- 19 Ağustos 2008
- 17.814
- 53.669
-
- Konu Sahibi ipektuncer
- #81
Canım, dün ben 280 tl'ye o takımı aldım. "Allahım senin rızan için bir yetimi sevindiriyorum" dedim alırken.
Şirket bize yarım altın dağıtacakmış, hiç böyle bir haber yoktu ortada, ben havale yaptım, yarım saat geçmedi, haberi geldi.
Çok tuhaf oldum, cebimden bişey çıkmamış oldu..
Bu arada fiyatı düşük, ama takım çok güzel, hem markası hem modeli güzel. Biraz da Elif'in şansına denk geldi. Yoksa takımlar 500 Tl den başlıyor, 5000 Tl'ye de takım gördüm. Bu arada kendime de aldım bir takım, 1000 TL. Ben kendime 1000 TL'lik bir takım alabiliyorum, bu imkanı bana verenin kim olduğu belli. Ali amcamdan emanet yetimime de 280 TL'lik takımı çok görmedim neyseki. Ama iş bulacağım Elif'e, çalıştıracağım onu düğüne kadar.Azmettim.
Dün aldım yemek takımını canım.. Bana buradan yazan, kafa yoran herkese olsun sevabı inşallah.
Kargoyla evlerine gidecek bu hafta..
Başta Allah rızası için, sonra Elif'in babasının hatırı için.
Elif çalışmadığı için çok hatalı, ama bu hatasını evlilkte burnu sürtülerek anlayacak ve sonunda çalışmak zorunda kalacak, başka yolu yok ki.
Ya da annesi çalışmaya devam edip, her ay düzenli olarak yardımda bulunacak Elif'e, bunu kendine yedirebilirse ne ala.
Elif boşanıp annesinin yanına dönünce keşke o kurslara gitmeseydi, beyni yıkandı. Çünkü ilk döndüğünde iş aradı harıl harıl, sen çalışma anne ben çalışayım artık dediğini söylemişti Zeynep abla. O kurslarda "kadının çalışması günahtır" diye beynini yediler çocuğun birazda.
Zeynep ablanın çalıştığı o evle de bağlantısı kesilecek bu ay, 500 liraya kalacaklar aylık. Hadi yazın neyse, ama kışın çok zor olacak.
İpek ben okumadan yazmışım almışsın çoktan hediyeni.
Hayırlı olsun ne diyeyim.
Bazı insanlara koltuk çıktıkça daha çok fakirleşirler yükseleceklerine..
Senin evine gelmeye tenezzül etmeyen Zeynep Abla işsiz de kalır.
Hayatın bir dengesi var.
İpek arkadaşım olsan her gün kavga ederdik he..
Çok tatlısın ama fazla tatlısın..
Haketmeyene de
ipek eniyisini yapmışsın yemek takımını almakla şayet almasaydın için rahat etmeyecekti.sonuçta evinin bir ihtiyacını almışsın .onlarda hayatın kolay olmadığını geçim derdine düştükleri zaman anlarlar hatta çalışmak zorunda kalırlar .senin vicdanın rahat olsun arkadaşım sen elinden geleni yapmışsın bundan sonrasını onlar düşünsünler.
İçin rahat etmeyecekse yardım et tabiki...
Ama kızın çalışmama nedeni bana açıkçası saçma geldi...
Hoca istemiyor diye çalışmamak da ne demek?
Bana kalırsa işine öyle geliyor...
Bak meselao yemek takımını ev hediyesi olarak alabilirsin...
Yardım olarak değil de hediye olarak, için rahat eder hem...
Zaten yemek takımını alırken de düşündüm bunu biliyor musun. "Neyse ki görecek gerçek hayatı, bu takımı aldım diye tüm sıkıntıları bitmeyecek" dedim.
Ben gerçekten kin tutamıyorum. Oysa Zeynep ablaya çok çok kırgındım ben. Çok fedakar ve verici bir anne, ama bence "iyi evlat yetiştiren anne" değil..
Yakınına taşındığımda kızıma bakamsını teklif ettim. "İnan çok istiyorum, ama haftanın 5 günü kaldıramam. Hem artık ben dinleneyim, Elif çalışsın istiyorum" dedi. Bu lafına rağmen, bana sırt çevirmesine rağmen, Elif'e iş buldum. İlkokuldan çok yakın bir arkadaşımın babasının kendi şirketi var, aslında eleman ihtiyaçları olamdığı halde acıyarak işe aldılar bu kızı, asgari ücretin de üstünde bir maaşla, hem de masa başı bir iş.
Eğitim yok, tecrübe yok, pc kullanımı-yabancı dil, hiç bişey yok. Ve işe başlamadan önce konuştum onunla. "bak Elif, senin vasıflarından çok daha fazlasına sahip olanlar fabrikada işçi olarak çalışmak için başvuru yapıyorlar. günde 12 saat ayakta çalışıyorlar, pazar günü de çalışıyorlar, bedenen yoruluyorlar. Sen masa başı iş buldun, çok şanslısın, sigortan da yapılıyor, bunların değerini bil" dedim. Ve o ilkokul arkadaşım, Burcu, gerçekten Elif'e çok sahip çıktı. İşe başladı, 2 hafta sonra kandil oldu, Burcu Elif'e elbise aldı mesela. Burcu'da çok merhametlidir, hatta saftır benim gibi..
İlk maaşını aldı, o maaşı neredeyse komple kıyafete yatırmış. Zeynep abla da diyorki "haklı ama ne yapsın, dolapta kıyafeti mi vardı işe giderken giyecek".. İyi de 2 kıyafet bu ay al, 2 tane de bir dahaki ay alırsın. Bu ne rahatlık..
Daha 2 ayı doldurmadan kendi kafasına göre (ne bana ne Burcu'ya haber vermeden) işi bıraktı Elif hanım..
Benim haberim bile olmadı, işi bıraktıktan 1 ay sonra Zeynep ablayı aradım. Elif çıktı telefona, ben işi bıraktım dedi..
İşi bırakıyor, üstüne 1 ay geçiyor, haberim yok..
Hemen Burcu'yu aradım, özür dilemek için.. Açmadı Burcu.. Sinirlenmiş, haklı.. Sanıyor ki, benim haberim var olan bitenden. Ve 1 aydır kulağımın üstüne yatıyorum..
İş yerlerimiz yakın, kalktım gittim bir öğlen yüzsüzce.. Özür diledim, inan yeni haberim oldu dedim. Babasının yanına da gittim, ondan da özür diledim.
Ama o gün bugün ne o beni aradı, ne benim onu aramaya yüzüm tuttu.
Zeynep ablanın tüm bu olanlara açıklaması şu: "ne yapsın, çok çekti, dayanmaya çalıştı, ama oradaki amiri çok üstüne gitmiş"..
"Yok muydu bunun çözümü, Burcu mutlaka ilgilenirdi haberi olsaydı" dedim. Hak vermedi bana.
1-2 ay arayıp, sormadı. Sonra aradı "nolursun Elif'e iş bul"..
"Zeynep abla, kırılma ama, sen kolay mı sanıyorsun iş bulmayı bu zamanda, bu vasıflarla? Masa başı işe dayanamadı, fabrikada işçi olarak iş bulayım, ister miymiş sor" dedim. Sanki benim tüm arkadaşlarımın babasının fabrikası var..
derinss okuduysan iyice kızdın di mi bana şimdi..
zaten yemek takımını alırken de düşündüm bunu biliyor musun. "neyse ki görecek gerçek hayatı, bu takımı aldım diye tüm sıkıntıları bitmeyecek" dedim.
Ben gerçekten kin tutamıyorum. Oysa zeynep ablaya çok çok kırgındım ben. çok fedakar ve verici bir anne, ama bence "iyi evlat yetiştiren anne" değil..
Yakınına taşındığımda kızıma bakamsını teklif ettim. "inan çok istiyorum, ama haftanın 5 günü kaldıramam. Hem artık ben dinleneyim, elif çalışsın istiyorum" dedi. Bu lafına rağmen, bana sırt çevirmesine rağmen, elif'e iş buldum. Ilkokuldan çok yakın bir arkadaşımın babasının kendi şirketi var, aslında eleman ihtiyaçları olamdığı halde acıyarak işe aldılar bu kızı, asgari ücretin de üstünde bir maaşla, hem de masa başı bir iş.
Eğitim yok, tecrübe yok, pc kullanımı-yabancı dil, hiç bişey yok. Ve işe başlamadan önce konuştum onunla. "bak elif, senin vasıflarından çok daha fazlasına sahip olanlar fabrikada işçi olarak çalışmak için başvuru yapıyorlar. Günde 12 saat ayakta çalışıyorlar, pazar günü de çalışıyorlar, bedenen yoruluyorlar. Sen masa başı iş buldun, çok şanslısın, sigortan da yapılıyor, bunların değerini bil" dedim. Ve o ilkokul arkadaşım, burcu, gerçekten elif'e çok sahip çıktı. Işe başladı, 2 hafta sonra kandil oldu, burcu elif'e elbise aldı mesela. Burcu'da çok merhametlidir, hatta saftır benim gibi..
Ilk maaşını aldı, o maaşı neredeyse komple kıyafete yatırmış. Zeynep abla da diyorki "haklı ama ne yapsın, dolapta kıyafeti mi vardı işe giderken giyecek".. Iyi de 2 kıyafet bu ay al, 2 tane de bir dahaki ay alırsın. Bu ne rahatlık..
Daha 2 ayı doldurmadan kendi kafasına göre (ne bana ne burcu'ya haber vermeden) işi bıraktı elif hanım..
Benim haberim bile olmadı, işi bıraktıktan 1 ay sonra zeynep ablayı aradım. Elif çıktı telefona, ben işi bıraktım dedi..
Işi bırakıyor, üstüne 1 ay geçiyor, haberim yok..
Hemen burcu'yu aradım, özür dilemek için.. Açmadı burcu.. Sinirlenmiş, haklı.. Sanıyor ki, benim haberim var olan bitenden. Ve 1 aydır kulağımın üstüne yatıyorum..
Iş yerlerimiz yakın, kalktım gittim bir öğlen yüzsüzce.. özür diledim, inan yeni haberim oldu dedim. Babasının yanına da gittim, ondan da özür diledim.
Ama o gün bugün ne o beni aradı, ne benim onu aramaya yüzüm tuttu.
Zeynep ablanın tüm bu olanlara açıklaması şu: "ne yapsın, çok çekti, dayanmaya çalıştı, ama oradaki amiri çok üstüne gitmiş"..
"yok muydu bunun çözümü, burcu mutlaka ilgilenirdi haberi olsaydı" dedim. Hak vermedi bana.
1-2 ay arayıp, sormadı. Sonra aradı "nolursun elif'e iş bul"..
"zeynep abla, kırılma ama, sen kolay mı sanıyorsun iş bulmayı bu zamanda, bu vasıflarla? Masa başı işe dayanamadı, fabrikada işçi olarak iş bulayım, ister miymiş sor" dedim. Sanki benim tüm arkadaşlarımın babasının fabrikası var..
Derinss okuduysan iyice kızdın di mi bana şimdi..