- 3 Aralık 2006
- 3.073
- 132
- 63
Vitaminler; iç biyokatalizör olan hormonlar ve enzimlerden farklı dış biyokatalizörlerdir ve biyolojik işlemlerin gerçekleşmesini sağlayan enzimlerin bir parçasıdır. Vitamin ve enzimler; yiyeceklerimizi enerjiye dönüştürürler, metabolik işlemi harekete geçirirler ve biyolojik fonksiyonları hızlandırırlar. Bu nedenle vitaminler ve enzimler olmazsa insanın yaşayabilmesi imkansızdır.
Vitaminler olmadan vücuttaki birçok faaliyet başlatılamaz ve sürdürülemez. Sağlıklı yaşam için; protein, yağ ve karbonhidrat saf olarak ve yeterli miktarda vücuda girseler bile, sağlıklı durumun sürdürülebilmesini sağlayamazlar. Bunlardaki mevcut enerji açığa çıkamaz. Bu besin maddeleriyle birlikte vitamin ve mineral maddelerinin de alınması gerekir.
Vitaminler ve enzimler olmazsa insanın yaşayabilmesi imkansızdır. Vitamin eksikliğinde, sağlık sorunları yavaş yavaş ortaya çıkar, zaman içinde yorgunluk veya tedirginlik gibi belirtiler görülür. Bir sonraki aşama fiziksel rahatsızlıktır. Tedbir alınmazsa ölümle sonuçlanabilecek ciddi hastalıklara yolaçabilir.
Vitaminler, vücut tarafından üretilemezler, makro gıdalar gibi mutlaka dışarıdan alınmalıdır. Her vitaminin değişik görevleri vardır. Doğal ve sentetik vitaminler arasında fark, henüz tespit edilememiştir. Dengeli bir beslenme ile normal olarak vücudumuzun vitamin ve mineral ihtiyacını doğal besinlerden yeterli derecede karşılayabiliriz. Ancak bireysel ayrıcalıkları bulunanlar, vitamine fazladan ihtiyaç duyabilirler. Bunlar:
Bebekler, adet gören-emziren-hamile kadınlar, yaşlı kişiler.
Alkolikler, sigara içenler, uzun süreli ilaç tedavisi görenler.
Vejetaryen olan, rejim yapan, özel diyet uygulayanlardır.
Yağda Çözünen Vitaminler
A, D, E, K, F vitaminleri. Bunlar; yediğimiz yağların veya karaciğerin ürettiği safranın yardımıyla emilirler. Sindirim sisteminden yağlarla birlikte ayrılırlar. Vücutta yağlara sarılı olarak dolaşırlar, yağlı dokularda depolanırlar.
Vücutta depolandıkları için, bunları her gün düzenli olarak almak zorunlu değildir. Hatta günlük dozun çok üzerinde de alınmamalı. Vücutta birikme yapacakları için zehirlenmeye yolaçabilirler. Bu vitaminler; ısı, hava ve ışıktan pek etkilenmezler.
A Vitamini
Meyve ve sebzelerde, aynı zamanda beta karoten olarak bilinen bir maddedir. Beta karoten tüketildiğinde, vücut bunu A vitaminine çevirir. Büyümeyi etkileyen ve enfeksiyonlara karşı vücut direncini artıran bir vitamindir. Görme gücünü artırır ve gece görmeyi kolaylaştırır. Saçların, cildin, dişlerin, kemiklerin sağlıklı kalmasını sağlar. Ceninin rahim içinde uygun gelişimi için gereklidir. Bazı kanser türlerinde koruyucu etkisi olabilir.
Hafif derecede eksikliğinde; solunum yolu enfeksiyonları ve cilt problemlerine olan hassasiyetin artmasına neden olur. Fazla derecede eksikliğinde, gözde bozukluklara ve sonunda körlüğe yolaçar.
Uzun süre; normal dozun çok üstünde alınırsa, vücutta zehirlenmelere neden olabilir.
Karaciğer, tereyağı, süt, peynir, yumurta sarısı, balık, kuru kayısı, havuç, ıspanak, marul, tere, roka, brokoli, şeftali ve portakal bulunur. A vitamini, D vitamini ile pek çok yiyecekte bir arada bulunur. A vitamini karaciğerde depolanır.
D Vitamini (Kalsiferol)
Çocukların erişkinlerden daha fazla miktarda ihtiyaç duydukları tek vitamindir. Kalsiyum ve fosforun emilimini artırır ve bunların kemikler tarafından alınmasını kolaylaştırır. Tüm kemikler ve dişler için şarttır. Normal pişirme işlemlerine karşı dayanıklıdır.
Eksikliğinde, çocuklarda; ilk dişin çıkışı gecikebilir, vücudun duruşu etkilenebilir. Eksiklik; uzun kemiklerin uçlarında büyümeler oluşturur ve bacaklarda eğilmeler olur. Erişkinlerde kemik yumuşamasına yolaçar. Kemik incelmesi ve güçsüzleşmesi görülebilir, kendiliğinden kırıklar oluşabilir.
Somon balığı, karides, yumurta sarısı, tereyağı, karaciğer, peynir ve süttte (tam yağlı) bulunur. D vitaminini; güneş ışığına maruz kalındığında deri üretir. Bu şekilde oluşan D vitamini, genelde ihtiyacı karşılamada yeterlidir. Bu nedenle ayrıca alınmasına gerek kalmaz.
E Vitamini (Tokoferol)
E vitamini; Alfa, Beta, Delta, Gamma tokoferol diye 4 madde içerir. Bunların doğal ve sentetik olanları vardır. Besinlerin geçtiği ticari işlemler, besinlerin E vitamini içeriğini azaltır. Bitkisel yağların çözücülerle çıkarılması da E vitaminini yokeder.
Antioksidant olarak E vitamini, kalp damarları ile ilgili ve nörolojik bozukluklara karşı korur. Yaraların tedavisinde ve iz bırakmasının önlenmesinde değerlidir. Kalp kaslarının işlek kalmasına yardım eder. Erkeklik gücünü artırır ve kısırlığa karşı korur. Vücudu, hava kirliliğinin bazı etkilerinden korur. Katarakt ve dolaşım bozukluklarını önlemeye yardım eder.
Eksikliğinde, kısa vadede belirli bir hastalığa neden olmaz. Ama kronik E vitamini eksikliğinin kanser ve kalp hastalığına katkıda bulunan bir faktör olduğu sanılmaktadır. Zeytinyağı, ayçiçeğiyağı, badem, tereyağı, kırmızı et, ıspanak, brokoli ve muzda bulunur.
F Vitamini
Rahim boyunda oluşan kanseri önlemeye yardımcı olur. Eksikliği, deride rahatsızlıklara neden olabilir. Badem, ceviz, tere, lahana ve kuzu ciğerinde bulunur.
K Vitamini
Kanın pıhtılaşmasına, kemiklerin mineralleşmesine yardım eder. Kanamayı önler. Kırıkların kaynamasına yardım eder. Akciğer, yumurtalık, göğüs kanserlerinin oluşma şansını azaltabilir.
K vitamini eksikliği nadiren görülür. Kanamalara neden olabilir. Eksikliği, yeni doğan bebeklerde görülür ve ilk birkaç gün kan pıhtılaşması sorunu olabilir. Lahana, karnabahar, mısır, patates, meyveler, yumurta sarısı, ciğer ve koyu yapraklı yeşilliklerde bulunur.
Suda Çözünen Vitaminler
B grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözünen vitaminlerdir. Bunlar yağda çözünen vitaminlerin aksine, vücutta birikmeden görevlerini tamamlayıp vücudu terkederler. Hücrelerde gereksinim duyulmayan miktarlar, böbrekten idrar yoluyla dışarı atılır.
Bunların diğer bir özellikleri de; çok çabuk değer kaybetmeleridir. Hazırlama, pişirme, saklama ve ısıtma sırasında besinlerdeki vitaminlerin büyük kısımları yokolabilir. Besinlerin kaynatma, kızartma sırasında kısmen parçalanırlar. Bu nedenle besinler dikkatli hazırlanmalı ve hemen tüketilmelidir.
B1 vitamini (Tiamin)
Bu vitamin önemlidir. Zira kan şekerini enerjiye dönüştürür. Kalp sağlığının korunmasında anahtardır. Şeker hastalığının kontrol edilmesine yardım eder. Hazımsızlığın tedavisinde de önemlidir. İnsanı zihinsel olarak uyanık, nörolojik açıdan sağlıklı kılmaktadır. Genel amaç için B vitaminlerinin birlikte alındığı bilinmektedir.B1 vitamininin tek olarak alınmasında sakınca yoktur.
Şiddetli eksikliğinde; beriberi (kas güçsüzlüğü, bulantı, iştahsızlık ile kalp ve akciğer hasarına yol açan sıvı birikmesi) hastalığına neden olur. Hafif eksikliğinde, depresyon, konsantrasyon yokluğu, hafıza kaybı gibi bozukluklara yolaçabilir.
Bel ağrısı ve siyatik, B1 vitamini ile başarılı şekilde tedavi edilmektedir. 230'dan fazla hastalığın tedavisinde etkili olduğu kabul edilmektedir.
Soya fasulyesi, pirinç, kepekli ekmek, bezelye, yer fıstığı (kavrulmuş), patates, tavuk, biftek, karaciğer, süt, buğday tohumu, kuru üzüm, karnabahar ve nohutta bulunur.
B2 Vitamini (Riboflavin)
Besin maddelerinin enerjiye dönüştürülmesinde gereklidir. Kansızlık ve bazı kanser türlerine karşı koruduğu bilinir. Emilimi sınırlı olduğundan fazla alımı pek sakıncalı değildir.
Eksikliğinde, dudaklarda yanma, ağrı ve dil hastalıkları gibi ağızla ilgili şikayetler görülür. Burnun her iki alt tarafında sıklıkla yağlı tipte bir dermatit bulunur. Gözlerin etkilenmesi, yanma, kaşıntı ve görme yorgunluğu.
Et, karaciğer, tavuk, yağsız süt, yoğurt, yumurta sarısı, brokoli, ıspanak ve yeşil yapraklı sebzelerde, filizlerde ve tahıllarda bulunur.
B3 Vitamini (Niyasin)
En dayanıklı B vitaminlerinden birisidir. Işık, hava ve alkalilerden etkilenmez. Tek kayda değer kaybı, pişirme suyuna geçtiğinde meydana gelir. Vücutta iki ko-enzim oluşturur. Bu enzimler yiyeceklerden enerji açığa çıkarılmasıyla ilgilidir.
B3 vitamini ayrıca; kolesterolü düşürür, kalp damar hastalıklarına ve yüksek tansiyona karşı korur. Vücudu hava kirliliğinin etkilerinden arındırır, alkol ve sigara kullananların vücutlarını temizler. Kandaki yağ oranını düşürmede etkilidir.
Hafif eksikliğinde, yorgunluk, depresyon ve hafıza kaybı görülür. Şiddetli eksikliğinde ise pelagra hastalığına neden olur. Pelegra, B3'le tedavi edilmezse sonunda ölüme neden olabilir. Tavuk, biftek, yumurta, peynir, balık, fasulye, bezelye, patates, yapraklı yeşillikler, filizler ve tahıllarda bulunur.
B5 Vitamini (Pantotenik asit)
Isı, asit (örneğin sirke), alkaliler (örneğin bikarbonat) tarafından yokedilir. Pişirme suyuna geçmesi yoluyla da kaybolur. Yiyeceklerden enerji açığa çıkarılması işleminde önemli rol oynayan ko-enzim, A molekülünün bir parçasıdır. Böbreküstü bezinin fonksiyonunda ve antikorların yapımında da çok önemlidir. B5 vitaminini tek başına almanın sakıncası yoktur.
Eksikliği, bariz bir hastalığa neden olmaz. Ancak B5 vitamininden yoksun bırakılan insanlarda baş ağrısı, baş dönmesi, kas güçsüzlüğü gibi durumlar görülmüştür. Bira mayası, fındık, buğday, yumurta ve tavukta bulunur.
B6 Vitamini (Piridoksin)
Isıya karşı oldukça dirençlidir ama suya geçebilir ve alkaliler veya ültraviyole ışınlarına maruz kalmasıyla da kaybolur. Vücutta hızla ko-enzimlerin bünyesinde yeralır. Bu ko-enzimlerde; protein ve yağ metabolizması ve enerji üretimi, merkezi sinir sistemi aktivitesi ve hemoglobin üretiminde görevlidirler. Özellikle yüksek miktarlarda protein alan bireyler, bu proteine karşılık gelecek miktarda daha fazla B6 vitaminine ihtiyaç duyacaklardır.
Eksikliğinde, depresyon, aşırı sinirlilik, anemi ve enfeksiyonlara karşı savunmasız görülür.Buğday, muz, hindi, tavuk, balık, biftek, patates, kepekli ekmek, portakal, süt, ıspanak, bezelye, ceviz ve avakadoda bulunur.
B12 Vitamini (Kobalamin)
Kobalt içerir, onun için kobalamin olarak bilinir. Öldürücü anemiyi önleme yeteneğine sahiptir. B12 vitamini, serbestçe çözünür ve bu yüzden pişirme suyunda kaybolur. Güçlü asit, alkali ve ışığa karşı duyarlıdır. Özellikle kırmızı kan hücrelerinin üretimi için çok gereklidir. Ayrıca yağ asitleri metabolizmasında da görevlidir. B12 vitamininin insanlarda toksik bir etkisi görülmemiştir.
Eksikliğinde, kırmızı kan hücrelerinin sayısında azalma olur. Halen üretilen hücreler, düzensiz boyutlardadır ve genellikle çok büyüktür. Eksikliği, öldürücü anemiye neden olabilir. Şayet folik asit alımı yeterli olursa, öldürücü aneminin gizlenebilmesi olasıdır ve bu B12 vitamin eksikliğinin gizlice ilerlemesine ve en sonunda geriye dönüşü olmayan hasarların oluşmasına neden olabilir. Kuzu ciğeri, balık, biftek, kuzu eti, yumurta, tavuk, yağsız süt, yağsız yoğurt ve yapraklı yeşilliklerde bulunur.
Vitaminler olmadan vücuttaki birçok faaliyet başlatılamaz ve sürdürülemez. Sağlıklı yaşam için; protein, yağ ve karbonhidrat saf olarak ve yeterli miktarda vücuda girseler bile, sağlıklı durumun sürdürülebilmesini sağlayamazlar. Bunlardaki mevcut enerji açığa çıkamaz. Bu besin maddeleriyle birlikte vitamin ve mineral maddelerinin de alınması gerekir.
Vitaminler ve enzimler olmazsa insanın yaşayabilmesi imkansızdır. Vitamin eksikliğinde, sağlık sorunları yavaş yavaş ortaya çıkar, zaman içinde yorgunluk veya tedirginlik gibi belirtiler görülür. Bir sonraki aşama fiziksel rahatsızlıktır. Tedbir alınmazsa ölümle sonuçlanabilecek ciddi hastalıklara yolaçabilir.
Vitaminler, vücut tarafından üretilemezler, makro gıdalar gibi mutlaka dışarıdan alınmalıdır. Her vitaminin değişik görevleri vardır. Doğal ve sentetik vitaminler arasında fark, henüz tespit edilememiştir. Dengeli bir beslenme ile normal olarak vücudumuzun vitamin ve mineral ihtiyacını doğal besinlerden yeterli derecede karşılayabiliriz. Ancak bireysel ayrıcalıkları bulunanlar, vitamine fazladan ihtiyaç duyabilirler. Bunlar:
Bebekler, adet gören-emziren-hamile kadınlar, yaşlı kişiler.
Alkolikler, sigara içenler, uzun süreli ilaç tedavisi görenler.
Vejetaryen olan, rejim yapan, özel diyet uygulayanlardır.
Yağda Çözünen Vitaminler
A, D, E, K, F vitaminleri. Bunlar; yediğimiz yağların veya karaciğerin ürettiği safranın yardımıyla emilirler. Sindirim sisteminden yağlarla birlikte ayrılırlar. Vücutta yağlara sarılı olarak dolaşırlar, yağlı dokularda depolanırlar.
Vücutta depolandıkları için, bunları her gün düzenli olarak almak zorunlu değildir. Hatta günlük dozun çok üzerinde de alınmamalı. Vücutta birikme yapacakları için zehirlenmeye yolaçabilirler. Bu vitaminler; ısı, hava ve ışıktan pek etkilenmezler.
A Vitamini
Meyve ve sebzelerde, aynı zamanda beta karoten olarak bilinen bir maddedir. Beta karoten tüketildiğinde, vücut bunu A vitaminine çevirir. Büyümeyi etkileyen ve enfeksiyonlara karşı vücut direncini artıran bir vitamindir. Görme gücünü artırır ve gece görmeyi kolaylaştırır. Saçların, cildin, dişlerin, kemiklerin sağlıklı kalmasını sağlar. Ceninin rahim içinde uygun gelişimi için gereklidir. Bazı kanser türlerinde koruyucu etkisi olabilir.
Hafif derecede eksikliğinde; solunum yolu enfeksiyonları ve cilt problemlerine olan hassasiyetin artmasına neden olur. Fazla derecede eksikliğinde, gözde bozukluklara ve sonunda körlüğe yolaçar.
Uzun süre; normal dozun çok üstünde alınırsa, vücutta zehirlenmelere neden olabilir.
Karaciğer, tereyağı, süt, peynir, yumurta sarısı, balık, kuru kayısı, havuç, ıspanak, marul, tere, roka, brokoli, şeftali ve portakal bulunur. A vitamini, D vitamini ile pek çok yiyecekte bir arada bulunur. A vitamini karaciğerde depolanır.
D Vitamini (Kalsiferol)
Çocukların erişkinlerden daha fazla miktarda ihtiyaç duydukları tek vitamindir. Kalsiyum ve fosforun emilimini artırır ve bunların kemikler tarafından alınmasını kolaylaştırır. Tüm kemikler ve dişler için şarttır. Normal pişirme işlemlerine karşı dayanıklıdır.
Eksikliğinde, çocuklarda; ilk dişin çıkışı gecikebilir, vücudun duruşu etkilenebilir. Eksiklik; uzun kemiklerin uçlarında büyümeler oluşturur ve bacaklarda eğilmeler olur. Erişkinlerde kemik yumuşamasına yolaçar. Kemik incelmesi ve güçsüzleşmesi görülebilir, kendiliğinden kırıklar oluşabilir.
Somon balığı, karides, yumurta sarısı, tereyağı, karaciğer, peynir ve süttte (tam yağlı) bulunur. D vitaminini; güneş ışığına maruz kalındığında deri üretir. Bu şekilde oluşan D vitamini, genelde ihtiyacı karşılamada yeterlidir. Bu nedenle ayrıca alınmasına gerek kalmaz.
E Vitamini (Tokoferol)
E vitamini; Alfa, Beta, Delta, Gamma tokoferol diye 4 madde içerir. Bunların doğal ve sentetik olanları vardır. Besinlerin geçtiği ticari işlemler, besinlerin E vitamini içeriğini azaltır. Bitkisel yağların çözücülerle çıkarılması da E vitaminini yokeder.
Antioksidant olarak E vitamini, kalp damarları ile ilgili ve nörolojik bozukluklara karşı korur. Yaraların tedavisinde ve iz bırakmasının önlenmesinde değerlidir. Kalp kaslarının işlek kalmasına yardım eder. Erkeklik gücünü artırır ve kısırlığa karşı korur. Vücudu, hava kirliliğinin bazı etkilerinden korur. Katarakt ve dolaşım bozukluklarını önlemeye yardım eder.
Eksikliğinde, kısa vadede belirli bir hastalığa neden olmaz. Ama kronik E vitamini eksikliğinin kanser ve kalp hastalığına katkıda bulunan bir faktör olduğu sanılmaktadır. Zeytinyağı, ayçiçeğiyağı, badem, tereyağı, kırmızı et, ıspanak, brokoli ve muzda bulunur.
F Vitamini
Rahim boyunda oluşan kanseri önlemeye yardımcı olur. Eksikliği, deride rahatsızlıklara neden olabilir. Badem, ceviz, tere, lahana ve kuzu ciğerinde bulunur.
K Vitamini
Kanın pıhtılaşmasına, kemiklerin mineralleşmesine yardım eder. Kanamayı önler. Kırıkların kaynamasına yardım eder. Akciğer, yumurtalık, göğüs kanserlerinin oluşma şansını azaltabilir.
K vitamini eksikliği nadiren görülür. Kanamalara neden olabilir. Eksikliği, yeni doğan bebeklerde görülür ve ilk birkaç gün kan pıhtılaşması sorunu olabilir. Lahana, karnabahar, mısır, patates, meyveler, yumurta sarısı, ciğer ve koyu yapraklı yeşilliklerde bulunur.
Suda Çözünen Vitaminler
B grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözünen vitaminlerdir. Bunlar yağda çözünen vitaminlerin aksine, vücutta birikmeden görevlerini tamamlayıp vücudu terkederler. Hücrelerde gereksinim duyulmayan miktarlar, böbrekten idrar yoluyla dışarı atılır.
Bunların diğer bir özellikleri de; çok çabuk değer kaybetmeleridir. Hazırlama, pişirme, saklama ve ısıtma sırasında besinlerdeki vitaminlerin büyük kısımları yokolabilir. Besinlerin kaynatma, kızartma sırasında kısmen parçalanırlar. Bu nedenle besinler dikkatli hazırlanmalı ve hemen tüketilmelidir.
B1 vitamini (Tiamin)
Bu vitamin önemlidir. Zira kan şekerini enerjiye dönüştürür. Kalp sağlığının korunmasında anahtardır. Şeker hastalığının kontrol edilmesine yardım eder. Hazımsızlığın tedavisinde de önemlidir. İnsanı zihinsel olarak uyanık, nörolojik açıdan sağlıklı kılmaktadır. Genel amaç için B vitaminlerinin birlikte alındığı bilinmektedir.B1 vitamininin tek olarak alınmasında sakınca yoktur.
Şiddetli eksikliğinde; beriberi (kas güçsüzlüğü, bulantı, iştahsızlık ile kalp ve akciğer hasarına yol açan sıvı birikmesi) hastalığına neden olur. Hafif eksikliğinde, depresyon, konsantrasyon yokluğu, hafıza kaybı gibi bozukluklara yolaçabilir.
Bel ağrısı ve siyatik, B1 vitamini ile başarılı şekilde tedavi edilmektedir. 230'dan fazla hastalığın tedavisinde etkili olduğu kabul edilmektedir.
Soya fasulyesi, pirinç, kepekli ekmek, bezelye, yer fıstığı (kavrulmuş), patates, tavuk, biftek, karaciğer, süt, buğday tohumu, kuru üzüm, karnabahar ve nohutta bulunur.
B2 Vitamini (Riboflavin)
Besin maddelerinin enerjiye dönüştürülmesinde gereklidir. Kansızlık ve bazı kanser türlerine karşı koruduğu bilinir. Emilimi sınırlı olduğundan fazla alımı pek sakıncalı değildir.
Eksikliğinde, dudaklarda yanma, ağrı ve dil hastalıkları gibi ağızla ilgili şikayetler görülür. Burnun her iki alt tarafında sıklıkla yağlı tipte bir dermatit bulunur. Gözlerin etkilenmesi, yanma, kaşıntı ve görme yorgunluğu.
Et, karaciğer, tavuk, yağsız süt, yoğurt, yumurta sarısı, brokoli, ıspanak ve yeşil yapraklı sebzelerde, filizlerde ve tahıllarda bulunur.
B3 Vitamini (Niyasin)
En dayanıklı B vitaminlerinden birisidir. Işık, hava ve alkalilerden etkilenmez. Tek kayda değer kaybı, pişirme suyuna geçtiğinde meydana gelir. Vücutta iki ko-enzim oluşturur. Bu enzimler yiyeceklerden enerji açığa çıkarılmasıyla ilgilidir.
B3 vitamini ayrıca; kolesterolü düşürür, kalp damar hastalıklarına ve yüksek tansiyona karşı korur. Vücudu hava kirliliğinin etkilerinden arındırır, alkol ve sigara kullananların vücutlarını temizler. Kandaki yağ oranını düşürmede etkilidir.
Hafif eksikliğinde, yorgunluk, depresyon ve hafıza kaybı görülür. Şiddetli eksikliğinde ise pelagra hastalığına neden olur. Pelegra, B3'le tedavi edilmezse sonunda ölüme neden olabilir. Tavuk, biftek, yumurta, peynir, balık, fasulye, bezelye, patates, yapraklı yeşillikler, filizler ve tahıllarda bulunur.
B5 Vitamini (Pantotenik asit)
Isı, asit (örneğin sirke), alkaliler (örneğin bikarbonat) tarafından yokedilir. Pişirme suyuna geçmesi yoluyla da kaybolur. Yiyeceklerden enerji açığa çıkarılması işleminde önemli rol oynayan ko-enzim, A molekülünün bir parçasıdır. Böbreküstü bezinin fonksiyonunda ve antikorların yapımında da çok önemlidir. B5 vitaminini tek başına almanın sakıncası yoktur.
Eksikliği, bariz bir hastalığa neden olmaz. Ancak B5 vitamininden yoksun bırakılan insanlarda baş ağrısı, baş dönmesi, kas güçsüzlüğü gibi durumlar görülmüştür. Bira mayası, fındık, buğday, yumurta ve tavukta bulunur.
B6 Vitamini (Piridoksin)
Isıya karşı oldukça dirençlidir ama suya geçebilir ve alkaliler veya ültraviyole ışınlarına maruz kalmasıyla da kaybolur. Vücutta hızla ko-enzimlerin bünyesinde yeralır. Bu ko-enzimlerde; protein ve yağ metabolizması ve enerji üretimi, merkezi sinir sistemi aktivitesi ve hemoglobin üretiminde görevlidirler. Özellikle yüksek miktarlarda protein alan bireyler, bu proteine karşılık gelecek miktarda daha fazla B6 vitaminine ihtiyaç duyacaklardır.
Eksikliğinde, depresyon, aşırı sinirlilik, anemi ve enfeksiyonlara karşı savunmasız görülür.Buğday, muz, hindi, tavuk, balık, biftek, patates, kepekli ekmek, portakal, süt, ıspanak, bezelye, ceviz ve avakadoda bulunur.
B12 Vitamini (Kobalamin)
Kobalt içerir, onun için kobalamin olarak bilinir. Öldürücü anemiyi önleme yeteneğine sahiptir. B12 vitamini, serbestçe çözünür ve bu yüzden pişirme suyunda kaybolur. Güçlü asit, alkali ve ışığa karşı duyarlıdır. Özellikle kırmızı kan hücrelerinin üretimi için çok gereklidir. Ayrıca yağ asitleri metabolizmasında da görevlidir. B12 vitamininin insanlarda toksik bir etkisi görülmemiştir.
Eksikliğinde, kırmızı kan hücrelerinin sayısında azalma olur. Halen üretilen hücreler, düzensiz boyutlardadır ve genellikle çok büyüktür. Eksikliği, öldürücü anemiye neden olabilir. Şayet folik asit alımı yeterli olursa, öldürücü aneminin gizlenebilmesi olasıdır ve bu B12 vitamin eksikliğinin gizlice ilerlemesine ve en sonunda geriye dönüşü olmayan hasarların oluşmasına neden olabilir. Kuzu ciğeri, balık, biftek, kuzu eti, yumurta, tavuk, yağsız süt, yağsız yoğurt ve yapraklı yeşilliklerde bulunur.