- 8 Kasım 2018
- 5.730
- 13.810
Siz kendiniz icin en dogrusunu yapiyorsunuz. Ev, araba icin olmasa da mutlaka maasinizin bir kismini biriktirip yatirim yapin ama. Deger kaybetmeyecek sekilde birikim yapin, altin, doviz vs.Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Öncelikle size sınavınızda başarılar diliyorum ve biliyorum çok klişe gelecek ama lütfen umutsuzluğa kapılmayın. Çünkü ben de hiç olmaz o iş denilen bir bölümden çokça umutsuz olduğum bir zaman diliminde atanmış idim. Sizin için en güzelini , en iyisini diliyorum.Sizinle aynı yastayım, issizim -yarin kpss'ye giricegim ama atanacagimi sanmiyorum-. İsim olsaydı aynen sizin gibi yaşardım demek için geldim, 1999 depreminde 1 dakikadan az zamanda nice lüks evlerin yıkıldığını gördüm, son model arabalar enkaz altında kaldı, insanların hiç kullanamadığı eşyalarıyla dozerler sahili doldurdular. Evleneceği zaman tüm maaş ve birikimini eşyaya yatırıp, bosaninca çöpe atılan esyalar yerine kendime yatırım yapardim. Kenara olabilecek herhangi zor duruma karşı 3-5 kuruş atın bence ki galiba atiyorsunuzda, bence çok çok güzel yapiyorsunuz. İsim olsaydı yaptığınız harcamaların aynılarını tek farkla yapardım emin olun, makyaj ve cilt bakımi tercihim değil ama kıyafete harcardim; geri kalan tüm harcamalarımi sizin gibi duzenlerdim.
Enn güzelini en doğrusunu yapıyorsun. Keşke bekarlık günlerimi senin yaptığın gibi degerlendirseydim şimdi çok pişmanım. Evlendigimden beri yok ev borcu yok araba borcu vallahi bıktım usandım. Zamanın, enerjin ve paran varken gez toz , dünyayı tanı, kendine yatırım yap.Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Pardon da bekarken ev alacak evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra nasıl gezip keyif yapsın...
Kolay mı kamu maaşıyla bekar insanın ev alması en az 15 sene para biriktirmesi ya da kredi çekmesi lazım. O saatten sonra da gezmek için motivasyonu ve enerjisi bitmiş olacak zaten
Görüşlerinize saygım var. Ancak bekar insan maaşıyla ev alma fikri çok ütopik... İki eşte memurken zor alıyor insanlar ev kredi çekerek...Her insanın hayat görüşü ve şartları farklıdır
Bizim ülkemizin şartlarında çalışan kadının evlilikten önce mal edinmesi bence şart, kadının her zaman ayaklarının üzerinde durmasına yardım edecek bir dayanağı olmalı, gezmek tozmak, hobiler yaşamsal ihtiyaçlar değil benim için, ertelenebilir de olmayabilir de bir zararı yok ama allah göstermesin bir işsizlik, boşanma, ölüm vs gibi durum olduğunda başını sokacak bir eve ihtiyacı var insanın. Tabi ki bir deprem olup yok olabilir, bir yangın çıkıp kül olabilir ama tedbir insandan takdir allahtan demişler. İnsanın hayatının her anında yeniden yapılanacak mayası olması lazım.
Kimseye demem ki kuruş kuruş biriktir aman harcama, aman gezme parayı küpe bas :)) hepsi yapılacak, hepsinin bir yeri ve dozajı var ama gerçeklerde var bu devirde aldığın maaşın tümünü yiyip hiçbir yatırım yapmıyorsan zarardasındır bu net. İlaveten evlenince hayat bitmiyor, insan eşiyle ve ailesi ile de gezip tozabiliyor, iyi vakit geçirebiliyor benim anlatmak istediğim kadının kişisel güvencesi, eşinin dahi söz sahibi olmayacağı tasarrufları bu bizim ülkemiz şartlarında çok çok önemli. Yarın öbür gün bir boşanma olsa kamu maaşı ve üç kuruş nafaka ile yaşamak bekarken mücadeleden daha zor. Bir de tabi insanın görüşleri yaşam şartlarına göre şekilleniyor; ben böyle bir hayat yaşadım en az beş altı kez yıkıp yeniden yaptım, aile sorumluluklarım oldu, hastalıklar oldu çok şeyler yaşandı, bunlar olurken ayda on tane kitap alabildiğime sevindiğim zamanlar oldu, tecrübem bu yönde isteyen gezer, isteyen hem gezer hem yatırım yapar kişinin kendi tercihidir, biz burada tecrübelerimizden yola çıkarak naçizane tavsiye verebiliriz ve görüşümüze de saygı rica ederiz, hoşçakalın
Sizin mutluluğunuzun yarısı o arkadaşlarınızda yoktur. Zor günler için kenarda az bişeyiniz yine olsun. Zaten kamudasınız işsiz kalma durumunuzda yok. Yiyin için gezin hayat kısa.Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Görüşlerinize saygım var. Ancak bekar insan maaşıyla ev alma fikri çok ütopik... İki eşte memurken zor alıyor insanlar ev kredi çekerek...
Herkesin hakkında hayırlısı olsun
Değerli yorumlarınız ve önerileriniz için çok teşekkür ederim. Bakamadığım yerden bakan bir göz olarak bakış açınız benim için çok değerli , teşekkürlerNiyetine girin her iş olur, ben evimi 22 yaşımdayken aldım, çok çok minik bir özel sektör maaşı ile, çok iyi bir ev değildi ama maya oldu, zaman geçti devran döndü aldığım yer değerlendi, site yıkılıp yeniden yapıldı, bugün çok uçuk bir rakamda değeri maaşla asla alınmaz. Aldığımda herkes burun kıvırdı buna para mı yatar diye ama dediğim gibi maya oldu. 8 yıl ödedim borcunu, o arada işim değişti maaşım biraz daha düzeldi, ek işte yaptım, 30 ülke görmedim ama çok istediğim 6 tanesine gidebildim, yurtiçinde gezebildim, kitaplığımı yapabildim, giyinebildim, evimi bakabildim, bireysel emekliliğimi ödeyip bitirdim, ilaveten bir birikim yaptım, çok sevdiğim 400 sokak hayvanı geçti elimden, ağaç dikebildim, iki öğrencinin okumasına yardım edebildim , 36 yaşında evlendiğimde dolu dolu bir hayat yaşamış ve herşeyimi de yapmıştım, arabamı da artık zamanı geldi diye o zaman aldım. Şimdi 43 yaşındayım deseler ki bana bir kırık iğne al inanın yapmaya gücüm yok, 42 yaşında sağlık sebepleri ile çalışmayı bıraktım ki hayalim en az 60 a kadar falan çalışmaktı, para yaşlılıkta çok lazım, işte gençken yapılıyor, gençken ne yapsanız kendinize kardır. Size de tüm gençlere de verimli bir ömür diliyorum
Hayatınıza özendim diyebilirim.Eminim böyle konuşan insanlardan daha mutlusunuzdur. Hayat sizin hayatınız istediğiniz gibi yasarsiniz ve öylede yapiyorsunuz zaten en güzeli..Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Değerli yorumlarınız ve önerileriniz için çok teşekkür ederim. Bakamadığım yerden bakan bir göz olarak bakış açınız benim için çok değerli , teşekkürler
Yaptıklarımı yazmamın sebebi kendimi daha iyi anlatabilmekti aslında , sizin sorduğunuz sorulara cevap oluşturacak şeyler de yazmak istemiştim ama ikisi de net bir bilgi sunmayan şeyler idi açıkçası şöyle ki,Yaptıklarınızı biraz kisa kesip, sartlarinizi anlatsaymissiniz daha net fikir verilebilirdi.
Ailenizin durumu nasil, size birakacaklari bir ev var mi? Yada fazlasi
Evlenmeyi yada cocuk sahibi olmayi dusunuyor musunuz? Gibi seyler cok daha önemli.
Eger şartlarınız iyiyse gezin gönlünüzce.
Acil durum icin bir miktar birikim yeter.
Eger her şeyiyle hayatta kendi basiniza kalacaksanız, kendinize bir zaman belirleyin, su tarihtem sonra ev sahibi olmayi planlarim, gibi, butun hayatinizi buna bagli gecirmek yerine zamani gelince düşünürsünüz
Yaptıklarımı yazmamın sebebi kendimi daha iyi anlatabilmekti aslında , sizin sorduğunuz sorulara cevap oluşturacak şeyler de yazmak istemiştim ama ikisi de net bir bilgi sunmayan şeyler idi açıkçası şöyle ki,
Evlenmeyi düşünmüyorum , hiç düşünmedim diyebilirim ama kapılarımı sonuna dek kapatmış değilim fakat çocuk sahibi olabilecek bir mizaca sahip olmadığımı söyleyebilirim.
Ailemin bana bırakacağı bir mirası ve pay edebileceği evi var ama sonuçta bu benim olan bir şey değil. Ederler etmezler her şey olabilir. Bunun garantisini hangi aile verip hangi çocuk alabilir ki ?
Sorularınızı cevaplamaya çalıştım ama dediğim gibi çok bir netliği yok. Son söylediğiniz ise çok doğru bir şey önceki yazarlarımızın da dediği gibi bu devirde memur maaşı ile ev almak zor. Birikimim olsa da kredi çekmem gerekecek bu da benim yaptığım/ yapmak istediğim çoğu şeyi kısıtlama yoluna gitmem anlamına gelecek. Sanırım ben enerjim varken bahsettiğim şeyleri yapmak istiyorum çünkü zaman geçtikçe insanın modu değişiyor. En basitinden 24 yaşında yurt dışına çıktığımda nerde olsa kalırım ne olsa yerim yeter ki gezeyim modunda iken artık biraz daha konfor ihtiyacı hissediyorum. Bu da dediğiniz gibi şu yaşa dek şunları yapacağım o yaştan sonra da şunlara yöneleceğim şeklinde bir planlama gayet doğru bir hamle.
İnanilmaz tatlı anlatmissiniz, çok keyifle okudum. Birkaç kez daha okuyup onerilerinizi not edecek ve kendimi de ölçüp biçip kendi versiyonlarimi oluşturup uygulamaya koyacağım. Altin bildigim uyguladigim bir sey ama gümüş konusunu ise simdi sizden ogrendim ve çok mantıklı geldi, hemen araştırmaya baslayacagim. Tesekkur ederim.Yaaa sen ben misin acaba:)) ben de gönlümce gezip tozmayi severim.
Ama birikim yapmayı da çok severim. Gerçi maalesef geç başladım, çünkü zamanında Avrupa'ya tatile gitmek için işten istifa etmiştimdönüşte bir süre işsiz kalıp parttime günlük islerle kendimi gecindirdim falan - birikime değil,anca kendimi gecindirip birkaç şehir gezmeye param kaliyordu. Son bir buçuk yıldır düzenli işim var (öyle yüksek bir maaşım da yok) ama yine de kenarda 40 gram altınım var, her ay da artmaya devam ediyor. Her an gezmeye de devam ediyorum :)
Yani doğru bütçe ile her şey mümkün.
Zamanında TEGV'de gönüllü 'parami yonetiyorum' dersi verirdim . Bu konuda YouTube videosu çekmek istiyorum aslinda ama video çekecek özgüvene sahip değilim
Neyse , tabii ki çok bir birikimim yok ama yine de hiç yoktan iyidir. O yüzden kendi onerilerimi vermek istiyorum
1) maaşı alır almaz hemen altın al. Tüm uzmanların dedigi en önemli şey ; birikim paradan artanla yapılmaz. Önce birikimini yaparsın,sonra kalaniyla normal hayatını yaşarsın. İnan farketmezsin bile yokluğunu,insan zaten olanı harcıyor . Ayrıca altın her zaman iyi bir yatırımdır. Benim geçen sene 240a aldığım altın bugün 460 mesela. Yarın Allah bilir ne olur. Sen al,kenarda dursun. Ne zararı var?
2) ilk olarak en en en önemli şey kendine BU SEYİ GERCEKTEN İSTİYOR MUYUM? diye sormak. Ve gerekirse HAYİR demeyi bilmek.
Biri yere davet edildin ama bunu gerçekten istiyor musun? Şirketten alt kattan Nuriye evleniyor,altın için para topluyorlar,gerçekten vermek istiyor musun? Trendyoldan saat gördün,gerçekten ihtiyacin var mi? 400 liraya ayakkabı var. Peki kombin edecek kıyafetin var mı? Gerçekten o kıyafete ihtiyacın var mı???
Bizim iş yerinde devamlı briileri evlenir ve ben kendi düğünüme çağırmayacagim insana (asla düğün yapmayacağım) bir şey takmam. Bana ne? Onlar da bana takmasin:) zaten alt kattan Nuriye ben evlenene kadar hala alt katta kalır mı yoksa evlilik tazminatını alır seneye çoktan kayıplara karışır mı
Aslında kimse vermek istemez böyle paraları ama sürü psikolojisiyle koyun gibi öderler. Ama ben 'hayir' derim, bu kadar basit:) yine davet ettiyse kinasina gider manevi destek olurum, ne kadar güzel olduğunu falan söylerim ama iki insan evleniyor diye niye ben para vereyim?
Bunun gibi, davet edildigim ama gidesimin olmadığı yerlere de gitmem. Geçen senelerde (bu parttime dönemimde) devletin ücretsiz Rusça kursuna giderdim aksamlari, her kurs çıkışı yokuşu beraber çıkardık, yakınlardaki kahve zincirine gidilirdi,cumbur cemaat. Azıcık hava alayım da beynime kan gitsin ruscanin iğrenç padejlerinden sonra. Ama 'bu saatte kahve içersem gece uyuyamiyorum' gibi bir bahane bulmuştum, böylece her kurs çıkışı 'ay n'olacak ki' diye 15 lira oraya bayilmiyordum. Ki basit bir hesapla o dönem Rusya'dan yanıma gelecek sevgilim 350 liraya gidiş geliş bilet bulmuştu. Yani bence 25 gün Rusca kursu çıkışı kahve içene kadar o parayı içtim sayıp gerçekten Rusya'ya gidiş dönüş bileti almak çok daha akıllıca
3) alışveriş uygulaması indirme, alışveriş sayfalarına bakma. Devamlı 'sayfayi kaydırın' diye hesapları unfollow et,devamlı aldığı kıyafetleri gösteren arkadaşına gözlerini devir .
Bu kadar basit. Baktıkça ihtiyacin var zannediyorsun. Benim iş yerinde kızlara neredeyse her gün kargo gelir . Bir ömür giyinerek kiyafetleri var,yine de aldıkça alırlar. Birbirlerini de gaza getirirler 'nee,ikiyüz lira miii?? Sudan ucuz al al' diye. Bir ara onların gazına geldim,gaza gelmemek çok zor çünkü bir büyü gibi, ofise kargo geliyor, "giyin giyin bakalım" diyorlar, "ay çok güzel,ay bayıldım" falan, insanın morali düzeliyor. Sonra 'su kıyafetine su ayakkabı olur bak' diyorlar falan, bir süre sonea baktım ki gelen gidiyor ben de kendime cekiduzen verdim . O yüzden tüketim odaklı insanlardan - ve sana 'al al al' baskısı yapan sayfalardan uzak durmak sart
3) kitap okuyormuşsun,harika. Kitapdostum uygulamasını hiç duydun mu? Ben iki sene önce buna takmıştım. Evde artık benimle olmasını istemedigim,bana hitap etmeyen,sırf popüler diye alıp begenmedigim,ablamın zamanında aldığı ama evlenince götürecek kadar sevmediği,ergen ilkgenclik serilerim falan. Neredeyse hepsinden kurtuldum. İstemediğim kitaplarımı takas listesine ekledim, istediğim kitapları istek listesine ekledim. Böylece hiç para harcamadan bir degiş tokuş oldu. Sana da tavsiye ederim. Almak istediğin kitpalar için deneyebilirsin (eskiden kendi takas kütüphanesi vardı ,şimdi sadece üyeler arası takas var maalesef. Ama hala işlevsel. Kendi kütüphanesi varken ücretsizdi kargo,ama üyeler arası kitap gonderiminde PTT 5 tl alıyor)
Böyle böyle alternatif yollar bulabilirsin.
4) ne yapıyorsan 'daha uygun nasıl olabilir?' diye dusun. Mesela ben seyehat etmeyi inanılmaz seviyorum, doğada olmayı da çok seviyorum. Bu yüzden otel aramaktansa gittiğim yerlerde çadır kuruyorum. Ya da yurtdışında evini bana açan couchsurfing sitesi üyesi arkadaslarin evinde kalıyorum.
Ya da şirkete yemek yemeyip evden goturebilirsin
Gibi gibi... Masraf kapılarını azaltmaya calis.
5) bir ürün alacaksan cimri.com / Akakçe.com gibi sitelere o ürünü yaz,en ucuz diye sırala sana en ucuz olan sayfayı onersinler. Aynı marka,aynı ürün n12de farklı, trendyolda farklı çoğu zaman. Ben telefonumu, elektronik eşyaları,hatta kitaplari bile hep bu iki siteden kontrol edip alıyorum. En basitinden bak son aldığım kitap Eki Görüntüle 2685761
Amazon'da 25 TL , ilk siparişe ya da 50 lira üstüne kargo bedava. Oysa buraya bakmadan misal direkt trendyola n11e baksan boşu bosuna kırk lira ödeyecektin. Her üründe böyle farklar var. Her site bazı ürünleri daha ucuz satıyor. Almadan araştırmak zor olmasa gerek
6) gecen şu videoda izledim ve inanılmaz mantıklı geldi. Artık ben de yapacağım. Gümüş alabileceğim bir kart başvurusu yaptım bile. Adam diyor ki (normal birikiminin yanında) her gün kendine rutin oluştur ve mesela şirkette kahvaltı yaparken 3 gram gümüş al. 3 gram dedigi onyedi lira falan... Yani o gün bir yemeğe vereceğin para, ya da küçük bir bakkal alışverişine. Önemsiz bir miktar yani,hepimiz her an yirmi lira saciyoruz. Varlığı bir yokluğu bir. İşte böyle böyle 3 gram olmayı alışkanlık haline getirin diyor. Böylece bazı günler atlasan bile seneye bir kilo gümüşün olur.katlana katlana artan bir maden zaten, zamanında sen bozdurmaya karar verdiğinde arabana,hatta evine peşinat bile olabilir. Ya da her sene bu bir kilo gumusunle yurtdışında uzak bir ülkeye gidebilirsin,normal maaşindan hiç harcamadan...
Sen de bunu deneyebilirsin.
Aslında birikim yapmak gercekten çok keyifli, tadını alana. Bir an önce baslamaj dileğiyle