Yakışır..

her yerde ahmet necden sezer gibisi yok derken onun da ingilizce bilmemesi ve 7 yıl cumhurbaşkanlığı yapmasını nasıl gözardı ediyorsun . heryerde yazıyorsun onun gibisi yok diye . yabancı dil bilmiyor 7 yıl cumhurbaşkanı oldu.....:37:

Hayır sevmeyecektim çünkü yabancı dile gelene kadar başbakan olarak yaptığı kötü politikadan dolayı sevmeme imkan yok zaten o görüş açılarından dolayı ben o makama yakıştırmıyorum kendisini o ayrı mesele. Ama burada bu başlıkta diğer Cumhurbaşkanlarının eğitim ve kültürüyle ilgili bir konu açılmış ve bunun üzerine konuşuyoruz. Benim hiçbir açıdan adayım Erdoğan değil bunu başka konuda uzunca yazdım nedenlerini yani.

Peki sizce bu ülkede yabancı dil bilmeyen insanlar işe bile alınmazken en ufak işte bile en az bir tane yabancı dil sorarlarken bu ülkeyi yönetecek, ülkelerle temasa geçecek bizi temsil eden birinin İngilizce bile bilmemesi, kültürünü geliştirecek en ufak bir girişimde de bulunmaması Cumhurbaşkanlığı adaylığında göz ardı edilecek bir husus mudur. Bence en önemli konulardan biridir çünkü Cumhurbaşkanlığı sıfatı başbakanlığa göre daha genel bir durum ve ülkemizi temsil edecek bir insan seçeceğiz.
Yabanci dil bilmeyen bi basbakanla yabanci dil bilip ise yinede alinmayan bi vatantasi kiyaslarsak evet bi nevi haksizlik... Ama sizinde dediginiz gibi yabanci dil biliyor olsa bile sevmezdiniz yaptigi "kötü politikadan dolayi"... Demekki bu yabanci dil sadece bi bahane...

Bana göre hersey yabanci dil degil. Basbakanin cok hakki var sizler bunu görmüyor olabilirsiniz ... Veya görmek istemiyor olabilirsiniz..

Üstekki altini yaptigim arkadas yabanci dil konusuna deginmis.. Bunun icin ne söyliceksiniz?[emoji4]
 
Polemik yahut birinin tarafını tutma değil benim amacım. Hatta buradaki ankete bile oy vermedim. Başbakanı destekliyor, yahut desteklemiyor da değilim. Ama hanımefendinin yazdıklarını iki kez alıntılamama rağmen bu konuya cevap vermiyor. Hala yabancı dil de yabancı dil deyip duruyor. Sanırım beni görmezden geliyor, yahut verecek cevabı yok.

verecek cevabı yok . yazıları aynı hiçbir şey değişmiyor . aynı kelimeleri değiştirip uzun uzun yazıyor .
 
Polemik yahut birinin tarafını tutma değil benim amacım. Hatta buradaki ankete bile oy vermedim. Başbakanı destekliyor, yahut desteklemiyor da değilim. Ama hanımefendinin yazdıklarını iki kez alıntılamama rağmen bu konuya cevap vermiyor. Hala yabancı dil de yabancı dil deyip duruyor. Sanırım beni görmezden geliyor, yahut verecek cevabı yok.

Ahmet Necdet Sezer Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve yine aynı Üniversite de yüksek lisans yatı ayrıca hakimlik yaptı. Erdoğan'ın Akdeniz'e White Sea diyebildiği kadar bile İngilizce bilmemesine rağmen Ahmet Necdet Sezer'in böyle bir Üniversiteden mezun olup hiçbir şekilde İngilizce konuşamaması ya da anlamaması düşünülemez. İleri derece İngilizce bilmiyor olabilir ama diğer ülkelerde bizi son derece iyi temsil edebilmiştir. Bu gibi gaflara da imza atmamıştır. Her yönden donanımlı şöyle yakışan böyle mükemmel bir insan dendiği zaman ben de bunu ortaya koyarım mükemmel değil demek ki diye.
 
Merkelde Rusçadan başka bir dil bilmiyor ? Ülkeme gelince almanca konusuyor normal , ama biz ! Bizde olamaz öyle bir şey CB nimiz her dili bilmeli ! Almanyada almanca, çinde Çince konusmali :)) dil bilmek illa ki coknl güzel ve çok da iyi olur ama önemli bir görevi sirf dili var diye ki bir çok yönünü bilmediğimiz bir adaya vermek ne kadar mantikli yahu !!
 
verecek cevabı yok . yazıları aynı hiçbir şey değişmiyor . aynı kelimeleri değiştirip uzun uzun yazıyor .

Ya yaa değiştirip mi hafızanızı yoklayın o zaman Başbakanın Akdeniz'e White Sea dediği ve cümle aleme rezil olduğu zamanı. Biliyorsa konuşsun ama bilmiyorsa bari sussun da rezil olmasın onlarca şey yazdık sadece yabancı dil bilmemesini görüp ama o da bilmiyordu sözleriyle karşılık verince Erdoğan'ı aklamış mı oluyorsunuz demek ki dediğiniz kadar mükemmel harika donanımlı bir insan değilmiş değil mi. Acaba Cumhurbaşkanı olunca İngilizce biliyoruz havalarında daha ne gaflara imza atacak bekleyip göreceğiz. Tatlıses'in birkaç kelime İngilizce bilip hep onları demesine benzetiyorum ben. :9:

Bedelli askerlik tezatları, İmralı görüşmelerindeki tezat sözleri hepsini yazdık ama görmezden gelirsiniz tabii. :27:
 
Ahmet Necdet Sezer Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve yine aynı Üniversite de yüksek lisans yatı ayrıca hakimlik yaptı. Erdoğan'ın Akdeniz'e White Sea diyebildiği kadar bile İngilizce bilmemesine rağmen Ahmet Necdet Sezer'in böyle bir Üniversiteden mezun olup hiçbir şekilde İngilizce konuşamaması ya da anlamaması düşünülemez. İleri derece İngilizce bilmiyor olabilir ama diğer ülkelerde bizi son derece iyi temsil edebilmiştir. Bu gibi gaflara da imza atmamıştır. Her yönden donanımlı şöyle yakışan böyle mükemmel bir insan dendiği zaman ben de bunu ortaya koyarım mükemmel değil demek ki diye.



Yorumumu bir daha okuyun bakalım Erdoğan'ı övmüş müyüm ben? Yada mükemmel İngilizce konuşuyor falan mı demişim ki bana bunları öne sürüyorsunuz? Google'a bile İngilizce bilmeyen Cumhurbaşkanları yazsanız Ahmet Necdet Sezer çıkar. Bunu çürütmeye çalışmayın bence. Bilmiyor işte bu kadar basit. Ankara Hukuk bitirip hiçbir şekilde İngilizce konuşamaması ya da anlamaması da düşünülemez değil, bir sürü arkadaşım var böyle. :)
 
Ipek ben kesin olarak ortaya konan seylere bakiyorum.
Marketler zinciri var diye iddia ediliyor, bakiyorsun, neymis " gizli ortak " mis. Belge yokmus o yüzden.
Yahu gizli ise sen nereden biliyorsun.
Bilal Erdogan in Harward a okurken stajyer olarak calisirken mortgage sistemi ile washington dan 250 bin dolarlik ev aldigini biliyor musun?
Yani azim varsa hersey olur.
Ayrica Türkiyye ye gelince evlendigi kizin aileside yaptigi girisimlerin ilgilerini cektigini söylediler kac kez.
Aile zengin, adam zaten daha okurken azimli davranan biri, elbet yatirim yapacak.
Hea bu arada ufacik bile hak yediyse Allah Kerim dir, kimsenin yaptigi yanina kalmaz.
Yani hep birseyler söyleniyor ama ispati yok, ya gizli ortak ya gizli hesap.
Yahu gizliyse sen nereden biliyorsun.
Eger bir atom tanesi kadar hak yemisse zaten kendine zulmetmis olur kimseye birsey yapamaz, yaptigida gizli kalmaz.
Ama dönüp dolasip yolsuzlugu ispat edilenleri hatta ceza alanlari aklayip paklayip, konu Erdogan olunca, gizli oldugunu iddia ettikleri mal varliklari bana tuaf geliyor.
 
Son düzenleme:
Ahmet Necdet Sezer Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve yine aynı Üniversite de yüksek lisans yatı ayrıca hakimlik yaptı. Erdoğan'ın Akdeniz'e White Sea diyebildiği kadar bile İngilizce bilmemesine rağmen Ahmet Necdet Sezer'in böyle bir Üniversiteden mezun olup hiçbir şekilde İngilizce konuşamaması ya da anlamaması düşünülemez. İleri derece İngilizce bilmiyor olabilir ama diğer ülkelerde bizi son derece iyi temsil edebilmiştir. Bu gibi gaflara da imza atmamıştır. Her yönden donanımlı şöyle yakışan böyle mükemmel bir insan dendiği zaman ben de bunu ortaya koyarım mükemmel değil demek ki diye.

Ayrıca nasıl bir mükemmellikse adam 2001 ekonomik krizinin resmen müsebbibi... Daha ne yapması gerekiyor acaba toz kondurmanız için?
 
Son düzenleme:
Merkelde Rusçadan başka bir dil bilmiyor ? Ülkeme gelince almanca konusuyor normal , ama biz ! Bizde olamaz öyle bir şey CB nimiz her dili bilmeli ! Almanyada almanca, çinde Çince konusmali :)) dil bilmek illa ki coknl güzel ve çok da iyi olur ama önemli bir görevi sirf dili var diye ki bir çok yönünü bilmediğimiz bir adaya vermek ne kadar mantikli yahu !!

O ülkelerde dil zaten çok önem verilen bir şey insanlar işe alınırken de kendi dilleri dışında dil aranmıyor istenmiyor biz yurtdışına gittiğimizde adamlar Türkçeyi asla anlamıyor zorla kendi dillerini konuşturmaya çalışıyorlar konuşamıyorsun. Bizim ülkemizde durumlar nasıl peki? isterse en iyi okuldan mezun olmuş olsun, ister herhangi bir sekreterlik yapacak olsun ister mühendis olsun ilk sordukları şey yabancı dilin var mı? bu şekilde açıkta kalan çok insan var hem de girecekleri yerlerin yabancı dil ile alakası yokken hal böyleyken Cumhurbaşkanı adayı dil bilmiyorsa eleman alımlarında da dil zorunluluğunu kaldırsınlar.
 
Yabancı dil bilmek elbette güzel,helede belli bir makamda iseniz çok daha anlamlı olur,Ahmet Necdet Sezer dil bilmiyor olabilirama,ülkemizi her anlamda çok güzel idare etmiştir..
Tek sıkıntı rahmetli Ecevit ile olan kitapçık fırlatma olayı idi..
 
Ayrıca nasıl bir mükemmellikse adam 2001 ekonomik krizinin resmen müsebbibi... Daha ne yapması gerekiyor acaba toz kondurmanız için?

7 yılda 14 kez yurt dışına çıkmış . yani senede 2 kere. konuşmamış ama iyi anlamış . yok böle cumhurbaşkanı bea
Çin'de 2.9 milyar dolarlık iş kapısı açan Cumhurbaşkanı Gül, bugüne kadar 45 ülkeye binlerce işadamı götürüp 10 milyarlarca dolarlık anlaşma yaptırarak inanılması güç bir rekora imza attı

Görevinin 2'nci yılı dolmadan 45 kez yurtdışına seyahat edip rekor kıran Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yatırım fırsatları yaratarak birlikte seyahat ettiği işadamlarına da kazandırıyor. Seyahatlerine mümkün olduğunca çok işadamıyla çıkmayı tercih eden Gül'ün bugüne kadar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'ndan (DEİK) destek alarak yanında götürdüğü işadamı sayısının 2 bini bulduğu belirtiliyor. Gül'e en son çıktığı Çin gezisinde ise 107 işadamı eşlik ediyor. 29 Haziran'a kadar sürecek Çin gezisinde Gül'e eşlik eden Türk heyeti gezinin ilk gününde bankacılık ve ticari alanda birçok işbirliğine imza attı.
TEK BİR PROJE İÇİN BİLE GİDERİM. ABDULLAH GÜL.
 
Erdoğan hirsizmis yada AKP hirsizmis !! Peki bu kadar plan proje nasil yapiliyor o halde ? Bir suru şeyler yapiliyor her bölgeyi kalkindirma projeleri var ve hepsi basladi bu projelerin her yerde hizli tren havaalanı bilmem ne calismalari var !! Nerden hangi parayla yapiliyor o zaman bunlar ?? Ülkeyi zamanında soyanlari gördük ülkeye çivi bile cakmadilar ! Hirsiz kendi cebini düşünür napsin hizli trenleri napsin havaalanlarini ...
 
Madem sadece cumhurbaşkanını değil bir anlamda parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında da fiilen tercih yapacağız. O halde neden AK Parti'nin adayı Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP'nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş bir televizyon kanalında karşı karşıya gelip halkın karşısına çıkmaz?

Madem Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanı’nı seçimle belirleyecek…
Madem sadece cumhurbaşkanını değil bir anlamda parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında da fiilen tercih yapacağız…
Madem adaylar resmen ortaya çıktı…
O halde neden AK Parti’nin adayı Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP’nin adayı Selahattin
Demirtaş bir televizyon kanalında karşı karşıya gelip halkın karşısına çıkmaz?

Madem Amerika’nın başkanlık sistemine ya da Fransa’nın yarı başkanlık sistemine özeniyoruz…
Ya da İngiltere gibi parlamenter sistemde ısrar ediyoruz…
Ve ilk defa halk seçeceği için Cumhurbaşkanlığı seçimlerini adeta ‘istiklal mücadelesine’ çeviriyoruz o zaman tıpkı
Amerika, Fransa ya da İngiltere’deki gibi adaylar çıksın ekrana, nasıl bir Cumhurbaşkanlığı ve nasıl bir Türkiye istediklerini karşılıklı anlatsınlar…
Öyle tek taraflı monologla promter’dan okuma şeklinde değil…
Gayet medeni takır takır tartışarak…
Fikirleri çarpıştırarak…
Çok mu zor?
‘Burası Amerika ya da İngiltere değil Türkiye olmaz’ mı diyorsunuz?
Neden olmasın…

Türkiye 12 Eylül Askeri darbesinin gölgesinde yapılan seçimlerde bile TRT ekranlarında her partinin adayını yakından tanıma imkânı buldu.
Hatırlayın o günleri…
Turgut Özal’dan Süleyman Demirel’e, Erdal İnönü’den Alparslan Türkeş ve Necmeddin Erbakan’a bir biriyle taban tabana zıt siyasi fikirler ve liderler ekranın karşısına birlikte çıkma medeni cesaretini gösterdi…
Az oy alan parti çok oy alan parti ayrımı yapılmadı…
Herkese eşit söz hakkı verildi…
Kimi zaman tansiyon yükselse de monologdan diyaloga geçildi…
Şimdi neden olmasın?

Karşılıklı konuşma ve diyalog kültüründen, demokrasi ve tartışmadan bu kadar mı korkuyoruz?
Medeni cesaretimiz bu kadar mı yetersiz?
Ayrıca şurada seçime 1 ay kaldı ve adaylar henüz açıklandı.
Bu kadar kısa sürede kim neyi nasıl anlatacak?
Tüm bu can alıcı sorulardan hareketle sevgili İbrahim Betil ve Gündüz Vassaf change.org’da bir imza kampanyası başlattılar.
Çağrı hem Ulusal ve Yerel TV kanallarına hem de Cumhurbaşkanlığı adaylarına…
Söyledikleri şu: ‘Cumhurbaşkanı adayları en az iki defa farklı konuları TV’lerde karşılıklı konuşsunlar. TV kanallarını
Cumhurbaşkanı adaylarıyla birlikte program yapmaya çağırıyoruz.’
Madem ilk kez cumhurbaşkanını halk seçecek o zaman çıksın adaylar halkın karşısına ve birlikte tartışsınlar…
Karşılıklı Kürt Sorunu’ndan nükleer enerji’ye, işsizlikten ekonomik büyümeye, Irak’tan Suriye’ye, yargıdan eğitime nasıl bir Türkiye hayal ediyorlar görelim…
Karşılarında sivil toplum temsilcileri de olabilir, adil bir biçimde moderatörlük yapacak bir gazeteci de…
Adaylar bu teklifi kabul eder mi bilmem?

Ama bizler bu demokratik çağrıya şu linkten imza atabiliriz

http://www.change.org/tr/kampanyala...la-birlikte-program-yapmaya-çağırıyoruz#share
Gelin Cumhurbaşkanı adaylarını ve televizyon kanallarını canlı yayında hep birlikte program yapmaya davet edelim.
Halkın gücünü sandıktan önce imza kampanyası ile bizler gösterelim…
EYÜP CAN
 
Son düzenleme:
Tek SIKINTI mi?:))

Yahu sayelerinde ülke bir gece de %200 fakirlesti.
Millet acliktan kirildi.
Bir ayda binlerce isyeri kapandi.
Ülkenin yasadigi en agir krizlerdendi.
Yani öyle miniminnacik, kücücük, tatlicik birsey degil.
Adamlar ülkenin dibine bomba koymus kadar oldular yani...
Eger onlardan sonra gelen Erdogan olmasaydi ülke bitmisti!
 
Ayrıca nasıl bir mükemmellikse adam 2001 ekonomik krizinin resmen müsebbibi... Daha ne yapması gerekiyor acaba toz kondurmanız için?

Hadi yaa öyle mi zaten Ecevit ve Sezer'e suçladınız hem o konuda ama eğer o dönemde Başbakan olsaydı o da buna engel olamazdı buna emin olabilirsiniz. O zamanlar kredi kartı yoktu, insanlar ceplerindeki para kadar harcama yaparlardı. Şimdi kredi kartları bilmem kaç vadeli taksitlerle tüketim toplumu yaratıldı insanlar karşıdan bakınca herşeye sahip ama borçlu insanlar haline geldi. Ahmet Necdet Sezer Başbakan gibi kasasını doldurup eşini çocuklarını ihya etmemiş, görevini kötüye kullanmamıştır. Kendisine görevi zamanında hediye gelen her şeyi makamında bırakmıştır. Hiçbir zaman abartı bir yaşam sürmemiştir istese gayette sürebilirdi kriz filan bunlara engel değildi. 2007 ye jkadar görevini layıkıyla sürdürdü ve parasıan para katmadı şaibelerle adı anılmadı, mal varlığının konuşulmasını gerektirecek hiçbir davranışı olmadı.



3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Anayasa'yı değiştirerek o dönem siyasi yasaklı olan Recep Tayyip Erdoğan'a milletvekili olma yolunu açma tartışmalarında Sezer "Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak kişiye özgü düzenlemelerden kaçınarak, hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaseti hukuk kurallarına uygun yapmaya özen gösterilmesi gerektiği" uyarısı yaptı. Ancak Erdoğan'ın milletvekili olabilmesini sağlayacak Anayasa değişikliği 13 Aralık 2002'de parlamentodan geçti. Sezer ise 18 Aralık'ta veto etti. Ancak Sezer, ikinci kez önüne gelen Anayasa değişikliğini onayladı ve referanduma gitme hakkını da kullanmadı. İşte bu vetodan dolayı her zaman Erdoğan kendisine kin beslemiştir.
 
Son düzenleme:
Madem sadece cumhurbaşkanını değil bir anlamda parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında da fiilen tercih yapacağız. O halde neden AK Parti'nin adayı Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP'nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş bir televizyon kanalında karşı karşıya gelip halkın karşısına çıkmaz?

Madem Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanı’nı seçimle belirleyecek…
Madem sadece cumhurbaşkanını değil bir anlamda parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında da fiilen tercih yapacağız…
Madem adaylar resmen ortaya çıktı…
O halde neden AK Parti’nin adayı Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP’nin adayı Selahattin
Demirtaş bir televizyon kanalında karşı karşıya gelip halkın karşısına çıkmaz?

Madem Amerika’nın başkanlık sistemine ya da Fransa’nın yarı başkanlık sistemine özeniyoruz…
Ya da İngiltere gibi parlamenter sistemde ısrar ediyoruz…
Ve ilk defa halk seçeceği için Cumhurbaşkanlığı seçimlerini adeta ‘istiklal mücadelesine’ çeviriyoruz o zaman tıpkı
Amerika, Fransa ya da İngiltere’deki gibi adaylar çıksın ekrana, nasıl bir Cumhurbaşkanlığı ve nasıl bir Türkiye istediklerini karşılıklı anlatsınlar…
Öyle tek taraflı monologla promter’dan okuma şeklinde değil…
Gayet medeni takır takır tartışarak…
Fikirleri çarpıştırarak…
Çok mu zor?
‘Burası Amerika ya da İngiltere değil Türkiye olmaz’ mı diyorsunuz?
Neden olmasın…

Türkiye 12 Eylül Askeri darbesinin gölgesinde yapılan seçimlerde bile TRT ekranlarında her partinin adayını yakından tanıma imkânı buldu.
Hatırlayın o günleri…
Turgut Özal’dan Süleyman Demirel’e, Erdal İnönü’den Alparslan Türkeş ve Necmeddin Erbakan’a bir biriyle taban tabana zıt siyasi fikirler ve liderler ekranın karşısına birlikte çıkma medeni cesaretini gösterdi…
Az oy alan parti çok oy alan parti ayrımı yapılmadı…
Herkese eşit söz hakkı verildi…
Kimi zaman tansiyon yükselse de monologdan diyaloga geçildi…
Şimdi neden olmasın?

Karşılıklı konuşma ve diyalog kültüründen, demokrasi ve tartışmadan bu kadar mı korkuyoruz?
Medeni cesaretimiz bu kadar mı yetersiz?
Ayrıca şurada seçime 1 ay kaldı ve adaylar henüz açıklandı.
Bu kadar kısa sürede kim neyi nasıl anlatacak?
Tüm bu can alıcı sorulardan hareketle sevgili İbrahim Betil ve Gündüz Vassaf change.org’da bir imza kampanyası başlattılar.
Çağrı hem Ulusal ve Yerel TV kanallarına hem de Cumhurbaşkanlığı adaylarına…
Söyledikleri şu: ‘Cumhurbaşkanı adayları en az iki defa farklı konuları TV’lerde karşılıklı konuşsunlar. TV kanallarını
Cumhurbaşkanı adaylarıyla birlikte program yapmaya çağırıyoruz.’
Madem ilk kez cumhurbaşkanını halk seçecek o zaman çıksın adaylar halkın karşısına ve birlikte tartışsınlar…
Karşılıklı Kürt Sorunu’ndan nükleer enerji’ye, işsizlikten ekonomik büyümeye, Irak’tan Suriye’ye, yargıdan eğitime nasıl bir Türkiye hayal ediyorlar görelim…
Karşılarında sivil toplum temsilcileri de olabilir, adil bir biçimde moderatörlük yapacak bir gazeteci de…
Adaylar bu teklifi kabul eder mi bilmem?

Ama bizler bu demokratik çağrıya şu linkten imza atabiliriz

http://www.change.org/tr/kampanyala...la-birlikte-program-yapmaya-çağırıyoruz#share
Gelin Cumhurbaşkanı adaylarını ve televizyon kanallarını canlı yayında hep birlikte program yapmaya davet edelim.
Halkın gücünü sandıktan önce imza kampanyası ile bizler gösterelim…
EYÜP CAN


Keşke olsa,çıkar tüm kozlarını paylaşırlar...
 
Yokluk yıllarından Başbakan koltuğuna

Başbakan Erdoğan’ın hayat hikâyesi Beyaz TV’de yayınlandı. Belgeselde Başbakan Erdoğan hayatına dair çok özel anıları anlattı. Yatılı okuduğunu ve babasından haftalık 2.5 lira harçlık aldığını anlatan Erdoğan, “Simit ve su satarak para kazandım. Bu parayla ilk kaynak kitaplarını aldım” diye konuştu.
bakın fakir bir çocukluk geçirmiş

Emine erdoğanıda zorla kapatmışlar intihar etmeyi bile düşünmüş..ama edememiş..:31:





Emine Erdoğan (Gülbaran), 21 Şubat 1955 tarihinde İstanbul'un Fatih ilçesinde beş çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak doğmuştur. Aslen Siirtli ve Arap kökenlidir. Siirt'ten İstanbul'a gelen annesi Hayriye Gülbaran, babası Cemal Gülbaran’dır. Abilerinin adları; Hüseyin, Ali, Eyüp’dir. Çocukluğu Fatih ve Üsküdar'da geçti. Aile'nin dört erkek çocuğundan sonra tek kızıdır Emine. 1966'da Zeynep Kamil İlkokulu'ndan mezun olduktan sonra Mithatpaşa Kız Lisesi'nin ortaokul kısmına gitti.
Okumakta olduğu Mithat Paşa Akşam Sanat Okulu'ndan ders notları iyi olmasına rağmen kendi isteğiyle ayrıldı.

15 yaşına geldiğinde, büyük ağabeyi Hüseyin, “Okumayıp, evde oturacaksan artık kapanma zamanın geldi” diye uyardı. Bu uyarı çok gücüne gitmişti Emine'nin, günlerce ağladı, hatta 'intihar etmeyi bile' düşündü. Ama 1970'ten sonra annesi Hayriye Hanım'ın bağlamayı öğrettiği türbanı bir daha çıkarmadı.
 
Erdoğan hirsizmis yada AKP hirsizmis !! Peki bu kadar plan proje nasil yapiliyor o halde ? Bir suru şeyler yapiliyor her bölgeyi kalkindirma projeleri var ve hepsi basladi bu projelerin her yerde hizli tren havaalanı bilmem ne calismalari var !! Nerden hangi parayla yapiliyor o zaman bunlar ?? Ülkeyi zamanında soyanlari gördük ülkeye çivi bile cakmadilar ! Hirsiz kendi cebini düşünür napsin hizli trenleri napsin havaalanlarini ...

canım bunların gözüne soksan anlamazlar...adamın yaptıklarını dünya konuşuyo...herkes aptal bi bunlar akıllı ya
 
Back