atanana kadar pek olmasa da sonrasında, e yaştan da ötürü, herkes de bi beni evlendirme isteği oluyodu. ve bi çok insan beni uygun buldukları brileri ile tanıştırmak istiyodu. ben de herkese evlenmeyi düşünmediğimi söylüyodum, çok ısrarcı davrananları kırmayıp tanıştıklarım da oldu... hatta bazıları gerçekten çok iyi insanlardı ama işte bi kanım kaynamadı gitti.... bi de acayip bi güven sorunum vardı....
neyse bi uzak akrabamın eşi nerde görse seni ben evlendircem bak gör diyip dururdu, bi gece telefon açtı, "sana hep dedim ya sonunda buldum kız sana birini" dedi. günü varmış mükü yengemin, orda çok sevdiği bi arkadaşının bi arkadaşının kardeşi varmış da, çok iyi ailelermiş falan filan.... anlattı anlattı. ay nolur yenge ya ben istemem öyle falan desemde bak burda arkadaşım, sen ona face mi vercen ne vercen ver dedi veeee hoooppp hiç tanımadığım biriyle konuşmaya başladım böylece..... kendisi benim küçük görümcemin en yakın arkadaşı, ama ne utandım. dedim ne saçma bi durum.... verdim ben mail adresimi mecburen oldu birazcık. napıyım
...
aradan bi hafta geçti tık yok, iki hafta geçti yok.... kimse beni eklemiyo..... amaaaannn diyorum bi yandan bi yandan da la o kadar mı bahtsızım yaaaa diye de düşünmüyo değilim hani.... sonra farkettim ki ben face de bulunamıyomuşum, kapatmışım başkalarının beni bulabilmesi özelliğini..... açtım, bakalım dedim pes etmediyse bi şansı hakedebilir....
bikaç zaman sonra ekledi. konuşmadık pek ama, ben resimlerine bakınca ı ı dedim olmaz bu iş.... resimlerinin %90ı bursaspor formasıyla, atkısıyla, stadda, maça giderken, maçtan çıkarken..... diye devam ediyo. çok az denk geliyo ve çok az konuşuyoduk, sonra telefon numaramı da vermiş mükü yenge....bu arada yılbaşı gelmek üzere, bende izmire gidicem, 2012 e gircez, abim var izmirde onlara gidiyorum. bu durup durup aramaya başladı, bi de telefon da nasılsın canım falan diyo ben ifrit oluyorum, teli çekiyom kulağımdan "nerden canın oluyom senin ben yaaaa" falan diyorum. sonra iyi diyorum ama sen nasılsın demiyorum.... ocak ayının ilk haftalarıydı, yüzyüze gelmeye karar verdik. hah dedim gidiyim ters davranıyım o da unutsun artık bu işi.... niye böyle davranıyorum, direk ben olmaz demek istemiyorum armudun sapı üzümün çöpü kimseleri beğenmiyo kendini beğenmiş diye adım çıkmış. o olmaz desin istiyom bu yüzden..... e yaş da 30 u bulmuş, malum bi hatun için 30 az değil...
ilk görüşmemizde yağmur çiseliyodu, çay bahçesi gibi bi yere gittik.... dışarda oturalım ben sigara kullanıyorum dedim, ıslanırız ama dedi, iyi sen içerde otur o zaman dedim. yüzyüze ilk cümlelerimiz.... ak dese kara diyom, acayip tersim. bi kaç iş değiştirmiş ondan bahsediyo misal; çok geçimsizsin anlaşılan bu kadar iş değiştirdiğine göre.... falan diyorum...... neyse biz böyle 3 kez daha görüştük... ben her defasında ama bu defa diycem artık, olmaz bu iş diycem diye diye gittim. 3. görüşmemiz de geceydi, artık makara da yapmaya başlamıştık... gözlerimden yaşlar gelene kadar güldüğüm bi sırada eşim elimi tutup deneyelim mi dedi aniden ciddileşip. cevap vermedim elini çekmek için yeltendim tuttu daha sıkı... neyse gidelim artık diyip konuyu kapattım o gecelik....
martta ailesiyle tanıştım, nisanda evlenme teklif etti mayıs da nişanlandık ve ekimde evlendikkkkkk:123: