ben iki dilli bir cocuk olarak yetistim,once ana dilimi ana okulu caginda da diger dili ogrendim ve her ikisni de paralel kullanmakta zorluk cekmedim.Elbette bu disaridan gorunen kismiydi,esasinda cok daha fazla sey anlatmak istiyor ama cogunlukla kafam o kadar karisik oluyordu ki sadece ihtiyacim oldugu kadarini anlatip kisa kesiyordum.Bu sonsuza kadar boyle surmedi cok sukur,bir sure sonra her iki dile de esit olcude hakim olunca daha rahat kendimi ifade etmeyi ogrendim.Yine de ustunden ne kadar zaman gecerse gecsin,kelime hazinesinin oldukca kisitli oldugu cocuk yaslarinda iki dilli olmanin verdigi o karisikligi ve hatta caresizligi unutamam.Yillar sonra benim yeniden o iki dili ayni anda uzunca bir sure kullanmam icab etti,universite egitimim icin.Hatta egitimim farkli bir dilde oldugu icin 3 dili birden kullanmam da gerekiyordu,Sabah ana dilim,otobuste,bakkalda vs ikinci dilim,okulda sadece 3.dil.Herkesle bu 3 dilde iletisim kurabiliyor olmama ragmen,kendimi her zaman sadece anadilimi konusan insanlarin yaninda istedigim gibi ifade edebildim.Pedagoji egitimi de almis bir filolog olarak mezun oldugumda hem ogrendiklerimi hem de kendi tecrubemi baz alarak kendi cocugumu tek dilli yetirstirmeye karar verdim.Kendi dilini tam anlamiyla ogrenmeden de baska bir dil ogretmeyi dusunmuyorum.BU konuda cok fazla calisma var,kimisi cok dilli cocuklarin bazi konularda daha basarili oldugunu savunurken,bazilari da kendini iyi ifade edemediklerinden kaynakli yasadiklari psikolojik sikintilardan dem vuruyor.Anne babasi farkli milletlerden olan cocuklarda elbette durum cok farkli,o cocuklar her iki dili de rahatlikla kullanmayi ogreniyorlar ama yine de yasanilan ulkenin dili her zaman baskin oluyor.Anne ve baba farkli milletlerden olmadigi yada yurt disinda yasamak zorunda olunmadigi surece cocuklarin ikinci ve ucuncu ve dorudncu dillerini ogrenmeleri icin acele edilmemesi gerektigini dusunuyorum.Saglicakla.