- 23 Mart 2010
- 2.968
- 31
-
- Konu Sahibi ipektuncer
- #61
Dün okudum da dişimin ağrısından yorum yapamamıştım :)
Benim tanıdığım ipek kendini tutamaz demiştim içimden. İyi ki de tutmamışsın. Sonuçta düğününde bi sey takacaktın ya da alacaktın. İçinde kalmamış oldu. Rahtmetli babasının hatrına.
Bırak sonuçlarına onlar katlansın. Emek olmadan yemek olmuyor maalesef. Kafasına dank eder belki bir gün....
Canımmm, nasıl oldu dişin? Kızımın da dişi ağrıyor, 2 defadır dişçiye götürüyorum, bişey de çıkmıyor. Kardeşle bağlantılı olabilir dedi doktor..:44:
Düğününe basit bir hediye takacağım, çünkü zaten ne satsam birkaç ay içinde bozdurulacak. En azından evine eşya olsun ayıracağım bütçe.
Hala kötüyüm tatlım. 20 lik. Antibiyotik kullanıyorum apse yapmış çünkü. Oyyy kıskanclığı dişine mi vurdu acaba minik kuşun :)
Sen herşeyin en güzelini yaparsın; her ne yaparsan yap
İpocancım bence o domuz gribi olayında fazla üstüne gitme kadının yalan söylemedi diye. Aksine aferin kadın dürüstmüş özü sözü birmiş bu kadına güvenebilirim diye düşün çünkü yalan günahtır dinimizde ve bunun üstünde bu kadar saplanıp kalma.Zorluk yaşamışsın evet ama kadını bu kadar suçlama olmuş bitmiş artık. Hediyeyi almakla da çok iyi etmişsin Allah razı olsun senden.Düğünde de takını takarsın sonra gerisi kendilerine kalmış artık çalışır mı evde mi oturur çocuk değil koca kız Allah akıl vermiş aklını kullansın. Peygamberimizin hanımı da bildiğim kadarıyla çalışıyordu ticaretle uğraşıyordu. Kadın çalışmasın diyen erkekler kendilerine ve eşlerine güvenmeyen erkeklerdir.Evlilik te güvensizlik üzerine bina edilmez.
hayatımın 7 yılı kuran kursunda geçti
şimdi evdeyim ve babamın işyerinde çalışıyorum
sen edebini bildikten sonra kimse seni yiyecek değil
ben hiç bir olumsuzlukla karşılaşmadım
bunun dinle ne alakası var
din çalışmayın demiyor,tembel olun demiyor,tam tersi
kendine uygun bi iş bulduktan sonra neden çalışmıyor
insanlar neden işlerine gelmeyince hemen dini sömürüyolar
bence kesin bu yardımlarınızı ya da asgariye indirin
değirmen suyuyla nereye kadar
Öncelikle mesajınıza direk cevap vermek istediğimden alıntı yaptığımı ancak yazacaklarımla fazlaca yer işgal etmemesi için alıntıyı kısalttığımı söylemek istiyorum.
Ben yazdıklarınızı okuyunca Zeynep hanımın sizin yardımınıza ihtiyacı olduğunu ve sömürecek bir kadın profilinde olmadığını düşünüyorum.
Bazı olaylar sizi kırmış, ancak insanlar yaşadıkları neticesinde ayakta kalmaya çalışsalar bile bazı noktalarda düşünme yetilerini kaybediyorlar maalesef.
Size anlatamadığı bir durum olabilir ve bunun yerine Elifin çalışmasına hocaları hoş karşılamaz diye bir neden öne sürmüş de olabilir.
Yaptığınız iyilikler , ne olursa olsun, sonunda kullanıldığınız anlasanız bile boşa gitmeyecektir. Bence bunun tek istisnası vardır o da göz göre göre sizin kuyunuzu kazacak dönüp yardımınızı alacak, bu tpteki bir duruma izin vermemek hakkınız ancak bence Zeynep hanından ve ailesinden elinizi çekmeyin. Unutmayın balık bilmese de Halık biliyor....
Bir Not: Biz bir başkasına iyiliği karşılık alalım diye etmeyiz. Karşılığını zaten Allah verir. Biz "yeryüzünde iyilik yürüsün" diye yaparız.
Hz. Hüseyin kendisinin öldürüleceğini bile bile gitmiştir ölüme, Hüseyin gitme Kufeliler öldürü seni diyenlere "Gitmeliyim, eğer ben bugün gitmezsem direniş diye bir şey kalmaz" diye cevap vermiştir.
İyiliğin karşılığını siz ve evlatlarınız fazlasıyla alacaktır. Bir an bile tereddüt etmeyin derim ben
İpektuncer arkadaşım o kadar güzel bir yüreğin var ki. Bu insanlar için elinden geleni yapmışsın ama Allah'ın rızası için yine birşeyler yapabilirsin.Çalışabilecek durumdayken savsaklayan insanlara bende çok kızıyorum ama bazen Allah'ın kullarına yardım etmek için başka kullarını aracı kılar,belki de böyle birşeydir yaşadığın.Tabi bence abartmadan yardım et,hepten de sana bel bağlamasınlar.
Ben hiç Kuran kursuna gitmedim, nasıl bir atmosferi vardır bilemiyorum.
Ama birebir Kuran dersi aldım ve 9 yaşında ilk hatimimi indirdim.
Bana Kuran öğreten teyze, ki kendisine "hacı anne" derdim, "okuduğun her harf annene altın tepside gidecek kızım, annenle iletişim kurmanın tek yolu bu" derdi. O şevkle gece gündüz okurdum, hem Türkçe hem Arapça.
Bana hep yol gösterici oldu Kuran ve namaz. İşimi hep rast getirdi. Hiç cinlik düşünmeden, hiç kurnazca planlar yapmadan yaşadım. Ama hep hayırlı kararlar aldım, yarı bilinçli yarı bilinçsiz. Eğitim ve iş hayatında yolum hep açık oldu,"okumayayım" diye köstek olan bir baba ve üvey anneye rağmen.
Ben hiç gidip başvurmadım, dersaneler burs vermek için bana başvurdu. Hep Allah'ın yardımını ve varlığını içimde hissettim. Bir dönem Allah'a "anne" derdim dualarımda, çocukluk dönemimde..
O nedenle dinin ne eğitime ne çalışmaya engel teşkil etmediği konusunda hemfikirim seninle.
Aksine boş oturmak, el açmak asıl tasvip edilmeyen..
Okuyana, çalışana Rabbim her zaman destek. Onun "ol" deyip olduramayacağı iş mi var?
Canım benim, beni düşünerek bunları yazdığını çok iyi biliyorum..
Evet, bence de çocuğuma (en azından hastaneden çıktığımız o 2 gün) bakmamasının bence de hiç izahı, affı yok..
En kötüsü de önce "bakarım" demiş olması ve benim böylece diğer alternatifleri araştırmamam.
Benim kızıma 2 gün bakmak için, çalıştığı hanımın vicdanına başvurması, ondan izin alması cabası.. Ki hava yağmurlu diye bahane edip işe gitmeyebilen bir insan.
O gece nasıl çırpındığımı bir ben biliyorum, kocamın bile anladığını sanmıyorum. K.validemi aradım, o da işinden izin alamazmış.. Yaptığı satışa göre maaş alıyormuş, nasıl işe gitmesinmiş.. Ki bu kadın öz oğlunun bebeği olunca işi komple bıraktı şimdi. "yavrumun yavrusuna elalem mi baksın" diyebildi yüzüme karşı.. Ki bu kadının az faturasını ödemedik zamanında. "çalışıyorum,ama gene de yetmiyor" diyordu. Ben "karışma sen, kocası mısın, nesisin" dedikçe, eşim bana "vicdanın neden devreye girmiyor" derdi. E şimdi ne oldu, komple bıraktı işi, hani çalışarak bile geçinemiyordu..
Durup durup aynı şeyleri anlatıyorum, sizi şişiriyorum. Ama o ameliyat olduğunda benim onun yanında kaldığım geceler de benim için çok zordu. Zeynep abla beni çok sever, benim için birçok şey yapar. Ama mesela sabaha kadar sandalyede oturup, sonra da sabah 6 da kalkıp işe gitmez bence. "dayanamam" der. Ama ben bu fedakarlığı onun için yaptıysam, ben de bu sevgiyi yaratan da kendi davranışları. Bana daima kapısını açmış olması. Hiç unutmuyorum, eşinin yeni vafet ettiği dönemde birgün yolda yürüyoruz, çocukları o zaman 10 ve 5 yaşlarındalar. Döner istediler. Zeynep abla, çeyrek (yarım değil) döner aldı, üçe böldü inanabiliyor musun. Ve ben 18 yaşında koca kazığım, yetişkinim yani. Ben istemedim tabi, ama o 3e böldü, hiç sormadan. Daha bunun gibi ne çok güzel anımız var.
Bebeğim doğduğunda eğer çalışmaya devam edersem, kesinlikle o baksın istiyorum. Gerçekten sonsuz merhametli bir insan. O merhametin ben en yakın tanığıyım zaten. Bir akşam bizde kalır, bir akşam biz onu arabayla bırakırız evine, böyle ara çözümler olabilir belki. "bakmayı çok istiyorum, ama hergün olması beni korkutuyor" dedi. Fakat kızı evleniyor, oğlu muhtemelen şehir dışında okumaya devam edecek. Pek seçme şansı yok, ben olmasam başka bir yer, ama muhakkak çalışacak.
Hele bizim gibi kadınlar hiç anlayamıyor değil mi böyle rahatlığı canım..
canım, dün ben 280 tl'ye o takımı aldım. "allahım senin rızan için bir yetimi sevindiriyorum" dedim alırken.
şirket bize yarım altın dağıtacakmış, hiç böyle bir haber yoktu ortada, ben havale yaptım, yarım saat geçmedi, haberi geldi.
çok tuhaf oldum, cebimden bişey çıkmamış oldu..
Bu arada fiyatı düşük, ama takım çok güzel, hem markası hem modeli güzel. Biraz da elif'in şansına denk geldi. Yoksa takımlar 500 tl den başlıyor, 5000 tl'ye de takım gördüm. Bu arada kendime de aldım bir takım, 1000 tl. Ben kendime 1000 tl'lik bir takım alabiliyorum, bu imkanı bana verenin kim olduğu belli. Ali amcamdan emanet yetimime de 280 tl'lik takımı çok görmedim neyseki. Ama iş bulacağım elif'e, çalıştıracağım onu düğüne kadar.azmettim.