yardımcı ablanın kızı

Kendimi gördüm resmen o kizda. Bende 9 yaşımda başladım annemle temizliğe, merdiven silmeye vs. Cöpun kenarinda ayakkabı, tahta falan bulunca hemen sevinip eve getirip yakacak yapmaya. Ama şimdi çok şükür annemin de durumu iyi. Beni de ablamı da üniversite okuttu. Eşimin de işi çok iyi ve suan o yaslarda asla hayal edemeyecegim şeyleri yaşıyorum ve bir yanda da anneme yaşatmaya çalışıyorum. Inşallah o kizcagiz da iyi yerlere gelir ve onun gibi birçok çocuk. Şuanda çok şükür biz yardıma muhtaç çocuklara kıyafet, ayakkabı neyse ihtiyaçları aliyoruz esimle
 
Ne güzel sevindim ikisi adına da :)
Çocuk odayı görmüş ve imrenmiş artık bence de gelip oynasın hevesini alsın en azından
Kim bilir geliceklerinde heyecanlanıp odada oynayacağının hayalini kuruyodur belki de çocuk
oyle düşünüyorum ben de ama evde ne diyor annesine bilemiyorum, cunku benim kız bir sey görse ister, ama cogu seye sahip olduğu için de unutur, bu yavrunun bir seyi yok sanıyorum, anladığım bu yani, umarım eğlence olarak goruyordur sadece
 
Çocuklar mobilyaya pek takilmaz....eminim pembisli figurlu yatak örtüsü, uyku seti gibi şeylere imrenmistir...
İmkanınız varsa bu tür bişey hediye edin...cekyatta bile yatiyo olsa özel hissedecektir :KK43:
 
Çocuklar mobilyaya pek takilmaz....eminim pembisli figurlu yatak örtüsü, uyku seti gibi şeylere imrenmistir...
İmkanınız varsa bu tür bişey hediye edin...cekyatta bile yatiyo olsa özel hissedecektir :KK43:
evet odası, yatağı falan pembe, renge takıldı o ben de fark ettim. elimden gelenin daha iyisini yapmaya calışacagım, sag olun
 
Ben küçükken annemin zengın bır arkadaşına gıderdık onunda kızı vardı..
Onun oyuncakları,odası,eşyaları herşeyi bizim hayal dünyamız gıbıydı..
Ama nooluyordu,biz orda oynayıp oynayıp eve donup uzulmuyorduk ki..
Orası ayrı bir zevktı bızım için ama biz kendi dunyamızda kendı arkadaslarımızla ve oyuncaklarımızla da çok mutluyduk..
Suan dusununce bile içimin gittiğini hatırlamıyorum..
Önemli olan esya değil zaten..kolu olmayan bi bebekle bıle çocuklar mutlu olmayı bilir..

Ben ilkokuldayken durumları bizden daha iyi olan bir arkadaşım vardı, annesi de benim annemle arkadaş olmuştu. Biz onlara misafirliğe giderdik, arkadaşımın kendi odası vardı, evleri bizimkinden daha güzeldi falan... Odayı görseniz, tek çocuk ama ranza vardı çünkü oda çok küçüktü. İçinde tabi bir sürü oyuncak, peluş ayılar falan... Dolabı, komodini falan, gerçekçi olmak gerekirse cidden o eşyalar odaya zor sığmıştı ve biz o odada oyun oynarken hareket edecek alan çok azdı. Yine de severdim onun odasını çünkü bizde öyle eşyalar yoktu. Benim odam yoktu bizim evde, ben de tek çocuktum halbu ki. Ben çekyat tepesinde yattım yıllarca, sehpanın üstünde ders çalıştım. Kendime ait elbise dolabım yoktu o zamanlar. Onların yaşadığı ev çok düzenliydi, bizimki düzensizdi. Odaların içinden geçmek zorunda kalırdık. Tabi ben 4 yaşında değildim, daha büyüktüm o yüzden konuda bahsettiğiniz çocuk açısından durum nedir bilemem. Çocuklar özenir, ben de işte bu arkadaşımın odasına özenirdim çocukken ama biz oynardık ve hevesimi az da olsa alırdım. Çok değil aradan 3 sene falan geçince benim de kendime ait odam, mobilyalarım, eşyalarım falan olmuştu. O arkadaşımın odasından çok daha güzeldi, kardeşim ve benim için karyola, giysi dolabı, çalışma masası, komodin vs. arkadaşımın odasından çok daha geniş bir oda...

Neyse bence çocuğun o odada oynamasına izin verin, verin çünkü "bizde neden yok" olayını başka türlü aşamayabilir çocuk.

bu örneklere bir tane de ben ekleyeyim içiniz rahat etsin :)

biz küçükken her yaz annemin memleketine giderdik. dayılarımın kızlarının odaları da aynı böyle anlatılanlar gibi bol eşyalı, aksesuarlı süslü püslüydü biz onlara göre o zamanlar daha orta halli bir aileydik evimiz küçüktü üç kardeş aynı odada kalırdık ve kuzenlerimin her istediği alınırken biz fuzuli bir şey asla alamazdık ve çoğu eşyayı ortak kullanırdık.
dayımlarda yatıya kalmak, o oyuncaklarla oynayıp tokalarla süslenmek rengarenk kitapları okumak çok eğlenceliydi ne bileyim öyle pek kıskançlık ya da üzüntü duyduğumuzu hatırlamıyorum. evimize neşeyle döner, eski oyuncaklarımızı bağrımıza basar toz toprak içinde sokak oyunlarımıza dalardık. mutlu çocuklardık :)

beni üzen iki olay vardı onların üzerinden size tavsiyede bulunayım (tabi ki kuzen ve yardımcı abla çocuğu olmak birbirinden çok farklı ama)
birincisi: annemin memleketi bizimkinden çok daha gelişmiş bir şehir olduğu için her türlü imkan ve mağaza vardı, dayım bizi her seferinde lunaparka götürürdü uçardık sevinçten, bir kere bijuteri gibi bir yere girdik ve dayım kendi kızına da bana da ne istersek alabileceğimizi söyledi. kuzenim birkaç şey aldı ben sadece kalpli bir kolye aldım. kuzenim surat astı tavır yaptı babasına niye bana hediye aldığını sordu, kendisini hiç önemsemediğini hep bize güzel şeyler aldığını söyledi üstelik kendisi her gün ne isterse alınan bir çocuktu çok kırılmıştım içten içe çok üzülmüştüm üstelik bu kuzenim ve kardeşi ailece bir başka şehire taşınırken çekmecelerindeki eşyaları toplamaktan sıkıldıkları için bırakıp gitmişlerdi.

ikinci olay: diğer dayımın kızları kardeşim 3-4 yaşlarındayken evlerindeki dolapların kapaklarını açıp içine baktı diye ne görgüsüzlüğümüzü bıraktılar ne hırsızlığımızı :KK43:
şimdi ne kadar da olsa onlara yakın olamıyorum bir türlü...
size tavsiyede bulunmama gerek bile yok aslında çünkü siz ince düşünceli merhametli bir hanımsınız. o çocuk kızınızın odasında gönlünce oynayıp kızınız tarafından olumlu ve paylaşımcı bir yaklaşım görürse üzüleceğiniz bir durum yok demektir
o ona yeter :)
 
Üzüldüm ancak farklı açıdan yaklaşıcam konuya. Üzülenlere bir nebze teselli olur belki.

Boşanan anne-baba çocuğuyum, annem çalışmıyordu üstelik. Bir çocuk düşünün 3 yaşında, annesi diyor ki "çikolata isteme olur mu kızım, misafirliğe gidince de şeker verirlerse bugün çok yedim, teşekkür ederim de alma" vs. İstemedim de, yemedim de. Cips isterse canım annem patatesi innncecik doğrardı yuvarlak, kızartıp verirdi.

Her neyse, şimdi o kız büyüdü etti; ve zannedersiniz ki küçük dağları o yarattı. O kadar kendime güvenirim, o kadar güçlü bir insanım ki şaşarsınız. Bunun sebebi de baya küçükken yüzleştiğim hayattır. 5 yaşımdayken bile benim için yaşından ne kadar olgun derlerdi, hala öyleyim. Eminim bu küçük kız da öyle olacak. Siz zaten duyarlı yaklaşmışsınız olaya, eminim onu mutlu edecek şeyler yapacaksınızdır.
 
bu örneklere bir tane de ben ekleyeyim içiniz rahat etsin :)

biz küçükken her yaz annemin memleketine giderdik. dayılarımın kızlarının odaları da aynı böyle anlatılanlar gibi bol eşyalı, aksesuarlı süslü püslüydü biz onlara göre o zamanlar daha orta halli bir aileydik evimiz küçüktü üç kardeş aynı odada kalırdık ve kuzenlerimin her istediği alınırken biz fuzuli bir şey asla alamazdık ve çoğu eşyayı ortak kullanırdık.
dayımlarda yatıya kalmak, o oyuncaklarla oynayıp tokalarla süslenmek rengarenk kitapları okumak çok eğlenceliydi ne bileyim öyle pek kıskançlık ya da üzüntü duyduğumuzu hatırlamıyorum. evimize neşeyle döner, eski oyuncaklarımızı bağrımıza basar toz toprak içinde sokak oyunlarımıza dalardık. mutlu çocuklardık :)

beni üzen iki olay vardı onların üzerinden size tavsiyede bulunayım (tabi ki kuzen ve yardımcı abla çocuğu olmak birbirinden çok farklı ama)
birincisi: annemin memleketi bizimkinden çok daha gelişmiş bir şehir olduğu için her türlü imkan ve mağaza vardı, dayım bizi her seferinde lunaparka götürürdü uçardık sevinçten, bir kere bijuteri gibi bir yere girdik ve dayım kendi kızına da bana da ne istersek alabileceğimizi söyledi. kuzenim birkaç şey aldı ben sadece kalpli bir kolye aldım. kuzenim surat astı tavır yaptı babasına niye bana hediye aldığını sordu, kendisini hiç önemsemediğini hep bize güzel şeyler aldığını söyledi üstelik kendisi her gün ne isterse alınan bir çocuktu çok kırılmıştım içten içe çok üzülmüştüm üstelik bu kuzenim ve kardeşi ailece bir başka şehire taşınırken çekmecelerindeki eşyaları toplamaktan sıkıldıkları için bırakıp gitmişlerdi.

ikinci olay: diğer dayımın kızları kardeşim 3-4 yaşlarındayken evlerindeki dolapların kapaklarını açıp içine baktı diye ne görgüsüzlüğümüzü bıraktılar ne hırsızlığımızı :KK43:
şimdi ne kadar da olsa onlara yakın olamıyorum bir türlü...
size tavsiyede bulunmama gerek bile yok aslında çünkü siz ince düşünceli merhametli bir hanımsınız. o çocuk kızınızın odasında gönlünce oynayıp kızınız tarafından olumlu ve paylaşımcı bir yaklaşım görürse üzüleceğiniz bir durum yok demektir
o ona yeter :)
yakın hissetmemekte haklısınız :/
benim kızımın hava attığı tek şey kardeşi (ablayım diyor sürekli)
ona da sürekli kardeşin var mı dıye soruyor, ''kızım, onun ablası ve abisi var '' diyorum ama beğenmiyor, illa kucuk kardeşi olacak :)
 
yakın hissetmemekte haklısınız :/
benim kızımın hava attığı tek şey kardeşi (ablayım diyor sürekli)
ona da sürekli kardeşin var mı dıye soruyor, ''kızım, onun ablası ve abisi var '' diyorum ama beğenmiyor, illa kucuk kardeşi olacak :)

dünyadaki en sevimli nispet bu olsa gerek :KK48:
inşallah ilerde de çok iyi arkadaşlar olurlar ve ikisini de çok güzel bir gelecek bekliyordur
sevgiler :KK200:
 
o kadar konu içinde içimi ezen sadece bu konu desem yeridir. çok duyarlı bir insansınız öncelikle bunu söyleyeyim. o yaştaki çocukların akıllarında uç fikirler kalır. bunlarda duygulara bağlıdır. ya çok mutsuz olduğu korktuğu ya da çok mutlu olduğu uçtuğu anıları hatırlarlar. eminim 3-5 yıl sonra kızınızla beraber yardımcınızın kızına sorsanız odayı tarif et diye ikisi de farklı şeyleri söyleyecektir. o odada eşyalara bağlı hayali arkadaşları bile olacaktır farklı farklı. hatta kızınızla aynı odada birbirinden bağımsız oynadıklarını görürsünüz. ikisi de konuşur ama birbirinden bağımsızdır konular. ancak, emin olun ikisininde o an hissedeceği duygu aynıdır. "mutluluk. 5 yıl sonra da size bunu dile getirebilirler..."4 yaş, çocukta mülkiyet anlayışının olmadığı bir dönemdir. dönemsel özellikleri bu şekilde. bu yüzden kızınızla güzel vakit geçirmesine gönül rahatlığıyla izin verebilirsiniz.
 
o kadar konu içinde içimi ezen sadece bu konu desem yeridir. çok duyarlı bir insansınız öncelikle bunu söyleyeyim. o yaştaki çocukların akıllarında uç fikirler kalır. bunlarda duygulara bağlıdır. ya çok mutsuz olduğu korktuğu ya da çok mutlu olduğu uçtuğu anıları hatırlarlar. eminim 3-5 yıl sonra kızınızla beraber yardımcınızın kızına sorsanız odayı tarif et diye ikisi de farklı şeyleri söyleyecektir. o odada eşyalara bağlı hayali arkadaşları bile olacaktır farklı farklı. hatta kızınızla aynı odada birbirinden bağımsız oynadıklarını görürsünüz. ikisi de konuşur ama birbirinden bağımsızdır konular. ancak, emin olun ikisininde o an hissedeceği duygu aynıdır. "mutluluk. 5 yıl sonra da size bunu dile getirebilirler..."4 yaş, çocukta mülkiyet anlayışının olmadığı bir dönemdir. dönemsel özellikleri bu şekilde. bu yüzden kızınızla güzel vakit geçirmesine gönül rahatlığıyla izin verebilirsiniz.
onlardaki mülkiyet anlayışına göre gördüğü her şey onlarındır. kendileri sahip olmasa bile. dolayısıyla çocuğa katkınız bile olur. (mülkiyet anlayışını açmak istedim. katkınızı bilmeniz açısından. )
 
onlardaki mülkiyet anlayışına göre gördüğü her şey onlarındır. kendileri sahip olmasa bile. dolayısıyla çocuğa katkınız bile olur. (mülkiyet anlayışını açmak istedim. katkınızı bilmeniz açısından. )
Çocuk 5 yaşına yaklaştı. Umarım dediğiniz gibidir,ama benim kızım 3.5 olmasına ragmen aidiyet duygusunun farkında. Kreste kimin neyi var , bir bir anlatır. Tabii bunlar toka, çanta gibi basit şeyler. Umarım burayı oyun alanı gibi görüyordur. Ama işte "ne güzel odan varmis" falan dedi ya çok içime oturdu :KK43:
 
Bence çocuk için sizin evinizde geçirdiği anlar özel ve mutlu olmalı. O yüzden uzaklaştırmayın bence kendinizden. Ben Çocukken 6-7 yaşında falanken bir Arkadaşımın evinde iki odası vardı. Biri yatak odası diğeri oyun odası. :) bayılırdım onlarda oynamaya. Kıskanmazdım ama orada vakit geçirmeyi çok severdim. Arkadaşım da oyuncaklarını hiç esirgemezdi. Benden bi yaş küçük ve erkekti. Narin Afacan bir çocuktu. Çok eğlenirdik.
 
X