Evet terrier şivava kırması fırlamamMinnak ırk sanırım. Benim de iri yarması oğluşum var :)
Çok şirin maşallah. Bu da benim kuzudan hallice iri yarması oğlum :)
Evet terrier şivava kırması fırlamam
Senin kedi çok tatlı maşallah allahım esirgesin❤
Amin inşallahHepsini Allah korusun uzun ömürler versin :)
Haziranda gidiyorum ama, önce burada yazmak istediğim çok şey öğrendim. Aklım çok karışık. Çok yoğun iki gün geçireceğim. Aklımı toplayıp yazmak istiyorum ki doğru ifade edebileyimEeee mayısa girdik. Yolculuk ne zaman :)
Eee
Haziranda gidiyorum ama, önce burada yazmak istediğim çok şey öğrendim. Aklım çok karışık. Çok yoğun iki gün geçireceğim. Aklımı toplayıp yazmak istiyorum ki doğru ifade edebileyim
Siz bir hikaye mi yazıyorsunuz burada? Yani tamamen sizin kurguladığınız bir hikaye olabilir mi bu anlattıklarınız? Ya da gerçeklikten kopma sorunu yaşıyor olabilir misiniz? Sanki kendi aleminizde yarattığınız bir ilişkiyi anlatır gibisiniz. Ve garip, net olarak tanımlamaz bir ilişkiden söz ediyorsunuz. Bence hikayenizde, gerçek hayatta olmamış, hayal ürünü pek çok şey var gibi. Birbirine tezat oluşturan, anlamlı durmayan davranışları, karşılıklı konuşmaları aktarıyorsunuz. Herşeyi siz yaratmış ve yaratmaya devam ediyor ve bu arada burada yorum yapanları da, bu hayale dayalı kurguya dahil ediyor olabilir misiniz?Haziranda gidiyorum ama, önce burada yazmak istediğim çok şey öğrendim. Aklım çok karışık. Çok yoğun iki gün geçireceğim. Aklımı toplayıp yazmak istiyorum ki doğru ifade edebileyim
Olayları yanlış algılamak belki mümkündür. Fakat hayale dayalı bir kurgu içinde yaşıyor olmak, şizofreni hastalığına sahip kimselerde görülür. Dolayısıyla, algıladığınız şekilde olması mümkün değil. Parçaları birleştirememeniz, yaşanmışların hakikat olmadığını göstermez. Zira bazen olaylar, insanların içinde bulunmadan anlayabileceğinden daha karmaşık olabilir. Tıpkı bu konu ile ilgili olduğu gibi. Ayrıca, konunun bütün detaylarını buradan yazmamı beklemezsiniz değil mi? Sanal platformda, sadece sözleri aktarabiliriz. Fakat nasıl ki bir insan, bebeğinin fotoğrafına baktığında, onun kokusunu da hatırlıyor ama çevresine kendi hissettiği şekilde yansıtamıyorsa, aşkla ilgili mevzularda da böyledir. Yalnızca iki insan arasında, gözler ve kalp ile kurulan bir bağı, yalnızca mesajlar ve sonuçlardan yola çıkarak genellemeye tabi tutamazve şu nedenden böyle olmuştur diyemezsiniz. Fikrinizi özgürce beyan etmek hakkınız baki elbette. Ancak zamanın aşk anlayışı ile değerlendirdiğiniz anda, yanılgıya düşersiniz. Bahsettiğim kişi yahut ben, aramızda gerçekten aşk anlamında bir bağ olsun ya da olmasın, birbiri ile çok ama çok iyi anlaşan iki insan idik. Geçmiş zaman kullanıyor olduğumun dikkatinizi çekmesini isterim. Şimdi dargın ya da uzak oluşumuz da buna engel değildir ayrıca. Sandığınız gibi, yıllar süren bir hoca- öğrenci ilişkisi içinde peşinden koştuğum bir adamdan bahsetmiyoruz. Bu kadar uzun zaman içinde kurulan bir bağ - belki buradaki pek çok kimsenin yaşına tekabül eden bir süreden bahsediyorum- hiç değilse saygıyı hak eder. Biz O'nunla hiç kavga etmedik desem, mübalağa etmiş olmam. Yukarıda yazdıklarımı, bir süre önce öğrendim ve zaten bu sitede kayıtlı üye olup da konuya vakıf olan birine de söylemiştim. Hayatım ile ilgili hususlarda, gerçekçi olmaya ve mantığıma göre hareket etmeye dayalı yaşadığım için bugün bu durumda olduğum söylenebilir. Detayları biliyor olsaydınız, ne söylemek istediğimi belki daha reel biçimde anlayabilirdiniz. Fakat detayları buradan yazmak, hem olayı fazlasıyla ifşa etmiş olmak hem de gereksiz derecede uzun mesajları konu ile ilgilenen üyeleri meşgul etmek anlamına geleceği için buradan yazmamayı tercih ediyorum.Siz bir hikaye mi yazıyorsunuz burada? Yani tamamen sizin kurguladığınız bir hikaye olabilir mi bu anlattıklarınız? Ya da gerçeklikten kopma sorunu yaşıyor olabilir misiniz? Sanki kendi aleminizde yarattığınız bir ilişkiyi anlatır gibisiniz. Ve garip, net olarak tanımlamaz bir ilişkiden söz ediyorsunuz. Bence hikayenizde, gerçek hayatta olmamış, hayal ürünü pek çok şey var gibi. Birbirine tezat oluşturan, anlamlı durmayan davranışları, karşılıklı konuşmaları aktarıyorsunuz. Herşeyi siz yaratmış ve yaratmaya devam ediyor ve bu arada burada yorum yapanları da, bu hayale dayalı kurguya dahil ediyor olabilir misiniz?
Bunlar, benim algıladıklarım. Anlattıklarınızla bende yarattığınız düşünceler yukarıya yazdığım gibi. Size dürüstce, gördüğüm resmi tarif ettim.
Çok çok çok çok saçma bir durum çocuk senin çocuğun mu da bırakmaman gerekiyormuş eski eşin neden çocuğu sahiplenmek için evleniyor babası evlensin madem öyle sizinkiler böyle bişeyi nasıl kabul eder nereden tutsan elinde kalan bir durum aşşırı absürtBenim eski eşimin bir yeğeni vardı. Bebekliğinden beri, babaanne ile bizim evde büyüdü. Bana anne derdi hatta. O çocuğu hala arar sorarım yani. Kendi çocuğum gibi. Elimde büyüdü. Ama geçenlerde çocuğun babası, ben artık bakamıyorum, diye tutturmuş. Babaannede de alzheimer başlangıcı var. Kendine bakacak hali yok. Eski eşimle biz de ayrılmış olunca, çok zorlanmışmış vs. Yani çocuğu verecek kapı kalmayınca, yurda vermek istemiş. Eski eşim de itiraz edince, biraz daha oyalanmış. Ama şimdi başka bir kadınla evlenecekmiş adam. Çocuğu yurda vermemek için, yaza kadar zaman vermiş. Eğer birini bulup evlenirse, çocuğu eski eşime verecekmiş, yoksa yurda... Eski eşim de demiş ki, "ben nereden bulayım o kadar zamanda, çocuğa anne olabilecek ve bana eş olabilecek birini?"Eski eşimin benimle barışmayı isteme sebeplerinden biri de buymuş ama bana söylememişler. Annem anlattı herşeyi. Meğer önce eski eşim sormuş, benim hayatımda biri olup olmadığını. O da demiş ki, tam olarak biri var değil ama, durum böyle böyle. O zamandan sonra eski eşim tekrar bana gelip barışalım demedi. Ben de sormadım tabii. Anneme demiş ki, " Bir kez daha mutluluğuna engel olmak istemem." Bizim durum netleşsin diye bekleme kararı almış. Uzun zamandır aramıyordu.
Meğer sebep buymuş. Ama daha kötüsü, hocam da, neredeyse eş zamanlı olarak, kardeşime face üzerinden sormuş, eski eşi ile barışma ihtimali var mı diye. O da olan biteni , çocuk meselesini anlatmış. Ne demiş o zaman biliyor musunuz, " O zaman artık evli sayılır"! Yani ben O'nun gözünde evli ve çocuklu bir kadınım. Ablam daha kabul etmedi dese de kardeşim, O demiş ki, "Çocuğu bırakamaz. Bırakmamalı da zaten"
Sevdiğim adam bekar, ama ben O'nun gözünde evli ve çocukluyum. Gitmesi bu yüzden. Herşey bu yüzden. Benim yazdıklarımı da artık alay gibi mi anladı, uygunsuz mu gördü bilmiyorum. Eski eşiyle barışacak da ben yedekte mi kalacağım diye mi düşündü? Ben O'na aylarca aşk mesajları yazarken, bu durumu hep biliyormuş. Cevap yazmayışı da bu yüzden. Eski eşiyle barışacağını düşündüğü bir kadına neden böyle bir konuda yazsın ki. Anlamıyordum ben de neden birden çekip gittiğini. Sustuğunu. O kadar kızdım ki bizimkilere. Anneme eski eşim söz verdirmiş, kardeşime de O... İkisi de susup duruyorlarmış. Şimdi neden söylediniz o zaman diye sordum, "her şekilde günaha giriyoruz" dedi annem.
Babası evleniyor zaten. Tam da bu yüzden yurda vermek istiyor. Çocuk kız çocuğu. Yeni eşi, çocuğu istemiyor.Çok çok çok çok saçma bir durum çocuk senin çocuğun mu da bırakmaman gerekiyormuş eski eşin neden çocuğu sahiplenmek için evleniyor babası evlensin madem öyle sizinkiler böyle bişeyi nasıl kabul eder nereden tutsan elinde kalan bir durum aşşırı absürt
Hmmm eski eşinde sen seviyorsun bırakamazsın diye seni düşündü sakın böylr bir hata yapma başkası için hayatından vazgeçmeBabası evleniyor zaten. Tam da bu yüzden yurda vermek istiyor. Çocuk kız çocuğu. Yeni eşi, çocuğu istemiyor.
Aynen öyle. Çocuğu çok sevdiğimi biliyor. Elimde büyüdü. Tabii ki seviyorum. O yüzden beni düşünmüş ama sanırım yapamayacağım. Yine de bilmiyorum. Çok zor bir karar aşamasındayım. Gidip yüzyüze konuşacağım. Sonra karar vereceğim.Hmmm eski eşinde sen seviyorsun bırakamazsın diye seni düşündü sakın böylr bir hata yapma başkası için hayatından vazgeçme
Başkası için hayatını değiştirecek mutsuz olacapın kararlar vermeAynen öyle. Çocuğu çok sevdiğimi biliyor. Elimde büyüdü. Tabii ki seviyorum. O yüzden beni düşünmüş ama sanırım yapamayacağım. Yine de bilmiyorum. Çok zor bir karar aşamasındayım. Gidip yüzyüze konuşacağım. Sonra karar vereceğim.
Evet mutluluk önemli ama, bu devrin koşullarında çok sevdiğim o kız çocuk, yetimhaneye verilince de mutlu olamam ki...Başkası için hayatını değiştirecek mutsuz olacapın kararlar verme
Sen bilirsin eski eşinle aranda kavga şiddetli geçimsizlik yoksa düşün ama cidden mutsuz olacaksan depresyon falan yaşayacaksan uzak durmalısınEvet mutluluk önemli ama, bu devrin koşullarında çok sevdiğim o kız çocuk, yetimhaneye verilince de mutlu olamam ki...
Öyle romantik anlatmışsınız ki kaptırıp gidecekken adamın o sırada evli olduğunu ve hocanız olduğunu sizin öğrenci olduğunuzu adamın tüm bunlara rağmen ahlaklıymış gibi, ürkek bir serçe gibi kaçışlarını, arada size bir parmak bal verişlerini, sizin hevesli aşık bakışlarınızı görünce egosunu tatmin edip bir sonraki ego tatminine kadar ortadan kaybolduğunu farkettim.Çok teşekkür ederim ilgilendiğiniz için. Öncelikle şunu söylemem gerek. Hayatında biri olmadığını biliyorum. Çok güvenilir biri. Çok uzun zamandır tanıyorum O'nu. Biri olsaydı, söyleyecek kadar merttir. Geçenlerde, bir arkadaşımın hesabından baktım paylaşımlarına. Aşık olan iki insanın bile, birbirini ne kadar yıpratabileceğine ilişkin bir gönderi yazmış. Ben ise, sömestr tatilinde O'na gitmeme kararı aldım. Daha ekstrem bir karar verdim, O'nun yaşadığı şehre tayin istedim. Ortak bir çevremiz var. Karşılaşmamız her zaman mümkün. Haziran'dan sonra gideceğim o şehre. O zamana kadar O da düşünmüş olur ben de. Tam olarak ne şekilde bilmiyorum ama, O beni severdi. O'nun için gerçekten çok değerli olduğumu biliyorum. Bunu bana defalarca söyledi. Sözlerini geçtim, kendisine bakan bir erkeğin gözlerindeki farklı anlamı okuyamayan kadın var mıdır? Hiçbir zaman çapkın bir adam olmadı. Bunu yakın arkadaşları da söylüyordu. Bana ilk sarıldığında, sanki hiç dokunmuyor gibiydi. Avucunun içine aldığı bir kelebek gibi, sadece etrafımı kuşatmıştı ama verdiği samimiyetin ve hissettirdiği değerin yanında, asla, bir erkeğin sıradan bir kadına sarılışı gibi değildi. Bana baktığı zaman, ne kadar kalabalık bir ortamda olursak olalım, bakışları sadece bana odaklanırdı. Başka hiçbir yere kaymazdı benimle konuşurken. Nescafe paketini açıp fincanıma boşaltmamı bile, büyük bir dikkatle takip ederdi gözleriyle. Masamızda başka biri varsa dahi, yüzü veya tamamıyla kendisi bana dönük olurdu. Her şeyin en iyisine layık olduğumu söylerdi bana. Bana bakarken yüzünün kızardığı ve bakışlarını kaçırdığı olurdu zaman zaman. Neden bilmiyorum, O'ndan çok daha fazla şeyler paylaştığım başka kimseler de oldu ama ben hiç o zamanlarda olduğu gibi hissetmedim. Hiç kimse bana o hissi veremedi. Bilmem... Belki hiç karşılaşmayacağız, belki beni artık sevmiyor, belki .... Ne olacağını bilmiyorum ama, bu yaştan sonra başka birini böyle sevebileceğimi sanmıyorum. Pekçoğunuzun söylediği gibi, ben de bekleme kararı aldım.