Yuva yıkamayan kadın; Ben...

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Allah sizin gbi iğrnç insanları evimizden ailemizden uzak tutsn.
 
Son düzenleme:
Başlık gercektende cok ilginç "yuva yikamayan kadin" kusura kalmayinda 2 sene boyunca naptiniz?
Belki sizden olmasaydı o yuvaya daha fazla soğukluk girmeyecekti.Birde çekip giden siz degil adam sizi bırakıp gitmiş nasil boyle bir balığı uygun gördünüz anlamadım!!
 
Merhaba foruma yeni üye oldum sayılır. Bu ilk paylaşımım olacak. Kendimi o kadar karışık hissediyorum ki hikayemi anlatmak istedim. Akıl almak, ne yapmalıyım demek için değil. Ama isteyen fikrini söyleyebilir tabiki...

Onunla aynı iş yerinde çalıştık.. O benden sonra, benim şefim olarak geldi.. Daha görmeden bile içimde tuhaf bir heyecan vardı ama bunun sadece yeni biri ile çalışacağımdan olduğuna emindim. Çalıştığım ortam çok da iyi niyetli insanlarla dolu değildi. Ama ben yinede kimseye önyargılı yaklaşmak istemediğimden herkesle iyiydim. Sonra Emre geldi o kadar temiz yüzlü ve güler yüzlüydü ki gördüğüm an içim ısındı. tamam dedim bu adamla ben çok iyi anlaşacağım.
Emre diğerleri gibi değil dürüst, efendi dedim. Ama aklımın ucunda bile yoktu ona aşık olacağım. Çünkü evli olduğunu biliyordum. Düşünmedim bile hiç. Tek düşüncem kendim gibi biriyle aynı ortamda çalışmanın vereceği hazdı. Oğlundan hep bahseder hikayeler anlatırdı. Hepimiz gülerdik. Nöbetlerimiz olurdu. Ben kaldığım zamanlarda oda kalırdı. "Diğerleriyle sıkıcı oluyor seninle sohbet ediyoruz" diyordu.
Gerçekten de birlikte güzel sohbetler ediyorduk. Beni hep uyarıyordu. Diğerlerinin yaklaşımının iyi niyetli olmadığını söylüyordu. Haklıydı da... Ama ben kendimden hiç ödün vermedim. Hakkımda bir sürü şey çıkartmaya çalıştılar. Oradaki diğer çalışanlarda evliydi. Onlarla birlikte olduğumu söylediler ama kimseyi inandıramadılar. Birbirimize çok destek olduk.
Yalnız kaldığımız zamanlarda kimseyle güvenip konuşamadığımız şeyleri konuşuyorduk. Onun yaklaşımı çok sıcaktı şüphelenmedim desem yalan olur Ama yinede 'olmaz ya' diyerek sildim aklımdan.
Bir gün dışarı çıkmam gerekti. Beni gideceğim yere Emre götürdü. Yolda muhabbet ederken kaç yaşında evlendiğinden, üniversiteden, falan konuşuyorduk. Sonra bana karısının hayatına giren ilk kadın olduğunu söyledi. Tutamadım kendimi bastım kahkahayı. İnanmadım... 28 yaşında evlenen bir adam ilk çıktığı kızla evlenmişti ve daha da ilginci ilk cinsel deneyiminin de karısı olduğunu söyledi. Çok şaşırmıştım. 5 yıllık flört dönemleri olmuş ve 5 yıllık evlilerdi. O an neden bilmiyorum ona o kadar çok güvendim ki. Çok samimi çok içtendi. Sanki paylaşacak kimsesi yokmuş gibi dürüstce herşeyini anlatıyordu. 'Helal olsun gerçekten' dedim.
İşimiz bitip geri gelirken 'boynumu sinek ısırmış ya çok kaşınıyo sinir oldum' dedim. Yol kenarında duruyorduk zaten. "Dur bakim" dedi. 'baksana ya şişti resmen' dedim. Ve birden boynumu öptü. O nasıl bir duyguydu gerçekten anlatamam. Tabiri caizse kalbimin bir parçasını kesip almış gibiydi. Kıpkırmızı oldum.
Sonra bir akşam yine benimle nöbete kaldı ve "sana sormak istediklerim var" dedi. 'sor' dedim. dedikoduları duymuş "senin öyle birşey yaptığına inanmak istemiyorum o yüzden sana sormak istedim" dedi. 'yapmadım tabiki' dedim. 'ben öyle bir insan değilim. kimin ne dediği umrumda değil ben kendimi biliyorum' dedim. "bende öyle düşünmüştüm" dedi. "Bir akşam yemeğe gidelim konuşuruz uzun uzun" dedi. 'olur' dedim.
Çok geçmeden çıkmaya karar verdik. Ama o kadar heyecanlıydık ki yemek yemeyi unuttuk :) Bir dere kenarında merdivenlere yanyana oturduk... Hislerinden bahsetti. Bekliyordum zaten. Ama 'böyle birşey asla olamaz' dedim. 'evlisin sen' dedim. Kendinden nefret ettiğini., böyle şeyler yapan erkeklere ne küfürler ettiğini söyledi. Duygularına engel olamadığını söyledi. "İlk defa başıma böyle birşey geliyor gerçekten inanamıyorum kendime" dedi. 'anlıyorum' dedim. Gerçekten aşkına inanıyordum. Kolunu omzuma attı. Yanağıma dokundu. Hislerime engel olmaya çalışıyordum. Sonra dudaklarımdan öptü... Tüm vücudum yandı... Ona olan hislerimi az çok biliyordum ama o öpücük tüm bağlarımı kopardı...
Aşıktım, gerçekten aşıktım... Nasıl olacak dedik ne yapacağız olmaz dedik... Sonra "zamana bırakalım" dedi... 'tamam' dedim... Birlikte güzel vakit geçirmenin dışında fikirlerimiz de hemen hemen aynıydı. İkimizde dürüsttük. Eğlenceliydik. Hayat doluyduk. Gezmeyi, keşfetmeyi seviyorduk. aynı şeylerden hoşlanıyor, aynı şeyler ilgimizi çekiyordu. Sonra onunla cinsel olarakta birlikte olduğumuzda anladık ki bu konuda da birbirimizi tamamlıyorduk... Zevklerimiz aynıydı...
Bunlar yaşanmadan önce bana aile hayatından bolca bahsetmişti. Eşiyle severek evlendiğini anlattı. Her anlarını anlattı. En baştan. Yazılmaz belki ama nasıl birlikte olduklarından bile bahsetti. Evlendikten sonra az birlikte olduklarını, eşinin istekli olmadığını, kendisi orgazm olduktan sonra birlikte olmak istemediğini vs vs... Oda eşinden soğumaya başlamış ve kendi kendini tatmin etmeye başlamış. Aldatmayı aklının ucundan bile geçirmemiş. Oğlu dünyaya geldikten sonra eşi tamamen kopmuş zaten. Biz tanıştığımızda 2,5 yaşındaydı oğlu ve en son eşiyle ne zaman birlikte olduğunu hatırlamıyordu. Bir kaç ay önceydi galiba demişti.
Benimle bir arkadaş gibi içindekileri paylaşıyordu. Eşinin vücudunun ona hiç çekici gelmediğini söylüyordu. Doğumdan sonra kendini saldığını. Benimle birlikte olduktan sonra "istediğim kişi tam olarak senmişsin" dedi. "vücut tipin tam istediğim gibi" demişti. 2 yıldır birlikteyiz ve eşiyle 2 yada 3 kez birlikte oldu. Oda ilk zamanlar şüphelenmesin diye mecburiydi. Biz gerçekten birbirimizi tamamlıyorduk. Çünkü onunla birlikte olmadan önce hayalimdeki erkek tam da onun gibiydi. Karakter olarak da Görünüş olarak da... Çok anlayışlı modern düşünen biri...
Şimdi eminim "e bu kadar sevdiniz bu kadar tamamlıyorsunuz birbirinizi niye boşanmıyor?" diyenleriniz vardır.
Düşündü... Ama o çok analitik düşünen geleceği planlayan bir adam. Aile kavramının önemini bilen, , insan psikolojisine değer veren biri. Oğlu daha çok küçük ve mutlu iç içe bir ailede büyüyor. Oğluna hiçbir şey belli etmiyor. Aynı zamanda da çok zeki bir çocuk. Onu bırakırsa oğlunda silinmez yaralar bırakacağını biliyor. Çünkü oğlu onu öpmeden, onu görmeden uyumayan, her gün telefonla konuşup ne yaptığını anlatan bir çocuk. Her hafta ailece sosyal bir şeyler yapıyorlar. Çok mutlu bir çocuk. Annesine ve babasına aşık bir çocuk.
Ona bunu yapamayacağını baştan beri biliyordu. Beni hep uyardı. Umut beslememem gerektiğini hep söyledi. "Hayatını mahvetmek istemiyorum, ayrıl git, kurtul" dedi. Kaç kere gözyaşlarına boğulduk. Ama yapamadım çünkü onun tanrının bir lütfu olarak görüyordum. Aşkımın böyle bitmemesi gerektiğine inanıyordum. Beni bu kadar tamamlayan bir adam hayatımın sonuna kadar yanımda olmalıydı. Bu kadar babalık duygusu yoğun olan bir adam benim çocuğumun babası olmalıydı. Başkası olamazdı. Hiç umutsuzluğa kapılmadım...
Eşine ilk yakalandığında eşi onu terk ediyordu. O biliyordu ki eşi giderse oğlunu da götürecek ve biliyorduki eşi annesinin yanına, başka bir şehre, İzmir'e taşınacaktı. Oğlunu görememeyi göze alamadı. Hak verdim ona. Kandırdı bir şekilde eşini. Eğer burada kalsalardı daha ılımlıydı boşanmaya... Sonra birkaç kez daha yakalandı ama her defasında onu sevdiğini bazı ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığını söyledi. Hatta bir keresinde gerçekten ayrılıyorduk. Oğlunu kaybetmemek için. Ve eşi bana msj yazdı. Bende ona... Çok ağır şeylerdi.. .Onu anlıyorum haklıydı.. Ama ben haketmiyordum. O kadar kötü bir insan değilim ben... Ama ayrılamadık. . Yine gittiği yere kadar dedik...
Ömür boyu böyle devam edebileceğini ama benim hayatımı mahvetmek istemediğin söyledi hep bana. Onun da geleceğimize dair hayaller kurduğunu biliyordum ama beni ümitlendirmemek için anlatmıyordu. Bazen dayanamıyordu anlatıyordu. Şuan oğluma bunu yapamam diyordu. Belki yıllar sonra ama kaç yıl olur bilemem 10 yıl sonra belki diyordu...Ama benim yaşımda ilerliyordu. 24 yaşındayım şuan. Ve ailem hep hayatımdan şüpheleniyor. Tanımadığı arkadaşlarım, akşamları geç gelip hafta sonu evde oturmalarım, kimden geldiği belli olmayan hediyeler... Ne kadar daha böyle devam edebilirdim ki?
Ona hep uzman bir destek alması gerektiğini söyledim doğru kararı verebilmesi için. Eşi kötü biri değildi sonuçta severek evlenmişti ve sırf cinsellik yok diye sevgi bitmezdi. konuştukça bir çok şeyi anlamaya başladık. Sevip sevmediğinden de emin değildi. Çünkü bana hissettiği çok başka bir duyguydu ve ona bu kadar yoğun hissetmemişti. Hayatına giren ilk karşı cins olmasından dolayı ona aşık oluğunu sanmış ve aşkın ona hissettikleri olduğunu düşünmüştü. Tam olarak bu düşünceye ulaştık konuştukça. Cinselliğin onunla yaşadıkları olduğunu sanmıştı. Ama ben hayatına girdikten sonra ne kadar yanıldığını ve yanlış bir karar verdiğini anlamıştı. Ama çok geçti...
Benimle onu hep kıyasladığını söylüyordu. "Kavgalarda ben bağırınca oda bağırıyor daha çok alevleniyor ama sende öyle değil sen susup sinirimin geçmesini bekliyorsun sonra konuşuyorsun" diyordu. "Sen beni dinliyor anlıyor hak veriyor ve düşündelerimi önemsiyorsun o ise hıhı deyip geçiyor ya da muhalefet olup düşüncelerime güvenmiyor" diyordu. İkimizde birbirimizi tamamladığımızın farkındaydık ama yine de ona yarın bir gün verdiği karardan pişman olmaması için eşine bir şans daha vermesini söylerdim hep. Ama sen varken gözüm görmüyor diyordu.
2 yılı böyle bitirdik. Bu yaz yıllık izninde ailesinin yanına hatay'a gittiler. Ailesi aralarındaki soğukluğu fark etmişti. Çünkü iki yabancı gibilerdi. Emre elinde telefon hep bana msj atıyordu. Eşi öğretmen olduğundan tatili uzundu. Emre geldi eşi kaldı. Geldiği gün evde otururken babası aradı. Durumu sordu. Oda anlattı. "Başkası var" dedi. "Seviyorum ayrılamıyoruz" dedi. "Kaç kere denedik yapamadık" dedi. Babasının da başından yıllar önce böyle bir olay geçtiğinden benim onu kandırdığımı, parasının peşinde olduğumu, bu tarz evli erkeklerle olan kızlardan hayır gelmeyeceğini falan filan anlattı.
O hep beni savundu. "onun suçu yok" dedi. "O öyle biri değil ben onun içini dışını biliyorum ailesinden daha iyi tanıyorum" dedi. "Onun hayatındaki tutunacağı tek dal benim" dedi. Haklıydı... Ama babası ailesini yıkmamasını eşinin çok değerli bir insan olduğunu ve bunu hak etmedini söyledi. Pişman olursun kolay değil yuva üstüne yuva yapmak dedi. O söyleyemese de babasının söyledikleri onu düşündürmüştü. Zaten bazı şeylerin farkındaydı ama şimdi dank etmişti. Telefonu kapattığında artık bir karar vermesi gerektiğini söyledim. O şuan oğlunun çok küçük olduğunu bunu kaldıramayacağını biliyordu. Ama benden ayrılmak da çok daha zordu.
Ağladı... Ağladık... 'Baban haklı' dedim. 'Eşin bunu hak etmiyor. Sana daha öncede ona şans vermen gerektiğini söylemiştim' dedim. 'eğer beni seçersen yarın bir gün pişmanlıklarınla mutsuz olmanı istemiyorum' dedim. 'bu kadar çile çekeceksek mutlu olmalıyız o yüzden doğru karar verebilmen için bunu yapmak zorundayız' dedim. Sonra annesi de aradı. Konuyu biliyordu. Ve o acıyı yaşamış ve psikolojik olarak çökmüş bir kadındı. Çok kesin yargıları vardı. Bana yaftayı çoktan yapıştırmıştı bile. Kesin olarak ayrılması gerektiği konusunda annesi de babası da günlerce baskı yaptı. Annesi eğer boşanırsa beni de onu da evine sokmayacağını söylemişti bile. Karar belliydi ama ne zaman uygulayacağımızı bilmiyoduk. Oğlunun çok büyük bir etken olduğu gerçekti ama şimdi birde ailesini arkasına almak vardı işin içinde. Yapamazdı. Her akşam ağlıyorduk. O ağladıkça içimden bir parça kopuyordu. Koskoca adam bana olan aşkından ağlıyordu.
Ailesine, ayrılıp yuvasına bir şans daha vereceğini söyledi. Sıra ayrılmaya gelmişti. Ölecek gibiydim. Onsuzluğu düşünemiyordum. Hala daha düşünemiyorum. Hayallerim, geleceğim tamamen oydu. "Şimdi değil" dedi. "Şimdi yalnız bırakma beni" dedi. Eşi izmire kendi annesinin yanına geçmişti. Bayramda gidip onları alıp dönecek. O gitmeden ayrılmaya karar verdik. Döndüğünde ben olmayacaktım hayatında. Hem bu sürede birbirimizi ayrılığa alıştırırız dedik. Şimdi hergün ağlıyoruz...
Hala nasıl ayrılacağımızı bilmiyoruz... "Bana muhteşem bir 2 yıl yaşattın seni unutmayacağım asla" diyor. ve ekliyor "seninle tamamen ayrılmış olmam lazım aileme şans vermem için, beni beklediğini bilirsem aklım sende olur yapamam" diyor. "nolur umutlanma sana döneceğime oğlum için bunu yapmam lazım" diyor... "hem senin içinde belki bir şanstır belki herşey daha güzel olur hayatında" diyor. "seni unutacağımı sakın düşünme sana olan aşkım hiç bitmeyecek. Sevgim hep kalbimde yaşayacak. Asla ama asla kimse senin yerine geçemeyecek" diyor. Ona inanıyorum çünkü aynı duyguları taşıyorum. "Hayatım senden sonra bomboş ve sıkıcı olacak" diyor. "ama yine de sana dönmem çok küçük bir ihtimal nolur hayal kurma üzülmeni istemiyorum" diyor. ama içinden neler düşündüğünü biliyorum. Oğlu büyüdüğü zaman ona anlatmanın daha kolay olacağını o zaman babasına o kadar muhtaç olmayacağını ve birlikte olabileceğimizi düşünüyordu hep ve yine öyle düşünüyor. Ama bu kez benden korkuyor. Onu o kadar yıl beklememi istemenin bencillik olduğunu düşünüyor. "Beni bekle diyerek bencillik edip senin de hayatını mahvetmek istemiyorum" diyor.
Bense bu yaşadıklarıma rağmen umudumu hiç yitiremiyorum. Ondan sonra hayatıma başkasının girmesi düşüncesi bile kendimden nefret ettiriyor. Hele ki bir başkasının bana dokunacak olmasını düşünmem tiksindiriyor beni. Daha ilk karşılaştığımız anda bizi birbirimize çeken çok farklı bir güç olduğuna inanıyoruz. Ve ne kadar çabalasak da yaşanması gereken şeyler olduğunu biliyoruz. Bende o da yaşadıklarımızdan pişman değiliz. Ve gerçekten çok kutsal bir aşkla birbirimize bağlandığımızı düşünüyoruz. Kaderin bizi karşılatırdığını biliyoruz. O ne kadar ben üzülmeyim diye dile getirmekten korksa da böyle büyük ve kutsal bir bağın bu şekilde bitmemesi gerektiğinin farkındayız. Bunun mutlaka devamı olmalı... Beni tam olarak terk ettiğine inandığım zaman ondan ümidi keseceğim. Ama biliyorum ki onun bana olan aşkı benimkinden çok daha büyük ve asla bitmeyecek. Ben ondan başkasını hayatımda istemiyorum. O benim çocuğumun babası olacak adam. Beklemem gerekiyorsa bekleyeceğim...

okuduğumda inanamadım aynı cins olduğuma dahı utandım 1.si bır kadının doğumdan sonra kendını evladına vermesi,kılolu olması,cinsellikten soğuk olması çok normal lohusalıktan çunku2.sisizinkı aşk değil farklı bır ilişkı adam resmen kullanmıs sizi3.sü nah gelir bekle sen:):KK53:
 
Allah sizin gbi iğrnç insanları evimizden ailemizden uzak tutsn.

hhaklısınız haını bazen bayanlar konu açıyor ya eşim benı aldatıyor veya aldatılıyorum diye demek bunun gibiler yuzunden oluyormus işte böyle zihnıyetlerden rabbım evlatlarımızı,eslerimizi korusun bacımbır de masum bır seymıs gibi anlatmıyormu çok kutsal:KK36:
 
karısıyla yaşadığı cinselliği sana anlatan adam seni nasıl kullandığını da arkadaşlarına gerine gerine anlatıyodur.
sende bekle dur. :KK20::KK20:
tamda onu dıycektım bır erkek nasıl karısıyla yasadığı cinsel ikşkiyı anlatır senın de Allah bılır kımlere anlatmıstır:BIR KARI Vrdı ...diye baslayan cümleler artık gerisini siz tAHMIN EDİN
 
yazıklar olsun. hadi adam karısını aldatmaya hevesli öptüğünde bi dur bakalım efendi noluyo deyip tokat atamadınız mı
 
" Eşinin vücudunun ona hiç çekici gelmediğini söylüyordu. Doğumdan sonra kendini saldığını. Benimle birlikte olduktan sonra "istediğim kişi tam olarak senmişsin" dedi. "vücut tipin tam istediğim gibi" demişti. "

Dünyanın en güzel vücudu bile, bir evlat dünyaya getirmiş o kadının bedeni kadar güzel değildir emin ol :KK34:

" Ondan sonra hayatıma başkasının girmesi düşüncesi bile kendimden nefret ettiriyor. Hele ki bir başkasının bana dokunacak olmasını düşünmem tiksindiriyor beni. "

Sence de asıl tiksinmen gereken evli ve bir evladı olan erkekle yaşadıkların değil mi ?
Ben de bu kadar aciz, bu kadar zavallı, bu kadar gurursuz onursuz kadınlardan tiksiniyorum..
Dilerim o kadıncağız ve onun durumunda olan bütün kadınların ah ' ları bu dünyada tutar.. :KK34:



!!!!!!!!!!!!! insallah tutar , birgun gelir yerler degisir ,herkesde kisilik yok kisilik takinma var , yazik o bosa harcanan nefeslere , yakinda evlencem buyuk konusmuyorum ama allah böylelerini kendi fesatliklarinda dondurup dursun,,,
 
Hepsini okudum sabırla ama okudukça sinirden ağladım çünkü bende 4yıllık evliyim öncesindede 6 yıllık beraberliğimiz var veee 2,5 yaşında bir oğlum var o kadının ne hissettiğini tahmin edebiliyorum yazık diyorum dünyada senin gibi düşünen bayanlar olduktan sonra o kadar çok yuva yıkılır,o kadar çok çocuk babasız kalırki..Ve senin için eşini boşayan bi insanın başkası için seni boşamayacağını,terketmeyeceğini nereden biliyosun?Senin gibilerin kökünü kazımak lazım ALLAH ıslah etsin senide,senin gibileride....Eğer şimdi elime geçsen seni parçalardım buna emin ol..........
 
bekleyecekmişsiniz ya benimde çocuğumun babası o olmalı diyorsunuzya
siz çocuğu doğurduğunuzda hiç kilo almayacakmısınız doğumdan sonra vücudunuz şimdiki gibi kalması garantinizmi var
maazallah sonra sizide beğenmez !!!!




tövbe yarabbim
Allah yuvalar böyle fitnelerden korusun ..
 
Daha 24 yaşındasın ve bu ilişkiye 22 yaşında başlamışın,pardon ama cinsellik yaşamak için acelenmi vardı üstelik evli bi adamla...
Allah'ım sen koru bizleri böyle insanlardan...
Evli ve çocuklu bir adamla birlikte oluyorsun ve bu iğrençliğin adına aşk diyorsun...
Neyse mübarek gün ağzımı açmak istemiyorum:KK14::KK14::KK14::KK14::KK14:
 
Bu hikayedeki tek güzel şey hayatlarına sen girene kadar Emre ve ailesinin hayatları...
Buradaki insanların sana hak vereceğini vicdanını rahatlatacağını düşünüyorsan boşuna uğraşma...
 
Sizin gibi kadınlar olduktan sonra erkekler ne yapsın.
Yazıklar olsun size.
 
Son düzenleme:
Daha neler duyacağız ilk üye. Olanlar böyle konularla geliyor nedense :KK14:Yazın çok uzun okuyamadım saçmamış zaten:KK37:2-3 kez eşiyle birlikte olması bunların iliskisini öğrenmesin şüphelenmesin diye bacım sorarım sana yanındamiydin adamın nerden biliyorsun kaç kez olduğunu belki adam evinde paslar gibi karışınızda idere ediyor senide Allah korusun böylelerinde valla adamın evli olduğunu bile bile sokuluyorlar sonra iliskinin adı ask oluyor doğan günahsızlarda ask meyvesi yazıklar olsun!!!
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X