arkadaşlar biraz uzun ama sanırım bu konu ile ilgili merak durumu son noktada sanırım faydalı olacaktır Dr. Alper Mumcunun sitesinde okudum ve sizlerlede paylaşmak istedim
Bulaşma
Tetanoz mikrobu doğada yaygın olarak bulunur. Yaygın inanışın tersine sadece paslı maddeler ile değil daha ziyade topraktan bulaşır. Hastalığın ortaya çıkması için bakteri sporlarının herhangi bir yaradan vücuda girmesi gerekir. Bunun için en uygun ortam vücut bütünlüğünü bozan büyük ya da küçük tüm yaralardır. Kendi evinin bahçesinde toprakla uğraşan kişiler bile farkında olmadan bu mikrobu kapabilirler.
Tetanoz kişiden kişiye bulaşmaz. Toprak, toz, pas, hayvan dışıkısı gibi maddeler ile temas eden yaralar en önemli bulaşma yoludur. Bu tür yaralanmalar en fazla düşme, trafik kazası gibi durumlar sonrasında ortaya çıkar.
Bir başka bulaşma yolu da doğumdan hemen sonra göbek kordonunun uygun ve temiz olmayan maddeler ile bebeğe bulaşmasıdır. Yenidoğan tetanozu adı verilen bu durum bebek için öldürücüdür.
Hijyenik şartların iyi olmadığı ya da gerekli sterilite şartlarının sağlanmadığı ortamlarda yapılan doğum, kürtaj gibi müdahaleler ile kişilerin vajina içine yabancı cisim sokarak kendi kendilerine düşük yapmaya çalışmaları sonucu ortaya çıkan septik abortuslar da ülkemizin de dahil olduğu pekçok gelişmekte olan ülkede tetanozun önemli nedenlerinden birisidir.
Yine ülkemizin de içinde bulunduığu gelişmekte olan ülkelerde pekçok bebek doğumdan sonra göbek kordonunun taş, bıçak gibi kirli maddeler ile kesilmesi sonucu yenidoğan tetanozuna yakalanmakta ve yaşamının daha ilk günlerinde ölmektedir. Bu doğumların önemli bir kısmı evlerde gerçekleştiğinden kayıtlara girmemekte ve yenidoğan tetanozunun görülme sıklığı ne yazik ki gerçekçi bir şekilde tahmin edilememektedir.
Belirtiler
Bakteri vücuda girdikten sonra hızla toksik bir madde salgılamaya başlar. Bu madde kaslar üzerinde uyarıcı etkiye sahiptir. Kafa kaslarından başlayarak tüm kaslarda uzun süreli kasılma ve kilitlenmeler meydana gelir. En sık etkilenen kas grupları çene kaslarıdır. Buna paralel olarak en sık karşılaşılan bulgulardan birisi de çene kilitlenmesidir. İstemsiz kasılmalar yavaş yavaş kafadan aşağılara doğru iner. Hastalığın doğal seyri sırasında solunum kasları olaya karıştığında kişi nefes alıp veremez ve boğularak yaşamını yitirir.
Bakterinin vücuda girmesi ile berlitilerin ortaya çıkması arasında geçen kuluçka süresi genelde 2 haftadan daha azdır ancak bu süre 2 gün kadar kısa ya da 2 ay kadar uzun olabilir. Belirtiler ne kadar çabuk ortaya çıkarsa hastalık o kadar şiddetli seyretmektedir.
Önlem
Tetanoz önlenebilen bir hastalıktır. Önlemenin etkili tek yolu da aşı olmaktır. Pekçok ülkde olduğu gibi ülkemizde de çocuklardaki aşı programı içinde tetanoz aşısı da uygulanmaktadır. Çocukluk dönemindeki tetanoz aşısı difteri ve boğmaca aşıları ile birlilkte yapılır.
Diğer pekçok aşıdan farklı olarak tetanoz aşısının sağladığı bağışıklık ve koruyuculuk ömür boyu sürmez. Etkinin devam etmesi için aşını belirli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Rapel adı verilen bu tekrarlar için ideal süre 10 yıldır. Ancak aşı yapılması üzerinden 5 yıldan fazla süre geçtiyse ve trafik kazası gibi ciddi bir yaralanma varsa veya yaralanma kirli olarak tabir edilen toprak, pas, kir ile temas etmiş bir yara ise 10 yılın dolması beklenmeden rapelk yapılır.
Hamilelik ve tetanoz aşısı
Ülkemizde yenidoğan tetanozu nadir olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle ulusal aşı politikaları gereği hamile kadınlarda eğer son 10 yıl içinde rapel yapılmamışsa ilk trimesterdan sonra yapılması önerilir.
Ülkemiz sağlık sisteminin bir parçası olan sağlık ocaklarında görev yapan ebeler zaman zaman evleri dolaşarak hanede hamile kadın olup olmadığını eğer varsa kontrollerinin yapılıp yapılmadığını kontrol etmektedirler. Evine bu tür bir ziyarette bulunulan ve tetanoz aşısı olması gerektiği söylenen hamile bir kadın daha önceden konu ile ilgili olarak doktoru tarafından bilgilendirilmediyse doğal olarak endişe duyar.
Çalışma hayatı içinde gerek yüzyüze gerekse telefon ya da e-posta yoluyla sık sık bu yönde sorular ile karşılaşıyoruz.
Tetanoz aşısı canlı mikroorganizma içermeyen ve gebelikte güvenle yapılabilecek olan bir aşıdır. Ancak hamilelik takiplerinde mutlaka yapılması gereken rutin bir uygulama değildir. Aslolan hamile olsun ya da olmasın erkeklerde dahil olmak üzere tüm bireylerin her 10 yılda bir bu aşıyı yaptırmalarıdır.
Hamilelik sırasında yapılan aşıya bağlı gelişen antikorlar bebeğe de geçerek onu yaşamının ilk dönemlerinde bu ölümcül hastalıktan korurlar.
Daha önceden aşılanmamış bir kadın hamileliği sırasında tetanoz aşısı olmaya karar verirse ilk trimesterdan sonra 4-8 hafta arayla toplam 2 doz aşı olmalıdır.