- 19 Mart 2019
- 7.883
- 33.204
Genel anlamda uyumlu biri olduğumu düşünüyorum. Eş ailesi, maddiyat gibi konularda idare edebileceğim bir durumsa, kişiliğime saldırı yoksa, eften püften sebeplerle sorun çıkarmam. Ailemden birini mutlu edecekse, ödün verdiğim konular olmuştur. Yada arkadaşlarımla problem yaşarsam tartışmak yerine, uzaklaşmayı tercih ederim.
Ama tavrımın net olduğu bazı konular var. Onlarla ilgili savaşırım, tırnaklarımı çıkartırım ve yorulurum. İşte o zamanlarda bazen keşke farkındalığım daha az olsaydı yada "ben bilmem kocam bilir" diyebilseydim. Kafam daha rahat olurdu diyorum. İstediğimden değil bazen savaşmaktan yorulduğum için.
Misal çocuklarımın eğitimi, mutluluğu gibi konularda resmen aslan kesiliyorum, tırnaklarımı çıkarıyorum, sesimin desibeli yükselebiliyor.
Oğlum lgs'ye girdi, pandemi sürecine denk gelince okul/dershane eğitimi yarım kaldı. Ergenlikte işin içine girince biraz saldı dersleri. Sınava yakın sorumluluklarını hatırladı, motivasyon konuşmalarımda fayda gösterdi sanırım biraz toparlandı. Sınavda da yanlışlarım doğrularımı götürmesin korkusuyla 3-5 cevabı silmiş, onların hepside doğru çıkınca ayrı üzüldük zaten. Fena bir derece yapmadı ama devletin fen lisesine girecek yada iyi bir merkezi okula girecek puanları alamadı.
Malesef ki eğitim hayatı tek bir sınava bağlı olan bir ülkede yaşıyoruz, 45 kişilik bir devlet okulunda 4 sene toplamında 95 ortalama getiriyor olmasının bir önemi kalmadı yani.
Bende ortalama bir devlet okuluna gideceğine iyi bir özel okula gitsin, sonradan özel hoca/dershane uğraşacağımıza baştan işi sıkı tutalım çocuğun başarısı devam etsin diye düşündüm. Bulunduğumuz çevrede iyi bir butik özel okul buldum. Eğitim kadrosu gayet iyi, yks başarısı yüksek. Bu okulun Anadolu Lisesi kısmı için %60 burs verdiler. Fakat okul yönetimi çocukla da konuşmak istedi. İki ayrı öğretmenle ideallleri, hedefleri üzerine görüştü. Öğretmenler de fen lisesine gitmesi gerektiği konusunda bizi uyardılar. Eşimle ilgili sorun burada başladı.
Şöyle ki fen lisesinin ücreti daha yüksek ve artı olarak burs oranımız %40 civarında olacak. Buda bize senede 6-7 bin gibi artı bütçe getiriyor. Eşim isteyen, hedefi, olan çocuk Anadolu Lisesi'nde okur, sayısal derslerin aynılarını zaten görüyor ne gerek var düşüncesinde. Kendisi çocukların sınıflarının yerini bilmez neredeyse, toplantı, eğitimleriyle ilgili bütün yük bende, ama iş paraya gelince fikir sahibi oldu kendisi.
Bende Anadolu ve Fen lisesinin eğitiminin kesinlikle aynı olmadığını, sayısal derslerin daha derin işlendiğini, ders sayılarının daha fazla olduğunu vs anlattım. Yok bir türlü uzlaşamadık, tartıştık. Senelik 6/7 bin fark için çocuğumun eğitiminden kısmam. İleride bunuda yapabilirdik diye üzülmek yerine arabamı satarım, başka planlarımı ertelerim hiç sıkıntı değil, benim ebeveynliğimde böyle.
Ama tüm bunların farkındalığında olmasaydım, bilmeseydim ohh kafa bi milyon derler ya aynen öyle. Ne çatışmama gerek kalırdı, ne tartışma çıkardı. Baba tutar elinden yazdırırdı bir okula, çocuk yapabildiği kadarını yapardı. Tabi ki çocuğumun geleceği için iyi olmazdı ama çok yorgun hissediyorum kendimi. Böyle olunca da hiç bir şeyi düşünmek, planlamak, savaşmak istemiyorsun.
Ekleme: Aynı tartışmaları kızımın okulu içinde yaşadık, benim dediğim oldu ve sayısalda iyi bir sıralama bekliyoruz şu anda.
Ama tavrımın net olduğu bazı konular var. Onlarla ilgili savaşırım, tırnaklarımı çıkartırım ve yorulurum. İşte o zamanlarda bazen keşke farkındalığım daha az olsaydı yada "ben bilmem kocam bilir" diyebilseydim. Kafam daha rahat olurdu diyorum. İstediğimden değil bazen savaşmaktan yorulduğum için.
Misal çocuklarımın eğitimi, mutluluğu gibi konularda resmen aslan kesiliyorum, tırnaklarımı çıkarıyorum, sesimin desibeli yükselebiliyor.
Oğlum lgs'ye girdi, pandemi sürecine denk gelince okul/dershane eğitimi yarım kaldı. Ergenlikte işin içine girince biraz saldı dersleri. Sınava yakın sorumluluklarını hatırladı, motivasyon konuşmalarımda fayda gösterdi sanırım biraz toparlandı. Sınavda da yanlışlarım doğrularımı götürmesin korkusuyla 3-5 cevabı silmiş, onların hepside doğru çıkınca ayrı üzüldük zaten. Fena bir derece yapmadı ama devletin fen lisesine girecek yada iyi bir merkezi okula girecek puanları alamadı.
Malesef ki eğitim hayatı tek bir sınava bağlı olan bir ülkede yaşıyoruz, 45 kişilik bir devlet okulunda 4 sene toplamında 95 ortalama getiriyor olmasının bir önemi kalmadı yani.
Bende ortalama bir devlet okuluna gideceğine iyi bir özel okula gitsin, sonradan özel hoca/dershane uğraşacağımıza baştan işi sıkı tutalım çocuğun başarısı devam etsin diye düşündüm. Bulunduğumuz çevrede iyi bir butik özel okul buldum. Eğitim kadrosu gayet iyi, yks başarısı yüksek. Bu okulun Anadolu Lisesi kısmı için %60 burs verdiler. Fakat okul yönetimi çocukla da konuşmak istedi. İki ayrı öğretmenle ideallleri, hedefleri üzerine görüştü. Öğretmenler de fen lisesine gitmesi gerektiği konusunda bizi uyardılar. Eşimle ilgili sorun burada başladı.
Şöyle ki fen lisesinin ücreti daha yüksek ve artı olarak burs oranımız %40 civarında olacak. Buda bize senede 6-7 bin gibi artı bütçe getiriyor. Eşim isteyen, hedefi, olan çocuk Anadolu Lisesi'nde okur, sayısal derslerin aynılarını zaten görüyor ne gerek var düşüncesinde. Kendisi çocukların sınıflarının yerini bilmez neredeyse, toplantı, eğitimleriyle ilgili bütün yük bende, ama iş paraya gelince fikir sahibi oldu kendisi.
Bende Anadolu ve Fen lisesinin eğitiminin kesinlikle aynı olmadığını, sayısal derslerin daha derin işlendiğini, ders sayılarının daha fazla olduğunu vs anlattım. Yok bir türlü uzlaşamadık, tartıştık. Senelik 6/7 bin fark için çocuğumun eğitiminden kısmam. İleride bunuda yapabilirdik diye üzülmek yerine arabamı satarım, başka planlarımı ertelerim hiç sıkıntı değil, benim ebeveynliğimde böyle.
Ama tüm bunların farkındalığında olmasaydım, bilmeseydim ohh kafa bi milyon derler ya aynen öyle. Ne çatışmama gerek kalırdı, ne tartışma çıkardı. Baba tutar elinden yazdırırdı bir okula, çocuk yapabildiği kadarını yapardı. Tabi ki çocuğumun geleceği için iyi olmazdı ama çok yorgun hissediyorum kendimi. Böyle olunca da hiç bir şeyi düşünmek, planlamak, savaşmak istemiyorsun.
Ekleme: Aynı tartışmaları kızımın okulu içinde yaşadık, benim dediğim oldu ve sayısalda iyi bir sıralama bekliyoruz şu anda.