bugüne kadar kiz-erkek ayrımcılığı hiç yasamadim açıkçası. Benim yakın çevrem kıza da aynı,erkeğe de aynı davranir. Mesela annemin panik ve cam fanus sevdalısı bir insan olması tek bana değil, dedeme,ananeme ulaşamayınca da panik olur, konu komsuyu arar baktirir, telefonun seslerini kısmişlarsa azarlar. Babamla memlekete gittiğinde adamın tek dönmesine izin vermez (çok uzun yol) akrabadan eşten dosttan İstanbul'a gelecek birini arar,zorla bulur eşlik etsin diye. İstanbul'a gelmişken birkaç gün bizde kalan akrabanin oğlu bile biraz geç kalsin yüz kere arar.
Yani onun araması,darlamasi "kadın" olduğum için değil, yapı olarak böyle panik bir insan olmasından kaynaklı. Kediyi bile rahat bırakmıyor, azıcık saklansin 'neyse,çıkar bir yerden' demez, elinde mamayı sallaya sallaya dakikalarca gezer evin içinde
Yapısı bu yani kadının :) çok panik ve otoriter bir insan.
Ama o panik oluyor diye neden ben hayatımı yaşamayayım ki? Neden içimde kalsın? Neden güzel ülkemin şelalelerinin dibinde "aman annem korkar' diye düşünüp bir başıma kamp yapmayayım,neden imkanım,param ve vaktim varken "annemin anksiyitesi azmasin,bana ulasamazsa delirir" diye dünyayı keşfetmeye çıkmayayim??
Ona da hep diyorum "annelik, endişelik hali" . Daha hamileyken endişe etmiyor muydun sağlıklı mı,aman hareker etmedi bilmemne. Doğdum ayrı terane, büyüdüm ayrı...yani endişe etmek anneliğin fıtratında var. Endişeden uzak,kafa rahat bir hayat istiyoduysan anneliğe hiç girişmeyecektin...
Dünyaya bir kere geliyoruz sonuçta.