Evet söylenecek o kadar çok şey var ki.Nerden başlasam bir eğitimci olarak? Ne öğretecegimize ne kadar zamanda öğretecegimize biz değil sistem karar veriyor.Size gelen çocuğun ailesinin eğitim durumu, hazir bulunuşluğu, ekonomik durumu, psikolojisi, öğrenme hızı vs. bunların hiç birinin bir önemi yok sistem için. Bir programınız vardır belirli sürede konuları yetiştirmeye çalışırsınız.Asla da yetismez zaten.Bu yüzden velilerden kendi çocukları için yardım isteriz. Konuyu ödevle pekiştirmek gibi.Ben de çok isterim çocuklarım kendileri araştıran merak eden sorgulayan çocuklar olsun.Ama o kadar zor ki.Köyde yasayan çocuğa problem çözdürürken önce hiç gitmediği kirtasiyeyi anlatirsiniz.Bu kitabı yazan komisyonumuz bunu öngöremez mesela.Öğretmenim hangi açığı kapatsin şaşırır kalır.Bir problem 15 dakikada çözülür bunun sonucunda. Çünkü önce kırtasiye açıklanır. Cok mu zor derseniz evet hiç kirtasiyeye gitmemiş bir çocuğa anlatmak zordur bunu.Oğretmenlere tembel demek istemediğinizi düşünmek istiyorum.Çünkü kırılıyor küsüyor ve inciniyoruz.Inanin biz incindikçe zararını umudumuz geleceğimiz minik kuzularimiz görüyor. Lütfen biraz değer verin bizlere.Kimse eziyet olsun diye odev vermez.Bazen fazla gelebilir anlarım ama bu çözülebilir. Ama canını disine takarak çocuklarınıza kendi çocuğu gibi emek veren öğretmenler de var bu ülkede.