Popüler Konu 24 Haziran Başkanlık seçimi anketi ;

Başkanlık seçiminizde oyunuzu kime vereceksiniz ?

  • AKP ile MHP ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

    OY: 891 37,9%
  • CHP adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce

    OY: 1.067 45,4%
  • HDP adayı İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş

    OY: 67 2,9%
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

    OY: 274 11,7%
  • SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu

    OY: 42 1,8%
  • VP Genel Başkanı Doğu Perinçek

    OY: 8 0,3%

  • Ankete Katılan
    2.349
  • Anket Kapalı .
“Türkiye’nin kamu maliyesi tarafında hiçbir sorunu yoktur ve reel sektör son derece güçlü bir performans göstermektedir. Bazı kesimlerin oluşturduğu bu kaos havasının sebebi herkesin gözünü dolara dikmiş olmasından kaynaklanıyor” dedi ve şunları söyledi:



Tabi kesin öyle reel sektör zil takmış oynuyor.Onun için koca Ülker borç yapılandırması yaptı.

Bir bankacı arkadaşınız varsa bir sorun çeklerin , senetlerin durumunu.


Kamu maliyesi güçlüymüş:KK70:
 
Türkiye’nin kamu maliyesi, bankacılık sistemi bu kadar güçlüyken, ihracat ilk çeyrekte yüzde dokuz yükselmiş, ithalatta bir negatif ayrışma yaşanmamışken, turizm gelirleri artar ve orta vadede dünyadaki sıcak paranın adreslerinden biri olarak ülkemiz gösterilirken doların bir gece operasyonu ile zıplatılmasının ekonomik gerekçelerle açıklanması en hafif deyimiyle körlüktür.


Akşam

Kamu maliyesinden kasıt nedir ?
Kamu'nun elinde ne kaldı ki bi izah etseniz ?
Yandaş medyanın kapsül bilgilerini yutmaktansa biraz mantık süzgeci öneriyorum.
Ayrıca göreve ilk geldiğinde amacımız Türkiye'de sürdürülebilir borçlanma yolunda istikrar sağlamak diyen Kemal Unakıtan 'ı da rahmetle(!) anıyorum. Bugün doların ayyuka çıkması ve ülke geneli işletmelerin dolar vurgunu yemiş olması yeni olan bir şey değil, Erdoğan 'a yapılmış bir hamle hiç değil.
Süreci uzatmaya çalıştılar ama olmadı dün gece bir anda düşürülen döviz yarın bize kat be kat zararıyla geri dönecek. Bilin yani.
 
Dolar dolsa ne olur dolmasa ne olur diyorum.:KK70: :KK70: :KK70:

Bana sormadın ama ben de kusur kalmayayım dedim:KK36:

Kızlar yalnız Kargalar da dolardan bir hayli etkilenmiş olmalı , sabah biri kafama sorti yaparak ayakları (pençeleri) ile başıma vurdu , gaga ile dalsa ne olurdu hiç bilmiyorum hala kafam acıyor :KK70:
 
Birkaç gün önce yazdım, bir daha yazacağım!

Son günlerde bazı isimler ve bazı medya grupları dikkatimi çekiyor…

Başta bir ekonomi kanalı ve başka bir haber kanalına çıkan eski bir bürokrat olmak üzere, sistematik bir şekilde “krize girdik-gireceğiz” havası yaymaya çalışıyorlar… BUNLARA KESİNLİKLE KULAK VERMEYİN!

Son yazımdan bugüne bu arkadaşlara birkaç kişi daha eklendi! YURTDIŞINDAN BU KOROYA KATILANLARI SAYMIYORUM BİLE ONLAR ZATEN HEP ORADAYDILAR!

Sevgili DOSTLAR, Türkiye’nin, tam seçime giderken finansal-ekonomik dinamikleri bakımından özellikle bazı yabancı banka ve kurumların saldırısı altında olduğu açık. YAPTILAR; YAPIYORLAR! Bugün bilgisayarları başında yaptıklarını, 15 Temmuz 2016’da Türkiye’yi taşeronları ve işbirlikçileri ile işgal etmeye kalkarak yaptılar… ASLA BUNLARDAN KORKMAYACAĞIZ, DURMAYACAĞIZ VE ENDİŞE ETMEDEN YOLUMUZ DEVAM EDECEĞİZ…

Sevgili dostlar, bugün Türkiye’yi “krize sokmaya” çalışanları bir kenara fırlatalım ve GEÇMİŞİMİZİ detaylı öğrenerek, “nereden gelip, nereye gittiğimizi” doğru analiz edelim…

Bir daha altını çiziyorum.


Bakın nereden gelmişiz;

1- Türkiye 1946-1948 arasında ilk yabancı doğrudan yatırım ile tanıştı. 1946 devalüasyonu sonrası ilk doğrudan yatırım ülkeye girdi ve yabancı sermayeyle üretim için ilk adım atıldı.

2- Türkiye 1954-1958 arasında en ciddi ekonomik krizlerinden birini yaşadı. Bu krize rağmen üretim denemeleri durmadı ve ilk çamaşır makinesi 1959'da, ilk buzdolabı 1960'ta üretildi.

3- 6 Ağustos 1958'de yapılan devalüasyonla ABD dolarının değeri 2.80'den 9.02 liraya yükseltildi.

4- 1954-1958 krizi ve son dalga olan 1958 devalüasyonu siyasi olarak 1960 darbesinin yolunu açtı.

5- Türkiye kriz sonrası Amerika ve IMF onayıyla 300 milyon dolarlık bir borçlanma planladı. Planladı ama paranın tamamını asla alamadı.

6- 1960 darbesi 1950-1960 arasındaki 10 yıllık dönemi sona erdirdi. Sonuç kötüydü ama detaylar farklıydı. Türkiye 10 yılda 47 fabrika açtı ve üretime geçti. Bunlar olurken özellikle 1954 sonrası "küresel güçler" Türkiye için "krizi hazırlamaya" başlamışlardı.

7- 1954-1958 arasında ortaya çıkan kriz, ekonomiden çok siyasi dinamikleri etkiledi. 1958 sonrası Rusya ile ekonomik yakınlaşma başladı ama başlatanların yaşamasına ve devam etmesine izin verilmedi.

8- 1965 genel seçim yılıydı ve Türkiye 1965 yılında % 9, 1966'da % 12 ve 1967 yılında % 4.2 oranında büyüdü.

9- 1968'de % 3.8 olan enflasyon, 1969'da % 7.8'e ve 1970 muhtırası sonrası % 16.5'e yükseldi.

10- Askeri "düzeltme" sonrası Türkiye yine "krize doğru" kayarken, IMF başta olmak üzere "küresel güçler" Türkiye'de ipleri ele almaya başladılar. 1950-1954 ve 1965-1970 arasında "bağımsızlaşma" denemesi yapan Türkiye her ayağa kalkma çabasında ekonomik olarak çökertildi.

11- Sanayi üretimi 1965-1970 arasında % 55'ten fazla arttı ama 1970 sonrası tablo çok farklı olmaya başladı. 1968-1971 arasındaki "kriz" daha şiddetli olarak 1977-1980 arasında Türkiye'yi yine vurdu.

12- IMF 1966'dan başlayarak Türkiye'yi "devalüasyon" diye sıkıştırmaya başladı ve istediğini aldı.

13- Türkiye, 1950-1970 arasında düzensiz de olsa zaman zaman Amerika'dan hızlı büyüdü. Amerikan ekonomisi 1960-1969 arasında ortalama yüzde 4.5 büyüdü.

14- 1970'ler Türkiye için daha kötü günlere sahne oldu. 1977'den sonra "kara dönem" başladı. Döviz sıkıntısı ve yokluklar "normalimiz" olurken 1977'de çok tanıdığımız bir olay oldu ve hükümet "yeni bir paket" açıkladı. Türkiye, 1978 yılında ancak % 1.4 oranında büyürken, 1979 yılında % 0.7 daraldı.

15- 1954-1958 arası yaşanan kriz ve 1958 devalüasyonu Türkiye'de ana tabloyu darbeyle değiştirirken, 1977-1980 arası da aynı sonucu üretti. 1977'den 1980 darbesi olana kadar yaşanan dönemde ekonomik bozulma ve artan terör Türkiye'yi bir kez daha askeri darbeye götürdü.

16- 1980 sonrası 1978'de zorla uygulatılamayan DÜNYA BANKASI raporu masaya kondu. 1982 sonrası "tüketim" ana politika olurken "borçlanma" da tüketimi karşılamak için artmaya başladı.

17- 1982-1994 arasında ülke defalarca ekonomik sallantı yaşadı. Özellikle 1982 sonrası kurulan ekonomik düzen, en büyük çöküntüsünü 1994'te yaşadı.

18- 1994 artık ekonomik değil SİSTEM krizleriydi! Ekonomi "iflas" noktasına gelirken Türkiye, tarihinin en büyük iç ve dış borçlanmalarını yapmak zorunda kaldı…

Sevgili dostlar, BİR DAHA HATIRLATMAYA ÇALIŞTIM “NEREDEN GELDİĞİMİZİ”…

ŞİMDİ HEP BİRLİKTE ŞU SORUYA CEVABEN BİRLİKTE DESTAN YAZACAĞIZ; NEREYE GİDİYORUZ?

NEREYE GİTTİĞİMİZ ÇOK AÇIK VE NET; YENİ BİR TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ! KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN!

Star
  1. 24 Mayıs 2018 Yiğit Bulut
:KK70::KK70::KK70: Sabah sabah kahkaha attim. Yani burda sabah oluyor da.. Isten yeni gelmisim zaten, uykum var..:KK70:
Bir de sonu Joleli imzasi ile bitiyor..:KK70:

Turkiye Cumhuriyetinin tarihi 1946 da mi basliyor? O donemler CHPnin sonu, Sagci ve muhafazakarlarin yukselise gectigi ilk yillar sadece.. 1950 ve sonrasi da ayni takim iste, bugunkiler..Niye anlatmamis Vahdettin'in biraktigi yanmis yakilmis, genclerin cogunu Kurtulus savasinda kaybetmis, civi fabrikasi bile olmayan, ustune de dunya kadar Osmanli borcu odemek zorunda kalan Turk halkinin CHP iktidari boyunca 30 yilda nereden nereye geldigini?:KK53: Joleli iste.. Ille de gecmistekileri suclayacak ya, isine gelmemistir. Onlar boyleydi, biz de boyleyiz diyerekten.. Biliyoruz zaten bir halti beceremediginizi, herseyi daha da mahvettiginizi.. Tek tek anlatmaya gerek yok..:KK66:
 
Uzun zamandır sosyal medyada gördüğüm tek doğru yazı!

’Çocuğunu Okula yazdıracaksın. Araştırdın sordun soruşturdun. Herkes Nihal öğretmen iyidir dedi. Gittin okula kayıt için, bir de baktın ki Mhp il başkanının eşi. Bildiğin koyu ülkücü. Vazgeçmezsin, okulda chp’li akp’li öğretmen aramazsın. O bildiğin ülkücü öğretmene emanet edersin çocuğunun geleceğini. Sen den benden de iyi sahip çıkar. Kendi çocuğu gibi gözünden bile sakınır.
Ak partili esnafsın, bankada acil işin var... Dükkanda kalfa, çırak yok... Kilit vurmak yerine dükkanı Chp`li yan komşun kasap Mehmet’e emanet edersin; komşu gözkulak olur musun bir saat işim var dersin, o da kendi dükkanı gibi bakar, Ak Parti il merkezini arayıp bu ricada bulunamazsın. Bulunsan da gelip dükkanını bekleyen olmaz.

Chp'lisin gece saat 02:00, 3 yaşındaki bebeğin ateşlenmiş altında araban yok, Ak Partili üst komşunun emekli polis memuru Rıza amcanın zilini çalarsın, pijamalarıyla koşar gelir. Alır oğlunu götürür hastaneye. Gece boyu seninle nöbet tutar başında. Chp il başkanlığını aramazsın. O saatte arasan da bırak geleni, telefona bakan bile olmaz….

O partilisin, bu partilisin, ideolojin, fikrin ne olursa olsun bu yaşına kadar yanında olduğun, sokağa çıktığında selâmlaştığın, hal hatırını soran dostların, arkadaşların, komşuların, akrabaların seninle aynı fikri paylaşmak zorunda değildir. Ve yaşadığın sürece iyi ya da kötü gününde bu insanlar senin yanındadır her zaman...
Düğün dernek edersin misafirlerinin arasında Ak Partili de, Chp'li de, Mhp'li de vardır... Hediye getirirler, altın takarlar; cenazen olur taziyeye gelirler. Yeri gelir tabutunun altına hep birlikte girer, omuz verirler. Arkandan helal ederler haklarını. Düğününe, taziyene Ak Parti Genel Başkanı gelmez, Cumhurbaşkanı gelmez, Chp Genel Başkanı gelmez, Mhp Genel Başkanı ya da başbakan da gelmez… Selanı bile duymaz onlar. Ama olur da onlar yüzünden kırarsan sevdiklerini bu sefer işte o zaman yalnız hissedersin kendini. Halayın başına girdirecek komşu da bulamazsın, cenazende fatihanı okuyacak dostta...

Siyasi görüş farklılıkları yüzünden tepedekilerin tepişmeleriyle 'sen komşunla, eşinle, dostunla tepişme... Dünya bir tane ve hepimiz burada yaşıyoruz, ama acı ama tatlı, güçlü ve akıllı olmak zorundayız..

Güçlüyseniz, akıllıysanız bölünmeyin birleşin... Daha sıkı sarılın birbirinize, oyunlara gelmeyin...

Klavye başında birbirinize küfür, tehdit sallayarak siyaset yapmayın... Siyasetinizi sandıkta yapın..

Bizim birbirimize ihtiyacımız var, birlik olmaya ihtiyacımız var.
Siyasi kimliklerimizin, ideolojilerimizin, ırklarımızın, milletlerimizin, dinlerimizin taaaa arkasında olan birisi var. İNSAN olan halimiz. Birbirimize baktığımızda taaa derinlerdeki o kimliği görmeyi başarmalıyız.

“Hep birlikte yaşamak istiyor ama hep birlikte ölmek istemiyorsak birbirimize saygı duymayı öğrenmeliyiz...”(ALINTI) Hayırlı geceler :KK66: öncelikle siyasi görüşüm hâlâ aynı ama bu yazıya bayıldım. Elbet burda kimse ülkesinin çıkmaza gitmesini istemiyor.Hepimiz aynı gemideyiz.Sadece bakış açılarimiz , inancımız çok çok farklı.Benim inandığım DEVAM dediğim yolda farklı. Hayatta asla söylemeyeceğim sözleri söyledim, bir annenin anneligine laf ettim ki annelik benim için öyle kutsal ki...Belkide anne olmadığımdan.Anne olamadım ama çok şükür ki Rabbim bana bir sürü melek verdi koskocaman yürekler verdi ve elhamdülillah onların yüreklerine beni misafir etti.Benim için bu kadar değerli ,benim hayatımın büyük bir bölümünü kaplayan meslegime daha kim, ne olduğumu bilmeden saydırdınız.E sabırda bir yere kadar tabi. Ama ben çok üzülüyorum bu sözleri kullandıktan sonra. Kusura bakmayın en son karşılıklı banlastigimiz üye :KK66:etiketlemek istedim,ancak ismini bulamadım geri dönüp ismini arasam mesaj silinir diye o riske hiç girmiyorum . Burası sosyal bir alan ve herkes istediğini paylaşmakta, fikrini savunmakta özgür. Alıntı yapmayın demiyorum ama saygi çerçevesi içinde olsun.Olmayacaksa hiç olmasın alıntı olsun olmasın, subliminal dahi olsa, fikirlerime görüşüme karşı hoş olmayan, can sıkıcı sözler yazanla tartışmaya girmeyeceğim direkt KK savcılığına @Mune minnosuma başvuracağım:duduk: hatta mümkünse hiç alıntı yapmayın, anlaşamıyoruz kavga ediyoruz .Ben kimseyle tartışmak istemiyorum şu önemli dönemde ; ) :KK31:
Alıntı yapmak istemedim ama bunu da söylemek zorundayım. Ben 44 yaşında kadınım.
15-20 yıl öncesine kadar zaten o yazıdaki gibi bir hayat yaşadım ben..
Mahalle de en sevdiğim komşu teyzem Aze (azime).. Aze aleviydi.. yattığı yer nur dolsun. Annem çok sık hastalanır hastaneye yatardı. 3 kardeş Aze' ye emanettik geceli gündüzlü..
Yazlık komşumuz Sofi ( Sofia ). Sofi Rumdu. Çok güzel limonata ve börekler yapar, kahve falı bakardı :))
Annem teyzem kapalıydı. Ama açık bir sürü arkadaşları vardı.
Annem sıkı bir Atatürk sevdalısı ve Cumhuriyetçi bir Türk kadını...
Teyzem mevcut iktidarı destekledi bu seçime kadar. Canın desek çıkarır verir o kadar sever bizi ama inandım kızım ne yapayım ama bitti diyor şimdi...
Vs vs .. velhasıl kelam biz zaten o yazıdaki gibi yaşıyorduk..
Bizi ayıran, siz / biz yapan güç sarhoşu olmuş birinin çıkıp çıkıp meydanlara çukura atsan kabul etmez söylemleri oldu...
 
Bu ülkeye sınırısz hizmet vermiş bir insan Rahmetli Bülent Ecevit. Adam için söylemediklerin, yazmadıklarını bırakmayan zavallı zihniyet, dedimizmi ozaman ekonomi kötüye gidiyor, bu işler dış güçlerin işi diye. Şimdi iş kendilerine gelince ekonomik krizde dış güçlerin işiymiş.
He heee...
 
Bu ülkeye sınırısz hizmet vermiş bir insan Rahmetli Bülent Ecevit. Adam için söylemediklerin, yazmadıklarını bırakmayan zavallı zihniyet, dedimizmi ozaman ekonomi kötüye gidiyor, bu işler dış güçlerin işi diye. Şimdi iş kendilerine gelince ekonomik krizde dış güçlerin işiymiş.
He heee...
Bu ülke Bülent Ecevit'i hiç haketmedi. İlla kendilerine bağırıp, hakaret edip, heryerde rezil edeni seviyorlar
 
Dolar dolsa ne olur dolmasa ne olur diyorum.:KK70: :KK70: :KK70:

Bana sormadın ama ben de kusur kalmayayım dedim:KK36:
Screenshot_20180518-161308~2.png

Eheh :))) ben de internette bu resmi buldum :))
 
Bu ülkeye sınırısz hizmet vermiş bir insan Rahmetli Bülent Ecevit. Adam için söylemediklerin, yazmadıklarını bırakmayan zavallı zihniyet, dedimizmi ozaman ekonomi kötüye gidiyor, bu işler dış güçlerin işi diye. Şimdi iş kendilerine gelince ekonomik krizde dış güçlerin işiymiş.
He heee...

Demi...
Son mesajimda da yazdim madem bu isler dış mihraklarin oyunu Ecevit'i neden yedirdiniz diye..
En azindan adam ulkeyi fetönün kucagina atmazdi boyle
 
Aşağılayan, cinsiyetçi.....
En çok da kadını aşağılıyor ve bazı kadınlar buna bayılıyor :)))
Aynen. Dünya laf işittiler hala savunuyorlar. O lafları hakedecek yaşam sürüyolar heralde ne bileyim. Geçen aylarda biri burda kocama itaat etmek görevim ayaklarını yıkamak benim için şereftir demişti :KK43:
 
Ülke hala akllanmamis Türkiye battı adamlar hala iktidarın peşinde hala daha oyverirlerse diyecek kelime bulamıyorum iktidara oy verenlere söylüyorum bu ülkede evladımız varsa der kitabına bakın öğrencidende kitabına ak okumayı bitirdikten sonra isinvarmi bakbakalim hastasın Dr gidince eczaneye ödeyecek muayene paran varmı cebine bakbakalim çocuğunuz oyuncak istediğinde alabiliyor musunuz cani et yemek istedi cebine bak doyasıya yedirebiliyotmusun okulu geziye gidiyor gönderebiliyormusunuz elektrik faturasını bakın bakalım 25 TL elektrik harcayan 70 tl elektirik faturasi ödüyorsunuz araban var benzini gaziyok gezmeye gidebiliyorsunuz cifcicisiniz tarlanizi ekip bicebiliyormusunuz siz hala kendinizden emin olarak iktidara güveniyor musunuz ozaman size helal olsun
 
Bugun baslamadik ki ekonominin batisa gittigini konusmaya.. Bilen bilir.. Yillardir yaziyoruz gidisati burada.. Persembenin gelisi carsambadan belli idi zaten.. Ne kadar cok bahaneleri var.. Dis mihraklar zaten olmazsa olmazlardan.. Cok dusmanimiz varmis o yuzden.. Hele AKPye herkes dusman, ondan..:confused:

Yav bu dunyada en cok dusmani olan ulke nami diger "emperyalist" Amerika, kime sorsan nefret eder.. Kuzey Koreli Kim amcam hele bir yakalayabilse duman edecek Amerikayi..:pBir onun haline bakin, bir de bizim.. Hic Amerika'nin dis mihraklar dedigini duydunuz mu? Cok uzak degil, 10 yil once onlar da buyuk bir ekonomik kriz atlatti. Hatta ben de o ara oradaydim. Krizi atlatmak ve piyasayi canlandirmak icin her aileye 300-900 dolar arasinda para yolladi devlet, harcayalim da alisveris olsun, duran ekonomi canlansin diye.. Kriz asildi. Adamlarin ekonomik kurmaylari var, calisiyor. Turkiye'nin herseye bakan tek adami var, o da ekonomiden anlamadigini ta en basinda soylemisti, ama gene de ekonomiye de o emrediyor ne yapilacaksa.. Adam sorunu cozmekle degil, suclu aramakla mesgul, Siz de beklesin o adam kurtarsin sizi diye..
 
Benim sinirim ofkem kişiye bağlı değil bugün destekledigim insan yarın söz verdiğini yapmasın oda bu hale getirsin aynı kelimeler onun içinde geçerli bu hatta kimseye koru körüne güvenip inanmam siyaset içinde düşüncelerim böyle herkes ben onu yaparım yok ben bunu yaparım yapardınız elinizi kolunuzu tutmadık sinir oluyorum yaması gerekenleri yapmayın gelecekte secilirsem şunları yapacak yahu tek adamsın tek herşey elin altında yapaydin yapadiydinda önümüzdeki seçimleri sen kazanaydin başımın üstünde ama yok bitti yolunsonu gelecek vaat edemiyor artık
 
Alıntı yapmak istemedim ama bunu da söylemek zorundayım. Ben 44 yaşında kadınım.
15-20 yıl öncesine kadar zaten o yazıdaki gibi bir hayat yaşadım ben..
Mahalle de en sevdiğim komşu teyzem Aze (azime).. Aze aleviydi.. yattığı yer nur dolsun. Annem çok sık hastalanır hastaneye yatardı. 3 kardeş Aze' ye emanettik geceli gündüzlü..
Yazlık komşumuz Sofi ( Sofia ). Sofi Rumdu. Çok güzel limonata ve börekler yapar, kahve falı bakardı :))
Annem teyzem kapalıydı. Ama açık bir sürü arkadaşları vardı.
Annem sıkı bir Atatürk sevdalısı ve Cumhuriyetçi bir Türk kadını...
Teyzem mevcut iktidarı destekledi bu seçime kadar. Canın desek çıkarır verir o kadar sever bizi ama inandım kızım ne yapayım ama bitti diyor şimdi...
Vs vs .. velhasıl kelam biz zaten o yazıdaki gibi yaşıyorduk..
Bizi ayıran, siz / biz yapan güç sarhoşu olmuş birinin çıkıp çıkıp meydanlara çukura atsan kabul etmez söylemleri oldu...


Her satırını :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9: :KK9::KK9: :KK9: :KK9:

:KK5:
 
Benim sinirim ofkem kişiye bağlı değil bugün destekledigim insan yarın söz verdiğini yapmasın oda bu hale getirsin aynı kelimeler onun içinde geçerli bu hatta kimseye koru körüne güvenip inanmam siyaset içinde düşüncelerim böyle herkes ben onu yaparım yok ben bunu yaparım yapardınız elinizi kolunuzu tutmadık sinir oluyorum yaması gerekenleri yapmayın gelecekte secilirsem şunları yapacak yahu tek adamsın tek herşey elin altında yapaydin yapadiydinda önümüzdeki seçimleri sen kazanaydin başımın üstünde ama yok bitti yolunsonu gelecek vaat edemiyor artık


Hiç biri babamızın oğlu değil.Hizmet için göreve talip oluyorlar,Lütfetmiyorlar.

Çalışacak, yapacak memnun değilsem oy vermem o gider öbürü gelir.

Amerika gibi yerde başkan 2 dönem görev yapabiliyor sonra olamıyor.

Olmamalı da yeni gelmeli.Yeni fikirler gelmeli.Hala 30 40 sene evvellinin

olayları pişippişip konuyor.Dünya ilerliyor 3 sene önceki şey eski oluyor daha

iyisi daha işlevlisi çıkıyor.
 
X