Anın toplamı hayattır.... Göl birden dolmaz damla damla dolar... O yüzden anı yaşa... Bir betonarme sahibi olmak beceri değil şu hayatta ..Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Birikim konusunda kesinlikle haklısınız, her ay faturalar sonrasında bir miktarını altın ve Euro hesabına aktarıyorum. Ama insanların o tavrı da ister istemez beni düşünmeye itiyor.
Neyim mi var? Huzurum var ve evet hayat bana çok güzel diyin :) Çevre baskısına boyun eğmeyin. Belli ki onlar sadece statü için ev ve araba almışlar yoksa neden bu kadar dillendirsinler? Hayatınızı siz planlayın bu zamana kadar yaptığınız gibi.. Başkaları gibi belli bir statü de olmak için borca girmeyin ama ilerisi için birikim yapabilirsiniz.Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar
Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Ev araba al almayında zor gunler ıcın birszcıkta kalsın hayat çok degısık cunku gercektenMerhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.
Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.
Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.
Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Pardon da bekarken ev alacak evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra nasıl gezip keyif yapsın...Bayılırım kitaplara evimin bir odasını kütüphane yaptım
Dikiş dikmeye de bayılırım bir odam da dikiş odası
Sevdiğim şeyleri kalıcı hale getirip kendi alanımı yaratmak için önce ev aldım
Yaşamaktan keyif almak, gezmek görmek, sevdiğin şeylere para harcamak hakkın ama önce kendini garantilemelisin
Bu dünyada hiç bir iş baki değil kamu da çalışmakta dahil, yarın ne olacağını bilemezsin o yüzden varken belli bir yatırım, birikim şart. Herşeyden kıs kuruş kuruş yaşa demiyorum ama gelecek yatırımında olmalı ve bu işler özellikle bekarken yapılmalı. Hayatın ne getireceğini bilmiyoruz insan darda kalınca gezmeler, kitaplar karın doyurmuyor maalesef