İKİNCİ ÜÇ AYDAKİ FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER ve SIKÇA SORULANLAR
• Ağrı ve yanmalar
• Cilt değişiklikleri (gebelik lekelenmeleri, cilt döküntüleri, sivilcelenmeler)
• Kabızlık
• Anemi (kansızlık)
• Bacak krampları
• Kilo artışı
• Vajinal akıntı ve enfeksiyonlar
• Aşermeler
İkinci üç aylık dönem gebeliğin 13. Haftası ile 27. Haftası arasındaki dönemdir.
“Altın dönem” olarak da adlandırılan bu dönemde gebeliğin başlangıcındaki yan etkiler azalmış ve son üç aydaki rahatsızlıklar ise henüz başlamamıştır.
Bu dönemde bulantınız azalmıştır, uykularınız düzelmiştir ve enerjiniz yerine gelmiştir. Ayrıca bu dönemde bebeğiniz size gerçek gibi gelmeye başlamıştır. 16 – 20. haftalar arasında bebeğin hareketlerini hissedebilirsiniz.
4 – 5. Aylarda artık karnınız yavaş yavaş belirmeye başlamıştır. Gardrobunuzu değiştirmenin, 14-16. haftalardan itibaren ultrasonla cinsiyeti görünür hale gelen bebeğiniz için evinizde hazırlıklar yapmanızın zamanı gelmiştir.
İKİNCİ ÜÇ AYDA SIKÇA SORULAN SORULAR
”Bebek hareketlerini ne zaman hissedeceğim?”
Daha önce doğum yapmış olan hanımlar bu konuda da tecrübelerini gösterirler. Bu hanımlar genelde 16. hafta civarında bebeğin oynadığını hissederken ilk gebeliğini yaşayanlar 18-21. haftalar arasında bu duyguyla tanışırlar.
Anne adayları bebeğin oynama hareketlerini, “içlerinde bir kuşun kanat çırpışına” benzetebilirler. Bebeğin oynaması anne-baba adaylarına huzur ve mutluluk verici bir olaydır. 4. aydaki bebeğin boyu 15 cm, ağırlığı yaklaşık 150 gramdır.
6. ayın sonunda ise bebeğin boyu 30 cm., ağırlığı ise 900 gramı bulur. Bebek bu dönemden sonra hızlı bir büyüme temposuna girmiştir ve doğuma kadar kilosu yaklaşık üç kat artacaktır.
”Karnımda ağrı ve yanmalar hissediyorum”
İkinci üç aylık dönemde uterusun (rahmin) genişliğinde hızlı bir artışı farkedersiniz.
Kadın rahmi, vucüdumuzda kendi büyüklüğünün üstüne bu kadar fazlasına çıkıp doğumdan sonra tekrar eski haline dönebilen tek organdır.
Uterus (rahim) büyürken, vücudunuzun içinde o bölümde olan diğer organlar normal yerlerinden birazcık uzaklaşacaklardır. Bu nedenle bu organları tutan kas ve bağ dokularında aşırı bir gerilme olacaktır. Bu organ büyüme ve gerilmeleri anne adayını rahatsız edebilir.
Bu dönemde görülen ağrı ve yanmaların esas nedeni uterusun ağırlığı ve genişliğindeki artış ile gebelik hormonlarıdır.
”Belimde ve sırtımda ağrılar oluyor”
Gebelik sırasında kalça bölgenizdeki kemiklerin arasındaki eklemler yumuşayıp gevşerler. Bunlar doğum sırasında bebeğin bu bölgeden geçebilmesi için bir hazırlıktır.
Bu dönemde, rahminizin ağırlığı artar ve ağırlık merkezinin yeri değişir. Bunun sonucu olarak zamanla ve belki hiç farkında olmadan, vücut şekliniz ve yürüme şekliniz değişir. Ağırlık merkezindeki değişiklikler sırt ağrılarına neden olur.
Öneriler
Şikayetlerinizi en aza indirmek için oturmanıza, kalkmanıza ve yürümenize dikkat edin, kendinizi fazla zorlamayın, ağır yük kaldırmaktan kaçının ve ağrılarınızın arttığı durumlarda uzanarak dinlenin.
Ayrıca bel ve sırt sağlığını olumsuz etkileyen topuklu ayakkabı giymekten kaçının. Her zaman için düz ve mümkünse ortopedik tabanlı ayakkabıları tercih edin.
Karın bölgenizdeki kasları çalıştırmak için yapılan egzersizler bel ve sırt ağrısının azalmasına yardımcı olacaktır.
”Kasıklarımda ağrılar oluyor”
İkinci dönemdeki alt karın bölgesindeki ağrıların nedeni, genişleyen rahmin kaslarının ve rahmin çevresindeki asıcı bağ dokusunun gerilmesidir. Bu durum tıbbi literatürde “Round ligament ağrısı” olarak geçer.
Ayrıca daha önceden karın bölgesine uygulanan bir ameliyat geçirmişseniz ağrının nedeni buradaki iç yapışıklıkların gerilmesi de olabilir.
Gebelik sırasında bazen appendisit veya safra kesesi taşı (kolesistit) nedenli ani ağrılar farklı yerlerde ve şekillerde oluşabilir. Bu ağrıların farklı yerde oluşmasının nedeni, büyüyen rahmin bu organları bulundukları yerden başka tarafa itmesidir.
Öneriler
Kasık bölgesindeki ağrı bebeğiniz ve sizin için bir tehdit oluşturmasa da, bu şikayetinizin fazla ve uzun süreli olması durumunda mutlaka doktorunuza bildirin. Çünkü bu ağrıların nedeni (erken gebelik haftalarında) dış gebelik, düşük tehlikesi ve ileri gebelik haftalarında erken doğumun başlangıcı olabilir.
Kasık ağrınız şiddetli ise, oturma veya yatma veya alacağınız sıcak bir duş şikayetinizi bir ölçüde azaltabilir.
”Bacaklarımda kramplar oluyor”
Bacaklardaki kramplar genelde 3. Aydan
sonra sık görülür. Özellikle geceleri oluşur
ve hatta bazen uykudan uyandıracak kadar
şiddetlidir.
Bacak kramplarının kesin nedeni belli
olmamakla beraber kalsiyum ve
magnezyum azlığı genel olarak
suçlanmaktadır.
Öneriler
Bacak krampları sizi çok rahatsız ederse, öncelikle kalça kaslarınızı gerici egzersizler yapın. Uzun süre oturmaktan veya uzun süre yürümekten kaçının. Eğer aniden kramp girerse, dizinizi gererek ayağınızı hafifçe yukarı kaldırın.
O bölgeye masaj, sıcak uygulamalar rahatlatıcı olabilir. Bazı hekimler tarafından hastalara kalsiyum, magnezyum veya B6 vitaminleri reçete edilebilmektedir.
”Midem yanıyor”
Mide yanmasının en sık sebebi, “reflü” olarak bilinen mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri kaçmasıdır. Bunun sonucunda mide asitleri yemek borusunu tahriş eder.
Gebelikte reflü’nün normalden daha sık olarak karşımıza çıkmasının bir kaç ayrı nedeni vardır. En önemli neden büyüyen uterusun (rahmin) mideyi yukarıya itmesidir.
Diğer bir neden, sindirim sisteminin çalışması hormonların (özellikle progesteron hormonu) etkisi altında yavaşlaması sonucunda yemek borusunda dalga şeklinde hareketlerle ilerleyen yiyeceklerin gidişi gebelik sırasında yavaşlamaktadır. Midenizin boşalması gecikmekte ve yiyecekler sindirim sisteminden daha yavaş boşalmaktadır. Bunun sonucunda hazımsızlık, şişkinlik ve bulantı hissi gibi şikayetler de görülebilecektir.
Ayrıca mide ile yemek borusu arasındaki büzücü kas yine gebelikte artan progesteron hormonu etkisiyle gevşemekte ve mide asid içeriği yemek borusuna geçerek göğüste yanma şikayetine yol açabilmektedir.
Öneriler
Bulantı ve kusmayı önlemek için, az az ve de sık sık beslenin. Fazla asidli gıdalar ile aşırı acılı, ekşili, baharatlı, yağlı gıdalardan uzak durun. Fazla miktarda çay, kahve ve çikolatadan sakının.
Kızartma türü gıdalar yerine haşlama türü gıdaları tercih edin. Soda içmeniz bazan şikayetlerinizi azaltabilir.
Ayrıca mide yanmanızı artıran ani öne eğilmeler gibi hareket ve pozisyonlardan kaçının. Hatta geceleri yatarken başınızın altına bir yastık daha koyup başınızı biraz daha yükseltebilirsiniz.
Her şeye rağmen mide yanmanız çok fazla ise doktorunuz size bir takım antiasid ilaçlar verebilir, fakat doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayınız.
”Cildim eskisi gibi değil”
Gebelik sırasında salgılanan bazı hormonlar cildinizde belirli değişikliklere neden olur.
En sık karşılaşılan problem vucüttaki bazı bölgelerde belirginleşen cildin kahverengileşerek kararmasıdır. Bu durum en sık olarak yüzde (kloasma, gebelik maskesi), göğüs uçları, karın, kasık ve göbek çevresi bölgelerinde ortaya çıkar.
Ciltteki bu kararmaların gerçek nedeni belli olmamakla beraber, gebelikte salgısı artan estrojen hormonuna bağlı olduğu düşünülmektedir.
Öneriler
Gebelik sırasındaki cilt kararmaları, güneş ışığı veya diğer ultraviole ışıklara maruz kalmakla daha da artabilir.
Bu yüzden gebelik sırasında durumda fazla güneşte kalmayın ve hatta yaz aylarında dışarıda olduğunuz zamanlarda öncelikle yüzünüzü yüksek koruma faktörlü kremlerle koruyun.
Bol miktarda kar olan ortamların da yaz aylarındaki güneş ışığı gibi yüksek dozda ultraviole içerdiğini unutmayın.
Ciltteki kararmalar doğumdan sonra bir miktar azalsa da soluk bir şekilde kalıcı da olabilir. Bu durumda doğumdan sonra dermatologlar tarafından bazı tedaviler uygulanabilmektedir.
Gebelik sırasında ciltteki esmerleşmelere ilaveten el ayası ve ayak tabanlarında kızarıklıklar, vucutta bazı kaşıntılı ve döküntülü rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Pek çok şikayet tedaviye gerek kalmaksızın gebeliğin doğal sürecinde kendiliğinden kaybolup gider.
”Kabızlık oluyor”
Kabızlık, gebelikte görülen sık görülen bir problem olup en sık nedeni sindirim sisteminin genel olarak yavaşlaması ve büyüyen uterusun (rahmin) bağırsakların son kısmına yaptığı baskıdır.
Ayrıca kabızlık gebeliğin son dönemlerinde hemoroid (basur) ve anal fissür (makatta çatlama) oluşumunu da artırır.
Öneriler
Bu problemle başetmenin en önemli yolu diyetinizi düzenlemektir. En önemli tedavi ve kabızlıktan korunma yöntemi liften zengin beslenme ve bol sıvı tüketimidir.
Her türlü çiğ sebze ve meyveyi bol miktarda almanızda yararlar mevcuttur. Ayrıca bağırsakların rahat çalışması için bolca kayısı, erik, incir kompostoları ve doğal meyve suları içebilirsiniz.
Sabah kahvaltısından önce aç karınla bir bardak ılık su içiniz. Bol miktarda sıvı tüketimi anne ve bebek sağlığı ile gebeliğin normal gidişatı açısından pek çok yarar sağlar.
Tüm bunlara ek olarak yaptığınız egzersizi artırmanız da bu probleminizin azalmasına yardımcı olabilir. Özellikle açık havada yapılan bir saatlik yürüyüşler kendinizin ve gebeliğinizin sağlığı açısından önemlidir. Bu dönemde de doktorunuza danışmadan müshil ya da benzeri etkili ilaçlar almayınız.
”Kansızlık şikayeti”
Bebeğin gebelik sırasında artan ihtiyaçları vücudunuzun demir gereksinimini fazlalaştırır. Gebelik öncesinde günlük demir ihtiyacınız 15 mg. kadarken gebelikte bunun 2 katına gerek vardır. Genel olarak besinlerle alınan demir yeterli gelmeyeceğinden dolayı ilave demir haplarına gerek vardır.
Gebe kadınlarda anemi (kansızlık); yorgunluk, güçsüzlük, çarpıntı, üşüme, nefes darlığı, baş dönmesi ve vucut direncinin azalması gibi sıkıntılara yol açabilir.
Öneriler
Aneminin tek tedavisi demir almaktır. Bu yüzden gebeliğin 16-18. haftasından itibaren her gebe ilave olarak demir almalıdır.
Ayrıca demirden zengin gıdaların tüketilmesinde fayda vardır. Kuru baklagiller, karaciğer, dalak, yürek, kırmızı etler, pekmez, yumurta gibi gıdalar demir açısından zengindir.
Anemi ile ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız >>>
“Aşermelerim oluyor”
Gebelikte turşu, limon, muz, karpuz, soğan gibi bir takım yiyeceklere karşı aşırı istek doğması aşerme olarak bilinir.
Çok arzuladığınız bu yiyecekleri sindirim düzeninizde bozukluğa neden olmuyorsa ve aşırı kalorili değilse uygun miktarda yemenizde bir sakınca yoktur. Aşermelerin neden kaynaklandığı bilinmemektedir.