Hocaefendi Hazretleri denen zırdeli kendini Kainat İmamı ilan etmiş, müritlerini de salmış sokaga ülkemizin içine ediyodu.
Bitsin bu hasret denilen hani. 23 Nisanların kutlanmayıp bu serefsizin kendine dünyanın dört bi yanından cocukları zehirleyerek yeni müritler topladıgı Türkçe Olimpiyatları kutlanırdı ya o yaratıklar iste.
Dünün dost bugünün düsmanları darbe yapıyodu en son di mi? Ki o darbe akşamında dönen siyasi oyunları 50 yıl sonra dönemin AKPlilerinin bestseller larından okuruz artık. O denli tuhaf olaylar silsilesi.
Tabi bizde örgüt biter mi bitmez. PKKsı var YPGsi var. Bi sevip bi dövüyoruz biz bunları. Önce halay çekiliyo, yaşananları haklı olarak içine sindiremeyen şehit ailelerine giydiriliyo, sonra kandırılmışız ya biz barış sürecindeyiz zannederken onlar yollara mayın tuzaklıyomuş deniyo.
Ha bi de ülke nüfusunun %7sine denk gelen bi yabancı insan güruhu var. Çoğu düşük gelirli suça bulaşmış hayatlar yaşıyolar. Bi kısım zenginleri de akşam Türkçe tabela bile asmaya üşendikleri dükkanlarını kapatıp savaştan kaçarken bildigin zor durumundan faydalanıp satın aldıkları üçüncü karılarıyla sevişmeye gidiyolar. Dini nikah olunca fuhuş olmuyo çünkü bu yapılan.
-Eğitim var sonra. Kaliteli akademisyen goygoyu yapmak istiyo gönül, gel gelelim realite kaliteli ilkokul ögretmenine bile aç. Velilerin bi kısmı cocuklarının sene sonunda girecegi sınavın adını ve tarihini bile bilmiyo. Bu kadar yogun degisiklik icinde yakalayamıyolarsa demek. Sınavlar güvenilir mi, bak onu kimse bilmiyo.
-Ayrıştırıcı söylem mevzusuna hiç girmicem zira her iktidarın safları sıklaştırmak için hayali düşmanlara ihtiyacı vardır. Dış mihraklar, iç mihraklar, lobiler, seküler kesim, milliyetçi kesim, kürtler, aleviler... hepimiz birbirimizden nefret edelim. Yeter ki kimse koltugundan olmasın. Halk buna prim verdikten, birilerini suçlamaya, birilerinden nefrey etmeye yer aradıktan sonra iktidar bunu kullanmış kullanmamış inanın hiç umrum değil.
-Sansür, Halkın Yanlış Bilgilendirilmesi, Kelimelerle Kasıtlı Olarak Oynanması da son başlığım olur herhalde. Hani zam degil güncelleme deniyo ya mesela, fiyatlar arttırılmıyo gramajlar düsüyo, haberler ctrl c - ctrl v stili yukarıdan ne kopyalarlarsa kanallardan, gazetelerden hop o çıkıyo, alım gücü yıldız misali asağı dogru kayarken medyada tek satır yok, süreklu hic gelmeyecek bi geleceğin hayalleriyle insanlar avutuluyo ya.. Hah bundan bahsediyorum işte.
Not: Enem nasıl uzun olmuş gece gece