annemi uzak tutmaya çalıştım ama malesef annem bunu yanlış anladı herşeyi sen yaptın herşeyi siz ayarladınız ben karışmıyorum ne haliniz varsa görünsenağlamaşu an benim heyecanla bu işleri yapmam lazım ama nerde:çok üzgünüm:
slm kızlar bayadır giremiodum foruma hepiniz iisinizdir inşaallah bu arada y3s3min in derdini çok ii anlıyorum bende çok yaşadım ama ne kadar karıştırmak istmesede insan onlar bi yolunu buluyo malesef neyseki evlendimde kurtuldum :)
Ay kızlar başımıza ne geldi... benneyaptımki
Tv adlık samsung bayiinden bir ay önce 1200 e masası ile birlikte adam krizden dolayı dükkanı kapatmış ve aradı bizi dükkanı kapattım diye..Başta sadece senet yapmıştık bi taksitini ödedik ama makbuz vermedi senede ödendi diye yazdı..350 ytl vermiştik..
Benimki adam paramızı vermez diyo , bende vermeyecek olsa neden haber versin ki dedim...
Dükkanı kapattı aramazdı dedim nolcak bilmiyorum :1no2:
mavrulam canım ilk taksidi geri ödeme gibi bir şansı yok mu adamın?bütün taksitleri ödetir,ortada kalırsınız aman.paranızı iade isteseniz.konuş bakalım ne olacakmış?Ya dükkan yok ki nereye gideceğiz :sm_confused:kaydirigubbakcemile3
Sadece tel numarası var adam kayıt et demiş..
Ödemeleri de haftalara bölmüş dediğine göre umarım gelir para bakalım fisfisfis
Mısraa cım senetle aldığımız için taksitler bitince alacaksınız tv yi dedi..
Bizde samsung olduğu için güvendik tamam dedik...
canım çok üzüldüm ya,inşallah tekrar bir iş bulur,canım kriz hepimizi etkiliyor.Ateş pahası...Hakkımızda hayırlısı canım.üzmeyin kendinizi :1no2:hoşbulduk kızlar işlerden dolayı giremedim pekBide kriz fena vurdu eşimi işden çıkardılar benim işimde sallantıda nolucak bilmiyorum sanırım aramızda hamile olanlar varmış allah hayırlı evlatlar versin herkeze :)
Ne zamandır sizlerle paylaşmak istediğim yazıyı buldum getirdim buyrun ;(uzun ama okunmaya değer)
İki farklı kutupta yaşadıklarını düşünen iki kadının düellosudur bu.
"Ev Kadını–Çalışan Kadın'a Karşı"
ya da
"Çalışan Kadın–Ev Kadını'na Karşı"
Çalışan kadının iç sesi ve ev kadını hakkındaki düşünceleri:
İlkokul birinci sınıftan bu yana sabahın erken saatlerinde evden çıkıp, servise binip, bir yerlere gidiyorum. Hayatımın üçte ikisi okulda, üçte biri de iş yaşamında geçti. Karlı bir günde pencere kenarında kahve içmeye, yani evimin sıcaklığına hasretim. Şöyle zengin bir koca bulamadım ki, biraz rölantide yaşayayım hayatımı. Hep çalışmak, hep çabalamak zorundayım.
Ev kadını olmak ne büyük bir lüks kim bilir.
Eğer ev kadını olsaydım;
Dilediğim an yan gelir yatar, dilediğim zaman yemek yapardım. O gün biraz kafam mı bozuk, "boşveeeer" der, komşuya kahveye giderdim. Çocuklarımı okula gönderdim mi, evimin tek efendisi ben olurdum.
Marketten ıspanak almaya gitmek, o günün programı olurdu. Zamanın efendisi olurdum ne de olsa. Bütün gün benim olurdu. Acele etmeme, öğle tatilinde market alışverişi yapmama, iş çıkışı koşa koşa kaş aldırmama gerek kalmazdı. Çocuğumun ne yediğini, ne giydiğini, ilaçlarını içip içmediğini, kakasının rengini bir başkasından duymama gerek kalmazdı. İki toplantı arası telefona sarılıp, yarın gidilecek doktor randevusunu organize etmek zorunda kalmazdım.
Kocamın ay sonunda getirdiği paraya razı olurdum. Belki de zaten hepimize yetiyor olurdu bu aylık. Hele bir de arabam varsa altımda, değmeyin keyfime. Bu kuaför senin, bu sinema benim gezer dururdum. Para nasıl kazanılıyormuş diye düşünmeden harcamak ne büyük bir ayrıcalık olurdu.
Çocuğum olunca "efendi"liğim katlanarak büyürdü, eğer ev kadını olsaydım. Biraz emzirir, biraz uyurdum. Biraz ütü yapar, biraz uyurdum. Ben yan gelip yattıkça, birileri benim arkamı toplardı nasıl olsa.
Her daim çocuğumun yanında olabilirdim. Hasta olduğu günlerde, o günkü "kahve" programımı iptal etmem yeterli olurdu. Özel izin belgeleri alıp, amirime onaylatmak zorunda kalmazdım. Kimseye hesap vermezdim.
Eğer ev kadını olsaydım,
Çalıştığım ve çocuğumdan ayrılmak zorunda kaldığım için psikolojik baskı altına alınmazdım. Oğlumun beni özlediği anlarda "Annem beni hep bırakıp gidiyor" sözlerini gereğinden fazla ciddiye alıp, "hakkında şikayet var" diyerek sinirlerimi yıpratanlara meydan okuyabilirdim.
Ev kadınları, bayram sabahında, kendi yaptıkları cevizli kadayıfı misafirlerine ikram ederken, ben evimi taşıyor olmazdım. Her bir tatil gününü, bir şeyler halletmek için bir fırsat olarak görmez, bizi anlamayıp hep kendi kapılarının çalınması bekleyenlere böyle uyuz olmazdım.
Eğer ev kadını olsaydım,
Dünyanın efendisi, evimin kraliçesi olurdum.
Ev kadınının iç sesi ve çalışan kadın hakkındaki düşünceleri:
Okul bittiği günden beri yan gelip yatıyorum. Yat, yat, yat. Nereye kadar? Kilolarım gitmek bilmiyor. Popom nasıl da büyüdü.
Bir can sıkıntısı, bir iç patlaması yaşıyorum ki sormayın.
Dağ gibi ütü var beni bekleyen. Elim kalkmıyor, gözüm açılmıyor. Esneye esneye akşamı ediyorum. Çocuk gürültüsü de cabası.
Bir gün üst komşuma, bir gün alt komşuma gitmekten de sıkıldım. Her gün aynı muhabbet.
Eğer çalışıyor olsaydım, hayatta bir amacım olurdu. Çocuk doğurmak ve ev işleri yapmaktan öte bir amaç. Kendim için var olduğumu hissederdim o zaman. Sabahları uyanmak için bir sebebim olurdu. Her gün "Acaba bugün ne giysem?" diye düşünürdüm. Kendime yeni giysiler alır, keyifle alışveriş yapardım.
Gündüz evden uzaklaşmak bana iyi gelirdi. Bütün gün bahçede oturup, başkalarını çekiştiren kadınlardan biri olmazdım. Bütün gün ilgileniyor muyum sanki çocukla. Sıkılıyorum hep aynı evcilik oyunlarını oynamaktan. Çocuğumla gerçekten sevgi dolu bir ilişkiyi paylaşabilirdim, sınırlı olan zamanda.
Apartman komşuları dışında da arkadaşlarım olurdu. Bazıları beni arkamdan vurmaya çalışsa da olsun, bu da bana bir tecrübe olurdu.
Köreliyorum böyle evde otur otur. Artık eskisi gibi gülümseyemediğimi fark ediyorum. Kendime güvenimi kaybediyorum zaman zaman. Hiçbir işe yaramadığımı düşünüyorum.
Eğer çalışıyor olsaydım, ara sıra iş seyahatlerine giderdim. Evimi ve ailemi ne kadar özlesem de, yeni yerler görmenin ve yeni insanlar tanımanın sevincini kendime katarak, daha mutlu dönerdim evime.
Her şeyden önemlisi kendi paramı kazanıyor olurdum. Her ay posta kutumuza atılan kredi kartı çıktılarını tek tek inceleyen kocama sinir olmazdım.
"Evimin direğine bir şey olursa ben ne yaparım?" endişesini duymaz, kendime daha çok güvenirdim. Bu güvencenin, evlerimizi tozdan arındırmaktan çok daha önemli bir misyonu olduğunu bilirdim.
Eğer çalışıyor olsaydım,
Dünyanın efendisi, hem evimin hem de iş yerimin kraliçesi olurdum.
...
Bu böyle uzar gider.
Velhasıl,
Bu iki kadın, her daim birbirine sinir olur.
Sevgilerimle,
Bence verir guzelim, adam bos yere aramadi ya
yinede bi gidin yanina "abi bizim odedigimiz ilk taksit ne olacak" diye sorun
ayip degil ya, ustelik o parayla baska seyler alirsiniz
bence deneyin bebem
mavrulam canım ilk taksidi geri ödeme gibi bir şansı yok mu adamın?bütün taksitleri ödetir,ortada kalırsınız aman.paranızı iade isteseniz.konuş bakalım ne olacakmış?
hoşbulduk kızlar işlerden dolayı giremedim pekBide kriz fena vurdu eşimi işden çıkardılar benim işimde sallantıda nolucak bilmiyorum sanırım aramızda hamile olanlar varmış allah hayırlı evlatlar versin herkeze :)
sağol canım benim
bu siteyi iyiki keşfetmişim diyorum bazen
hiç tanımadığım insanlarla dertlerini paylaşmak çok güzel
insan rahatlamış hissediyor kendini
allah hepinizden razı olsun :1hug:
Alüüüüüüüüüüü yazıyı okumadınız mı dövcem bak
Alüüüüüüüüüüü yazıyı okumadınız mı dövcem bak
slm kızlarr sonunda girdim ama hemen çıkcam ev taşıyoruz ya bizim int bağlanmadı henüz merak eden rkadşlar için sölüyorum adet oldum yani hamiş değilim
Canim eminim bircogumuz aynisini hissediyoruzdur evlilik konusunda umarim gun gelir daha da adapte oluruz.
Devamli dedigim yani disari cikarken vs demek istedim canim, umarim cikmamistir. yerimseniben
Canim hosgeldin, nerelerdesin ?? neler yapiyorsun bakiyim ? iyisindir insallah a.s.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?