Merhaba foruma yeni üye oldum sayılır. Bu ilk paylaşımım olacak. Kendimi o kadar karışık hissediyorum ki hikayemi anlatmak istedim. Akıl almak, ne yapmalıyım demek için değil. Ama isteyen fikrini söyleyebilir tabiki...
Onunla aynı iş yerinde çalıştık.. Daha görmeden bile içimde tuhaf bir heyecan vardı ama bunun sadece yeni biri ile çalışacağımdan olduğuna emindim. Çalıştığım ortam çok da iyi niyetli insanlarla dolu değildi. Ama ben yinede kimseye önyargılı yaklaşmak istemediğimden herkesle iyiydim. Sonra X geldi o kadar temiz yüzlü ve güler yüzlüydü ki gördüğüm an içim ısındı. tamam dedim bu adamla ben çok iyi anlaşacağım.
X diğerleri gibi değil dürüst, efendi dedim. Ama aklımın ucunda bile yoktu ona aşık olacağım. Çünkü evli olduğunu biliyordum. Düşünmedim bile hiç. Tek düşüncem kendim gibi biriyle aynı ortamda çalışmanın vereceği hazdı. Nöbetlerimiz olurdu. Ben kaldığım zamanlarda oda kalırdı. "Diğerleriyle sıkıcı oluyor seninle sohbet ediyoruz" diyordu.
Gerçekten de birlikte güzel sohbetler ediyorduk. Beni hep uyarıyordu. Diğerlerinin yaklaşımının iyi niyetli olmadığını söylüyordu. Haklıydı da... Ama ben kendimden hiç ödün vermedim. Hakkımda bir sürü şey çıkartmaya çalıştılar. Oradaki diğer çalışanlarda evliydi. Onlarla birlikte olduğumu söylediler ama kimseyi inandıramadılar. Birbirimize çok destek olduk.
Yalnız kaldığımız zamanlarda kimseyle güvenip konuşamadığımız şeyleri konuşuyorduk. Onun yaklaşımı çok sıcaktı şüphelenmedim desem yalan olur Ama yinede 'olmaz ya' diyerek sildim aklımdan.
Bir gün dışarı çıkmam gerekti. Beni gideceğim yere X götürdü. Yolda muhabbet ederken kaç yaşında evlendiğinden, üniversiteden, falan konuşuyorduk. Sonra bana karısının hayatına giren ilk kadın olduğunu söyledi. Tutamadım kendimi bastım kahkahayı. İnanmadım... 28 yaşında evlenen bir adam ilk çıktığı kızla evlenmişti ve daha da ilginci ilk cinsel deneyiminin de karısı olduğunu söyledi. Çok şaşırmıştım. O an neden bilmiyorum ona o kadar çok güvendim ki. Çok samimi çok içtendi. Sanki paylaşacak kimsesi yokmuş gibi dürüstce herşeyini anlatıyordu. 'Helal olsun gerçekten' dedim.
Bir akşam yine benimle nöbete kaldı ve "sana sormak istediklerim var" dedi. 'sor' dedim. dedikoduları duymuş "senin öyle birşey yaptığına inanmak istemiyorum o yüzden sana sormak istedim" dedi. 'yapmadım tabiki' dedim. 'ben öyle bir insan değilim. kimin ne dediği umrumda değil ben kendimi biliyorum' dedim. "bende öyle düşünmüştüm" dedi. "Bir akşam yemeğe gidelim konuşuruz uzun uzun" dedi. 'olur' dedim.
Çok geçmeden çıkmaya karar verdik. Ama o kadar heyecanlıydık ki yemek yemeyi unuttuk :) Bir dere kenarında merdivenlere yanyana oturduk... Hislerinden bahsetti. Bekliyordum zaten. Ama 'böyle birşey asla olamaz' dedim. 'evlisin sen' dedim. Kendinden nefret ettiğini., böyle şeyler yapan erkeklere ne küfürler ettiğini söyledi. Duygularına engel olamadığını söyledi. "İlk defa başıma böyle birşey geliyor gerçekten inanamıyorum kendime" dedi. 'anlıyorum' dedim. Gerçekten inanıyordum. Kolunu omzuma attı. Yanağıma dokundu. Hislerime engel olmaya çalışıyordum. Sonra dudaklarımdan öptü... Tüm vücudum yandı... Ona olan hislerimi az çok biliyordum ama o öpücük tüm bağlarımı kopardı...
...
Ömür boyu böyle devam edebileceğini ama benim hayatımı mahvetmek istemediğin söyledi hep bana. Onun da geleceğimize dair hayaller kurduğunu biliyordum ama beni ümitlendirmemek için anlatmıyordu. Bazen dayanamıyordu anlatıyordu. Şuan oğluma bunu yapamam diyordu. Belki yıllar sonra ama kaç yıl olur bilemem 10 yıl sonra belki diyordu...Ama benim yaşımda ilerliyordu. 24 yaşındayım şuan. Ve ailem hep hayatımdan şüpheleniyor. Tanımadığı arkadaşlarım, akşamları geç gelip hafta sonu evde oturmalarım, kimden geldiği belli olmayan hediyeler... Ne kadar daha böyle devam edebilirdim ki?
Ona hep uzman bir destek alması gerektiğini söyledim doğru kararı verebilmesi için. Eşi kötü biri değildi sonuçta severek evlenmişti. Konuştukça bir çok şeyi anlamaya başladık...
İkimizde birbirimizi tamamladığımızın farkındaydık ama yine de ona yarın bir gün verdiği karardan pişman olmaması için eşine bir şans daha vermesini söylerdim hep. Ama sen varken gözüm görmüyor diyordu.
2 yılı böyle bitirdik. Bu yaz yıllık izninde ailesinin yanına memlekete gittiler. Ailesi aralarındaki soğukluğu fark etmişti. Çünkü iki yabancı gibilerdi. X elinde telefon hep bana msj atıyordu. Eşi öğretmen olduğundan tatili uzundu. X geldi eşi kaldı. Geldiği gün evde otururken babası aradı. Durumu sordu. Oda anlattı. "Başkası var" dedi. "Seviyorum ayrılamıyoruz" dedi. "Kaç kere denedik yapamadık" dedi. Babasının da başından yıllar önce böyle bir olay geçtiğinden benim onu kandırdığımı, parasının peşinde olduğumu, bu tarz evli erkeklerle olan kızlardan hayır gelmeyeceğini falan filan anlattı.
O hep beni savundu. "onun suçu yok" dedi. "O öyle biri değil ben onun içini dışını biliyorum ailesinden daha iyi tanıyorum" dedi. "Onun hayatındaki tutunacağı tek dal benim" dedi. Haklıydı... Ama babası ailesini yıkmamasını eşinin çok değerli bir insan olduğunu ve bunu hak etmediğini söyledi. Pişman olursun kolay değil yuva üstüne yuva yapmak dedi. O söyleyemese de babasının söyledikleri onu düşündürmüştü. Zaten bazı şeylerin farkındaydı ama şimdi dank etmişti. Telefonu kapattığında artık bir karar vermesi gerektiğini söyledim. O şuan oğlunun çok küçük olduğunu bunu kaldıramayacağını biliyordu. Ama benden ayrılmak da çok daha zordu.
Ağladı... Ağladık... 'Baban haklı' dedim. 'Eşin bunu hak etmiyor. Sana daha öncede ona şans vermen gerektiğini söylemiştim' dedim. 'eğer beni seçersen yarın bir gün pişmanlıklarınla mutsuz olmanı istemiyorum' dedim. 'bu kadar çile çekeceksek mutlu olmalıyız o yüzden doğru karar verebilmen için bunu yapmak zorundayız' dedim. Sonra annesi de aradı. Konuyu biliyordu. Ve o acıyı yaşamış ve psikolojik olarak çökmüş bir kadındı. Çok kesin yargıları vardı. Bana yaftayı çoktan yapıştırmıştı bile. Kesin olarak ayrılması gerektiği konusunda annesi de babası da günlerce baskı yaptı. Annesi eğer boşanırsa beni de onu da evine sokmayacağını söylemişti bile. Karar belliydi ama ne zaman uygulayacağımızı bilmiyoduk. Oğlunun çok büyük bir etken olduğu gerçekti ama şimdi birde ailesini karşısına almak vardı işin içinde. Yapamazdı. Her akşam ağlıyorduk. O ağladıkça içimden bir parça kopuyordu. Koskoca adam bana olan aşkından ağlıyordu.
Ailesine, ayrılıp yuvasına bir şans daha vereceğini söyledi. Sıra ayrılmaya gelmişti. Ölecek gibiydim. Onsuzluğu düşünemiyordum. Hala daha düşünemiyorum. Hayallerim, geleceğim tamamen oydu. "Şimdi değil" dedi. "Şimdi yalnız bırakma beni" dedi. Eşi kendi annesinin yanına geçmişti. Bayramda gidip onları alıp dönecek. O gitmeden ayrılmaya karar verdik. Döndüğünde ben olmayacaktım hayatında. Hem bu sürede birbirimizi ayrılığa alıştırırız dedik. Şimdi hergün ağlıyoruz...
Hala nasıl ayrılacağımızı bilmiyoruz... "Bana muhteşem bir 2 yıl yaşattın seni unutmayacağım asla" diyor. ve ekliyor "seninle tamamen ayrılmış olmam lazım aileme şans vermem için, beni beklediğini bilirsem aklım sende olur yapamam" diyor. "nolur umutlanma sana döneceğime oğlum için bunu yapmam lazım" diyor... "hem senin içinde belki bir şanstır belki herşey daha güzel olur hayatında" diyor. "seni unutacağımı sakın düşünme sana olan aşkım hiç bitmeyecek. Sevgim hep kalbimde yaşayacak. Asla ama asla kimse senin yerine geçemeyecek" diyor. Ona inanıyorum çünkü aynı duyguları taşıyorum. "Hayatım senden sonra bomboş ve sıkıcı olacak" diyor. "ama yine de sana dönmem çok küçük bir ihtimal nolur hayal kurma üzülmeni istemiyorum" diyor. ama içinden neler düşündüğünü biliyorum. Oğlu büyüdüğü zaman ona anlatmanın daha kolay olacağını o zaman babasına o kadar muhtaç olmayacağını ve birlikte olabileceğimizi düşünüyordu hep ve yine öyle düşünüyor. Ama bu kez benden korkuyor. Onu o kadar yıl beklememi istemenin bencillik olduğunu düşünüyor. "Beni bekle diyerek bencillik edip senin de hayatını mahvetmek istemiyorum" diyor.
Bense bu yaşadıklarıma rağmen umudumu hiç yitiremiyorum. Ondan sonra hayatıma başkasının girmesi düşüncesi bile kendimden nefret ettiriyor. Hele ki bir başkasının bana dokunacak olmasını düşünmem tiksindiriyor beni. Daha ilk karşılaştığımız anda bizi birbirimize çeken çok farklı bir güç olduğuna inanıyoruz. Ve ne kadar çabalasak da yaşanması gereken şeyler olduğunu biliyoruz. O ne kadar ben üzülmeyim diye dile getirmekten korksa da bu bağın, bu şekilde bitmemesi gerektiğinin farkındayız. Bunun mutlaka devamı olmalı... Beni tam olarak terk ettiğine inandığım zaman ondan ümidi keseceğim. Ama biliyorum ki onun bana olan aşkı benimkinden çok daha büyük ve asla bitmeyecek. Ben ondan başkasını hayatımda istemiyorum. O benim çocuğumun babası olacak adam. Beklemem gerekiyorsa bekleyeceğim...
Onunla aynı iş yerinde çalıştık.. Daha görmeden bile içimde tuhaf bir heyecan vardı ama bunun sadece yeni biri ile çalışacağımdan olduğuna emindim. Çalıştığım ortam çok da iyi niyetli insanlarla dolu değildi. Ama ben yinede kimseye önyargılı yaklaşmak istemediğimden herkesle iyiydim. Sonra X geldi o kadar temiz yüzlü ve güler yüzlüydü ki gördüğüm an içim ısındı. tamam dedim bu adamla ben çok iyi anlaşacağım.
X diğerleri gibi değil dürüst, efendi dedim. Ama aklımın ucunda bile yoktu ona aşık olacağım. Çünkü evli olduğunu biliyordum. Düşünmedim bile hiç. Tek düşüncem kendim gibi biriyle aynı ortamda çalışmanın vereceği hazdı. Nöbetlerimiz olurdu. Ben kaldığım zamanlarda oda kalırdı. "Diğerleriyle sıkıcı oluyor seninle sohbet ediyoruz" diyordu.
Gerçekten de birlikte güzel sohbetler ediyorduk. Beni hep uyarıyordu. Diğerlerinin yaklaşımının iyi niyetli olmadığını söylüyordu. Haklıydı da... Ama ben kendimden hiç ödün vermedim. Hakkımda bir sürü şey çıkartmaya çalıştılar. Oradaki diğer çalışanlarda evliydi. Onlarla birlikte olduğumu söylediler ama kimseyi inandıramadılar. Birbirimize çok destek olduk.
Yalnız kaldığımız zamanlarda kimseyle güvenip konuşamadığımız şeyleri konuşuyorduk. Onun yaklaşımı çok sıcaktı şüphelenmedim desem yalan olur Ama yinede 'olmaz ya' diyerek sildim aklımdan.
Bir gün dışarı çıkmam gerekti. Beni gideceğim yere X götürdü. Yolda muhabbet ederken kaç yaşında evlendiğinden, üniversiteden, falan konuşuyorduk. Sonra bana karısının hayatına giren ilk kadın olduğunu söyledi. Tutamadım kendimi bastım kahkahayı. İnanmadım... 28 yaşında evlenen bir adam ilk çıktığı kızla evlenmişti ve daha da ilginci ilk cinsel deneyiminin de karısı olduğunu söyledi. Çok şaşırmıştım. O an neden bilmiyorum ona o kadar çok güvendim ki. Çok samimi çok içtendi. Sanki paylaşacak kimsesi yokmuş gibi dürüstce herşeyini anlatıyordu. 'Helal olsun gerçekten' dedim.
Bir akşam yine benimle nöbete kaldı ve "sana sormak istediklerim var" dedi. 'sor' dedim. dedikoduları duymuş "senin öyle birşey yaptığına inanmak istemiyorum o yüzden sana sormak istedim" dedi. 'yapmadım tabiki' dedim. 'ben öyle bir insan değilim. kimin ne dediği umrumda değil ben kendimi biliyorum' dedim. "bende öyle düşünmüştüm" dedi. "Bir akşam yemeğe gidelim konuşuruz uzun uzun" dedi. 'olur' dedim.
Çok geçmeden çıkmaya karar verdik. Ama o kadar heyecanlıydık ki yemek yemeyi unuttuk :) Bir dere kenarında merdivenlere yanyana oturduk... Hislerinden bahsetti. Bekliyordum zaten. Ama 'böyle birşey asla olamaz' dedim. 'evlisin sen' dedim. Kendinden nefret ettiğini., böyle şeyler yapan erkeklere ne küfürler ettiğini söyledi. Duygularına engel olamadığını söyledi. "İlk defa başıma böyle birşey geliyor gerçekten inanamıyorum kendime" dedi. 'anlıyorum' dedim. Gerçekten inanıyordum. Kolunu omzuma attı. Yanağıma dokundu. Hislerime engel olmaya çalışıyordum. Sonra dudaklarımdan öptü... Tüm vücudum yandı... Ona olan hislerimi az çok biliyordum ama o öpücük tüm bağlarımı kopardı...
...
Ömür boyu böyle devam edebileceğini ama benim hayatımı mahvetmek istemediğin söyledi hep bana. Onun da geleceğimize dair hayaller kurduğunu biliyordum ama beni ümitlendirmemek için anlatmıyordu. Bazen dayanamıyordu anlatıyordu. Şuan oğluma bunu yapamam diyordu. Belki yıllar sonra ama kaç yıl olur bilemem 10 yıl sonra belki diyordu...Ama benim yaşımda ilerliyordu. 24 yaşındayım şuan. Ve ailem hep hayatımdan şüpheleniyor. Tanımadığı arkadaşlarım, akşamları geç gelip hafta sonu evde oturmalarım, kimden geldiği belli olmayan hediyeler... Ne kadar daha böyle devam edebilirdim ki?
Ona hep uzman bir destek alması gerektiğini söyledim doğru kararı verebilmesi için. Eşi kötü biri değildi sonuçta severek evlenmişti. Konuştukça bir çok şeyi anlamaya başladık...
İkimizde birbirimizi tamamladığımızın farkındaydık ama yine de ona yarın bir gün verdiği karardan pişman olmaması için eşine bir şans daha vermesini söylerdim hep. Ama sen varken gözüm görmüyor diyordu.
2 yılı böyle bitirdik. Bu yaz yıllık izninde ailesinin yanına memlekete gittiler. Ailesi aralarındaki soğukluğu fark etmişti. Çünkü iki yabancı gibilerdi. X elinde telefon hep bana msj atıyordu. Eşi öğretmen olduğundan tatili uzundu. X geldi eşi kaldı. Geldiği gün evde otururken babası aradı. Durumu sordu. Oda anlattı. "Başkası var" dedi. "Seviyorum ayrılamıyoruz" dedi. "Kaç kere denedik yapamadık" dedi. Babasının da başından yıllar önce böyle bir olay geçtiğinden benim onu kandırdığımı, parasının peşinde olduğumu, bu tarz evli erkeklerle olan kızlardan hayır gelmeyeceğini falan filan anlattı.
O hep beni savundu. "onun suçu yok" dedi. "O öyle biri değil ben onun içini dışını biliyorum ailesinden daha iyi tanıyorum" dedi. "Onun hayatındaki tutunacağı tek dal benim" dedi. Haklıydı... Ama babası ailesini yıkmamasını eşinin çok değerli bir insan olduğunu ve bunu hak etmediğini söyledi. Pişman olursun kolay değil yuva üstüne yuva yapmak dedi. O söyleyemese de babasının söyledikleri onu düşündürmüştü. Zaten bazı şeylerin farkındaydı ama şimdi dank etmişti. Telefonu kapattığında artık bir karar vermesi gerektiğini söyledim. O şuan oğlunun çok küçük olduğunu bunu kaldıramayacağını biliyordu. Ama benden ayrılmak da çok daha zordu.
Ağladı... Ağladık... 'Baban haklı' dedim. 'Eşin bunu hak etmiyor. Sana daha öncede ona şans vermen gerektiğini söylemiştim' dedim. 'eğer beni seçersen yarın bir gün pişmanlıklarınla mutsuz olmanı istemiyorum' dedim. 'bu kadar çile çekeceksek mutlu olmalıyız o yüzden doğru karar verebilmen için bunu yapmak zorundayız' dedim. Sonra annesi de aradı. Konuyu biliyordu. Ve o acıyı yaşamış ve psikolojik olarak çökmüş bir kadındı. Çok kesin yargıları vardı. Bana yaftayı çoktan yapıştırmıştı bile. Kesin olarak ayrılması gerektiği konusunda annesi de babası da günlerce baskı yaptı. Annesi eğer boşanırsa beni de onu da evine sokmayacağını söylemişti bile. Karar belliydi ama ne zaman uygulayacağımızı bilmiyoduk. Oğlunun çok büyük bir etken olduğu gerçekti ama şimdi birde ailesini karşısına almak vardı işin içinde. Yapamazdı. Her akşam ağlıyorduk. O ağladıkça içimden bir parça kopuyordu. Koskoca adam bana olan aşkından ağlıyordu.
Ailesine, ayrılıp yuvasına bir şans daha vereceğini söyledi. Sıra ayrılmaya gelmişti. Ölecek gibiydim. Onsuzluğu düşünemiyordum. Hala daha düşünemiyorum. Hayallerim, geleceğim tamamen oydu. "Şimdi değil" dedi. "Şimdi yalnız bırakma beni" dedi. Eşi kendi annesinin yanına geçmişti. Bayramda gidip onları alıp dönecek. O gitmeden ayrılmaya karar verdik. Döndüğünde ben olmayacaktım hayatında. Hem bu sürede birbirimizi ayrılığa alıştırırız dedik. Şimdi hergün ağlıyoruz...
Hala nasıl ayrılacağımızı bilmiyoruz... "Bana muhteşem bir 2 yıl yaşattın seni unutmayacağım asla" diyor. ve ekliyor "seninle tamamen ayrılmış olmam lazım aileme şans vermem için, beni beklediğini bilirsem aklım sende olur yapamam" diyor. "nolur umutlanma sana döneceğime oğlum için bunu yapmam lazım" diyor... "hem senin içinde belki bir şanstır belki herşey daha güzel olur hayatında" diyor. "seni unutacağımı sakın düşünme sana olan aşkım hiç bitmeyecek. Sevgim hep kalbimde yaşayacak. Asla ama asla kimse senin yerine geçemeyecek" diyor. Ona inanıyorum çünkü aynı duyguları taşıyorum. "Hayatım senden sonra bomboş ve sıkıcı olacak" diyor. "ama yine de sana dönmem çok küçük bir ihtimal nolur hayal kurma üzülmeni istemiyorum" diyor. ama içinden neler düşündüğünü biliyorum. Oğlu büyüdüğü zaman ona anlatmanın daha kolay olacağını o zaman babasına o kadar muhtaç olmayacağını ve birlikte olabileceğimizi düşünüyordu hep ve yine öyle düşünüyor. Ama bu kez benden korkuyor. Onu o kadar yıl beklememi istemenin bencillik olduğunu düşünüyor. "Beni bekle diyerek bencillik edip senin de hayatını mahvetmek istemiyorum" diyor.
Bense bu yaşadıklarıma rağmen umudumu hiç yitiremiyorum. Ondan sonra hayatıma başkasının girmesi düşüncesi bile kendimden nefret ettiriyor. Hele ki bir başkasının bana dokunacak olmasını düşünmem tiksindiriyor beni. Daha ilk karşılaştığımız anda bizi birbirimize çeken çok farklı bir güç olduğuna inanıyoruz. Ve ne kadar çabalasak da yaşanması gereken şeyler olduğunu biliyoruz. O ne kadar ben üzülmeyim diye dile getirmekten korksa da bu bağın, bu şekilde bitmemesi gerektiğinin farkındayız. Bunun mutlaka devamı olmalı... Beni tam olarak terk ettiğine inandığım zaman ondan ümidi keseceğim. Ama biliyorum ki onun bana olan aşkı benimkinden çok daha büyük ve asla bitmeyecek. Ben ondan başkasını hayatımda istemiyorum. O benim çocuğumun babası olacak adam. Beklemem gerekiyorsa bekleyeceğim...
Son düzenleme: