Bence de tenis kulübünün dış mekanının çim olması güzel ama içeriye 400 kişi hayatta sığmaz, hatta 300 bile zor bence. Bana da bu bakımdan ters gelmişti, düğün eylülde olunca bu riski almam ben.
Popülerlik meselesine gelince, o denizlide şöyle olur: şehrin zenginleri biraz da gösteriş ve birbiriyle yarışma amaçlı bazı yerleri dönem dönem popüler hale getirir. Sırf filanın-oğlu kızı şurada evlenmiş densin diye orada düğün yapılır. Oranın da modası bir süre sonra geçer, bir 10 sene evvel oteller pek popülerdi, şimdi onlar out tenis kulübü in.
Kapalı salon olarak, Twentyx diye bir yer pek popülermiş denizli zenginleri arasında. Fiyatları da hemen şişirmişler zaten.
Gittim baktım, kolonlu koca bir salon, istanbulda sıradan bir düğün salonundan farksız, masalarda yapma çiçekler falan, tapon.
Tek artısı masalar beyaz, sandalyeler plastik değil ahşap, ama 7-8 neon renge dönen ışıklandırmanın sakilliğini masa sandalye bile kurtaramaz, 80'lerin diskoteği havasında. Bir de her kolona 52 ekran lcd asmışlar kolon arkasında kalanlar düğünü izlesin diye, allahım ya...
Kalitenin tarifi bu yani denizli zenginleri arasında. Bir de adam bu ortama 8-10 bin lira istiyor düğün için. Süsleme tapon, yemek alelade, müzik piyanist şantör; sırf popüleriz zenginler buraya gelsin diye 8-10 bin olmaz ki ya....
Denizlide popülerlik bu işte. Küçük şehir zihniyeti; falanca yapmış bende de aynısı olsun mantığı. Uyanık işletmeciler de buradan götürüyor parayı. Ne yapalım alan memnun satan memnun ama ben almam.
Her neyse, onun ötesinde Saraçoğlu Kasrı ve yukarda saydığım otellerde kapalı salon var. Düğün için bahçeyi/havuz başını tutsan da ola ki hava yağarsa salona taşıyorlar düğünü.
Yani orayı tutunca hem salonu hem bahçeyi kiralamış oluyorsun. O gün mekanda başka düğün olmuyor. Fiyatları da yazdım yukarda.
Bu bilgilerin bana çok faydası oldu karar verirken. Dilerim sizlere de faydası dokunsun.