P
pessimist.kız
Ziyaretçi
- Konu Sahibi pessimist.kız
- #1
Bir zamanlar seni bir uçurumun kıyısından tuttuğumu ve kurtardığımı söylerdin. Buna karşılık* ne söyleyeceğini bilemeyen bir insanın* sol yanı şenlenen kadın rolünü oynuyordum. Yaşadıklarından inatla ders almaya çalışan* her şeye rağmen sevgiye olan inancını yitirmemiş* kıyısından deli* ucundan çocuk* gözleri denize girince yeşile çalan küçük bir kadının tatlı tesellisiydi belki de güzel sözler duymak. Seni gerçekten de kurtardığıma inandırmıştın beni.
Her güzel başlayan aşklar gibi şendik* heyecanlıydık* beklemedeydik..Görüşebileceğimiz o ender zamanların ayarlamalarında* duvarlara çentik atan mahkumlar gibiydik. Korkularını ilk yenen ben oldum* ben akıttım dudaklarımdan “seni çok seviyorum” kelimelerini. Sense yaşadıklarını ve hatalarını tekrarlamak istemeyen ama yine de konuşmak için çıldırasıya tetik de duran telaşlı bir yürektin. Her şeye rağmen fazla bekletmedin beni. Bir gün..beklediğim ama hiç ummadığım bir anda bana boşaldı dudakların; seni seviyorum* diye...
Yazdığın kelimeleri bırak* adresime düşen yüz binlerce cümleden hiç birine sığdıramadın beni Yazdığın her satırda bir nehir gibi aktım bilinmezliğine. Başka bir şehirden gökyüzüne gönderdiğin sıcacık kelimeler benim şehrimin denizine düşüyordu ve ben her harfi tek tek çıkartırken derinlerden* parmaklarıma denizin değil yüreğinin mavisi bulaşıyordu. Bütün yazdıklarını itinayla saklıyordum ve her aşk’da olası olan bir bitiş ertesinde kullanmak üzere* mahkeme tutanaklarına yazdıklarını şahit olarak yazdırabileceğimi biliyordum. Çünkü yazıların çığlık çığlığa konuşuyorlardı ve ben senin yokluğunla yazılarınla dertleşiyordum.
“Bekle” kelimesiyle bitirdiğin her cümleyi virgülle uzattım ve bekleyişlerime sığdırdım düşünü kurduğum geleceğimizi. Suskunluğu her gün daha fazla uzatıyordun ve ben tek başıma yaşıyordum* seninle beraber ellerinden tuttuğumuz ilişkimizi. Giderek uzaklaşıyordun* daha çok susuyordun ve ben bilinmezlerin ortasında senin gerçekte neyin olduğumu öğrenmeye çalışıyordum. Aylar geçiyordu* aramıyordun...Buna karşılık ben de “iyi ki sesin var yoksa bu hasret beni öldürecek” diyen adamın ölüm haberini bekliyor gibiydim. Her şeye rağmen bir şeylere sığınmak ve acılarımdan kurtulmak istiyordum. Ne zaman sana ihtiyacım olsa* “aradığınız aşk’a şu an ulaşılamıyor” diyen kadının mutlu sesi yankılanıyordu kulaklarımda. Sen sorunlarınla uğraşıyordun* bense sessizliğinle* sevdamla ve yalnızlığımla. Sevda* her şeye tek vücutmuş gibi göğüs germekti. Ben bunu biliyordum* böyle seviyordum* sense girdiğin mağaranın içinden uzattığım yardım elini bile görmüyordun.
Herkes seni soruyordu* selamını veriyordu* iletemiyordum. Hep böyle mi çalıyordu sevdanın çanları* farklı olduğumu düşündüğün bana bile geçmişimde bıraktığım yaralı sevdamı anımsatıyordun. Her şeye rağmen hiçbir kötü sözü yakıştıramadım sana. Giderek çoğalan kırgınlıklarımı itinayla kapatmaya çalıştım. Bir güzel sözün yeterdi belki* bekletirdi* sesimi bile duymadın. Merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum* çırpındım düşmemek için* uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu* düştüm.. !!
Bize ait bir çok düşü sen yaratmıştın ve sen yok ettin yine. Birer masal kahramanıydık ve masal olarak kaldık* ilerde çocuklara anlatılmak üzere belki de... Yaşadığım ve yaşattığım hiçbir şey için pişman değilim. Hatta bir de teşekkürüm var sana* kendimi en güzel sevilen kadın gibi hissettirdiğin için. Adı üstünde bir bekleyişti yaşadığım* belki bu da bir düştü* uyandım* baktım ki yoksun* Seni Düşlerinde Bıraktım...!!!
Bir aşk’a kaç aşk sığar diye soruyor bir şair* ben aşkıma tek aşk sığdırmıştım oysa* bilmeden ismimin bile unutulduğunu. Sorulması gereken sorular tedavülden kalktı* ki zaten cevapları da sana aitti... Sana değil* seninle bir ömrün düşünü kuran kendime yakıştıramadım “hoşça kal” kelimesini. Ama sen* bedeni dar gelse de* almadan fikrimi* elbisesini diktin vedanın. Bana sadece ortada kalmamak için giymek ve gitmek düştü. Ama gitmek değil ki öfkeyle* kırgınlıklarla* acıyla.. kendi özgürlüğüm için bağışladım seni.. Yine de* her şeye rağmen merak etmiyor da değilim; içindeki hangi sen gerçekten sevdi beni..?* hangi sen haykırdı gökyüzüne* sen bende ömürlük olmalısın diye..? ve hangi sen bu kadar kayıtsız kalabildi yüreğini konuşturan bir kadının yüreğine..???
Artık bende senin gibiyim susuyorum öylece
Her güzel başlayan aşklar gibi şendik* heyecanlıydık* beklemedeydik..Görüşebileceğimiz o ender zamanların ayarlamalarında* duvarlara çentik atan mahkumlar gibiydik. Korkularını ilk yenen ben oldum* ben akıttım dudaklarımdan “seni çok seviyorum” kelimelerini. Sense yaşadıklarını ve hatalarını tekrarlamak istemeyen ama yine de konuşmak için çıldırasıya tetik de duran telaşlı bir yürektin. Her şeye rağmen fazla bekletmedin beni. Bir gün..beklediğim ama hiç ummadığım bir anda bana boşaldı dudakların; seni seviyorum* diye...
Yazdığın kelimeleri bırak* adresime düşen yüz binlerce cümleden hiç birine sığdıramadın beni Yazdığın her satırda bir nehir gibi aktım bilinmezliğine. Başka bir şehirden gökyüzüne gönderdiğin sıcacık kelimeler benim şehrimin denizine düşüyordu ve ben her harfi tek tek çıkartırken derinlerden* parmaklarıma denizin değil yüreğinin mavisi bulaşıyordu. Bütün yazdıklarını itinayla saklıyordum ve her aşk’da olası olan bir bitiş ertesinde kullanmak üzere* mahkeme tutanaklarına yazdıklarını şahit olarak yazdırabileceğimi biliyordum. Çünkü yazıların çığlık çığlığa konuşuyorlardı ve ben senin yokluğunla yazılarınla dertleşiyordum.
“Bekle” kelimesiyle bitirdiğin her cümleyi virgülle uzattım ve bekleyişlerime sığdırdım düşünü kurduğum geleceğimizi. Suskunluğu her gün daha fazla uzatıyordun ve ben tek başıma yaşıyordum* seninle beraber ellerinden tuttuğumuz ilişkimizi. Giderek uzaklaşıyordun* daha çok susuyordun ve ben bilinmezlerin ortasında senin gerçekte neyin olduğumu öğrenmeye çalışıyordum. Aylar geçiyordu* aramıyordun...Buna karşılık ben de “iyi ki sesin var yoksa bu hasret beni öldürecek” diyen adamın ölüm haberini bekliyor gibiydim. Her şeye rağmen bir şeylere sığınmak ve acılarımdan kurtulmak istiyordum. Ne zaman sana ihtiyacım olsa* “aradığınız aşk’a şu an ulaşılamıyor” diyen kadının mutlu sesi yankılanıyordu kulaklarımda. Sen sorunlarınla uğraşıyordun* bense sessizliğinle* sevdamla ve yalnızlığımla. Sevda* her şeye tek vücutmuş gibi göğüs germekti. Ben bunu biliyordum* böyle seviyordum* sense girdiğin mağaranın içinden uzattığım yardım elini bile görmüyordun.
Herkes seni soruyordu* selamını veriyordu* iletemiyordum. Hep böyle mi çalıyordu sevdanın çanları* farklı olduğumu düşündüğün bana bile geçmişimde bıraktığım yaralı sevdamı anımsatıyordun. Her şeye rağmen hiçbir kötü sözü yakıştıramadım sana. Giderek çoğalan kırgınlıklarımı itinayla kapatmaya çalıştım. Bir güzel sözün yeterdi belki* bekletirdi* sesimi bile duymadın. Merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum* çırpındım düşmemek için* uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu* düştüm.. !!
Bize ait bir çok düşü sen yaratmıştın ve sen yok ettin yine. Birer masal kahramanıydık ve masal olarak kaldık* ilerde çocuklara anlatılmak üzere belki de... Yaşadığım ve yaşattığım hiçbir şey için pişman değilim. Hatta bir de teşekkürüm var sana* kendimi en güzel sevilen kadın gibi hissettirdiğin için. Adı üstünde bir bekleyişti yaşadığım* belki bu da bir düştü* uyandım* baktım ki yoksun* Seni Düşlerinde Bıraktım...!!!
Bir aşk’a kaç aşk sığar diye soruyor bir şair* ben aşkıma tek aşk sığdırmıştım oysa* bilmeden ismimin bile unutulduğunu. Sorulması gereken sorular tedavülden kalktı* ki zaten cevapları da sana aitti... Sana değil* seninle bir ömrün düşünü kuran kendime yakıştıramadım “hoşça kal” kelimesini. Ama sen* bedeni dar gelse de* almadan fikrimi* elbisesini diktin vedanın. Bana sadece ortada kalmamak için giymek ve gitmek düştü. Ama gitmek değil ki öfkeyle* kırgınlıklarla* acıyla.. kendi özgürlüğüm için bağışladım seni.. Yine de* her şeye rağmen merak etmiyor da değilim; içindeki hangi sen gerçekten sevdi beni..?* hangi sen haykırdı gökyüzüne* sen bende ömürlük olmalısın diye..? ve hangi sen bu kadar kayıtsız kalabildi yüreğini konuşturan bir kadının yüreğine..???
Artık bende senin gibiyim susuyorum öylece