Tabii ki burada dertleşiyoruz ama dervişin fikri neyse zikri de o olur hesabı sizin zihniniz hala baba ile meşgul.
Çocuklar sözlerin yanında davranışlara da bakar. Muhtemelen oğlunuza göre babası sevse ailesini terketmezdi. Sizse eski kocanızdan vakit kalırsa onlarla ilgilendiniz boşanma sürecinde. İnsanlar sevildiğini/sevilmediğini, ilgi görüp görmediğini hisseder, çocuk da olsa.
Ayrıca örnek verdiğiniz durumda (babaya gitmemek için yalan söyleme) nasıl büyük bir hata yaptığınızı görememeniz ne üzücü. Oğlunuz kendisini rahatsız hissettiren bir durumdan kurtulmak için yalan söylemiş. (Ki böyle durumlarda yalan söyleyerek kurtulmayı da insan ebeveynlerinden öğrenir.) Bunu da gelip size söylemiş. Siz neden babasına söylüyorsunuz? İstese kendi de babasıyla konuşur. Size güvenip sır verdiği bir konuda ona ihanet ediyorsunuz, onu babası karşısında yalancı durumuna düşürüp utandırıyorsunuz. Bence bunu yaparken de derdiniz oğlunuz değil de, babasına 'Bak oğlum seni görmek istemiyor' mesajını vermeye çalışmak gibi geldi bana. Bu niyetle yapmadıysanız da büyük bir hata, yapılanın oğlunuzu utandırmaktan başka bir sonucu yok.
Ben şu kısacık hikayelerde bile kendimi oğlunuzun yerine koyduğumda değersizlik hissediyorum. Benim annem-babam böyle olsaydı, ben de kendimi onların savaşında arada kalan, kimsenin umursamadığı değersiz bir varlık gibi görürdüm. Ne acı.
Nolur yanlış anlamayın, ne yaşananları kınıyorum, ne de sizi suçluyorum. Fakat ortada bir gerçek var ki bunda bütün ailenin payı var. Siz de kendi payınızı anlamaya çalışın. Sadece oğlunuz değil, siz de psikolojik destek alın. Ve lütfen güçlü durun. Ağlamayın, yıkılmayın. Bu dünyanın sonu gibi davranmayın. Bir çocuğunuz daha varmış, ona da sahip çıkın. Onun da sorunları vardır, onunla da ilgilenin. Yukarıda
@yenGEnC yazmış, insan sorun yaşadığında annesini dağ gibi yanında görmek ister. Ona yaslanacağı dağ olun. Size güvensin, gerisi zaten gelir. Allah yardımcınız olsun, bütün gençlerimizi bu pislikten kurtarsın.